KILIÇDAROĞLU NEDEN BÖYLE YAPIYOR?!. (1)

  • 0
150 150 bakikarakol

Hatay’ın, ilkin AKP’nin, sonra CHP’nin Büyükşehir Belediye eski Başkanı Lütfü Savaş, Anadolu Haber Ajansı (AA)’nın https://www.aa.com.tr/tr/gundem/lutfu-savas-chpnin-38-olagan-kurultayinin-iptali-icin-dava-acti/3483374 “Lütfü Savaş, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali için dava açtı” başlıklı haberine göre, 25 Şubat 2025 günü, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, CHP’nin 4-5 Kasım 2023 günlerinde gerçekleşen 38’inci Kurultay’ının iptali için Avukatı Onur Yusuf Üregen aracılığıyla dava açtı.

Birleştirilen davanın Ankara 42’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki önceki günkü (20 Haziran 2025 Pazartesi) 3’üncü duruşması yapıldı. https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/mutlak-butlan-karari-gelecek-mi-chp-nin-38-olagan-kurultayi-nin-iptali-davasi-yarin-pm-ve-ydk-uyelerinden-davaya-katilma-talebi-2413630

Duruşma 8 Eylül 2025 gününe ertelendi. https://www.sozcu.com.tr/tum-turkiye-nefesini-tuttu-milyonlarin-gozu-kurultay-davasinda-p189102

Başından beri “Bu dava sonuç odaklı değil, süreç odaklı siyasi davadır”  deyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel yanılmamıştı.

Dava ertelendiğinde X hesabından gerçekleştirdiği paylaşımla da siyası öngörüsünü, savını dile getirdi. https://x.com/eczozgurozel/status/1939621625470517753?t=2oTHLUTlm7PZZLJ76B58YQ&s=08

Bu noktada; Sözcü Gazetesi muhabir Başak Kaya’nın sorularını yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu bir tümcesinde şöyle diyor:

“Kurultay davasını açan ben değilim.” https://www.sozcu.com.tr/davayi-acan-ben-degilim-gorevi-yine-kabul-ederim-p187826

Ancak…

Önceki günkü duruşmada, Av. Onur Yusuf Üregen” www.sozcu.com.tr’nin “Lütfü Savaş’ın avukatı: CHP yönetimi Kılıçdaroğlu’na verilmeli” https://www.sozcu.com.tr/lutfu-savas-in-avukati-chp-yonetimi-kilicdaroglu-na-verilmeli-p189221 başlıklı haberine göre özetle şöyle konuşuyor:

“Kurultay mutlak butlanla sabittir. 6 Nisan seçimli kurultay yetkisiz genel başkan tarafından verilmiştir. Kurultay kanuna karşı hileye başvurularak yapılmıştır. Bu kurultay da sakattır. Gayri meşru genel başkan kendini kurtarmak için bir mizansen düzenlemiştir. Seçilmeyen bir kişinin genel başkan olması kabul edilemez. Özgür Özel’in görevden el çektirilmesi ve partinin o dönemdeki genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yönetilmesi gerekmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu göreve çağrılmalıdır. Kayyum talebimiz yoktur. CHP’nin mahkeme koridorlarında tartışılmasını istemeyiz. Ama ortada bir şaibe var. Bu dava siyasi değil hukuki bir davadır.” diyor.

Av. Üregen sanki Lütfü Savaş’ın Avukatı değil, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Avukatı; neredeyse, CHP yönetiminin Kılıçdaroğlu’na verilmesi için Mahkemeye heyetine yakarıyor!

Anlaşılıyor ki…

Kemal Kılıçdaroğlu, görünürlerdeki insanların arkasındaki kişi!

Bu arada…

Kılıçdaroğlu, 8 Eylül 2025’e ertelenen duruşmanın ardından açıklamada bulunuyor ve “Fonlarla beslenen gazetecileri, trolleri ve gözü dönmüş siyasetçileri ise Allah’ın adaletine ve milletin vicdanına havale ediyorum.” https://www.sozcu.com.tr/chp-kurultayi-davasi-ertelendi-kemal-kilicdaroglu-ndan-ilk-aciklama-p189312 tümcesini ediyor.

“Fonlarla beslenen gazeteciler”i, lütfetsin açıklasın.

Bu anlatısında sanki bir “deneğim” var!

Kullandığı “Gözü dönmüş siyasiler” sözcükleri bana, “kendini vurguluyor” gibi geldi!

Tam burada, merhum babasının kendisine söylediği “Sen doğru dur, eğri belasını bulur” https://x.com/kilicdarogluk/status/1313554881417031681?t=gYXiYSMh3B1XCpIAcAcYUg&s=08 sözünü anımsadım.

