21 Eylül 2021 Salı günü Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, Kırım üzerinden, Rusya Devlet Başkanı Wladimir Putin’e ve yönetimine yergide bulunan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı yarın Rusya’ya gidiyor.
Putin’le gerçekleştireceği ikili görüşmenin bitiminde aynı gün dönecek.
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, BM’deki konuşmasın Putin’in gönlünü, 2 gün sonra (23 Eylül 2021 Perşembe) New York’ta bulunan 34 katlı Türkevi‘nde gazetecilere yaptığı açıklamalarda “Ben oğul Bush ile iyi çalıştım, Sayın Obama ile iyi çalıştım, Sayın Trump ile iyi çalıştım ama Sayın Biden ile iyi başladık diyemem” https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/erdogandan-abd-iliskileriyle-ilgili-aciklama-su-an-gidis-pek-hayra-alamet-degil-6666215/ sözünün ardından ettiği şu iki tümceyle almaya çalışmıştı:“Sayın Putin Azerbaycan’da eğer devlet adamlığını tam manasıyla ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan’dan bu şekilde çıkılmazdı. Ama bunu ortaya isabetli kararlarla koyduğu için Azerbaycan’dan çok çok olumlu bir şekilde çıkma şansını yakaladık.”
Bu sözler, Putin’nin ve arkadaşlarının gönlünü almada etkili olur mu?
Bilemem.
Yarın ya da yarından sonra öğreneceğiz.
Bu iki tümcede bir vurgu ve itiraf sezinliyorum.
Şöyle:
Yaklaşık bir yıl öncesine kadar, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesi, 30 yıl boyunca Ermenistan işgalindeydi.
Anlıyoruz ki…
Dağlık Karabağ’ın işgalden kurtulmasında, Putin’in, “devlet adamlığını tam manasıyla ortaya koyması”nın büyük katkısı olmuş.
Eğer Putin “ortaya isabetli kararlar koymasaydı”, yanında yer aldığımız Azerbaycan’dan çıkma şansı yakalanmayabilirdi!
Ben böyle anladım.
Anladığım gibi de yorumladım.
Yanlış mı, doğru mu bilemem.
Çünkü…
İç siyasa (politika) kadar, dış siyasadan, diplomasinden anlamam.
Bu iki tümce edileli 4-5 gün olmasına karşın, dikkat çekmemesi, üzerinde düşünce belirtilmemesi, yazılıp çizilmemesi, konuşulup tartışılmaması beni düşündürdü!
Oysa…
İki tümcede, 30 yıllık Ermeni işgalini bitiren “son”a haksızlık var, gölge düşüyor!
30 yıllık Ermeni işgalini sonlandıran savaşta yaralanan Azerbaycanlıları, şehit düşen Azerbaycanlıların ailelerini, Devlet Başkanı İlham Aliyev’i, yönetimini üzeceği öngörüsündeyim.
“Azerbaycan’dan bu şekilde çıkılmazdı” diyerek de kendimize haksızlık edildiğini düşünüyorum!
Belki “Azerbaycan’dan bu şekilde çıkılmazdı” ama bir biçimde çıkılırdı!
Kafama takılan şu:
Putin, neden böyle bir siyasa, tavır belirledi, 30 yıllık işgalin son bulmasında etkin rol oynadı?!
Bir karşılık, beklenti içinde miydi?!
Olabilirdi.
Ülkesinin, halkının ve yönetiminin etkinliğini, geleceğini, çıkarını düşünmesi çok doğaldı.
Usuma (aklıma), yakın tarihe kadar Rusya’ya kan kusturan Çeçen militanlar ve Suriye geliyor.
Vahşi terör örgütü IŞİD’e katılan Çeçen militanların, çıkıp Rusya’ya gelmemeleri ve kanlı eylemlere imza atmamaları için ya bir yerde kontrol altında tutulmaları, ya da yok edilmeleri Rusların kırmızıçizgilerinden biridir; bir diğeri ise Suriye’de ve bölgede etkinlikleri, çıkarlarıdır.
Putin, iki konuda, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanın ciddi biçimde elini taşın altına koyması beklentisinde olabilir.
Beklentide olmakla kalmaz, diplomatik dille de söyleyebilir ve istemde bulunabilir.
Yarın veya yarından sonra biz de, dünya da, ikili görüşmenin içeriğini, , izlenecek rotayı öğreneceğiz.
Umarım ve dilerim…
Suriye’de sıkıntılı gelişmeler yaşanmaz; sağlıklı düşünülür, hareket edilir…
Yorum Yaz