Monthly Archives :

Aralık 2023

DÜNYADA, BU KADAR İÇ VE DIŞ DÜŞMANI OLAN ÜLKE VAR MIDIR?!.

150 150 bakikarakol

Yılmaz Özdil kendi adındaki yeni youtube kanalının ikinci gününde (26 Aralık 2023 Pazartesi) gerçekleştirdiği canlı yayında, “harika” sözcükle tanımladığım sözler etti.

O canlı yayının linkini vereyim:

https://www.youtube.com/watch?v=hl3EoUlno30

Yazdıklarımın, yazacaklarımın iyi anlaşılması için linki tıklayıp izlemenizi isteyeceğim.

 

10 Kasım 2023’de, İstanbul Tuzla Piyade Okulu’nda, bu ülkenin kurtarıcısı, bu ülkenin demokratik, laik Cumhuriyet Devleti’nin kurucusu dünya lideri Kemal Atatürük’ümüzün fotoğrafını yakasına takmak istemeyen teğmenler ile onlara tepki gösteren teğmenler arasında yaşanan olay bana, bir önceki Milli Savunma Bakanı, şimdi Kayseri AKP Milletvekili ve Kamutay’ın (TBMM’nin) Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar’a “Çanakkale Savaşları’nda ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Mehmetçik’i, düşmana, düşmanın topu, tüfeği, süngüsü üzerine gözünü kırpmadan götüren, birçok neden vardı ama bir tanesi çok daha önemli ve anlamlıydı.” anlatımımın ardından yönelttiğim “Onu biliyor musunuz?” https://bakikarakol.com/secmekle-oy-vermeyi-bilmeyen-bilip-de-karistiran-siyaset-ve-siyasetci-musveddesi/ sorusunu…

22 Aralık 2023 Cuma ve 23 Aralık 2023 Cumartesi günlerinde 6+6=12 askerimizin şehit

https://www.bbc.com/turkce/articles/cq51dnyrq5ro olması bana, 19 Nisan 2023 Çarşamba günlü “GENELKURMAY BAŞKANI” OLMUŞ BİRİ, “TERÖR” GİBİ ULUSAL SORUNU “ZAMANA” VE BEKLEMEYE” BIRAKIR MI?!. https://bakikarakol.com/genelkurmay-baskani-olmus-biri-teror-gibi-ulusal-sorunu-zamana-ve-beklemeye-birakir-mi/ başlıklı yazımı…

Sözleşmeli Piyade Er şehit Enis Budak’ın, memleketi Manisa’daki cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in memleketi Manisa’da https://www.gercekgundem.com/siyaset/sehidin-ailesinden-ozgur-ozel-aciklamasi-protestolarin-ailemizle-ilgisi-yok-ozgur-bey-bizim-ailenin-de-cocugudur-445764, cenaze törenine getirilen, Manisa’nın MHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergun’un yemek verdiği savlanan (iddia edilen) olayını ve gene terör örgütü saldırısı sırasında şehit olan Sözleşmeli Piyade Er Yener Kırıkçı’nın 21 Nisan 2019’da Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlı Akkuzulu Mahallesi’ndeki cenaze törenine katılanlardan CHP’nin o tarihteki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu linç etmeye kalkışılmasını ve zamanın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın  “Çubuklu kardeşlerim, mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz, şimdi sükunetle burayı boşaltıyoruz. Arkadaşlarım bize güvenin, bize inanın. Hep beraber burayı boşaltıyoruz ve Yener’in evine gidiyoruz.” https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/kilicdarogluna-sehit-cenazesinde-saldiri/1458937 sözlerini a n ı m s a t t ı …

 

Bu yazımda, bunların hiç birinin ayrıntısına girmeyeceğim.

AKP’nin, MHP’nin, İyi Parti’nin ve Saadet Partisi’nin imzaladıkları “terörü kınama bildirisi”ne, DEM Partisi gibi imza vermeyen CHP’yi, CHP Genel Başkan Özgür Özel’i, onun yönetimini, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın

https://www.gercekgundem.com/guncel/sehit-cenazesindeki-provokasyona-sahip-cikti-erdogan-guya-govde-gosterisi-yapacak-bu-millet-kimin-kim-oldugunu-gayet-iyi-biliyor-445762 , MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin

https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/5258/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_metni_26.html ağır sözcüklerle topa tutmalarına, CHP’nin çok daha içten, gerçekçi,  içerikli “terörü lanetleyen bildirisi”ne https://chp.org.tr/haberler/chp-grup-baskanligi-bildirisi-sehitlerimizin-yasini-tutuyor-teroru-lanetliyoruz , Özel’in https://www.chp.org.tr/haberler/chp-lideri-ozgur-ozel-kimseden-korkmuyoruz-bundan-sonra-kirli-hesaplarini-ki-kere-yapsinlar-cunku-yanilacaklar yanıtlarına da değinmeyeceğim; önceki gece (25 Aralık 2023 Pazartesi) Kamutay Genel Kurulu’nda görüşülen “2024 Genel Bütçe”nin kabulünden az önceki konuşmaların “Kamutay Tutanakları”ndan derlediğim özeti, bilgilerinize sunmaya çalışacağım:

   

Kamutay’ın AKP’li Başkan Vekili Bekir Bozdağ, 46’ıncı Birleşimin 3’üncü oturumunu açıyor.

Konuşmalar yapılıyor.

 

Başkan Vekili Bozdağ “Değerli milletvekilleri, şimdi şahsı adına ilk konuşma lehte olmak üzere Hür Dava Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu’na aittir. Sayın Yapıcıoğlu, buyurun, süreniz on dakikadır.” diyor.

 

Yapıcıoğlu sözlerini “Sorumluluğumuz gereği, siyaset anlayışımız gereği yapılması gerekenleri de zaman elverdiği ölçüde dile getirmeye çalıştım. Genel Kurulu tekrar selamlıyor, 2024 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.” tümceleriyle bitiriyor.

 

CHP Grup Başkanvekillerinden Ali Mahir Başarır, bütçenin “aleyhinde” söz alıyor.

