Monthly Archives :

Şubat 2025

EKREM İMAMOĞLU “OLAMAZSA”, CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞINA EŞİ DİLEK İMAMOĞLU’NUN DÜŞÜNÜLMESİ!..

150 150 bakikarakol

Başlık konusuna geçmeden…

23 Şubat 2025 Pazar günü Ankara Spor Salonu’ndaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin 8’inci Olağan Büyük Kongresi’nde, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmaya da değinmeden… https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/156728/-sadece-secimleri-kazanarak-degil-gonulleri-kazanarak-22-yildir-iktidardayiz-

 

https://www.akparti.org.tr/ana-slider-haberleri/cumhurbaskanimiz-ve-genel-baskanimiz-erdogan-partimizin-8-olagan-buyuk-kongresi-nde-konustu-23-02-2025-13-21-43/

 

İki ayrıntıya dokunup geçeceğim.

Resmi kayıtlarda partinin adı “Adalet ve Kalkınma Partisi”dir; partinin kısaltılmışı “AK Parti” olarak belirlenmiş; ama partililer ve Cumhur İttifakı’ndakiler dışında hemen hemen herkes “AKP” der; diyenlerden, yazanlardan biri de benim.

AKP’nin ne Genel Merkez binasındaki ne de il, ilçe başkanlık binalarındaki tabelalarda “Adalet ve Kalkınma Partisi” yazmaz, “AK Parti” yazar.

Hiçbir partili de “Adalet ve Kalkınma Partisi” demez, “AK Parti” der.

Sanki partilerinin adını unutmuşlar!

Sanki partilerinin adını resmen/hukuken değil, fiilen değiştirmişler!

Bu ayrıntı, muhalefet parti yönetiminin hiçbirinin dikkatini çekmedi, çekmiyor!

 

İkinci ayrıntı; Büyük Kurultay’da, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız” sözcükleriyle anons edilince, yıllar önce usuma takılan, sıkça yazmama karşın kimseye anlatamadığım konuyu anımsadım:

Ülkemizde 16 Nisan 2017’de Anayasa maddelerinin değişimini içeren bir halk oylaması yapıldı.

“Kabul edildi”ği Yüksek Seçim Kurulu’nca “resmen” açıklanan o değişen maddeler içinde, “Siyasi Parti Genel Başkanı, Genel Başkanlık görevinden istifa etmeden Cumhurbaşkanı adayı olabilir; Cumhurbaşkanı seçilmesinde, parti üyeliğinde, parti Genel Başkanı görevinden istifa etmez” diye bir kayıt var mıydı?

“Milletvekili, Cumhurbaşkanı adayı olur ve seçilirse, Milletvekilliği düşer” kaydı var ama Genel Başkanlar için yok.

Hukuken olmayan, fiilen uygulanıyor!

Nasıl olur?!

Muhalefet Partilerin yöneticileri bu konuya da duyarlılık göstermedi, göstermiyor!

 

Dün (25 Şubat 2025 Salı) CHP grup toplantısı vardı; Genel Başkan Özgür Özel uzun uzun konuştu.

Yazımın bitimine yakın, Özel’in konuşmasının sonlarındaki çağrıyı alıntılayacağım.

 

Şimdi başlıktaki konuya geçeğim.

 

Pazartesi (24 Şubat 2025) günü, Cumhuriyet Gazetesi’nin resmi internet sitesinde //Çok konuşulacak ‘Dilek İmamoğlu’ iddiası: ‘Ekrem Bey’in diploması yok sayılırsa aday olacak’// https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/cok-konusulacak-dilek-imamoglu-iddiasi-ekrem-beyin-diplomasi-yok-2303113 başlıklı haber ilgimi çekti, dikkatlice okudum.

Haber özetle şöyle:

Gazeteci Nuray Başaran, tv100 kanalında Cansu Canan Özgen ile “Hayata Dair” programına konuk oluyor; İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ilişkilendirilen “sahte diploma” soruşturmasından olumsuz bir karar çıkarsa, CHP’nin yaşama geçireceği savlanan “seçenek” (alternatif) “plan”ından söz ediyor ve “Ben İmamoğlu’nun diplomasının yok hükmünde sayılacağını düşünüyorum” diyor, “Tabi bunun hukuki aşamaları var. Vaktimiz olmadığı için konuşmuyorum. Ama burada bir kulis bilgilini paylaşmak istiyorum. Yani ben şaka gibi sandım ama ciddi düşünüldüğünü söylediler. Ekrem Bey’in diplomasının yok hükmünde sayılırsa eğer Dilek İmamoğlu‘nun aday olacağını duydum. Çok da şaşırdım. Önümüzdeki günlerde bunu tartışıyor olacağız. Bununla ilgili toplantılar yapılmış. Bana şaka gibi geldi ama yok, ciddi bir şekilde tartışılıyormuş.” diye ekliyor.

