Dün…
Dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzün “Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir ulus henüz ulus adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, ulus denemez. Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere gereksinim duyar. (1925, İzmir)” sözüyle onurlandırdığı 24 Kasım Öğretmenler Günü idi.
Kendisi de uzun yıllar Tarih Öğretmenliği yapmış olan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin dünkü grup konuşmasında, gene güne uygun bir eylem gerçekleştirdi.
AKP ağırlıklı Cumhur İttifakı İktidarı’nın çok yanlış genel siyasaları (politikaları) içinde yer alan Milli Eğitim siyasaları sonucu, aşırı gereksinim olmasına/duyulmasına karşın, atanmayan binlerce öğretmenden birini kürsüye çağırdı, konuşturdu.
Akşener, grup konuşmasının ortalarında “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerimizin mimarları olan, ana kucağından, baba ocağından sonraki, ilk durağımız olan öğretmenlerimiz için, bizler ne yapıyoruz?
Koca bir hiç!” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/iyi-parti-lideri-meral-aksenerden-flas-dolar-aciklamasi-erdogana-hangi-haberi-verdi-488845h.htm dedi, ekledi:
“İşte tam da o nedenle, Milletin Kürsüsü’nde bu hafta,
atanamayan öğretmenlerimizi dinleyeceğiz.
Bugün aramızda, atanamayan öğretmen bir kardeşimiz var.
Ekrem Demir aramızda.
Buyur Ekrem Öğretmenim, söz de, kürsü de senindir.”
Elinde çiçekle gelen ve çiçeği Akşener’e saygılı bir biçimde sunan atanmayan genç öğretmenimiz Ekrem Demir sözlerine “Bu özel günü canı gönülden büyük bir mutlulukla ve gururla kutlamak isterdim. 4 yıldır atanamayan, şu an bir markette çalışan, idealist bir öğretmen olarak neyi kutlayayım? Kutsal sayılan mesleğin itibarsızlaştırılmasını mı, öğretmenlerin göz göre göre ölüme terk edilmesini mi, emeklerimizin sömürülmesini mi, hayallerimizin yıkılmasını mı, bileğimizin hakkıyla kazandığımız sınavlardan mülakat denilen torpillerle elenmemizi mi, ana babalarımızdan harçlık istemekten utandığımız için ne iş olsa yapar hale gelmemizi mi? Neyi?”
https://halktv.com.tr/gundem/aksener-atanamayan-ogretmenin-elini-optu-654036h tümcelerle başladı.
Atanmadıkları için yaşamlarına son veren öğretmenleri anarken sesi titredi.
Titrek sesle “Bu ayıp, istihdama göre öğretmen yetiştirmeyen, hatta ihtiyacı kadar bile öğretmen atamayan iktidarındır” dedi.
Sonra da sözlerini, ünlü romancı Dostoyevski’nin “İnsancıklar” adlı kitabından, beni ağlatan şu tümceyle bitirdi:
“Çok tuhaftı, ağlayamadım ama ruhum paramparça olmuştu!”
Öylesine duygulu ve vurgulu söyledi ki!..
Ülkemizin, kötü yönetimden geriye gitmesine, gericiliğe savrulmasına, halkımızın fukaralaşmasına, paramızın pul olmasına vb ruhu gibi yüreği paramparça ben, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, kürsüye çıkarıp konuşturduğu atanmayan öğretmenimiz, oğlu yaşındaki Ekrem Demir’in havaya kaldırdığı elini öpmesine, sonra bir anne, bir abla içtenliği ile sarmasına, dakikalarca öyle kalmasına; atanmayan genç öğretmenimizin de Akşener’e aynı içtenlik ve özlemle sarılmasına https://www.youtube.com/watch?v=WID5JPvRBHQ koptum!
Hüngür hüngür ağladım!
İnanır mısınız, şu anda yazarken bile ağlıyorum!
Ama…
Onur duyuyorum!
Ve…
Mutluyum!
Orada olsaydım, koşarak yanlarına gider, ikisinin de ellerinden öperdim!
Buradan öpüyorum.
Kabul buyursunlar!
Bana…
Özlemini çektiğim sevinci yaşattıkları için…
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e…
Atanmayan genç öğretmenimiz Ekrem Demir’e…
Teşekkür ediyorum!
Sorunların ve sıkıntıların gün aşırı arttığı ortamda, umut yüklü ne güzel bir eylemde bulundular, ne güzel bir görsel sundular!
Sağ olsunlar, var olsunlar…
Yorum Yaz