Monthly Archives :

Şubat 2023

CIA, ANKARA BÜRO ŞEFİ PAUL HENZE’NİN 2006’DA BEYAZ SARAY’A YAZDIĞI RAPOR!..

150 150 bakikarakol

6 Şubat 2023 Pazartesi Kahramanmaraş ve 20 Şubat 2023 Pazartesi Hatay odaklı depremler on binlerce canımızı aldı, on binlerce canımızı yaraladı, on binlerce binamızı yıktı, on ilimizi yerle bir etti; yediden yetmişe hepimizi üzdü, hepimizi gözü yaşlı bıraktı!

 

Devlet işlerini yapmak ve yaptırmakla görevli kadrolar hazırlıksızdı; tümü, deprem öncesi, deprem sonrası çok geç, çok yetersiz kaldı!

Tamamı çöktü!

Ve…

Ne yazık, ne acıdır ki, söylemleriyle “ayrıştırıcı”, “kırıcı” oldular!

 

Olanları, yaşananları uzun uzun anlamayacağım çünkü hepsini biliyor, olacakları öngörebiliyorsunuz.

 

Geç kalmışlığın, geç “müdahale”nin, beceriksizliğin; hala insanların çadırsız olmalarının, dışarda soğuk havada gezinerek/zıplayarak ısınmaya çalışmalarının; aç, susuz kaldıklarının; seyyar tuvalet sıkıntısı çekmelerinin; sağlık hizmetlerinden yoksun kalmalarının; yardımların sağlıklı dağıtılamamasının; kayıtların düzenli tutulmamasının; ağır hasarlı binalara “hasarsız raporu” verilmesinin vb tek nedeni, tek sorumlusu, “ucube” sözcüğü ile de anılan “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”dir!

 

İkileme düşmeden, tezden kurtulmamız gereken bu “ucube sistem”in özde gerçek sahibi; ülkemizin, halkımızın ve ülkelerin, halkların; kısacası, insanın ve insanlığın düşmanı emperyalizm ve emperyalizmin ağa babalarından USA yani ABD ile ABD’nin de patronu Birleşik Krallık yani İngiltere’dir!

 

Emperyalist İngiltere ve ABD’nin, ülkemize, halkımıza kini, öfkesi Çanakkale Savaşları’ndan başlar, Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızla sürer!

 

Dünyada ilk ve tek ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistem”lerini bize dayatarak ve siyasi muhalefetin, Demokratik Kitle Örgütleri’nin de halkoylamasında halka anlatamamaları sonucu yüzde 49 küsur oy çıkmasını; Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK’nın) “mühürsüz oyları, mühürsüz zarfları geçerli sayması kararı”yla zar zor yüzde 51 küsurla kabul edildiğinin açıklanmasını sağladılar!

Böylece…

“Geçmişteki yenilgileri”nin intikamını aldılar!

Kanıtı, düşmanbaşlarından emperyalist ABD’nin dış istihbarat yapılanması CIA’nin, “Paul Henze” adlı Ankara Büro Şefi’nin, 2006’da, Beyaz Saray’a yazdığı raporu!

 Henze, raporunda aynen şunları yazıyor:

 

“Türkiye’nin bu şekliyle Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olmalıyız.

Ülkeyi kuranlar, denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar.

Hükümeti ikna ettiğimizde Meclis, Meclisi ikna ettiğimizde Ordu, Ordu’yu ikna ettiğimizde Yargı karşımıza çıkabiliyor.

Eğer Amerikan çıkarı, Türkiye’de bir federe kurulması ise mutlaka ve öncelikle, YARGI, ORDU, MECLİS VE HÜKÜMET’i tek elde toplayan BAŞKANLIK REJİMİ’ne geçilmelidir.

Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır.

Eğer o bir kişi, Amerikan çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulmuş yapıyı yıkmak AMERİKA için sorun olmaz.”

 

(Bu raporu, katıldığı televizyon programlarında gündemine taşıyan, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD’nin) şimdiki “Genel Başkan”ı, partim CHP’min, Konya eski Milletvekili Hüsnü Bozkurt’a teşekkür ediyorum.)

 

Her şeyi oldukça net biçimde açıklayan raporu yorumlamaya gerek yok; yeter ki, okuyup anlayalım, anlatalım, duyarlı olalım, gereğini yapalım, tezden defterini dürelim, “Demokratik, Laik Parlamenter Sistem”imize dönelim!