 

Haberi okuduktan sonra usuma –her nedense-, Arjantin Devlet Başkanı Isabel Martínez de Perón geldi; yaptığım ilk iş de, şu yazdıklarımı X hesabımdan paylaşmak oldu:

BÖYLE BİR SEÇENEĞİN DÜŞÜNÜLMESİ BİLE ÇOK YANLIŞ!..

BU, KİMİN USU, BİLMİYORUM AMA BU US SAHİBİ GUGUK KUŞU’NUN TA KENDİSİDİR!..

UMARIM CHP’DEN AÇIKLAMA GELİR!.. https://x.com/BakiKarakol/status/1893958312992936028

 

Gelmedi!

 

 

Benim tepkim, Nuray Başaran’ın gazeteciliğine değil; Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun “Cumhurbaşkanı adayı” yapılmasına ya da olmasına hiç değil;  “Ekrem İmamoğlu olmadı, yerine eşi Dilek İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olsun” diye düşünen, toplantı ve çalışmalar içine giren “sözde CHP’liler”e idi!..

 

Gerçek CHP’li böyle bir düşünce ve eylem içine girmez, giren, CHP’ye yerleşmiş, yerleştirilmiş “guguk kuşu”nun ta kendisidir.

 

Evet, ben de biliyorum, “İmamoğlu Ailesi” CHP’li değildir, merkez sağcı ailedir.

Ekrem İmamoğlu da, ailesinin siyasi yapısındadır; ama “guguk kuşu” değildir.

Ancak…

Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifakı’nın birinci büyük partisi AKP’nin, siyasi söylemleri, siyasi eylemleri, kazanmaları ve çalışmalarıyla siyaseten yenemediği; Cumhur İttifakı’nın irili ufaklı ortaklarının, “iktidar gücü”nü, etkinliğini kullanarak, siyaseten yenmek, siyasi alanın dışına, çok uzağına atmak için ellerinden geleni yaptıkları, yaptırdıkları bir siyasi.

 

“Planlanan zaman dilimi”nde, Ekrem İmamoğlu gözlem altına alınabilir, Savcı karşısına, oradan Yargıç karşısına çıkarılıp tutuklanabilir, cezaevine konabilir!

Yüksek olasılık!

Kimse “Hayır, böyle bir şey olmaz, olamaz” demesin!

Olur!

Üzgünüm!

 

Gene üzgünüm, ne CHP, muhalefetin tamamı “önleyici” bir şey yapamaz!

5-6 ay içinde yaşananlara bakılırsa, iyi anlaşılacak!

Tepki vermekten öteye gidilemeyecek!

Çünkü toplum örgütlü değil, “örgütlenme” ve “örgütlü eylem yapma” bilincinden ciddi biçimde yoksun; üstelik baskı, korku içinde!

 

Çözüm, çare, “Ekrem İmamoğlu olmadı, eşi Dilek İmamoğlu olsun” değildir!

 

Herkesten çok, siyasamızda, kadınlarımızın etkin olmalarını, Cumhurbaşkanı, Siyasi Parti Genel Başkanı, Milletvekili makamlarında oturmalarını istiyorum.

Hiçbir siyasi kadınımızın bir Tansu Çiller, bir Meral Akşener, bir Özlem Zengin, bir Serap Yazıcı Özbudun vb olmasını istemem.

 

Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nu tanımıyorum, siyasi bilgisini, direncini, kararlılığını, savaşımcılığını bilmiyorum.

Ama gözlemlediğim kadarıyla, Dilek İmamoğlu, içinde bulunduğumuz süreçte “Cumhurbaşkanı adaylığı”nı sırtlayacak donanımda değil!

Hele de eşinin önünü kesmek için yapılanlar, moralini boşmuş, cesaretini kırmış, hevesini kaçırmıştır!

Çocukları, yakınları, sevenleri karşı çıkar!

 

Kısaca, olmayacak duaya amin demek gibi!..

 

Bunu, CHP’deki “guguk kuşları” da biliyor, bilerek “lades” diyorlar.

 

Özgür Özel ve ekibi, içlerindeki “guguk kuşları”nı görmedikleri gibi, onların ve başkalarının oynadıkları, oynattıkları oyunları göremiyor!

Görselerdi, olanların en az yarısı olmazdı.

 

Özgür Özel’e ta baştan önerdim:

“Siyaset üretim birimi” kur.

Dikkate almadı.

Uyaklı (kafiyeli) anlık söylemlerde karar kıldı!

 

Dünkü grup konuşmasında da değindi:

“Önseçim”!

Cumhurbaşkanı adaylığı için tek Ekrem İmamoğlu var, başka yok, Özgür Özel hala “Önseçim” diyor!