Babasının sözünü iyi anlayamamış olmalı ki, bugün geldiği noktada, merhum babasının “değerli sözü”nü tersten yapan duruma düştü!

25 Haziran 2025 Çarşamba günü, gazeteci İsmail Saymaz’a ettiği şu iki “Ne var yani benim gelmemin size ne zararı var? Ben zaten partinin genel başkanıyım, ne zararım olacak ki?” https://www.sozcu.com.tr/ankara-kulislerini-sallayan-kilicdaroglu-iddiasi-ne-zarari-var-p187631 tümcesine bakar mısınız?!

Nasıl eder?!

Bu kadar mı kendini “bitirmek” olur?!

Mahkemenin “Mutlak Butlan” kararı vermesiyle, partinin başına gelmeyi nasıl içine sindirir, yasal organ Kurultay kararıyla gittiğini unutur?!

Evet, CHP’nin eski genel başkanıydı, şimdi değil!

Eskiyle yeniyi neden karıştırır?

Psikolojik sorunları mı var, siyasi yenilginin kini, öfkes, içinde mi, yoksa bir “görev” mi yapıyor?!

Herkes şaşkın!

Herkes “Kemal Kılıçdaroğlu neden böyle yapıyor?! CHP’ye, CHP’lilere, Atatürk’e karşıtlığıyla bilinen TGRT TV’ye çıkıp övgü sözler eder, TGRT’nin tarafsız yayın yaptığından dem vurur?! Bir zamanlar kendisine ateş püsküren iktidar yanlısı yandaş basının gözdesi olmasındaki oyunu, tuzağı nasıl görmez?!” vb diye konuşur!

Aynı içerikte yazılır, çizimler çizilir!

İlkin CHP’nin eski Genel Başkanları https://www.sozcu.com.tr/son-dakika-chp-li-eski-genel-baskanlardan-ortak-bildiri-p188458 , ardından Alevi aydın, gazeteci, yazar, kanaat önderleri ve dedelerinden https://halktv.com.tr/gundem/kilicdarogluna-bir-cagri-da-alevilerden-bu-kirli-oyunu-bozabilirsiniz-950644h daha sonra Alevi örgütleri ortak açıklama yaptılar https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/alevi-orgutlerinden-ortak-aciklama-iktidarin-ekmegine-yag-surmeyin-2413641, Alevi Kemal Kılıçdaroğlu’nu uyardılar, yanlış yapmamaya, doğru düşünmeye, doğru karar almaya, uygulamaya çağırdılar.

Ama…
Kılıçdaroğlu hiç birini dikkate almadı, bildiğini okudu.

Peki neden?

İşte şundan:

“Fonlarla beslenen gazeteciler” diyor ya…

“George Soros” adlı Macar asıllı, emperyalist ABD vatandaşı iş insanı Yahudi’nin “fonladığı”, kısaltılmışı “TESEV” olan “Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı”nın 183’üncü kurucu üyesi Kemal Kılıçdaroğlu, Soros’un fonladığı TESEV amaçları veya çıkarları doğrultusunda görev yapıyor!

Yazarsam, yazım uzun olacağı için ayrıntıya girmiyorum; haftaya bırakıyorum.

Yazımı, hem güzel, hem ilginç bir gelişmeyle noktalayayım:

AKP’nin, kararları kesin ve itiraz edilmez Yüksek Yargı Yüksek Seçim Kurulu’ndaki temsilcisi Recep Özel, www.nefes.com.tr’nin “YSK kararı bozulursa sistem allak bullak olur” https://www.nefes.com.tr/ysk-karari-bozulursa-sistem-allak-bullak-olur-44613 başlıklı haberinde şöyle diyor:

“YSK’nın verdiği kararı asliye ceza mahkemesi ya da ağır ceza mahkemesi bozamaz. Bozmamalı. Böyle bir şey olamaz. Bütün sistem allak bullak olur eğer mahkeme bu kararı bozarsa. Şu anda asliye hukuk mahkemesi ‘İbra oldu mu, başkanlık divanı oluştu mu?’, bu konularda karar verebilir. Bir usulsüzlük görürse, bunun seçim kısmıyla ilgili herhangi bir karar vermesi çok çok yanlış olur.”

Hemen usuma, Hatay TİP Milletvekili tutuklu Can Atalay davası geldi.

Başka davalar da…

Özlemini duyduğumuz böylesi doğru çıkışlar neden olmadı?!

YSK yüksek mahkeme olmasına karşın, kesin, itiraz edilmez kararlarının arkasında neden durmadı, neden alt mahkemelerin canlarının dilediği gibi bozmalarına “Dur” demedi!

Buna çok üzüldüm, çok üzülüyorum!..  

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.