Sistemimizi özledik!

Hem de çok!..

ASKERİ YAPILANMA, AFAT YAPILANMASI GİBİ OLURSA!..

150 150 bakikarakol

9 Şubat 2023 Perşembe günü, başka internet gazetelerinde ve sitelerinde de yayınlanan Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sitesi www.cumhuriyet.com.tr’de yayınlanan, başlığı “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı üst yönetimi bakan akrabasından imama ‘yandaşlarla’ dolu”, spotu ise “Deprem bölgelerine zamanında müdahale edememekle eleştirilen AFAD’ın liyakatten uzak, ‘yandaş’ bir kadroyla yönetildiği ortaya çıktı. Yönetimdeki akrabalar ‘Esas afet AFAD’da’ dedirtti.” olan https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/afet-ve-acil-durum-yonetimi-baskanligi-ust-yonetimi-bakan-akrabasindan-imama-yandaslarla-dolu-2049802 haber, bakın, beni aldı nerelere götürdü!

 

(Haberi ayrıntılı paylaşmayacağım; ama verdiğim linkten okumanızı ısrarla isteyeceğim.)

 

Böyle bir yapılanmadaki “Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı”nın (AFAT’ın), 6 Şubat 2023 Pazartesi sabahı saat 04.17’de 7.7 büyüklüğünde Kahramanmaraş Pazarcık merkez odaklı, aynı gün saat 13.24’de de 7.6 büyüklüğünde ayni ilin Elbistan merkez odaklı, on ilimizin genelinde ciddi hasara neden olan, on binlerce can alan, binlerce binayı yerle bir eden vb; aylar öncesinden yer bilimcilerinin “Geliyor” diye bas bas bağırdıkları ama “rantseverler”in kulak tıkadıkları depremde “beceriksizliği” bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı, yediden yetmişe herkes ve bütün dünya halkları gördü, tanık oldu!

Yetmezmiş gibi…

“Beceriksiz” AFAT’ın yetkilisi, işine odaklanacağına, “bilgilendirme açıklamaları”(!)nın ilklerinde, AFAT hesaplarından, AFAT’a para bağışı yapılmasını söylemeye başladı!

Ve de…

Söyleyip durdu!

 

Bir anlamda “aile” veya “yandaş şirket”e dönüşen -daha doğrusu “dönüştürülen”- AFAT, beni “düşündürmek”le kalmadı, bana, ufuk açıcı bir “ipucu” da verdi.

Onu, ayrıntılara girip sizi yormadan anlatmaya çalışayım:

 

Öncelikle, yerel ölçekte düşünmekten çıkalım, evrensel düşünelim.

 

“Korunmak” insanda başlar; “korumak”la gelişir ve sürer.

Her ikisi de “düşünce”nin ve “deneğim”in ürünüdür.

 

Sonra…

Toplumlar ve yurtlar oluşur.

Düşünen insanlar, toplumu ve yurdu koruma seçeneklerini bulurlar, uygularlar.

Her düşünce ve uygulamada “deneğim” kazanırlar.

Gene de yetinmez.

Olasılıklar üzerinde çalışmalar yaparlar, öngörülerde bulunurlar, hazırlanırlar.

 

İnsanları, toplumları ve yurtları, vatanları/ülkeleri koruma çok ama çok yönlüdür, asla sınırlı/kısıtlı değildir; eğer olursa, “koruma” gerçekleşmez.

 

“Korunmanın”, “korumanın” da sayısız aracı, kurumu, kuruluşu vardır.

Onlardan biri, AFAT gibi –bilerek, bilmeyerek- yapılanırsa/yapılandırılırsa, sonuç “korunmak”, “korumak” olmaktan çıkar.

 

Ülkeleri ve toplumları koruyan yapıları, kurum ve kuruluşları tek tek irdelemeyelim, içlerinden birini ele alalım.

Örneğin “Askeri oluşum”u.

 

Bu oluşumun, belirgin özelliklerinden biri, “ölüm”, ağır, orta, hafif “yaralanma” gibi olaylarının yüksek oranlarda olmasıdır.

Yani…

Askeri oluşumlarda, kurum ve kuruluşlarda çalışanların/çalışacakların, işlerinin “ölümcül derecede riskli” olduğunu bilmeleri, kavramaları ve kabullenmeleri gerekir.