10 Dakikalık konuşmasının sonlarına yaklaşırken, // Burada, bu bütçeyi en son aleyhte konuşacak 300 milletvekili var, MHP de var, AKP de var ama siz az önce buraya bu bütçeyi savunmak için on dakika bir partinin Genel Başkanına konuşma verdiniz. Kime? Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA PAR Genel Başkanına. Şimdi, ben söylüyorum; bakın, söylüyorum: Bu arkadaş diyor ki: “Eyalet sistemi” “özerklik” “federasyon gibi tüm modeller üzerinde serbestçe tartışmalıyız. Bu arkadaş diyor ki: ‘Ne mutlu Türk’üm!’ diyene karşı çıkıyorum. Bu arkadaş diyor ki: “Oranın adı kürdistandır.” Ya, utanmıyor musunuz? Yahu utanmıyor musunuz? Utanmıyor musunuz? Gaffar Okan’ın kemiklerini sızlatıyorsunuz, kemiklerini. Hizbullah’ın uzantısına bütçenizi savunduruyorsunuz. Sizin nereniz milliyetçi? Ben MHP Grubuna sesleniyorum. Gerçekten kırmak için söylemiyorum. Sayın Genel Başkana sesleniyorum: Güneydoğu’da özerklik isteyen, Gaffar Okan’ın katillerini öven, savunan; Hizbullah’ı savunan bu kişi, bu bütçeyi savunurken üzülmediniz mi? Üzülmezsiniz, siz üzülmezsiniz. Niye? Siz milliyetçiliği, siz vatan sevgisini döneme, zamana, mekâna göre belirlersiniz. Ben çok rahatsız oldum. Ne güzel, 85 milyonun bütçesini, şehidin, gazinin bütçesini, onu, HÜDA PAR’ın Genel Başkanı savunuyor. Bu ayıp size yeter. Siz vatandan, bayraktan, milletten, bah-set-me-yin, bah-set-meyin! Sizin vatan sevginiz HÜDA PAR, bu kadar diyorum. // diyor.

 

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, oturumu yöneten Başkan Vekili Bozdağ’dan “Sataşma”dan söz istiyor.

Bozdağ veriyor.

O da konuşuyor:

// Bize yönelik saldırılar yeni değil, 14 Mayıs seçimlerinden önce de 28 Mayıs seçimlerinden önce de çok yoğun saldırılar yapıldı, çok iftiralar atıldı. Bize “katil” dediler, “kadın düşmanı” dediler, “Yemin etmeyecekler” dediler, “terör örgütü uzantısı” dediler; dediler de dediler. “Kadınları sahiplendireceğimizi” söylediler, hatta Mecliste odalarımızın bulunduğu yerlerde “kadın çalışan istemediğimizi” bile söylediler. Ne oldu bunlar? O seçim döneminde bunların hepsinin yalan olduğunu bu millet tescilledi. Peki, niçin yaptılar? Aslında terör örgütünün destekçisi, yandaşı, uzantısı, siyasi temsilcisi olduğunu hiçbir zaman inkâr etmeyenlerle birlikteliklerini ya da terör övücülüğünü örtmek için, üzerine bir şal örtmek için, HÜDA PAR’ın bayrağını kullandılar. Ama yetmedi beyler, yetmedi. Yetmediği nasıl belli oldu? 14 Mayıs seçimlerinde ve 28 Mayıs seçimlerinde millet size cevabı verdi, daha fazla uzatmaya gerek yok. Bir de Sayın Başkanı burada, kürsüden “AK PARTİ’nin kendi bütçesini bana savundurttuğunu” söyledi. Bakınız, bizim siyaset anlayışımız… Biz sizin bildiğiniz siyasetçilerden değiliz. Biz size benzemeyiz. Biz, bize saldırıldığında bile efendiliğimizi bozmayız. Biz buraya geldiğimizde bir şey söyledik. Bütçeyle ilgili söylediklerimiz tutanaklardadır. Biz buraya söylediğimizde, son sözümü bağlarken şunu söyledim ben: Biz eğriye eğri, doğruya doğru söyleriz. Biz bütçenin eksiklerini de söyledik, yanlışlarını da söyledik, ileriye doğru atılmış adımların olduğunu da söyledim. Sizin gibi tarafgirlik yapan bir siyaset anlayışı. Bu mu doğru yoksa sizinki mi? Bunu kamuoyunun takdirine sunuyorum. Bakınız, o kadar büyük bir çarpıtma ki, şimdi biz parti programımızda, parti programımızın 37’nci sayfasında -merak edenler açıp bakabilirler- diyoruz ki: “Olumlu ya da olumsuz yönleri…” Bakınız “Olumlu ve olumsuz tüm yönleri ile eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi yönetim modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilmelidir.” diyoruz. Şimdi, birileri çıkıp “Bunlar bunu istiyor.” Ne zaman özerklik istedik ya da “Şunu istiyoruz, bunu istiyoruz.” diye bir şey söyledik? Diyoruz ki, aynen okuyorum, bakınız: “Olumlu ve olumsuz tüm yönleri ile eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi yönetim modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilmelidir” diyoruz. Tamam mı? //

 

Yaşadıklarımızı, belirli aralıklardan sonra…

Neden tekrar tekrar yaşıyoruz?!

Kim, kimler yaşatıyor?!

Siyaset kurumu, siyaset kurumunun olmazsa olmazları “siyasetçiler” neden çözüm bulmuyor/bulamıyor, çare olmuyor/olamıyor?!

Böylesi siyaset kurumunu ve  böylesi siyasileri bu halk neden yaşatıyor, onları neden koruyup kolluyor, onlardan neden hesap sormuyor?!

İç düşman kadar dış düşman neden görülmüyor, konuşulmuyor, topluma anlatılmıyor,  topluma tanıtılmıyor?!

 

Neden, neden, neden?!

 

Dünyada, bu kadar iç ve dış düşmanı olan ülke var mıdır?!.

HAİNDEN KAHRAMAN YARATAN KÜRT-İSLAM SENTEZCİLER VE “BİR ATIMLIK BARUTU VARDI, ATTI BİTTİ” DİYE ANILACAK GENEL BAŞKAN!..

150 150 bakikarakol

7 Aralık 2023 Perşembe günü internet basınımızda bir haber yer aldı.

Haber, Yeniçağ Gazetesi’nin internet sitesinde “Diyarbakır’da kayyımın yönettiği belediye hainin adını bulvara verdi” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/diyarbakirda-kayyimin-yonettigi-belediye-hainin-adini-bulvara-verdi-742740h.htm başlıklıydı ve şöyleydi:

“AKP tarafından kayyım atanan ve Vali Ali İhsan Su tarafından yönetilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi skandal bir karara imza attı. Belediye, yapımı devam eden bulvara, Cumhuriyet düşmanı, bölücü Şeyh Said’inı adı verdi. Sosyal medya hesabı üzerinden duyuruyu yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nden; ‘Şehrimizin trafik akışını büyük ölçüde rahatlatacak yeni çevre yolumuzla Diyarbakır’ımıza değer katıyoruz. Silvan yolunu Elazığ yoluna bağlayacak 12 kilometre uzunluğunda ve 50 metre genişliğindeki Şeyh Sait Bulvarı’nın yapım çalışmalarına başladık’ denildi.”

 

Haber gündem oldu.

