YILMAZ ÖZDİL, ÖZGÜR ÖZEL’DEN DE, ÖZGÜR ÖZEL’İN SÖZCÜSÜ DENİZ YÜCEL’DEN DE KAT KAT ATATÜRKÇÜ’DÜR, CHP’LİDİR!..
https://bakikarakol.com/wp-content/themes/osmosis/images/empty/thumbnail.jpg 150 150 bakikarakol bakikarakol https://secure.gravatar.com/avatar/9c47b0a2dd4845fdd2b5a8eb86cb0daa?s=96&d=mm&r=gO kadar “gazeteci” geçinen ama “gazeteciliğin” ne olduğunu zerre bilmeyen soytarıların, paragözlerin, yandaşların, yalakaların, her dönemin bukalemunlarının varlığına karşın, ne uzun uzun, ne kısaca “gazeteciliği”, “gazetecileri” anlatmayacağım; Abdi İpekçi, Uğur Mumcu vb anlayışındaki, çizgisindeki gazeteci Yılmaz Özdil’den; onun, “CHP Genel Başkanı” sıfatlı Özgür Özel (Ö.Ö) ve “Özgür Özel’in Sözcüsü” Deniz Yücel tarafından yakışıkça, gereksizce, anlamsızca, haksızca yerilmesinden söz edeceğim.
Yılmaz Özdil, Özgür Özel’den de, Özgür Özel’in sözcüsü Deniz Yücel’den de çok çok iyi, bilgili, donanımlı, kat kat “Atatürkçü”dür, Cumhuriyet Halk Parti”lidir ve gazeteciliğin ak yüzüdür, yanlışları, doğruları ikileme düşmeden, korkuya kapılmadan yazar, paylaşır; Özgür Özel’in, CHP Genel Başkan seçilmesinden hoşnuttu.
Ona karşın, süreç içinde Özgür Özel’in yanlışlarını gördü, onları tek tek yazmaktan çekinmedi; Özgür Özel’den ve ekibinden tepkiler geleceğini öngörüyordu ama gerçekler adına, çarmıha gerilmeye eyvallahı yoktu.
31 Mayıs 2024 Yerel Seçimleri’nden, en çok paya sahip “toplumsal muhalefet”in etkisi ve katkısıyla CHP birinci, 22 yıldır iktidarda olan AKP ikinci çıkmıştı.
Toplum mutluydu; insanların yüzü gülüyor, gözleri ışıldıyordu.
AKP’lilerin ve AKP seçmenlerinin suratları asıktı, moralleri bozuktu.
Tam bu ortamda, Özgür Özel, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanını “ziyaret” etmek istediğini dillendirdi.
“Erken seçim” siyasası ışığında söylem bekleyen toplum, bir anlam veremedi, şaşırdı.
Gündem bir adanda Özgür Özel’in “ziyaret” istemine kaydı.
Yılmaz Özdil, duyarlı, yurtsever, Atatürk ve CHP düşünceli her yurttaş gibi bunu yanlış buldu, yanlış bulduğu için yerdi; Özgür Özel’in, Genel Başkanı olduğu CHP’yi yerel seçimde birinci parti yapan toplumsal muhalefetin gündeme taşınmasını özlemle beklediği “erken seçim”i düşünmemesini, ağzına almamasını anlattı durdu.
Vay sen misin?!
Özgür Özel, Ekol TV’de Armağan Çağlayan’ın “Hepsi Bu Hafta Sonu Oldu” programına katıldı. https://chp.org.tr/haberler/chp-lideri-ozgur-ozel-armagan-caglayanin-konugu-oldu-anayasaya-uymazsak-kabileye-doneriz
Armağan, sorularının birinde “Erdoğan ile görüşmesine neden karşı çıkıldı”ğını sordu, Özgür Özel şu yanıtı verdi:
“… Adam mesela Youtube’de video çekiyor, ağır hareketler ediyor. Ağır şeyler söylüyor. O da Atatürkçü ama baktığınızda aslında, bana hırsı ne? Bana hırsı şu: Geçmişte ‘Bidon kafa’ diye köşe yazısı yazmış arkadaş. ‘Hadi bakalım’ diyor, ‘Şimdi elinde bidon’. Bir yerde sular kesilmiş. Sözcü Gazetesi haber yapmış. ‘Su kuyruğu’ diye. ‘Bidon kafalılar, bu iktidarı seçtiniz. Hadi bakalım, şimdi gidin ve su sırasına girin.’ Ben vaktiyle bunu eleştirmiştim. Onun da hırsı bana ondan. İyi ki de onunla aramda böyle bir açı var. O oy alamayınca hata bizde ‘Nerede’ demek yerine, oy vermeyen seçmene ‘bidon kafa’ diyen zihniyet. Zaten bu partinin 47 yıldır ilk kez birinci parti olmasının sebebi bu zihniyetten kopuş. Seçmen dediğin kişi, birer birer insan. İşsiz, aç, yoksul, ötekileştirilmiş, yalnız, endişeli. Sen ona diyorsun ki: ‘Bu ülkeyi kim yönetsin?’ Sen ona o güveni vermediysen, o da sana oy vermediyse, bidon kafa olan sensin. Siyasetçinin kendisi. Oturup kafasını duvara vurup, ‘Nerede yanlış yaptım’ demesi lazım. Ama seçmene kusur bulan, seçmene emir veren, seçmene kafa tutan bir yaklaşımı ben reddediyorum. Arkadaş seçmene sövüyor, bilmem ne yapıyor. Hiç duymadığı şeyleri olmuş gibi anlatıp çünkü öyle bir düzleme geldik. Sonra attığı iftira viral oluyor. Her tarafta dolaşıyor. Sonra en yakınım bile ona inanıyor. Böyle bir süreç var. Bunlar kutuplaşma olmasa yaşayamazlar. Beslenemezler. Geçinemezler. O yüzden sürekli kavga ortamı olsun. İki taraf birbiriyle sürekli çatışma halinde olsun. Biz de bu tarafa mermi satalım, bilmem ne yapalım. Savaş ekonomisinden beslenenler boşuna endişeleniyorlar. Zaten içine girdiğimiz süreç ne bütün sorunları çözer, ne bütün tartışmaları bitirir, ne biz gidip AKP ile koalisyon oluruz. Sen yine muhalif olursun. Yarın ben iktidar olurum, bana da muhalif olursun ama iki tarafta böyle gerilimden beslenenler var. Onların bilinçsiz olanlarına lafım yok. Yani hırslı, efendim bunca yıl bize bunu yapanla el mi sıkışılır filan. Onlara lafım yok. Ama tuzu kuru olup, geliri yerinde olup ve sırf bu kutuplaşma ortamından her türlü imkanı yaşayan, Türkiye’de bu yaşananlardan beslenen bir güruh var. Onlara ciddi itirazım var. Onların boşa düşmesi lazım.”
Ne kadar çirkin!
Şimdi size, 14 Temmuz 2007 Genel Seçimler’den 29 gün sonra Yılmaz Özdil’in Hürriyet Gazetesi’nde 13 Ağustos 2007’de yayınlanan “Bidon kafa” yazısını sunacağım ve sizden, okuyacaklarınızla Özgür Özel’in çarpıtmalarını, iftiralarını, ne büyük yanlışlar yaptığını görmenizi isteyeceğim:
// ŞARIL şarıl bedava su varken, baraj yapacağına, dünyanın en uzun borusunu döşeyip, taaa Rusyalardan en pahalı gazı getiriyor…
Depo yok.
Depo var…
Su yok.
Suyu bulsa…
Boru yok.
Boru döşese, o döşeyene kadar zaten su kuruyor.
*
Yani darılmayın ama, hakikaten Allah cezanızı versin be kardeşim.
*
Bakıyorum televizyonlara…
Şöhret olmuşsun yahu!
BBC, CNN hep seni gösteriyor.
Akmayan çeşme başında, elindeki boş bidonu kameraya sallayarak, “elim kırılsaydı” diye bağırıyorsun.
*
Hiç bağırma.
Senin paranla sana köfte ekmek ısmarladılar, hizmet sandın… Sudan ucuz senin oyun.
Hiç bağırma.
*
Düşün şöyle bir…
Maazallah CHP-MHP iktidar olsaydı, ne diyeceklerdi?
“Uğursuz bunlar…”
“Bereketsizler…”
“Geldiler, kuruttular…”
Demeyecekler miydi?
Diyeceklerdi.
Sen de kafanı emme basma tulumba gibi sallayarak, “he valla” demeyecek miydin?
Diyecektin.
Hatta, şu anda tek satır bile susuzluktan bahsetmeyen liboşları, satılık kalemleri okuyup okuyup, “şerefsiz bu laikler” demeyecek miydin öfkeyle?
Diyecektin.
Hiç bağırma.
*
Bak şimdi sen, çoluk çocuk kokarcaya döndün, Afrikalılar gibi fellik fellik yıkanacak dere arıyorsun…
Senin sırtından koltuk sahibi olanlar, borsa vurgunu yapanlar, ihale kapanlar, dolar-faiz volisi vuranlar ise, Perrier’le San Pellegrino’yla jakuzide banyo yapıyor, köpük köpük.
*
Reina’da sular kesik mi sanıyorsun, a benim bidon kafalım?
*
Şimdi iyi dinle…
Yap elini yumruk.
Şeytan kulağına kurşun der gibi vur bakayım kafana iki defa…
Ne duydun?