Bir yığın gerekçe sıralıyor ama hiç biri gerçekçi, inandırıcı değil!

 

Uzatmayayım; yazımı, Özgür Özel’in “Çağrım tüm Türkiye’yedir. Gel, adayını seç ve tarihe geç. Hepinizi bekliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tarihin akışını değiştirmeye, o akışı değiştirecek adayı belirlemeye her birinizi davet ediyorum. Gelin, seçin ve tarihe geçin.” https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/son-dakika-chpye-gecmek-istedi-diyen-ozel-serap-yazici-2303596 tümceleriyle bitireyim…

TÜSİAD GERİ ADIM ATMADI, ŞİMDİ NE OLACAK?!. VE İMAMOĞLU’NUN “TİYE ALMASI”!..

150 150 bakikarakol

 “Politik hayatta olağanüstü olaylar” başlığı altında “son zamanlarda gazeteciler, iş insanları ve politikacılara yönelik baskılar ile TSK’dan ihraç edilen teğmenlere” yer verilen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD)’ın 13 Şubat 2025 Perşembe günkü Genel Kurul Toplantısı’nda konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras hakkında “Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz.  Kartalkaya’da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir. Çöken bir sistemdir. Bu olay yakın tarihte olduğu için henüz yüreklerimizde.” https://www.sozcu.com.tr/tusiad-in-cikisina-iktidardan-ilk-yanit-p139046 sözlerinden ötürü, hemen bir gün sonra soruşturma https://www.sozcu.com.tr/son-dakika-tusiad-yik-baskani-aras-a-sorusturma-p139362 açıldı.

16 Şubat 2016 Pazar günü internet basınına “Rahmi Koç ve Bülent Eczacıbaşı gibi akil adamlar özel toplantı kararı aldı: Patronlar, Ömer Aras’ı yalnız bırakmayacak” https://www.sozcu.com.tr/rahmi-koc-ve-bulent-eczacibasi-gibi-akil-adamlar-ozel-toplanti-karari-aldi-patronlar-omer-aras-i-p139767 başlıklı haberler düştü.

Dün de (18 Şubat 2025 Salı) akşam saatlerinde TÜSİAD resmi internet sitesinden konuya ilişkin açıklama yayınlandı.

Şöyle:

“TÜSİAD olarak tüzüğümüzdeki amaçlar doğrultusunda, her zaman ülkemizin kalkınması ve tüm toplumun menfaati hedefiyle, doğru olduğuna inandığımız tespit ve önerilerimizi demokratik kurum ve kurallara saygı ile katılımcı demokrasi ilkesi çerçevesinde şeffaflıkla paylaşıyoruz.

Ülkemiz için çalışan, üreten, istihdam sağlayan iş insanları ve sanayicilerin gönüllü birlikteliğini temsil eden TÜSİAD olarak; bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz. Türkiye’nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz.

Kamuoyunda derneğimize yöneltilen eleştiriler dahil her konunun dile getirilmesi, Türkiye’de tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmelidir. Ekonomik kalkınmayı ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz. Ülkemizi ileri taşıyacak ortak hedeflerimize bilgi, deneyim ve önerilerimizle katkıda bulunmak, ülkemize karşı sorumluluğumuzdur.” https://www.tusiad.org/tr/basin-bultenleri/item/11763-tusi-ad-basin-aciklamasi-18-subat-2025

Açıklamadan anlaşıldığı gibi; TÜSİAD geri adım atmadı, atmayacağının da işaretini verdi.

Şimdi ne olacak?

İktidar nasıl karar alacak, uygulayacak?

Bugün, yarın göreceğiz.

Ancak şunu belirtmeliyim ki, “Devlet Planlama Teşkilatı”nı kapatan iktidarla, planlı çalışmalarla önünü gören, düşünen, tartışan, kısa-orta-uzun süreli kararlar alan vb TÜSİAD’ın sergileyecekleri izlenir olacak.

Ve iktidar ilk kere TÜSİAD gibi “ortak us”la (akılla) hareket eden örgütlü kuruluşla karşı karşıya!

Ve de bu örgüt, ne siyasi parti örgütlenmelerine, ne sendikalar, ne dernekler, ne demokratik kitle örgütler yapılanmalarına benzemez.

 

Uzatmayayım, başlıktaki ikinci konuya geçeğim.

 

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malezya’yı, Endonezya’yı ve Pakistan’ı kapsayan 4 günlük Asya turundan dönerken uçakta, beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı. https://www.sozcu.com.tr/erdogan-dan-imamoglu-na-siyasi-yasak-aciklamasi-p139350

Sorulardan biri, Özgür Özel’in “Eğer Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak gelirse bu bir sonraki seçim Erdoğan için referandum haline gelir” biçimindeki sözlerinin anımsatılmasıydı.