Gerekir ki…

“Ölüm riski”ni, “ölme korkusu”nu ruhundan, bedeninden söküp atsın, canını vermekte ikileme düşmesin, isteyerek versin.

 

Bu da, eğitimle olur.

 

Eğer…

Buralara –askeri oluşumlara- eş, dost, hısım, akraba, tanıdık vb, formalite sınavlarla yerleştirilirlerse, onların, vurgulanan eğitimi almaları, alabilmeleri olanaksızdır.

Gene de…

Birilerinin hatırına, emrine/“talimat”ına, baskısına göre karar verip hareket ederek, “kayırmacılık”, “kollamacılık” yapılırsa…

İyi bilinsin ki…

O “torpilliler” ölmek korkusundan tir titrerler, savaşmazlar, esir düşerler, ülkelerine, halkına “yenilgi”yi yaşatırlar.

 

Böylesi “askeri yapılanma” içindeki ülkelerin başı “yenilgi” ve “dertler”den kurtulmaz.

Gün gelir, dünya haritasından silinir, giderler.

 

Uzatmayacağım…

Anlayan anlamıştır; anlamayana, söyleyecek sözüm yok.

 

İzninizle yazımı şu tümcelerimle bitireyim:

Ülke, toplum, devlet olmanın her alanında -linkini verdiğim haberde yazıldığı gibi- AFAT tipi yapılanmalar, birer AFET’e dönüşür!

Feryat, figan gezegenlerde yankılanır!

Gözyaşları sel olur akar, “toprak” diye bir şey bırakmaz, altına alır!..

SORUMLUSU SENSİN!..

150 150 bakikarakol

Kimse darılmasın, gücenmesin; sözüm, sahibine, hak edene:

 

En son…

6 Şubat 2023 Pazartesi sabahı saat 04.17’de odak yeri (merkez üssü) Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğündeki ve on ilimizde binlerce can yitimine, yaralanmaya, çok ama çok ağır yıkıma neden olan; aynı gün saat 13.30 sıralarında da gene Kahramanmaraş’ın bu kez Elbistan ilçesi olan 7.6 büyüklüğündeki depremlerin sorumlusunu/sorumlularını başkalarında/uzaklarda arama vatandaşım!

Sorumlusu sensin!

Yalnız bu depremlerin değil, öncekilerin de!..

Dahası, yıllardır süre gelen depremlerin değil, ülkede yaşadığın bütün olumsuzlukların da!..

 

Artık yeter!

Artık yeter olsun!

 

Aç, susuzsan…

İşsizsen…

Sofranda yığınla eksik varsa…

Sağlıksız besleniyorsan…

Sağlıksızsan…

Dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzün “Düşünmek” devrimi ve ilkesi ışığında düşünmekten uzaklaşmış; düşmanlarımız emperyalist başta İngiltere ile ABD’nin dış istihbarat birimlerinin denetim ve hizmetindeki gerici, yobaz tarikat ve cemaatlerin etkisi altında kalmışsan…

Hala da, “dünya yöneticileri”nin seçip “siyasi parti Genel Başkanı” yaptıkları/yaptırdıkları kişilerin seçtikleri, hazırladıkları “Milletvekili listeleri”ne gidip oy vermeyi, Milletvekilini seçtiğini sanıyorsan…

Yıllar boyu kötü yönetiliyorsan…

Gözlerinin içine baka baka yalan söyleyenlere, kandırıldığını bilmene karşın inanıyor, onların peşlerinden gidiyorsan…

Seçmekle oy vermeyi aynı biliyorsan…

İç ve dış terörden kurtulamıyorsan…

Güvenirliliğin”, inanırlığın, etkinliğin, yaptırım gücün bitmişse…

Paran pul olmuşsa…

“Kutsal din”, “siyasi düşünce” gibi değerlerin “değer” olmaktan çıkmışsa/çıkarılmışsa…

Bunların ve saymakla bitiremeyeceklerimin tek sorumlusu sensin!

 

Artık yeter!

Artık yeter, bir “Dur” de!

Artık “ d ü ş ü n “ !

Gerçeğini, gerçeklerini…

Depremin, ülkemize özgü olmadığını, dünya gezegeninin bir “olmazsa olmazı” olduğunu; yazgı/kader hiç olmadığını gör!