Toplum ayağa kalktı.

İlk tepki, siyasilerden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’dan geldi.

Özdağ, X hesabından gerçekleştirdiği paylaşımında ‘‘Diyarbakır belediyesine kayyum atanmıştı. Vali aynı zamanda belediye başkanı. Şimdi kayyum vali, Diyarbakır’da Şeyh Sait Bulvarı inşa ediyor. Hangi devlet, kendisine karşı isyan etmiş, yüzlerce subayı, askeri ve sivil memuru katletmiş ve sonunda idama mahkum edilen bir vatan haininin ismini,  asıldığı şehirde inşa ettiği bulvara verir? Madem Şeyh Sait bulvarı yapacaktınız neden kayyum atadınız? HDP’de yapardı Şeyh Sait bulvarını. Siz yapmaya devam edin. Biz zamanı gelince o bulvarın adını, Diyarbakır’ın yiğit evladı Ziya Gökalp’in adını vereceğiz” diye yazıyordu.

 

13 Aralık 2023 Çarşamba günü “Cihan Aydın” adlı biri, @CihnAydin hesabından “Diyarbakır B. Şehir Bld. kayyumunun bir bulvara Şeyh Said isminin verilmesi konusunda birçok kasıtlı ya da yanlış bilgi gündemde dolaşmakta. Bulvarın ismi yeni açılacak 60 yer ile birlikte 29/11/2011 tarihinde 274 sayılı DBB meclis kararıyla Osman Baydemir döneminde verilmiştir.” https://twitter.com/CihnAydin/status/1734994294136516807?ref_src=twsrc%5Etfw%7Ctwcamp%5Etweetembed%7Ctwterm%5E1734994294136516807%7Ctwgr%5E07fca1e90c04eff0829c7ca91c4876cda051c811%7Ctwcon%5Es1_&ref_url=https%3A%2F%2Fmedyascope.tv%2F2023%2F12%2F14%2Fdiyarbakirdaki-bulvara-seyh-said-adini-veren-baskanlar-ve-meclis-uyeleri-hala-yargilaniyor%2F paylaşımda bulunuyor.

 

Bir gün sonra (14 Aralık 2023 Perşembe) Fert Aslan’ın (Güneydoğu haberlerinde başarılı gazeteci) “Diyarbakır’daki bulvara Şeyh Said adını veren belediye başkanları ve meclis üyeleri hâlâ yargılanıyor” https://medyascope.tv/2023/12/14/diyarbakirdaki-bulvara-seyh-said-adini-veren-baskanlar-ve-meclis-uyeleri-hala-yargilaniyor/  başlıklı haberinden ayrıntıları öğreniyoruz.

(Lütfen linki tıklayın, haberi okuyun.)

 

Ümit Özdağ, tepkisinde haksız mı?

Değil.

Ümit Özdağ…

Bir “Prof. Dr.”, bir “akademisyen”, yani sıradan biri değil.

Uzman olduğu konudan bu kadar habersiz, bu kadar “sapla samanı karıştıran” olamaz!

Ama oldu!

Olmamalıydı!

2023’te yapılanla, 2011’de yapılanı ayırt etmeliydi!

Neden etmedi, edemedi?

Çıkıp açıklamalı, ardından özür dilemeli.

 

Gününde duyarlı davranan var; onu da, Ferit Aslan’ın haberinden öğreniyoruz ve yargılama hala sürüyor.

 

Gelin, 14 yıl öncesine gidelim:

29 Mart 2009’da, yurtta “Yerel Seçimler” yapılıyor.

Demokratik Toplum Partisi (DTP), Diyarbakır Büyükşehir Belediye (DBB) Başkanlığı seçimin yüzde 65’lik oyla, adayı “Osman Baydemir”le kazanıyor.

Diyarbakır Barosu eski Başkanlarından Av. Cihan Aydın’ın paylaşımından bilgilendik ki, Atatürk Türkiyesi’ne, O’nun demokratik, laik Cumhuriyeti’ne azılı düşman kesilen, kan kusan, Türkiye’nin ve Türk halkının bir numara düşmanı İngiltere’nin ajanı Şeyh Sait adının, Diyarbakır ilimizde bir bulvara verilmesi olayı, DBB Başkanı DTP’li Osman Baydemir döneminde gerçekleşiyor; DBB Meclisi’nin “274 nolu karar”ı, 29 Kasım 2011 günkü oturum alınıyor.

 

Ne kararın alındığı günde, günlerde, ne sonraki aylarda, yıllarda sessiz ve tepkisiz kalan herkesi, özellikle de “siyasiler”i bir kenara koyalım, soralım:

DTP’li Osman Baydemir Başkanlığındaki DBB Meclisi, neden böyle karar alma gereğini, gereksinimi duydu?

“Düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışı mı etkili oldu, yoksa DBB Meclisi, “Alparslan Türkeş Milliyetçiliği”nin kaynağı “Türk-İslam Sentezi”nden mi –ki, bu sentezin üretim merkezi, düşman emperyalist İngiltere- etkilendi, “Kürt-İslam Sentezi”ne sığındı?

 

12 yıl boyunca uyuyanlar, 12 yıl sonra, eksik yazımdan ya da anlatımdan kaynaklanan “yanlış anlama” ile “ayılanlar”, beklenin üzerinde tepki gösterip Şeyh Sait’e yergi bombaları atınca, “Kürt-İslam Sentezi” yanlıları rahatsız ve tedirgin oldular, Şeyh Sahit’e hem Kürtlüğünden, hem inanan biri olmasından ötürü sahip çıktılar, Şeyh Sait’i kahraman ilan ettiler.

 

Bu kervana katılanlardan biri de, Demokrasi ve Eşitlik (DEM) Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’dı.

 

www.politikars.com internet gazetesinin “Tuncer Bakırhan, Şeyh Said Kürt Halkının Onur ve Değeridir”  https://www.politikars.com/tuncer-bakirhan-seyh-said-kurt-halkinin-onur-ve-degeridir-573358h.htm başlıklı 13 Aralık 2023 Çarşamba günlü haberine göre Bakırhan, bir gün önce (12 Aralık 2023 Salı) X hesabından Kürtçe yayınladığı paylaşımında, Şeyh Said’in, Kürt halkının onur ve değeri olduğunu belirtiyor, “Halkı olan Kürtlerin varlık mücadelesinde büyük bir değerdir. Ayrıca bu varlık mücadelesi yolunda büyük bedeller de ödemiştir. Onun şahsına yönelik hakaretleri kabul etmiyoruz. Hakaret edenleri de kınıyoruz” diye yazıyor.

