Partim CHP’min 25-26 Temmuz 2020 Cumartesi, Pazar günlerindeki 37’in olağan Kurultay’ından hemen sonra, “Kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’nin siyasi parti kuracağı haberini okuduğumda güldüm.
Gülerken de “Güçlü olmayı, başkasının zayıflığında arayan anlayış” diye mırıldandım.
Bu anlayışın Türkiye’deki bir numarası, partim CHP’nin 10 Mayıs 2010’da “kaset olayı”ndan ötürü istifa etmek zorunda kalan, yaklaşık iki yıldan beri “Bankamatik Milletvekili” sözcükleriyle tanımladığım Deniz Baykal!
Rastlantı mı, anlayış etkilenmesi mi, bilemem; yeni siyasi parti kuracağı gündeme adeta bomba gibi düşen İnce’nin elinden tutup Kamutay’a (Meclis’e) “Milletvekili” olarak sokan, Grup Başkanvekili yapan da –o yıllardaki CHP Genel Başkanı- Deniz Baykal!
Bu noktada belirtmeliyim ki, 1356 Kurultay Delegesi’nden 1251’nin oyunu alarak, rakipsiz Genel Başkan seçilen “adı lazım değil” aslında, kazandığı Kurultay’ın “yitiren”idir!
CHP tabanında, dahası, oyunu aldığı kimi delegede inanırlığı, güvenirliği, saygınlığı dibe vurmuştur!
Öyle olmasaydı, arayışlar başlar mıydı?!
“Muharrem İnce siyasi parti kuruyor” haberi gündeme bomba gibi düşer miydi, 31 Temmuz 2020 Cuma gününden bu yana konuşulur, tartışılır mıydı?!
Ben ve benim gibi “gerçek, öz CHP’liler”, “adı lazım değil”i de, onu yeniden “Genel Başkan” seçen delegeyi de ve “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’yi de çok iyi biliyoruz!
İnce çocuk yaşlarda CHP’de olmuş, çalışmış, kazanımlar elde edinmiş ama CHP’ye değil, kendine!
Yani CHP’de olmasına karşın CHP’li olamamış!
Olamaz da, olamayacak da!..
Olsaydı, olabilseydi; 50 günlük (4 Mayıs-24 Haziran 2018) Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ettiği “50 bin avukatla YSK önünde olacağım. Merkez Bankası’nda yamuk olur, Muharrem İnce’de olmaz” sözlerinin arkasında dururdu!
24 Haziran 2018 Pazar akşamı ve geçesi aranıp da bulunmayan -“buhar”- olmazdı, kendisine umut bağlayan milyonları derin hayal kırıklığına uğratmazdı!
Hele de, sandıkların yeni açılıp sayıma başlanıldığı ilk saatlerde, canlı yayın yapan televizyoncunun cep telefonuna “Adam kazandı” iletisini yazıp atmazdı!
Hangi CHP’li, “karşıt”a yarayacak böylesi yanlışlar yapar?!
Muharrem İnce o gece, o yanlışlarıyla “sönen yıldız”a döndü, siyasi yaşamını bitirdi, CHP’li olmadığını, olamayacağını belgeledi!
O gece “siyasi mevta” olduğunu anladı.
Onun için parti içi muhalefet başlatamadı, kenarda durdu, beklenti içine girdi.
Tek övündüğü, sık sık da kullandığı, 24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde, ilk ve son turda, CHP adayı olarak yüzde 30.6 (15 milyon 336 bin 861) oy almaktı.
Hala bu sonucun etkisinde!
Ve hala bu sonuçla çevresini, kitleleri etkileme uğraşında!
Etkilenenlere, etkileneceklere hem güler, hem şaşarım!
Bilsinler ki ve de bilinsin ki, “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’den siyasetçi, hele de siyasi lider artık olmaz!
Onun derdi, “Cumhurbaşkanı adayı olmak, seçime asılmak, kazanmak” oyununu açık vermeden ustaca oynamak, Cumhur İttifakı’nın adayı AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının kazasız kazanmasını ikinci defa sağlamak!
Çünkü dünyada birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de siyasa belirleyen emperyalist İngiltere, bölgesel çıkarları gereği, öyle istiyor!
Köşe yazısında yer almış:
Araştırma yapılmış, “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’nin kuracağı siyasi parti yüzde 7-9.5 arası oy alıyormuş!
Gel de inan, gülme!..
Partim CHP’den, bugünkü genel başkan, yönetimi, Muharrem İnce ve gibiler gitmeli, gönderilmeli, öz CHP’liler yönetimi ela almalı.
Bu da, anca parti içi demokratik savaşımla (mücadeleyle) olur.
Olacağına, başarılı sonuç alınacağına inanıyorum…
Yorum Yaz