“Donk donk” di mi?
*
Sen önce onu doldur.
Su kolay. // https://www.hurriyet.com.tr/bidon-kafa-7074842
Yılmaz Özdil, sosyal basın (medya) hesabından “Buket Aydın lideri Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim. ‘Erken seçim istemiyor, AKP’nin toparlanmasına fırsat tanıyor’ dediğim için bana saldıran Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim. Namuslu gazetecilere küfreden trollerin abisi Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim. ‘Bütün dünyada, birinci olmasına rağmen erken seçim istemeyen ilk ve tek genel başkan’ dediğim için, ‘AKP’nin dört yıl daha iktidarda kalması için özel çaba harcıyor’ dediğim için bana saldıran Özgür Özel, sana bu iftiranı yedireceğim. Bana milletvekiliyken yıllarca ‘Yılmaz abı’ diyen Özgür Özel, şimdi niye çıkıp iftira attığını –gözlüğü çıkardın ama- gözüne sokacağım.” https://www.gercekgundem.com/siyaset/ozgur-ozelin-bidon-kafa-cikisi-yilmaz-ozdili-kizdirdi-sana-bu-iftirani-yedirecegim-466116 paylaşımda bulunarak, yanıt verdi.
Özgür Özel’in sözcüsü Deniz Yücel aynı gün sosyal basın hesabından esti, gürledi:
“Bir kişinin CHP Genel Başkanına ‘Sözlerini yedireceğim’ gibi bir üslup kullanması için şuurunu kaybetmiş olması gerekiyor. Özgür Özel küfür mü etmiş, hakaret mi etmiş? Sadece bir tespit yapmış… Bugüne kadar kime hangi sözünü yedirdin de, mahalle kabadayısı gibi efeleniyorsun Yılmaz Özdil? Haddini bil! Bir yanda yıllarca insanların Atatürkçü, Cumhuriyetçi, laik ve seküler duygularını sömürürken, diğer yandan iktidara oy veren kitleyi aşağıladın, iktidarın kutuplaştırma ve ayrıştırma siyasetinin değirmenine su taşıdın. Merak etme, sana rağmen iktidar olacağız.” https://www.gercekgundem.com/siyaset/chpden-yilmaz-ozdile-cok-sert-tepki-haddini-bil-466191
“Had bilmez”lerin, başkalarına “Haddini bil” demesi kadar uçuk ne olabilir?!
Özgür Özel’in sözcüsü Deniz yücel “had bildiren paylaşımı”nda öylesi yanlışlar yapıyor ki!
“Kanıtla” diye sorulsa, mosmor olacak, tıkanıp kalacak!
4 gün sonra (24 Haziran 2024 Pazartesi) Yılmaz Özdil, hafta içi her sabah canlı yayın yaptığı youtube kanalında, Özgür Özel’e de, Özgür Özel’in sözcüsü Deniz Yücel’e de hadlerini çok güzel bildirdi.
Ne dün grupta konuşan Özgür Özel https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-ozgur-ozel-zammi-soke-soke-almak-cin-butun-gecinemeyenleri-gebzeye-bekliyoruz, ne önceki gün basın toplantısı düzenleyen sözcü Deniz Yücel https://www.sozcu.com.tr/diyanet-bes-ayda-2-milyon-312-bin-asgari-ucretlinin-maasina-esit-harcama-yapti-p59175, Yılmaz Özdil’e yanıt verebildiler!
Veremezler çünkü haksızlar, yanlıştalar, çarpıtıyorlar, verecekleri yanıtları yok!
Ama –önerimdir-, şunu yapsınlar:
Yılmaz Özdil’den özür dilesinler!
Bu ikiliye söyleyecek sözüm var; ancak, bugünkü yazım biraz uzun oldu, haftaya kaleme alacağım.
O yazımda, 5 Haziran 2024 Çarşamba günlü “ATI ALAN ÜSKÜDAR’A GEÇMİŞ, ÖZGÜR ÖZEL HALA HAVANDA SU DÖVÜYOR!..” https://bakikarakol.com/ati-alan-uskudara-gecmis-ozgur-ozel-hala-havanda-su-dovuyor/ başlıklı yazımda “Bu konuyu ya 19 Haziran 2024 Çarşamba veya 26 Haziran 2024 Çarşamba günü yazacağım.” tümcemle verdiğim sözü de yerine getireceğim.
İzninizle yazımı, meslek büyüğüm Rahmi Turan’ın, Sözcü Gazetesi’nde 22 Haziran 2024 Cumartesi günü yayınlanan “Özgür Özel-Yılmaz Özdil kavgasında kim haklı?” başlıklı görkemli yazısının linki https://www.sozcu.com.tr/acil-cozum-sart-p58660 ’ı vererek ve mutlaka okumanızı isteyerek, bitireceğim…