 

12 Aralık 2023 Salı…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TV100’de, Candaş Tolga Işık’ın “Az Önce Konuştum” https://www.youtube.com/watch?v=LP06kd-l5pw programına katılıyor, sorularını yanıtlıyor.

Haberim yoktu, izleyemedim; haberim, internet basınından oldu.

Ama…

Günaydın ve Meydan gazetelerinde Genel Yayın Yönetmenim, meslek büyüğüm Rahmi Turan’ın 16 Aralık 2023 Cumartesi günlü “Özgür Özel Katılmadığım sözü!” https://www.sozcu.com.tr/ozgur-ozel-in-katilmadigim-sozu-p8947 başlıklı yazısında “Özgür Özel’in KESİNLİKLE katılmadığım sözü ise şu: Ben Şeyh Sait’e HAİN de KARAMAN da demem!” tümcelerini okuyunca, bir CHP’li olarak, yıkıldım!

 

Yayını videodan dinledim, yayının çözüm metnini de, partim CHP’min resmi internet sitesi www.chp.org.tr ’den okudum.  

Candan Tolga Işık, Özgür Özel’e, DEM Partisi’nin, Şeyh Said’e destek açık açıklaması yaptığını anımsatıyor, “İYİ Parti de soru önergesi verdi” diyor, soruyor:

“CHP olarak siz bu tartışmaya nasıl bakıyorsunuz?” https://chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-ozgur-ozel-tv100de-candas-tolga-isik-ile-az-once-konustum-programina-katildi-12-aralik-2023

DBB Meclisi’nde, Diyarbakır’da bir bulvara “Şeyh Sait” adının verilmesinden (29 Kasım 2011) 5 ay 5 gün sonra (24 Kasım 2011) memleketi Manisa’dan CHP Milletvekili -24’üncü Dönem- seçilen Eczacı Özgür Özel’in yanıtı “Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak cumhuriyete, cumhuriyetin kurucu kadrolarına, kurucu babalarına saygılıyız. Cumhuriyetin geçmiş erken cumhuriyet döneminde, geçmiş dönemde cumhuriyette yaşanmış acılar varsa, bu acıları tartışmanın, sıcak siyasetin alanı değil, tarihçilerin alanı olduğunu değerlendiriyoruz. Bu mevzuyla ilgili sürekli dönüp dönüp birtakım yaraları kaşımanın kimseye faydası olmadığını düşünüyoruz. Ama İYİ Parti ile HDP veya DEM Parti arasındaki bu tansiyon benim üzerinde durup da kaşıyacağım ya da üstünü örtmeye çalışacağım bir alan değil. İki farklı siyasi partidir. Ben kendi alanımla meşgulüm. Cumhuriyetin kurucu kadrolarına, cumhuriyet devrimine ve cumhuriyeti bugüne getirenlere büyük bir minnet duyuyorum. Cumhuriyetin altı okuna sahip çıkıyorum ve Cumhuriyet Halk Partisinin, cumhuriyetin 2. yüzyılında da bu ülke için en önemli ve en gerekli iktidar alternatifi olduğunu düşünüyorum” oluyor.

 

Candaş Tolga Işık bu kez “Burada yani size göre Şeyh Said Kahraman mı, yoksa hain mi?” sorusunu soruyor, “Ben, onu anlamadım” diye ekliyor.

 

Özgür Özel “Bir kere ben Şeyh Said’e hain demem, kahraman demem. Sizi memnun edecekse, ben Şeyh Said isyanının kendi konjonktüründe cumhuriyete karşı bir ayaklanma olduğunu biliyorum ama bu ayaklanmanın bastırılması sırasında oluşmuş acılar, bugün bazı torunların kalbini acıtıyorsa, o acıya saygılı olmak gerekir. Ama tarihten ders çıkarmak lazım, husumet çıkarmamak lazım. Ama cumhuriyetin kurucu kadroları, kurucu babalarını bu dönemlerde bugünkü gibi iletişim olanaklarının olmadığı, verilen emirlerin takibinin mümkün olmadığı, bir sürü zorluğun olduğu yerde yaşanmış bir takım rahatsızlıklar, üzüntüler varsa, bunu işte Atatürk’e mal etmenin, bunu cumhuriyetin kurucu kadrolarına mal etmenin, cumhuriyete mal etmenin ve bunu Cumhuriyet Halk Partisinin sırtına yük gibi vurmak kimsenin haddi değildir.

Ayrıca bir de şunu söyleyeyim. Bu Cumhuriyet Halk Partisi iyi şeyleri ‘Cumhuriyeti kurduk’  deyince, o zaman başka parti mi vardı? Hep beraber kurduk. Cumhuriyet Halk Partisi, ‘Kurtuluş Savaşı’ deyince, bizim dedelerimiz de oradaydı. Cumhuriyet Halk Partisi çok partili rejimi getirdi, ülkeyi demokratikleştirdi. O zaman biz de vardık. Geçmişle ilgili tartışmalı bir alan olunca vurun yükü Cumhuriyet Halk Partisine. Ya nerede bu yoğurdun bolluğu kardeşim. Yok öyle şeyler. Bu ezberleri bırakacaklar biraz önce söylediğim gibi. Hiç bu ezberleri bırakacaklar. Cumhuriyet Halk Partisi böyle başımız dik, alnımız açık, kurucularımızla, kadrolarımızla, dünümüzle bugünümüzle gurur duyuyoruz. Cumhuriyetin herhangi evresinde yaşanmış hak ihlalleri varsa, acılar varsa o acıların bugüne yansımaları varsa onu anlamaya, meseleyi de tarihçilere bırakmayı doğru bulurum. Sıcak siyasette acıların üstünde tepinmenin, geçmiş kabuk bağlamış yaraları yeniden kaşımanın kime faydası var, bu ülkeye ne faydası var? O bambaşka bir tartışma konusu” yanıtını veriyor.

 

“Özgür Özel’in katılmadığım sözü!” başlıklı yazısı nedeniyle telefonla aradığım ustam Rahmi Turan’a söz verdiğim gibi –şu yerel seçim süresince- sakin olmaya çalışacağım.

 

Televizyon ekranından, milyonların gözünün içine baka baka “Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak cumhuriyete, cumhuriyetin kurucu kadrolarına, kurucu babalarına saygılıyız. Geçmiş dönemde, cumhuriyette yaşanmış acılar varsa, bu acıları tartışmanın, sıcak siyasetin alanı değil tarihçilerin alanı olduğunu değerlendiriyoruz. Bu mevzuyla ilgili sürekli dönüp dönüp birtakım yaraları kaşımanın kimseye faydası olmadığını düşünüyoruz.

