AH EKREM İMAMOĞLU AH!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Şimdi “Türkiye Belediyeler Birliği (TBB)”ve “İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB)” Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2019’daki yerel seçim kampanyasında “Her şey çok güzel olacak” sloganı yanında, “Çare Ekrem İmamoğlu” ve “Ekrem İmamoğlu varsa, çare var” yazılı küçük boy afişler ilgi çekmişti; ben ise özellikle afişte yazılanlara takılmıştım.

 

Ekrem İmamoğlu, partim CHP’min İBB Başkan adayıydı; o afişlerde “Çare CHP” ve “CHP varsa, çare var” yazıları olmalıydı.

Bunu, birkaç kere yazmakla kalmadım; bir semtte CHP’nin çadırına girdim, görevliye itirazımı ilettim, kendisinden ilgililere iletmesi isteminde bulundum.

Bir şey değişmedi.

 

O günlerdeki “takıntı”mdan kopamadım; hep onunla yaşadım.

 

2025’e geldik, Ekrem İmamoğlu “birinci tekil”le konuşmaktan edemiyor!

 

Çıktığı “Cumhurbaşkanı adaylığı” yolunda da “Biz” demiyor, “Ben” diyor.

Örneğin:

17 Ocak 2025 Cuma günkü X hesabından şu paylaşımda bulundu:

“Kumpaslarınız bu bileği bükemeyecek! Milletin demokrasi yumruğundan kurtulamayacaksınız. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiç birimiz! #rızaakpolat  https://x.com/ekrem_imamoglu/status/1880030185883656324?t=vY3WB9bl7vEPjmlqEo0gVg&s=08

İlk tümcesi ile diğer üç tümcesi öylesi çelişiyor ki!

Ekrem İmamoğlu bu çelişkiyi nasıl ayırt (fark) edememiş!

 

CHP’nin 134 Milletvekilinden 116’sının imzasıyla CHP’nin tek “Cumhurbaşkanı adayı” oldu, İzmir’den başlangıç yaptı, il il dolaşmaya koyuldu.

CHP’den kendinden başka “Cumhurbaşkanı adayı” yok, ama gittiği her yerde vatandaşları CHP’ye üye olmaya, 23 Mart 2025 Pazar günü de önseçime katılıp oy vermeye çağırdı.

Yaklaşık bir milyon 600 bin CHP üyesine, yüz bini aşkın yeni üye katılımı olmuş.

 

Ekrem İmamoğlu 23 Mart 2025 önseçiminde bir milyon 700 bin üyenin tamamın oyunu almak istiyor.

Ben de isterim.

Hem siyasi, hem manevi güçtür.

Siyasi rakibe/rakiplere okkalı iletidir.

Ama içimde “sanki biraz az alacak” hissi var.

Dilerim yanılırım, dilerim tamamını alır.

 

Aldığını varsayalım.

Görünen o ki, “Cumhurbaşkanı seçimi” yarışında, Cumhur İttifakı’nın tek ortay adayı AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Erdoğan, partisi AKP, içinde yer aldığı Cumhur İttifakı ortakları, onca yandaş vb bir şey yapmadan mı oturacak, kazanmak için bastırmayacaklar mı, var güçleriyle çalışmayacaklar mı?!

Usa (akla) gelen ne varsa yapacaklar, yaptıracaklar!

 

“Benim arkamda bir milyon 700 bin vatandaş ve vatandaşın oyu var” deyip gürlenebilir.

Ama…

Tam da 23 Mart 2025 gecesi, açılan bir yığın davadan birinden “tutuklama” kararı çıkarsa?!

Bir milyon 700 bin oy vermiş vatandaş engel mi olacak/olabilecek, sokağa mı dökülecek?!

Hiç biri olmayacak!

Çünkü…

Toplum, örgütlü bilinçten, örgütlü eylem deneyiminden yoksun, hem de çok!

Toplumun bu durumundan sorumlu olanlardan biri de “siyasiler”dir, “siyasi partilerin aktif kadroları”dır.

 

İmamoğlu, “Cumhurbaşkanlığı yarışı”nda tek rakibi Erdoğan’a, İzmir’den başlangıç yaptığı süreçte, gittiği yerlerde yergilerde bulundu, meydan okudu.

2019’daki Ekrem İmamoğlu’ndan “eser” kalmamış gibiydi; yüksek sesle konuşuyor, bağırıyor çağırıyor, parmak sallıyor, el kol hareketleri yapıyor!

Neden?!

Neden İmamoğlu?!

Sen bu değildin?!

Sen sakindin!

Bu duruma gelmendeki nedenlerden, sorumlulardan silkelen kurtul.

 

 

İmamoğlu’nun sanki bir telaşı, sanki acelesi var!

Ama bu da kendisine çok büyük zararlar veriyor!

 

İmamoğlu’nun, “Erdoğan odaklı” her sözü, Erdoğan yanlılarını fena öfkelendiriyor, daha bir kenetliyor ve içlerinden “fanatik”ler çıkıyor, yakışıksız, çirkin paylaşımlar yapıyor!

Bir manyak çıkar, ölümcül saldırıda bulunur!

Siyasetçi, söylem ve eylemlerinde vatandaşı tahrik etmeyecek, ederse bedeli ağır olur.

Siyasetçi, söylem ve eylemlerinde vatandaşı ikna edecek.

 

Beklerdim ki…

Gittiği yerlerde, işi “iki adayın kavgası”na dönüştürmeseydi; ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistem”den söz etseydi; bize en uygun sistem “Demokratik, Laik Parlamenter Sistem” sözü verseydi; iç-dış siyasalarda ulusal onura, kalkınmaya, çağdaşlaşmaya, seçim ve siyasi partiler yasalarının değişimine değinseydi; yargının bağımsız olacağını, kuvvetler ayrılığının yaşama geçirileceğini, kadın haklarını vb vurgulasaydı…

 

Şu günlerde izlediğim Ekrem İmamoğlu’nun, dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzü iyi tanımadığını, “Nutuk”u, Atatürk’le ilgili yazılan kitap ve makaleleri okumadığını gözlemledim.

 

Atatürk, içte kendine karşı düşünce sahiplerini dahi karşısına almamıştır, onlara sesini yükseltmemiştir, parmak sallamamıştır.

Savaşta yendiklerine “nazik” davranmıştır.

Ayakaltındaki Yunan bayrağını kaldırması…

Çanakkale’de Mehmetçikle savaşan ve yaşamlarını yitiren Anzak askerlerinin annelerine 1934’te “Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar! Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” diye mektup yazması…

Örnek bir düşünce, örnek bir davranıştır.

 

Ah Ekrem İmamoğlu ah!..

Bu kadarlık bilseydin ya!..

 

Eksiklerine ve yergilerime karşın, “Cumhurbaşkanlığı seçimi”nde “oy”um,  partim CHP’min adayı Ekrem İmamoğlu’nadır.

Gazetecilik mesleğime olan bağlılığımdan ötürü, partim CHP’me üye değilim; o nedenle de “ön seçim –bana göre- safsatası”nda oy kullanmayacağım…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.