Gör ve kendine gel; doğrul, gerçeklerin ve gerçeklerinin savaşçısı ol, çevrene, ülkene, bölgene, başka bölgelere yani dünyaya hem örnek, hem lider ol!

 

“Ata sözü”müzdür:

“Dost acı söyler”.

Dostunuzum.

Acı söyledim.

Yaralasanız da, söyleyeceğim.

Aslında “acı” değil, gerçeğin/gerçeklerin.

 

Bendeki sen sevgisini anladığında, beni anlayacak, sözlerime değer vereceksin.

 

O günün yakın olması dileği ve umuduyla, olup bitenleri ve olup bitecekleri düşün, değerlendir, çareyi/çözümü gör, yaşama geçir.

 

Bu arada…

Yazım bu saate kaldıysa, iktidar yalakası Türk Telekom’un, bölgemizde (İstanbul Küçükçekmece) 40 saate yakın, bir de utanmadan “Bölgede yaşanan arızadan” diyerek, internetimizi kesmesi yüzünden.

İktidar yalakası Türk Telekom’u tek sözcükle “kınıyorum”!..

HUKUKİ SKANDALLARLA ÖN KESENLER VE “MİLLET İTTİFAKI’NIN MUTABAKAT METNİ”NDE OLMASI GEREKENLERDEN BİRİ YOK!..

150 150 bakikarakol

6’lı Masa’nın “Erdoğan’ın adaylığı mümkün değildir” https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/altili-masadan-cumhurbaskani-adayi-aciklamasi-7570051/ açıklamasına AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı “Hukuk skandallarıyla önümüzü kesmeye çalışıyorlar” https://halktv.com.tr/siyaset/ucuncu-kez-aday-olmasina-itiraza-erdogandan-hukuk-skandali-cikisi-716314h  diyerek yanıt verdi.

 

Oysa…

Hukukçu değilim ama izlenimlerime, gözlemlerine, okuduklarıma, algılamalarıma dayanarak söyleyebilirim ki, 6’lı Masa’nın yani Millet İttifakı’nın açıklamasındaki bu vurgu doğru.

 

Bir diğer doğru:

21 Ocak 2017 günlü 6771 nolu ve 11 Şubat 2017’de Resmi Gazete’nin 29976 sayısında yayınlanarak yasalaşan yasa https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2017/02/20170211-1.htm, 16 Nisan 2017’deki halkoyu sonuldu; Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK’nın) “Yüzde 48.27 Hayır, yüzde 51.59 Evet biçimindeki resmi açıklamasıyla “hukuki geçerlilik” kazandı; böylece geçici maddelerle birlikte 18 maddelik “Anayasa değişikliği” gerçekleşmişti oldu.

İşte asıl bu Anayasa değişikliği maddelerini yazanlar “hukuki skandallar”a imza attılar, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının önünü kestiler.

Bana katılmayanlara önerim:

Verdiğim Resmi Gazete linkini tıklamaları, Anayasa değişikliğini içeren  metnini birkaç kere dikkatlice okumaları…

Şimdi Kamutay’ın (TBMM’nin) Başkanı –AKP Tekirdağ Milletvekili- Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Şentop ile AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının Hukuk Başdanışmanı Av. Mehmet Uçum da okusun!

Öyle birkaç dere değil, 20-30 kere…

Hukuk skandallarıyla AKP Genel Başkanları Cumhurbaşkanının önünü nasıl kestiklerini görsünler.

Kabul ve itiraf ederler mi?

Gider, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına söylerler mi?

Bilemem.

Ama benim, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına önerim, ortak açıklaması “Erdoğan’ın adaylığı mümkün değil” olan 6’lı Masa’nın bu görüşüne katılan bir Anayasa Hukukçusunu çağırması, ondan brifing alması olacak.

O durumda, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının tepkisi ne olur konusunda bir öngörüm yok; ancak, “Mutlaka tepki verecek, kızacak; Şentop’u Milletvekili Listesi’ne yazmaz, Uçum’u da yanında tutmaz” diye düşünüyorum.

Yanılabilirim de.

 

Ve…

Gelelim 6’lı Masa’ya…

26 Ocak 2023 Perşembe gecesi “Erdoğan’ın adaylığı mümkün değil” açıklamasını yaptı.

30 Ocak 2023 Pazartesi günü de görkemli toplantıyla kamuoyuna bir “Mutabakat* Metni” https://www.gercekgundem.com/siyaset/millet-ittifakinin-mutabakat-metni-aciklandi-409419 sundu.