Cumhuriyetin kurucu kadrolarına, cumhuriyet devrimine ve cumhuriyeti bugüne getirenlere büyük bir minnet duyuyorum. Cumhuriyetin altı okuna sahip çıkıyorum…” tümcelerini edeceksin, sonra da “Bir kere ben Şeyh Said’e hain demem, kahraman demem. Sizi memnun edecekse ben Şeyh Said isyanının kendi konjonktüründe cumhuriyete karşı bir ayaklanma olduğunu biliyorum ama bu ayaklanmanın bastırılması sırasında oluşmuş acılar, bugün bazı torunların kalbini acıtıyorsa o acıya saygılı olmak gerekir” diyeceksin!

İnanamıyorum!

Yahu kardeşim…

Sen, sıradan bir siyasi partinin Genel Başkanı değilsin, iç ve dış düşmanlara karşı savaşmış, zaferler elde etmiş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuş  “Cumhuriyet Halk Partisi”’nin “Genel Başkanı” s ı n !

Bu sözleri, hele de “Bir kere ben…” diye başlayan, “… o acıya saygılı olmak gerekiyor” diye biten sözleri edemezsin!

Etmemelisin!

Edersen…

Cahilsin, bilgisizsin!

Edenler, edecekler gibi “hain”, Kürt-İslam Sentezi ile kendilerini güncelleyenler kadar tehlikeli, onlar kadar Seyh Sait’i sahiplenen, koruyup kollayan, savunan, tarihi gerçeklere “ihanet eden” olursun!

Emperyalist İngiltere’nin, Türkiye ve bölgedeki işbirlikçilerinden “Kürt-İslam Sentezcileri” gibi, “hain”den “kahraman” yaratıyorsun ayırtında değilsin!

O koltukta, artık, değil bir gün, bir saat bile oturmamalısın!

Bilesin ki, yukarıdaki cahilce ve de çocukça sözlerinden sonra öz CHP’liler, sana çok kızgınlar, 1 Nisan 2024 sabahından itibaren seni, “Kemal baban” gibi gönderecekler!

Büyük olasılıkla, DEM Parti Eş Genel Başkanı Siirt Milletvekili Tuncer Bakırhan’ın 8 Aralık 2023 Cuma gecesi, partisinin –o günlerde HEDEP’ti, birkaç gün sonra DEM Parti oldu- Kağıthane ilçesinin “Halk buluşması” https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/091220232 toplantısında ettiği “Birisini 100 yıldır Kürtlere, buradaki halklara ve inançlara uyguladığı baskı politikalarından tanıyoruz” –Ne kadar cahil ki, CHP’yi, 100 yıldır iktidarda sanıyor!- tümcesinden de habersizsin!

Ve…

Hep “Bir atımlık barutu vardı, attı bitti” tümcesiyle anılacaksın!..

KEY’DEN “EV” VERİLECEĞİNE, 100 (YÜZ) – 1300 (BİN ÜÇ YÜZ) TL ARASI PARA ÖDENDİ!..

150 150 bakikarakol

Gündemi, gündem gerisi konuları bugün/bu hafta bir kenara koyuyorum, kaç zamandır ertelediğim konuyu yazıyorum.

 

Ülkenin acil konu ve gündemlerinden biri, “barınma/konut sorunu”dur.

 

Özellikle şu günlerde, varlıklılar dışında, çalışan insanlarımızın bir kısmı “ev sahibi olabilme”, bir kısmı “yüksek kiralarla baş edebilme” derdinde.

 

Ve bu yeni değil.

 

Yadsınamaz…

Önceki iktidarlar, vatandaşların “barınma” veya “konut” sorununu çözmek için “çalışmalar” yaptılar.

Bugünkü iktidar ise sorundan, siyasi ve parasal getirim (rant) çıkarma, kazanımlar elde etme peşinde.

 

Yetmezmiş gibi…

Partim CHP’min, 4 ve 5 Kasım 2023’teki 38’inci Olağan Kurultay süreci bitiminde, Kamutay (TBMM) Genel Kurulu’nda, Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifakı İktidarı’nın ortağı siyasi partilerin (AKP, MHP, BBP, DSP, YRFP, HÜDA PAR) Milletvekillerinin oylarıyla, “Kentsel Dönüşüm Yasası” kabul edildi.

İlginçtir; sessiz sedasız geçti, gündem olmadı; muhalefet partileri gündeme getirmediler!

Ve bu yasayla iktidar, “getirim” açısından “değeri yüksek”, dahası “değeri çok yüksek” yerleri, arsaları (üzerlerinde isterse tapulu özel mülkler olsun), “rezerv alanı” ilan edecek, oradaki insanları başka yerlere sürecek, “depreme dayanıklı konutlar” yapacak!

(Tırnak içimde ‘depreme dayanıklı konutlar’ diye yazdım ama özde ‘getirime dayalı konutlar’ demek doğru olacak.)

Söz konusu yasanın ana özelliklerinden biri, Anayasa ve yasalarla güvenceye alınmış “tapu teminatı”nı ve “mülkiyet hakkı”nı yürürlükten kaldırıyor, vatandaşı tapudan, mülkiyet hakkından, dolayısıyla “barıma”dan yoksun bırakıyor!

 

Toplumun yoksullaşan yüzde 80’i, yakın gelecekte ciddi konut/barınma sorunu yaşayacak!

Sonuçta…

Ne yazık ki…

”Baraka, teneke, mağara evler” kaçınılmaz olacak!

 

Oysa…

Bu ülkenin, bu ülke halkının, bu ülkede yasayanların bir “KEY”i vardı.

(Atatürk dönemine kadar uzanan benzeri unutulmamalı.)

 

KEY’in açılımı “Konut Edindirme Yardımı” idi.

 

KEY’in Yasası da vardı:

“5664 Sayılı Yasa”.

1987 yılında çıkan bu yasanın amacı şöyle tanımlanıyor:

“Mülga* 3320 sayılı Memurlar ve İşçiler ile bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun uyarınca hak sahibi olanlara nakit veya hisse senedi olarak ödeme yapılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.”

 

5664 Saylı “Konut Edindirme Yardımı” Yasası’nı, 1987’de iktidardaki Anavatan Partisi’nin (ANAP’ın) Kurucu Genel Başkanı merhum Turgut Özal’ın başında bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 45’inci Hükümet’i çıkarmıştı.

Çıkmasında ve uygulanmasında en çok emeği geçenlerden biri…

ANAP’ın 37’inci kurucularından, Özal Başbakanlığındaki 46’inci Hükümet’in Devlet Planlama Teşkilatı’ndan (DPT’den) ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı (21 Aralık 1987-30 Mart 1989), Yıldırım Akbulut Başkanlığındaki 47’inci Hükümet’te de Maliye ve Gümrük Bakanı (29 Mart 1990-23 Haziran 1991), 9 Şubat 1993’te Bolu Gerede yakınlarında geçirdiği trafik kazasında eşi ve kızıyla birlikte yaşamını yitiren İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci idi.