Erdoğan “Kime ne tür bir siyasi yasak gelir veya gelmez, her şeyden önce bu benim derdim değil. Bu yargının konusudur, bunların takibini yargı yapar. Eğer birisi suç işlediyse, yargı bunun değerlendirmesini yapar, cezasını verir.” diye konuştu.

Erdoğan’ın bu söyledikleri gündem oldu.

Aynı günkü X paylaşımımda ben de ERDOĞAN’IN “Eğer birisi suç işlediyse, yargı bunun değerlendirmesini yapar, cezasını verir.” TÜMCESİYLE (TOPLUMUN YARGIYA BUGÜNKÜ BAKIŞINA ODAKLANARAK) BENİM ANLADIĞIM, İMAMOĞLU’NA -ÜZGÜNÜM- CEZA VE SİYASİ YASAK GELECEK! https://sozcu.com.tr/erdogan-dan-imamoglu-na-siyasi-yasak-aciklamasi-p139350… Ö.Ö VE EKİBİ BUNU ÖNGÖREMEDİ Mİ?!. https://x.com/BakiKarakol/status/1890363596921520607 diye yazdım.

Bir gün sonra (17 Şubat 2025 Pazartesi) Ekrem İmamoğlu açıklamalarda bulundu. https://www.gercekgundem.com/siyaset/ekrem-imamoglu-cok-sert-konustu-cumhurbaskanini-hedef-aldi-519135

Özetle:

“Şu anda beşinci siyaset yasağıyla ilgili bir iddianame, yine 25 yılı aşan hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım. Mevzu olan bu mahkemelerin ya da iddianamelerin hiçbirisi bırakın iddianameyi ya kaleme bile alınacak işler değil. Açıkçası meselenin yargıda bu işlerin altına imza atan insanlar olmadığını biliyorum. Beni siyasette devre dışı bırakma çabası gösteren kişinin adı da belli. Sayın Cumhurbaşkanı. Bu konuda 2019’dan bu yana Cumhurbaşkanı bu hamleleri birkaç kez daha yapmıştır, denemiştir, normalleştirmiştir.” 

Ama İmamoğlu’nun “Partimize bile göz koymuş durumdalar.” tümcesine acayip odaklandım.

İmamoğlu’nun bu “siyasi çıkışları”na 56 dakika sonra ilk tepki, Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’dan geldi. https://www.sozcu.com.tr/saray-dan-imamoglu-na-yanit-56-dakikada-geldi-p140208

Altun, zehir zemberek sözlerini “Kendini millete hizmete adamış ve gece gündüz bu uğurda çalışan bir siyasetçiye, bütün mücadelelerini milletiyle birlikte vermiş bir lidere, Sayın Cumhurbaşkanımıza saçma sapan ithamlar yöneltenlerin önce Recep Tayyip Erdoğan’ı iyice okumalarını, anlamalarını, nihayetinde gerçekleri görüp bu hatalarından dönmelerini tavsiye ediyoruz.” paragrafıyla bitiren Altun’a, X hesabımdan BÜROKRAT, SİYASETE SOYUNMUŞ SİYASETÇİ GİBİ AÇIKLAMA YAPMIŞ!.. BU DA ÇOK YANLIŞ!.. https://x.com/BakiKarakol/status/1891473068763087078 sözcüklerle tepki verdim.

Aynı günün akşam saatlerinde, AKP Sözcüsü Ömer Çelik açıklama yaptı. https://www.gercekgundem.com/guncel/akpli-celik-sert-sozlerle-chpye-yuklendi-cumhurbaskanimiz-tarafindan-muhatap-alinmak-icin-519251

Doğru olan buydu.

Dün de (18 Şubat 2025 Salı), meslek büyüğüm Emin Çölaşan “İktidar çok büyük oyun oynuyor ama bu oyunda ne yazık ki ‘bağımsız yargımız’ kullanılıyor. Böylesine ilk kez bunların döneminde tanık oluyoruz. Sonuçta Ekrem İmamoğlu şu veya bu nedenlerle tutuklanacak gibi görünüyor. En büyük rakip tasfiye edilecek, başka çareleri yok.”  https://www.sozcu.com.tr/imamoglu-tutuklanir-mi-p140378 tümceleriyle biten “İmamoğlu tutuklanır mı?” başlıklı yazısıyla “müthiş” bir öngörüde bulunmuştu.