Beğenildi de, eksik de bulundu.

Rahmetli Erdal İnönü döneminde Sosyal Demokrat Halkçı Parti’de “Parti Meclis Üyesi” olan eğitimci kökenli, yazar Güler Buğday dün (31 Ocak 2023 Salı) facebook sayfasında yayınladığı “ZORDUR ÇÜRÜMÜŞ HAMURDAN EKMEK YAPMAK!!!

ZORU BAŞARMAK İÇİN YOLA ÇIKANLARI TAKDİR EDELİM, ANCAK DEMOKRASİ İÇİN EKSİKLERİ YOK SAYAMAYIZ…”

https://www.facebook.com/guler.bugday.9/posts/pfbid02WX4zunWP3YKTpp8YZ52boZxTD9sDsgEEs4rk7f76AKXSX62gXLFf7BZz6kYP72eal başlıklı yazısında, benim yazacaklarımın aynısını, hatta fazlasını yazdı.

O nedenle ben bir şey yazmayacağım; sizden linki tıklayıp okumanızı isteyeceğim.

 

Yalnız…

Millet İttifakı’nın Mutabakat Metni”nde, çokça önemsediğim, “Milletvekili adayının belirlenmesi”ne tek tümce yer verilmemiş!

Ona kısacık değineceğim.

 

Partim CHP’min ne yazık ki başındaki ”adı lazım değil” bu konuya ilgili, yaklaşık 15 Saat önce (30 Ocak 2023 Pazar) saat 21.00’de katıldığı, Halk TV’de canlı yayınlanan Bengü Şap Babaeker ve İsmail Küçükkaya sunumundaki “Liderler Masası” programında https://chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-halk-tvde-lider-masasi-programina-katildi-29-ocak-2023 bir miktar dolaylı değindi.

Zerrece inandırıcı, gerçekçi bulmadım.

Çünkü…

Milletvekili adaylarını gene Genel Başkanlar belirleyecekler!

Seçmene de, seçim günü sandığa gidip oy vermek kalacak!

 

Oysa…

Oy vermek, seçmek değil ki!

 

Daha önce yazdım…

Şimdi de; “yakarım”, “beytül-mala** dokunan yanacaktır” vs sözcükleri ağzından dökülen dünkü grup konuşmasını https://www.youtube.com/watch?v=Klt6lE_dbZw “Ben Kemal, geliyorum” tümcesiyle bitiren “adı lazım değil” ve masa arkadaşları, diğer siyasi parti Genel Başkanları okusunlar diye bir kere daha yazayım:

Milletvekillerini, Genel Başkanlar belirlemesin, halkın/milletin kendisi belirlesin.

Milletvekili olmak isteyenler, partilerine “aday adaylığı kayıtları”nı yaptırsınlar; partili delegeler değil, partili üyeler, parti içi seçimle Milletvekili adaylarını belirlesinler; Milletvekili adaylarının sıralamaları aldıkları oy sayısına göre gerçekleşsin; Milletvekili Genel Seçimi’nde de “Tercih Sistemi” uygulansın; Milletvekili adayları, tercih oylarına göre oy pusulasında yer alsınlar, Milletvekili seçilsinler, Kamutay’da gerçekten “asıl”ın/halkın vekili olsunlar, çalışsınlar.

 

Milletvekili Seçimi ile ilgili böyle bir düzenleme getirirler mi?

Getirmezler!

Elerki (demokrasi) sevdalısı (!) kesilmelerine kanılmasın, hiç biri -hele de iktidar parti Genel Başkanları- ellerindeki “Milletvekili listesi yapma gücü”nden olmak istemez!

Ama gün gelecek halk, Milletvekilini kendisi seçecek, Kamutay’a gönderecek.

O zaman Milletvekilinin de, Kamutay’ın da bir anlamı, halktan yana çalışması, hizmeti olacak.

 

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” soyut bir söylemdir; somut söylem “Demokratik, Laik Parlamenter Sistem”dir!

Bunun da öznesi, “Halkın, Milletvekilini kendisinin seçmesi”dir!

Er geç, ama bir gün mutlaka olacak!..

 

  *  Anlaşma, uyuşma, uygunluk  

**  Devlet Hazinesi