(Saygıyla anıyorum, ışıklar içinde uyusun.)

 

KEY Yasası, 26 Kasım 1999’da, 588 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırıldı.

İktidarda, Demokratik Sol Parti (DSP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Anavatan Partisi (ANAP) koalisyonu vardı.

8 Mayıs 1999’da kurulan, 18 Kasım 2002’de de biten 57’inci Hükümet’in Başbakanı Bülent Ecevit’ti.

 

17 Ağustos 1999’daki “Marmara Depremi” diye de anılan Gölcük merkezli 7.2 büyüklüğündeki deprem, 57’inci Hükümet döneminde oldu.

 

Ne hikmetse…

KEY Yasası’nın yürürlükten kaldırılması, 17 Ağustos Marmara Depremi’nden 3 ay sonra gerçekleşiyor!

Ve…

İktidarı, 3 Kasım 2002’deki Genel Seçimleri’nde yüzde 34 oyla 1’inci çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin, Abdullah Gül Başkanlığındaki 58’inci Hükümet’ine devreden 57’inci Hükümet’in yaşayan Bakanlarına -hele de Bayındırlık ve İskan Bakanı (o tarihte MHP’li, şimdi İyi Parti’li ve de 17 Ağustos depreminden hemen sonraki süreçte inşaat malzemeleri alımlarında adı akçeli işlerle çokça/sıkça anılan- Koray Aydın’a sormak gerek:

KEY’i neden, hangi gereksinimden/gereksinimlerden ötürü yürürlükten kaldırdınız?

KEY’in, 1 Ocak 1987 ile 26 Kasım 1999 arasında (yaklaşık 12 yılda) toplam ne kadar parası oldu?

Çalışan memur, işçi, esnaftan kesilen bu para nereye/nerelere, hangi tarihlerde, ne miktarda harcandı, 58’inci AKP iktidarına ne kadar para bırakıldı?

 

 2007 yılına gelindi.

İktidarda “60’ıncı Hükümet”; Başbakan, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

www.hurriyet.com.tr’nin 6 Nisan 2006 günlü “KEY ödemeleri en erken 2007’de”  https://bigpara.hurriyet.com.tr/haberler/genel-haberler/key-odemeleri-en-erken-2007-de_ID558918/ başlıklı haberin ilk paragrafında “Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının tasfiyesi için hazırlanan kanun taslağı, Bakanlar Kurulu`nun imzasına açıldı. Taslağın bu yıl içinde kanunlaşması halinde, 5-6 milyon kişiyi ilgilendiren ödemelerin en erken 2007’nin ikinci çeyreğinde gerçekleşeceği belirtiliyor” diye yazıyor.

KEY ödemelerine ilişkin yasa 2007 yılında Kamutay Genel Kurulu’nda geçiyor, hak sahiplerine ödemeye Temmuz 2008’den itibaren başlıyor.

 

Şimdi de…

AKP yönetimine, 60’ıncı Hükümetin Başbakanına, yaşayan Bakanlarına, -özellikle Maliye (şimdiki Hazine ve Maliye) Bakanı Mehmet Şimşek’e-, Milletvekillerine soralım:

57’inci Hükümet’ten, 60’ıncı Hükümet’inize/iktidarınıza ne kadar KEY parası kaldı?

Hak sahiplerini “ev sahibi” yapma yerine, 100 (yüz) – 1300 (bin üç yüz) TL arası para ödeme gereksinimini neden duydunuz?

Hak sahiplerine toplam ne kadar KEY parası” ödediniz?

“KEY parası”ndan kalan oldu mu?

Olduysa, ne kadardı?

Yoksa…

Ödemelerle “KEY parası” sıfırlandı mı?

 

Muhalefete dönelim:

Anlatmaya çalıştığım konuyu hiç düşündünüz mü?

Neden gündeminize almadınız?

Neden Türkiye’nin gündemine taşımadınız?

Neden sorgulamadınız?

Neden sorgulatmadınız?

Neden hala geçmişteki bu konuda, günceldeki “konut sorunu”nda ve gelecekteki “Kentsel Dönüşüm Yasası uygulaması”ndan kaynaklanacak “evsizleşme/konutsuzlaşma” tehlikesine karşın suskunsunuz?

 

Vatandaşa da sitemle birkaç soru:

KEY’den ötürü maaşından her ay para kesilirken; bu paranın, seni ev sahibi yapmak için kesildiğini neden kavrayamadın?

KEY Yasası yürürlükten kaldırılırken; “Beni barınma, ev sahibi olma hakkından yoksun bırakamazsınız, KEY Yasa’mı yürürlükten kaldıramazsınız?” diye feryat etmedin, sokağa çıkmadın, eylemler yapmadın, KEY Yasası’nın iptalini engelleyemedin?

KEY paralarının toplam miktarının ne kadar olduğunu, nerelere harcandığını, ne kadarının kaldığını ve KEY Yasası’nın yürürlükten kaldırmaktaki ana amacın ne olduğunu neden düşünmedin, sorgulamadın, gündeme, yargıya taşımadın?

Yasal barınma ve mülk hakkının, tapu güvencesinin elinden alınmasına neden sessiz, tepkisiz kaldın?

“KEY paraları ödenecek” denildiğinde, KEY paranı almak için banka önlerinde saatlerce kuyrukta beklerken, ödenecek paranın yüzde kaçta kaçı olacağını usundan (aklından) neden geçirmedin?

Neden daha sonra çevrenle, KEY’daşlarınla iletişime, söylem ve eylem içine geçmedin?

Ve ve…

Sana bu “mağduriyet”i yaşatanlara, bu “mağduriyet”ten siyasi ve parasal getiriler,  kazanımlar peşinde koşanlara, seni “mülkiyet hakkı”ndan, “tapu güvencesi”nden yoksun bırakanlara/bırakacaklara inanmayı, güvenmeyi hala sürdürecek, yerel ve genel seçimlerde hala oy vermeyi düşünecek misin ve sandığa gittiğinde oy verecek misin?

Yanıtın “Evet” ise…

Kusura bakma…

İçim parçalanarak söyleyeceğim:

Sen bu “mağduriyeti, mağduriyetleri” h a k ediyorsun!

Bu kadar düşüncesizlik, duyarsızlık, tepkisizlik olmaz ki!

Gene de ben, senin için yazacağım, savaşım vereceğim!.. 

 

* Kapatılan

MERAL AKŞENER VE PARTİSİ, 2019 YEREL SEÇİMLERİNDE BATIDA CHP’YLE, DOĞUDA AKP VE MHP’YLE İTTİFAKTAYDI!..