Birkaç saat sonra www.gercekgundem.com internet gazetesinde, AKP eski Milletvekili, gazeteci kökenli Tayyar Şamil’in bir televizyon kanalında ettiği  “Eğer İmamoğlu’nun kent uzlaşısı çerçevesinde KCK ile bağlantılı olduğuna dair sağlam deliller ortaya çıkarsa, hakkında terör kapsamına girecek bir soruşturma açılabilir. Eğer soruşturma genişlerse, gözaltı, tutuklama ve hatta kayyım atamasına kadar gidecek bir süreç başlayabilir.” https://www.gercekgundem.com/guncel/akpli-samil-tayyardan-gundem-olacak-iddia-imamogluna-operasyon-sinyali-519335 sözlerini okuyunca “İMAMOĞLU’NA -ÜZGÜNÜM- CEZA VE SİYASİ YASAK GELECEK” öngörümde yalnız olmadığımı gördüm.

Gene dün, www.sozcu.com.tr‘de //İmamoğlu hakkında açılan soruşturmaları tiye aldı: ‘Beşi bir yerde…’// https://www.sozcu.com.tr/imamoglu-hakkinda-acilan-sorusturmalari-tiye-aldi-besi-bir-yerde-p140602 başlık haberdeki “tiye aldı” sözcükleri ilgimi çekti.

Habere göre İmamoğlu özetle “… Her gün İstanbul’da birisinin bir kişinin bir gündemi var, o da Ekrem İmamoğlu” diyor, “O kişiyi biliyorsunuz değil mi?” sorusunu yöneltiyor, şöyle sürdürüyor:

“Ben de diyorum ki, Allah aşkına bu memleketin onlarca sıkıntısı var. Sen onlarla ilgilenmiyorsun, bu sorunları çözmek için uğraşmıyorsun. Ekonomi, Adalet, işsizlik, istihdam, mülakatı kaldırmak, sağlık, çevre… O kadar konu var ki. Deprem bölgesinde verdiğiniz sözler… Bunlarla ilgilenmeyip, muhtemelen rüyasında Ekrem İmamoğlu, sabah kalkıyor Ekrem İmamoğlu. Güne başlarken ilk talimatlarını Ekrem İmamoğlu üzerinden veriyor. Bunu görüyor, hissediyor, yaşıyorum. Ekrem İmamoğlu şunu söylüyor, vadediyor: Adaletli bir Türkiye vadediyor. O Türkiye’de herkesin yargı önünde hukuka uygun bir şekilde hesap vereceği bir ortamı da vadediyor. O vadettiğimiz ortam sizi bile koruyacak, sizin bile geleceğinizi koruyacak. Onun için Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için diyorum ki; artık yönetemiyorsun. Bu millet heyecanla hakkını alacağı sandığı bekliyor. 5 tane dava beşinden, beşi bir yerde oldu. Beşinden bir dava değil, davanın a’sı çıkmaz. Uydurma… 5-6 yıl sonra bu davalara herkes gülecek. O partiye oy verenler bile bu davaları gördükçe gülüyorlar.”

İmamoğlu’nun son tümcelerinden anlıyorum ki, www.sözcu.com.tr çok güzel yakalamış ve “tiye aldı” sözcüklerini çok doğru kullanmış.

 

Evet, İmamoğlu “tiye” alıyor!

Ve rahatlıkla söyleyebilirim ki, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıyamamış, yapacaklarını, yaptıracaklarını öngörememiş!

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de!..

Ya ben yanılıyorum, ikisi de “siyasetçi Erdoğan”ı çok iyi tanıyor ya da ben yanılmıyorum!

 

AKP’li Belediye Başkanlarının bıraktıkları yüklü borçları halka anlatamayan bu ikili daha bir duyarlı olsun, siyasa (politika) üretecek yapılanmaya gitsin, “Demokratik, Laik Parlamenter Sistemi” dillerinden düşürmesin, Türkiye’nin gündemine taşısın, oturtsun.

Yoksa, yandım gülüm keten helva!..

“DELİ” TRUMP’IN ARKASINDA, TRUMP’I DA SİYASİ VİTRİNDE KUKLA GİBİ OYNATAN “DÜNYAYI YÖNETEN EMPERYALİST GÜÇ” VAR!..

150 150 bakikarakol

 “Donald Trump” adlı ABD’li iş insanı, iki kere “Başkan” seçildi; ilki 8 Kasım 2016’da, ikincisi 5 Kasım 2024’te.

İlk Başkanlığının yarısından sonra söylemlerine, yaptıklarına, yaptırdıklarına baktım, “kaçık” dedim.

