“Donald Trump” adlı ABD’li iş insanı, iki kere “Başkan” seçildi; ilki 8 Kasım 2016’da, ikincisi 5 Kasım 2024’te.
İlk Başkanlığının yarısından sonra söylemlerine, yaptıklarına, yaptırdıklarına baktım, “kaçık” dedim.
20 Ocak 2025’te, ABD’nin 46’ıncı Başkanı “bunak” Joe Biden’dan görevi devraldıktan iki hafta sonra (5 Şubat 2025 Çarşamba), İsrail’in “soykırımcı” Başbakanı “katil” Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da ortak basın toplantısı düzenledi, “ABD, Gazze Şeridi’ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız.” https://www.ntv.com.tr/dunya/donald-trump-gazzeyi-devralacagiz-sehrin-imarindan-ve-silahlarin-imhasindan-sorumlu-olacagiz,WDu2WA5jgkuij-2h8bSyjg# dedi; “Gazze’nin artık tamamen yıkılmış bir bölge olduğu”nu ve “yaşanabilir bir yer olmadığı”nı söyledi, “Bu yüzden insanların Gazze’ye geri dönmemesi gerektiğini düşünüyorum” diye ekledi.
Ayrıca, Filistinlilerin, Ürdün, Mısır gibi ülkelere kalıcı olarak gideceklerini dillendirdi.
Daha bir yığın uçuk laflar.
Gazzeli Filistin halkına zulüm eden, Gazze’yi harabeye çeviren, askeri yaralanan, ölen, halkı esir alınan İsrail Başbakanı Netanyahu ise pişkin pişkin “Başkan Turmp” dedi.
Böyle devlet adamı, siyasi, Başbakan mı olur?!
Başka ülke için savaşmak ne demek?!
Emperyalist ABD’nin 45’inci ve 47’inci Başkanı “kaçık” Trump’ın, “Gazze” ve “Filistin halkı”na yönelik bu uçuk sözlerine tepkiler oldu ama Müslüman ülkelerin tepkisi, Almanya’ninki çok çok altındaydı!
Aynı gün (5 Şubat 2025), Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Kaçık Trump’ın sözlerini “Kabul edilemez” olarak tanımladı ve “Filistinlileri ‘denklemin dışında’ bırakan her türlü planın daha fazla çatışmaya yol açacağı”nı
https://www.kibrispostasi.com/c37-DUNYA/n549600-hakan-fidan-trumpin-gazze-eridinin-kontrolune-iliskin-sozleri-kabul-edilemez söylemekle yetindi.
Muhalefet daha sert tepki gösterdi; AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “tepki”sini bekledi.
Tepki 4 gün sonra (9 Şubat 2025 Pazar) Cumhur İttifakı’ının “başaltı ortak” MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.
Bahçeli kalp kapakçık ameliyatı geçirmiş, hastaneden yeni çıkmıştı.
Yazılı açıklama yaptı.
Açıklaması “Her insanın başına gelebilecek bir rahatsızlık devresinden geçerek tedavi sürecimin sonuna yaklaştım ve hamd olsun hızla iyileşme sürecine girdim.” https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/5390/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Liderimiz_Sayin_Devlet_Bahceli_nin__Partimizin_Kurulusunun_56_Yildonumuyle_ilgili_yap.html tümceleriyle başlayan Bahçeli özetle şöyle sürdürdü:
“Göreve geldiği andan itibaren çıldırmış gibi siyasi, ekonomik ve diplomatik krizleri tetikleyen, akli ve ahlaki melekeleri bakımından acil gözetime ihtiyaç duyan ABD Başkanı’nın ve kaotik uluslararası düzenin karşısında… Bilhassa hatırlatmak isterim ki, mafyavari siyaset usulüyle Gazze’ye çökme ve üzerine kapaklanma planı zaman ayarlı bir bombadır. İsrail’den Gazze’nin devralınacağını söyleyip Gazzeli mazlumların Mısır ve Ürdün başta olmak üzere bazı bölge ülkelerine sürgün edileceğini söylemek emperyalist eşkıyalığın mütehakkim zorbalığıdır. Bunun adı yeniden hortlayan plantasyon sömürgeciliği veya yerleşimci sömürgeciliğidir. Bunun sonucu ise sadece bölgesel manada değil, küresel boyutta taşları döşenen, işaret fişeği atılan, şartları oluşturulan çetin bir savaş halidir. Küresel sömürgeciliğin kanlı ve karanlık kumanda odası olan emperyalizmin korkunç Gazze projesinden sonra nerede duracağı, hangi ülkelere bulaşacağı, Türkiye’nin bu barbarlık mimarisinde nereye kadar ve hangi ölçülerde hedef olacağı çok sıkıntılı ve sorunlu bir muammadır. Çünkü Gazze’nin boşaltılması demek Türkiye’ye ve İslam coğrafyasına meydan okumaktır. İsrail Başbakanı’nın koltuğunu pespaye halde çeken ABD Başkanı Siyonist emellere hizmetkarlıkla tercihini erkenden yapmıştır.”