150 150 bakikarakol

Kamutay’ın (TBMM’nin) 2’inci büyük (anamuhalefet) partisinin Genel Başkanı Özgür Özel, 30 Kasım 2023 Perşembe günü, yardımcılarından birkaçını da yanına alarak, kalktı,  Kamutay’ın 5’inci partisi İyi Parti Genel Merkezi’ne gitti.

Kapıda karşılamada, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener yoktu, Meral Akşener’in kurmayları vardı. https://www.youtube.com/watch?v=aOzPcvrBxDw

Meral Akşener, konuğunu, makam odası bitişiğindeki salonda karşıladı, konuğunun elini sıktı, konuğundan gül aldı; gül almadan, elini sıkmadan önce, konuğuna karşı –bana göre- çirkin bir hareket yaptı.

Şimdi vereceğim linki tıkladığınızda gözlerinizle göreceksiniz:  https://twitter.com/BakiKarakol/status/1731787862369055172

Dikkat ettiniz mi?

Meral Akşener, konuğuna nerede duracağını işaret ediyor!

Ne kadar çirkin!

Konuğu, kendisinden yaşça küçük de olsa, o konuk, anamuhalefet partisinin Genel Başkanı ve nerede, nasıl duracak bilen biri.

Meral Akşener’in konuğunu kapıda karşılamaması, konuğuna bu harekette bulunması, konuk Özgür Özel ve beraberindekilerin dikkatinden kaçmış olabilir ya da dikkatten kaçma yok, ama bilerek, belli ettirmediler.

Sonunda, heyetler halinde oturdular, konuştular; iki Genel Başkan basının karşısına çıktılar, açıklamalarda bulundular. https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-ozgur-ozel-ve-y-parti-genel-baskani-meral-aksenerin-ortak-basin-aciklamasi-30-kasim-2023

Linki tıkladığınızda, ikilinin neler söylediklerini okuyacağınız için ayrıntıya girmeyeceğim.

Konuk Genel Başkanın “ısrarlı istem”i üzerine, ev sahibi Genel Başkan, “ısrarlı istem”i 4 Aralık 2023 Pazartesi günü partisinin Genel İdare Kurulu’na (GİK’e) götüreceğini, oradan çıkacak kararın bağlayıcı olacağını söyledi.

Bu defa dış kapıya kadar inen, basın açıklamasının bitiminde konuğunu uğurlayan Meral Akşener makam odasına çıktı.

Derken…

4 Aralık 2023 Pazartesi günü geldi çattı.

İyi Parti’de toplantı üstüne toplantı yapıldı; akşam saatlerinde GİK’in kararı sızdı, ardından İyi Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu açıklama yaptı. https://www.sozcu.com.tr/iyi-partiden-kritik-aciklamalar-wp7801758

50 kişilik GİK, 14’e karşı, 35 oyla, CHP’nin, 31 Mart 2024’teki yerel seçimlerde Özgür Özel ve yönetiminin “işbirliği/ittifak ısrarlı istemi”ne “hayır” demişti.

Ben çok sevindim, çok mutlu oldum.

Çünkü…

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanması daha bir garantiye bindi.

Bindi de!..

(Ayrıntıya en altta giriyorum.)

İyi Parti’nin tabanında büyük oran ve kimi il, ilçe başkanları, CHP ile işbirliğinden yanaydı.

Bu durumda, İyi Parti tabanı ile üst yönetim GİK arasında derin bir uçurum vardı.

GİK üyeleri gibi düşünmeyen İyi Parti tabanının yarıya yakını, üst yönetime okkalı ders vermek için, 31 Mart 2024’te sandığa gittiğinde oyunu İmamoğlu’ndan yana kullanacak.

Ancak şunu belirtmeliyim:

İyi Parti GİK, bir önceki “Yerel seçimlere 81 ilde yalnız başlarına girme, tüm il ve ilçelerde aday çıkarma” kararının arkasında durarak, etik ve tutarlı davrandı.

GİK, bu etik ve tutarlı doğru karara karşın, İyi Parti’nin siyasi yaşamdan yok oluşunun kapısını da ardına kadar açtı.

 

Onları, siyasi yazgılarıyla baş başa bırakıyor, Özgür Özel’in dünkü (5 Aralık 2023 Salı) grup konuşmasının https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-ozgur-ozel-tbmm-chp-grup-toplantisinda-konustu-5-aralik-2023 sonlarındaki şu sözlerine  geliyorum:

// Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak seçildiğim günden itibaren Cumhur İttifakı karşısında tüm muhalefetin, toplumsal muhalefetin, parlamenter muhalefetin bir araya gelmesini ve yerel seçimlerde işbirliği yapmasını savundum. İttifak kelimesini kullanmadım çünkü o kelime yoruldu ve yıprandı. Oysa hem kentler bazında hem de yereldeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin örgütlerinin ve diğer partilerin örgütlerinin teşkilatlarının olgunlaştırdığı tüm çözümler karşılıklı kazandıran çözümler olabilir. Bunun için hem bütün topluma hem de siyasi muhataplarımıza çağrılar yapıyoruz. 30 Kasım Perşembe günü, bu kapsamda İyi Parti’nin Sayın Genel Başkanı Meral Akşener’i heyetimiz ile birlikte ziyaret ettik, onlar da bizi heyetleri ile birlikte karşıladılar. Sayın Akşener’e 81 ilde aday çıkarma noktasındaki Genel İdare Kurulu kararlarından haberdar olduğumuzu, bu kararın gözden geçirilebilir olup olmadığını, mümkünse bunun bir kez daha gözden geçirilmesini önerdim, bunun mümkün olup olmadığını sordum. Müzakereler sırasında “Ne teklif ediyorsunuz?” diye sorulduğunda da şunu söyledik: Bir masa kuralım, oturalım konuşalım, iş birliği yapalım; mümkün olan en çok yerde iş birliği yapıp en iyi sonucu alalım, birbirimize kazandıralım ve Türkiye’ye kazandıralım. Sağ olsunlar çok kıymetli bir ev sahipliği yaptılar, çok verimli, bir saatten fazla süren bir toplantı yaptık ve kendileri bunu Genel İdare Kuruluna götüreceklerini söylediler. Pazartesi günü, dün, Genel İdare Kurulu’nda konu görüşüldü. Genel İdare Kurulu’nun kararı, tüm seçim bölgelerinde tek başına girmeleri yönünde oldu. İlk baştan söylemiştim, “alınacak her iki karara da saygılıyız” demiştim, aynen bu saygımızı muhafaza ediyoruz.