 

20 Ocak 2025’te, ABD’nin 46’ıncı Başkanı “bunak” Joe Biden’dan görevi devraldıktan iki hafta sonra (5 Şubat 2025 Çarşamba), İsrail’in “soykırımcı” Başbakanı “katil” Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da ortak basın toplantısı düzenledi, “ABD, Gazze Şeridi’ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız.” https://www.ntv.com.tr/dunya/donald-trump-gazzeyi-devralacagiz-sehrin-imarindan-ve-silahlarin-imhasindan-sorumlu-olacagiz,WDu2WA5jgkuij-2h8bSyjg# dedi; “Gazze’nin artık tamamen yıkılmış bir bölge olduğu”nu ve “yaşanabilir bir yer olmadığı”nı söyledi, “Bu yüzden insanların Gazze’ye geri dönmemesi gerektiğini düşünüyorum” diye ekledi.

Ayrıca, Filistinlilerin, Ürdün, Mısır gibi ülkelere kalıcı olarak gideceklerini dillendirdi.

Daha bir yığın uçuk laflar.

Gazzeli Filistin halkına zulüm eden, Gazze’yi harabeye çeviren, askeri yaralanan, ölen, halkı esir alınan İsrail Başbakanı Netanyahu ise pişkin pişkin “Başkan Turmp” dedi.

Böyle devlet adamı, siyasi, Başbakan mı olur?!

Başka ülke için savaşmak ne demek?!

 

Emperyalist ABD’nin 45’inci ve 47’inci Başkanı “kaçık” Trump’ın, “Gazze” ve “Filistin halkı”na yönelik bu uçuk sözlerine tepkiler oldu ama Müslüman ülkelerin tepkisi, Almanya’ninki çok çok altındaydı!

 

Aynı gün (5 Şubat 2025), Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Kaçık Trump’ın sözlerini “Kabul edilemez” olarak tanımladı ve “Filistinlileri ‘denklemin dışında’ bırakan her türlü planın daha fazla çatışmaya yol açacağı”nı

https://www.kibrispostasi.com/c37-DUNYA/n549600-hakan-fidan-trumpin-gazze-eridinin-kontrolune-iliskin-sozleri-kabul-edilemez söylemekle yetindi.

 

Muhalefet daha sert tepki gösterdi; AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “tepki”sini bekledi.

 

Tepki 4 gün sonra (9 Şubat 2025 Pazar) Cumhur İttifakı’ının “başaltı ortak” MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.

 

Bahçeli kalp kapakçık ameliyatı geçirmiş, hastaneden yeni çıkmıştı.

Yazılı açıklama yaptı.

Açıklaması “Her insanın başına gelebilecek bir rahatsızlık devresinden geçerek tedavi sürecimin sonuna yaklaştım ve hamd olsun hızla iyileşme sürecine girdim.” https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/5390/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Liderimiz_Sayin_Devlet_Bahceli_nin__Partimizin_Kurulusunun_56_Yildonumuyle_ilgili_yap.html tümceleriyle başlayan Bahçeli özetle şöyle sürdürdü:

“Göreve geldiği andan itibaren çıldırmış gibi siyasi, ekonomik ve diplomatik krizleri tetikleyen, akli ve ahlaki melekeleri bakımından acil gözetime ihtiyaç duyan ABD Başkanı’nın ve kaotik uluslararası düzenin karşısında… Bilhassa hatırlatmak isterim ki, mafyavari siyaset usulüyle Gazze’ye çökme ve üzerine kapaklanma planı zaman ayarlı bir bombadır. İsrail’den Gazze’nin devralınacağını söyleyip Gazzeli mazlumların Mısır ve Ürdün başta olmak üzere bazı bölge ülkelerine sürgün edileceğini söylemek emperyalist eşkıyalığın mütehakkim zorbalığıdır. Bunun adı yeniden hortlayan plantasyon sömürgeciliği veya yerleşimci sömürgeciliğidir. Bunun sonucu ise sadece bölgesel manada değil, küresel boyutta taşları döşenen, işaret fişeği atılan, şartları oluşturulan çetin bir savaş halidir. Küresel sömürgeciliğin kanlı ve karanlık kumanda odası olan emperyalizmin korkunç Gazze projesinden sonra nerede duracağı, hangi ülkelere bulaşacağı, Türkiye’nin bu barbarlık mimarisinde nereye kadar ve hangi ölçülerde hedef olacağı çok sıkıntılı ve sorunlu bir muammadır. Çünkü Gazze’nin boşaltılması demek Türkiye’ye ve İslam coğrafyasına meydan okumaktır. İsrail Başbakanı’nın koltuğunu pespaye halde çeken ABD Başkanı Siyonist emellere hizmetkarlıkla tercihini erkenden yapmıştır.”

 

Cumhur İttifakı’nın başı “büyük ortak” AKP, özellikle AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu “sert çıkış”a ne diyecekti, “sert çıkış”ı nasıl karşılayacaktı?!

Acaba bu “sert çıkış”, Cumhur İttifakı’nın “dağılması”na neden olacak mıydı?!

Ertesi gün (10 Şubat 2025 Pazartesi), Erdoğan’dan “beklenen açıklama” geldi.  