Cumhur İttifakı’nın başı “büyük ortak” AKP, özellikle AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu “sert çıkış”a ne diyecekti, “sert çıkış”ı nasıl karşılayacaktı?!
Acaba bu “sert çıkış”, Cumhur İttifakı’nın “dağılması”na neden olacak mıydı?!
Ertesi gün (10 Şubat 2025 Pazartesi), Erdoğan’dan “beklenen açıklama” geldi.
Erdoğan, Malezya’ya harekinden önce havalimanında gerçekleştirdiği basın toplantısında şunları söyledi:
“İsrail yönetiminin kafasında ateşkesi kalıcı kılmak yerine daha sinsi ve insanlık dışı planların olduğunu ne yazık ki görüyoruz. Bir defa şunu açıkça söylemek isterim. Siyonist lobinin baskısıyla yeni Amerikan yönetiminin Gazze’yle ilgili gündeme getirdiği önerilerin bizim açımızdan dikkate ve konuşulmaya değer hiçbir yanı yoktur. Bunlar tamamen abesle iştigaldir. Havanda su dövme çabalarıdır. Gazzelileri binlerce yıllık ezelî ve ebedî vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Gazze’si, Batı Şeria’sı, Doğu Kudüs’ü ile Filistin Filistinlilerindir.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/156586/-gazzelileri-binlerce-yillik-ezel-ve-ebed-vatanlarindan-cikarmaya-kimsenin-gucu-yetmez-
Aynı gün Malezya’da da “360 kilometrekareye sıkıştırılan 2 milyon insan, son asrın en vahşi, en barbar soykırımlarından birini iliklerine kadar yaşadı. Buna rağmen, ‘izzet’ kelimesinin gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına her birinde ete kemiğe büründüğü Gazzeli kardeşlerimiz teslim olmadı, zalimler karşısında diz çökmedi, vatanlarını terk etmedi. Direniş güçlerinin kahramanca mücadelesi sayesinde, İsrail stratejik hedeflerine ulaşamadı. Neticede, bizim de katkı verdiğimiz bir süreç sonunda, 19 Ocak’ta Filistin Direniş Hareketi Hamas ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varıldı. Ancak, İsrail’in hukuk tanımaz ve şımarık tavrını sürdürdüğünü görüyoruz. Filistinlileri, binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün etmeye yönelik tekliflerin, bizce ciddiye alınır bir tarafı yoktur. Filistin halkına ikinci bir Nekbe* yaşatmaya, Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/156602/-ekonomiden-diplomasiye-ticaretten-guvenlige-sorunlarin-cozumu-icin-yeni-bir-kuresel-duzene-ihtiyacimiz-var- diye konuştu.
Bu ve başka ülkelerden yükselen tepkilere karşın, emperyalist ABD’ın Başkanı “kaçık” Trump, Erdoğan’a ve gibilerine yanıt verircesine, 10 Şubat 2025 Pazartesi günü Türk basınında yer alan haberlere göre “Bu arada, burası bana ait olacak. Bunu, geleceğe yönelik bir emlak geliştirme projesi olarak düşünün. Güzel bir arazi olacak ve büyük paralar harcanmayacak. (…) Ürdün ile bir anlaşma sağlayabileceğimi düşünüyorum. Mısır ile de bir anlaşma sağlayabileceğimi düşünüyorum. Kendilerine her yıl milyarlarca dolar veriyoruz.” https://www.gercekgundem.com/dunya/gazze-planinda-israrci-trumptan-bir-cikis-daha-geri-donemeyecekler-cunku-517863 sözler etti.
(“Kendilerine her yıl milyarlarca dolar veriyoruz” tümcesi çok acı, çok yaralayıcı!)
Bahçeli, Trump için “çıldırmış” diyor.
Doğru diyor.
Ama ilk değil ki!
Trup, 6 Aralık 2017’de Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada “Ben artık zamanı geldiğine inanıyorum. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma vakti gelmiştir. Büyükelçiliği Kudüs’e taşıma talimatı veriyorum.” https://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-trump-kudusu-israilin-baskenti-olarak-tanima-vakti-gelmistir-40670139 demişti.
O zaman, şimdikinden çok daha sert tepkiler aldı; gene tınmadı, bildiğini okudu.
Delirmiş!
Pekiii…
“Deli” Trump’ın arkasında kim var?!
Tramp’ı da siyasi vitrininde kukla gibi oynatan, “dünyayı yöneten emperyalist güç” var!
O güç, dünyayı ve insanlığı, “Ortaçağ karanlığı”na götürmek, “Kilise Yönetimi” benzeri yönetimle yönetmek peşinde.
Ve…
Dünyayı, insanı, insanlığı “kanlı karanlık günler” bekliyor!
Ancak…
Önlenemez değil!
Önlenebilir!
Önlenecek!
“Düşünen insanlar” başaracak!
* Büyük felaket
Yorum Yaz