İyi Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişte çok önemli işbirlikleri, ittifaklar yaptığı, 81 il başkanımızı birbirinden ayırmadığımız, gittiğimiz tüm ilçelerde ilçe başkanlarını kendi ilçe başkanımız gibi gördüğümüz, çok kıymet verdiğimiz bir partidir. Ben yakasında güneş gördüm mü, yolda görsem, hemen “İyi bir insanla karşılaştık” derim. Çünkü İyi Parti’nin seçmenleri gerçekten iyi insanlar; Atatürk’ü seven, ülkesini seven, bayrağını seven insanlar; yani sizin, bizim gibi insanlar. O yüzden bütün örgütümüz ve bütün seçilmişlerimizden talebim şudur: Eski dosttan düşman olmaz. Sakın İyi̇ Parti GİK’te bir karar verdi diye, İyi̇ Parti ile bir sıkıntımız olduğunu düşünmeyin. İyi Parti, iyi insanların partisidir, çağdaş insanların partisidir, bizim kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü seven insanların partisidir; geçmişte birlikte başarılar elde ettiğimiz ve bundan sonra da Türkiye’de birlikte çok şeyi başaracağımız, iyi insanların partisidir.

Bundan sonra ne yapacağız? Bundan sonra ittifak arayışımızı toplumsal tabana yayacağız. Bundan sonra İstanbul’a ihanet edenler İstanbul’a geri dönmesinler diye, Ankara’yı parsel parsel satanlar dönüp kaldıkları yerden devam etmesin diye, Tayyip Bey helikoptere binip Araplara, Katarlılara, Arap şeyhlerine arsalarımızı helikopterden pazarlamasın diye bütün milletimizle ittifak yapacağız.

Bu yol bizim, bu yürüyüş bizim Halk Partililerin tek başına yürüyeceği bir yol değildir. Bütün milletimizi ranta karşı, talana karşı halkçı belediyecilikte birleşmeye davet ediyorum. //

 

Özellikle sondan ikinci paragrafı pek beğendim ve alkışladım!

Hala da beğeniyor, alkışlıyorum.

Sözün sahibi Özgür Özel’i kutluyorum ve bu sözleri kendisinin, kurmaylarının, bütün CHP’lilerin seçim süresince dillendirmesini öneriyorum.

 

Ancak…

Özgür Özel’in, “Kemal Atatürk Milliyetçiliği” ile “Alparslan Türkeş Milliyetçiliği”ni bilmediğini, iki zıttı birbirine karıştırdığını gözlemlediğimi de söylemeliyim.

Bu eksikliğini gidermesini iletmek isterim.

 

Özel’in “Eski dosttan düşman olmaz” sözü ise beni aldı 2019 yerel seçimlerine götürdü.

Şöyle:

Batıda (Ankara, İstanbul, İzmir’de vb) CHP ile işbirliği/ittifak içinde olan Meral Akşener ve partisi, HDP’li Belediye Başkan adayları kazanmasın diye doğuda (Iğdır ve Bitlis Ahlat’ta) Belediye Başkan adayı çıkarmadı; Iğdır’da MHP’nin, Ahlat’ta AKP’nin adayını destekledi; Kars’ta ise adayını geri çekmedi ama seçim günü 31 Mart 2019’a çok az bir zaman kala İyi Parti oyları -gene HDP adayı kazanmasın diye- MHP adayına gitti*; kendi adayları 920 oyda kaldı; oysa İyi Parti’nin Kars merkezde 7 binin üzerinde oyu vardı.

Buna karşın, Iğdır ve Kars’ta, Cumhur İttifakı’nın adayları kazanamadı, HDP’li adaylar kazandı; ama Ahlat’ta AKP adayı kazandı.

Yani…

Batıda başka, doğuda başka düşünce ve eylem içindekinden “dost” olur mu?!

 

Özgür Özel, bu soruya yanıt arayadursun, Meral Akşener’in 30 Ocak 2019 Çarşamba günü ettiği –özellikle- şu sözlerini anımsatma amaçla bilginize sunayım:

“Iğdır sınır şehrimiz. Ahlat Osmanlı devletinden itibaren sembolik değeri çok yüksek bir ilçemiz. Biz aday çıkarmıyoruz. Cumhur İttifakı’nın paydaşlarına sesleniyorum: Oturun, anlaşın, tek adaya düşürün. Bizim Iğdır’da 5 bin 500’e yakın oyumuz var. İşte bekayla ilgili İyi Parti’nin somut adımı. Ahlat’ta MHP’den belediye başkanı seçilmiş, daha sonra AK Parti’ye geçmiş Mümtaz Bey var. Orada da 745 oyumuz, aday çıkarmıyoruz ve Mümtaz Bey’in seçilmesine katkıda bulunmak istiyoruz. Cumhur İttifakının paydaşları beka konusunda çok samimiyseler Iğdır ile ilgili tedbir almalılar.”

https://www.indyturk.com/node/12511/siyaset/ak%C5%9Fener-hdp-aday%C4%B1n%C4%B1n-kazanmamas%C4%B1-i%C3%A7in-i%C4%9Fd%C4%B1r-ve-ahlatta-aday-%C3%A7%C4%B1karmayaca%C4%9F%C4%B1z-dedi

 

Gelelim, yukarıda “CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanması daha bir garantiye bindi.

Bindi de!..

(Ayrıntıya en altta giriyorum.)” diye yazdıklarıma.

 

Böyle düşünüyor, böyle yazıyorum ama grup konuşmasında partili taraflar “İstanbul bizimdir, bizim kalacak” https://twitter.com/BakiKarakol/status/1729803910611677639 diye slogan atarken gülümseyerek hoşnutluğunu sergileyen AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasına sessiz, tepkisiz kalacak mı?

Ya kalmazsa?!

Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımadığını haykıran Erdoğan, İmamoğlu’nun kazanması ile bitecek seçimi kabullenip tanıyacak mı?

Ya kabullenmeyip tanımazsa?!

Ya İmamoğlu 2 yıl 7 aylık -siyasi yasağı da içeren cezası onanır, cezaevine konursa?!

O zaman ne olacak?!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetimi ne yapacak?!

Böyle bir olasılığa karşı belirlenmiş siyasaları var mı?!

Yoksa “Daha neler!” denilip geçiştirilecek mi?!  

Ne yalan söyleyeyim, ciddi biçimde endişeliyim!..

 

* Cumhur İttifakı’nın büyük ortağı AKP, Kars ve Iğdır’da aday göstermedi, MHP adaylarını destekleme kararı aldı. O günlerde, HDP adaylarının kazanacağı, ancak bir yıl içinde de alınıp yerlerine kayyum atanacağı tarafımdan kaleme alınmış, yayınlanmıştı.