Erdoğan, Malezya’ya harekinden önce havalimanında gerçekleştirdiği basın toplantısında şunları söyledi:

“İsrail yönetiminin kafasında ateşkesi kalıcı kılmak yerine daha sinsi ve insanlık dışı planların olduğunu ne yazık ki görüyoruz. Bir defa şunu açıkça söylemek isterim. Siyonist lobinin baskısıyla yeni Amerikan yönetiminin Gazze’yle ilgili gündeme getirdiği önerilerin bizim açımızdan dikkate ve konuşulmaya değer hiçbir yanı yoktur. Bunlar tamamen abesle iştigaldir. Havanda su dövme çabalarıdır. Gazzelileri binlerce yıllık ezelî ve ebedî vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Gazze’si, Batı Şeria’sı, Doğu Kudüs’ü ile Filistin Filistinlilerindir.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/156586/-gazzelileri-binlerce-yillik-ezel-ve-ebed-vatanlarindan-cikarmaya-kimsenin-gucu-yetmez-

Aynı gün Malezya’da da “360 kilometrekareye sıkıştırılan 2 milyon insan, son asrın en vahşi, en barbar soykırımlarından birini iliklerine kadar yaşadı. Buna rağmen, ‘izzet’ kelimesinin gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına her birinde ete kemiğe büründüğü Gazzeli kardeşlerimiz teslim olmadı, zalimler karşısında diz çökmedi, vatanlarını terk etmedi. Direniş güçlerinin kahramanca mücadelesi sayesinde, İsrail stratejik hedeflerine ulaşamadı. Neticede, bizim de katkı verdiğimiz bir süreç sonunda, 19 Ocak’ta Filistin Direniş Hareketi Hamas ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varıldı. Ancak, İsrail’in hukuk tanımaz ve şımarık tavrını sürdürdüğünü görüyoruz. Filistinlileri, binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün etmeye yönelik tekliflerin, bizce ciddiye alınır bir tarafı yoktur. Filistin halkına ikinci bir Nekbe* yaşatmaya, Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/156602/-ekonomiden-diplomasiye-ticaretten-guvenlige-sorunlarin-cozumu-icin-yeni-bir-kuresel-duzene-ihtiyacimiz-var- diye konuştu.

 

Bu ve başka ülkelerden yükselen tepkilere karşın, emperyalist ABD’ın Başkanı “kaçık” Trump, Erdoğan’a ve gibilerine yanıt verircesine, 10 Şubat 2025 Pazartesi günü Türk basınında yer alan haberlere göre “Bu arada, burası bana ait olacak. Bunu, geleceğe yönelik bir emlak geliştirme projesi olarak düşünün. Güzel bir arazi olacak ve büyük paralar harcanmayacak. (…) Ürdün ile bir anlaşma sağlayabileceğimi düşünüyorum. Mısır ile de bir anlaşma sağlayabileceğimi düşünüyorum. Kendilerine her yıl milyarlarca dolar veriyoruz.” https://www.gercekgundem.com/dunya/gazze-planinda-israrci-trumptan-bir-cikis-daha-geri-donemeyecekler-cunku-517863  sözler etti.

(“Kendilerine her yıl milyarlarca dolar veriyoruz” tümcesi çok acı, çok yaralayıcı!)

 

Bahçeli, Trump için “çıldırmış” diyor.

Doğru diyor.

Ama ilk değil ki!

Trup, 6 Aralık 2017’de Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada “Ben artık zamanı geldiğine inanıyorum. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma vakti gelmiştir. Büyükelçiliği Kudüs’e taşıma talimatı veriyorum.” https://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-trump-kudusu-israilin-baskenti-olarak-tanima-vakti-gelmistir-40670139  demişti.

O zaman, şimdikinden çok daha sert tepkiler aldı; gene tınmadı, bildiğini okudu.

 

Delirmiş!

 

Pekiii…

“Deli” Trump’ın arkasında kim var?!

Tramp’ı da siyasi vitrininde kukla gibi oynatan, “dünyayı yöneten emperyalist güç” var!

 

O güç, dünyayı ve insanlığı, “Ortaçağ karanlığı”na götürmek, “Kilise Yönetimi” benzeri yönetimle yönetmek peşinde.

 

Ve…

Dünyayı, insanı, insanlığı “kanlı karanlık günler” bekliyor!

Ancak…

Önlenemez değil!

Önlenebilir!

Önlenecek!

“Düşünen insanlar” başaracak!

 

* Büyük felaket

AFETLER, FELAKETLER ÖNCESİ, SONRASI YAŞANANLAR!..

150 150 bakikarakol

Dün 16 gün oldu!*

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki otellerden Grant Kartal’da sabaha karşı saat 03.27’de çıkan yangın** hala iliklerimde!

 

Yarın da, aynı günde iki kere 7.7 ve 7.6 büyüklükte, 11 ilimizi etkileyen, 60 bine yakın insanımızın yaşamını yitirdiği, Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi merkezli depremin 2’inci yılı!***

Hala kahroluyor, acı çekiyorum!

 

Yalnız bunlar mı?!

Saymakla bitiremeyeceğim bir yığın afetler, felaketler!

 

Beni asıl yıkan, hasta eden, afet ve felaketler öncesi kadar, afet ve felaketler sonrası yaşananlar!

 

Hiç birinden ders çıkarmak, önlemler almak, gerçek sorumluların yakalarına yapışmak, hak ettikleri cezaları almalarını sağlamak yok!

 

İşte bu “yok” beni perişan ediyor!

 

“Bu ‘yok’ neden?!” sorusunun ayrıntılarına girmeyeceğim, ama şu kadarını söyleyeceğim:

Düşünemiyor, sorgulamıyor, siyasilerimizi seçmiyoruz!

“Atanmış seçilmişler”in seçip listelerine koyduklarına, seçim günü sandığa gidip oy veriyoruz!

“Seçmek”le “oy” verme”yi ayırt edemediğimiz için, oy verdiğimizi “seçtik” zannediyoruz!

Dolayısıyla, oy vererek seçtiğimizi bellediklerimiz, oy verenleri değil, seçen ve listelerine koyan ve seçtirenlere bağlı ya da “kapıkulu” olurlar!

Düşünmezler, denileni veya isteneni yaparlar!

Yapmayan pek çıkmaz!

Çıkanın da, anasından emdiği burnundan getirilir!

 

Aslında, anasından emdiği burnundan gelen, düşünmekten, sorgulamaktan yoksun, oy vermekle seçmeyi bir birinden ayıramayan, siyasi başların yalan, kandırma içerikli sözlerine kanan, bir türlü ayılamayan, “sürü” de denilen, görülen halktır!

 

Halk, yıllar önce “tam bağımsızlık, özgürce yaşam” vb için savaşım verirken, vurulup toprağa düşen, sakat kalan çocuklarını anlamadı, sahiplenmedi, boş boş baktı,  seyretti!

Şimdi de kendisi afetlerle, felaketlerle benzerini yaşıyor!

Yanlışlarını görmeyip örgütlenmezse, çok daha kötülerini yaşayacak!

Böylesi sürecin sonu, bitiş, yok oluştur!

 

Siyaset, siyasetçi ayrımı yapmıyorum; sözüm, yergim tamamınadır!

İktidar muhalefetten, muhalefet iktidardan beter!

 

Muhalefet daha çok halk yanında olacağına, halk yanındaymış gibi siyasa yapıyor, siyasa üretmiyor, halka “anlayacağı dil”le konuşmuyor, olanlardan, olacaklardan halkı bilgilendirmiyor, sanki iktidarın vagonu!

 

Geçmişte “yurtsever, devrimci gençlik” de böyle yanlışa düştü; halka, kendini ve neden savaşım verdiğini anlatamadı, halkı yanına alamadı, yalnız kaldı!

Şimdilerde aynısını muhalefet yapıyor!

 

Dün Salı’ydı; MHP grup toplantısı yapmadı, DEM Parti ve CHP yaptı, Genel Başkanlar konuştu!

Gördük işte!

Ne konuştular?!

Halka ne verdiler?!

Bugün de Refah Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nden oluşan Yeni Yol Parti’nin, İyi Parti’nin ve AKP’nin grup toplantısı var, Genel Başkanlar konuşacak!

Ne konuşacaklar ki?!

Konuştukları, konuşacaklarının ön habercisi!

 

Siyasi partilerin Salı ve Çarşamba günlerinde gerçekleştirdikleri grup toplantılarında yapılan konuşmalar bir anlamda “havanda su dövmek”!

 

İşte Ö.Ö (Özgür Özel) yönetimindeki CHP’nin başlattığı “Cumhurbaşkanı adayı”nı belirleme süreci!

Evlere şenlik!

(Bir kere, “Cumhurbaşkanı adayını parti üyeleri seçsin” düşüncesinin sahibi “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’dir; hiç de dillendirilmedi!)

3,5-4 ay sürecek süreç, CHP yönetimini, CHP teşkilatlarını ve CHP’lileri ülkenin saatlik değişen ateşten gömlek gündeminden koparacak!

İktidarın hayal bile edemeyeceği altın tepside ikram!..

 

   *   21 Ocak 2025 Salı

 **  78 insanımız yanarak ve dumandan boğularak yaşamlarını yitirdi, 51 insanımız da yaralandı

***  6 Şubat 2023