AKP-MHP oluşumlu “Cumhur İttifakı’nın ve “Cumhur İttifakı İktidarı”nın küçük ama “etkili” ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin dünkü (24 Kasım 2020 Salı) grup konuşmasında, AKP’nin kurucusu, AKP eski Milletvekili, eski Bakan, Kamutay (TBMM) eski Başkanı, dün akşam saatlerine kadar Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç için “çok ağır sözler” etti.
Şöyle:
“Halen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olan siyaset eskisi bir şahsın, televizyona çıkıp Sorosçu Osman Kavala ile terörist Demirtaş’a güzellemeler yapması kelimenin tam anlamıyla çarpıklık, hatta ahmaklıktır.
Bu şahsın iki suçlunun serbest bırakılmasını istemesi suçluyu övmektir, suça iştiraktir, ihanete yataklıktır.
Terörist Demirtaş’ı ve Kürt kökenli kardeşlerimizi tanımak için Devran isimli hikâye kitabının okunmasını öneren bu gafil terör propagandasını alenen, milletimizin gözünün içine baka baka yapmıştır.
Sayın Arınç, biz Kürt kökenli kardeşlerimizi bir teröristin anlatıldığı kitaptan değil, hayatın bizatihi içinden, milletimizin şerefli mensubu olmalarından, anıda, acıda ve gelecekte birlikte olmamızdan tanıyor ve onlara baktığımız zaman tıpatıp kendimizi görüyoruz.
Devran isimli kitap bir terör anlatısıdır.
Devran isimli şahıs bir teröristtir. Yazan da teröristtir.
Demirtaş’a masum gözüyle bakıyorsan, teröristlerin saldırısıyla şehit olan Yasin Börü’ye, Eren Bülbül’e, 11 aylık Bedirhan bebeğe ne diyeceksin?
Emzikli bebeklerin öldürülmelerini nasıl anlatacaksın?
Hamile kadınlarımızın kurşunlanmasını nasıl yorumlayacaksın?
6-8 Ekim olaylarında katledilen 53 insanımızı nasıl izah edeceksin?
Sayın Arınç nereye varmak, ne yapmak istiyorsun?
Aslına mı çekiyorsun, nesline mi özeniyorsun?
Nedir seni teröristlere sempatiyle baktıran?
Sen Devran’ı bırak da Mehmetlere bak, belki olmayan vicdanın kanar.
Sen terör kervanına girmeyi bir kenara bırak da, millet ne diyor, tarih ne diyor, şühedamız ne diyor ona dikkat et, bunları kendine rehber tayin et.
Özgürlükçü düşünelim diyor, yani demek istiyor ki, teröristler serbest kalsın, Türkiye’ye kast edilsin.
Bu ahlaksız bir üslup, akılsız bir teklif değil midir?
Neyin özgürlüğü, elinde silahla dağda gezene özgürlük değil, milletin demir yumruğu layıktır.
Bülent Arınç Türkiye’ye kim tuzak kurmuşsa, Cumhur İttifakı’na kimler hasımsa, iç barış ve huzur ortamını kimler bozmak istiyorsa onlara muhabbetle yaklaşmaktadır.
Gezi olaylarının sponsoru olan Sorosçu Osman Kavala’nın, özgürlükçü düşünerek serbest kalmasını gündeme getirmek hangi akıl ve mantığın ürünüdür?
Aynı görüşü CHP de seslendirmektedir.
Kaldı ki, CHP’li sözcüler Arınç’ı vicdan olarak tanımlayıp takdir etmişlerdir.
O halde vicdanı yeniden tarif etmek hepimiz için ana görevdir.
Merhum Nurettin Topçu der ki, vicdan, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt etme melekesidir.
Bu tefriki, bu tespiti yapamayanların vicdanı yoktur, vatan sevgisi yoktur, bir gözleri Pensilvanya’da, diğeri de Kandil’dedir.
Anlaşılan zillet yeni isimleri devşirmektedir.
Yıkım kadrosuna yenileri katılmak için hazırda beklemektedir.
Demirtaş teröristtir, Devran isimli kitap terör propagandadır.
Bizim nazarımızda aksini iddia eden kim olursa olsun bölücüdür, terörsevicidir, fitnenin elebaşıdır.” http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4739/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_24_Kasim.html
Dedim ya, çok ağır sözler!
Hele şu üç soru:
“Sayın Arınç nereye varmak, ne yapmak istiyorsun?
Aslına mı çekiyorsun, nesline mi özeniyorsun?
Nedir seni teröristlere sempatiyle baktıran?”
Hele de şu “Aslına mı çekiyorsun, nesline mi özeniyorsun?” sorusu!
Bu soruya dikkat kesiliyorum!
Altında “büyük bir anlam” var!
Ne olduğunu Devlet Bahçeli biliyor!
Ve…
Nereden biliyor?!
Bülent Arınç, kurucusu olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nden değil ama Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği’nden istifa ettiğini https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-bulent-arinc-istifa-etti-6139457/ açıklarken, Bahçeli’nin bu zehir zemberek “çok ağır” sözlerine, tek sözcük etmedi.
Yoksa…
“Etmemesi” için uyarıldı mı?
Şu soruları da sorayım:
Arınç, Bahçeli’nin karşı çıkması ve istemde bulunması üzerine mi görevden alındı?
Bahçeli’nin bu kadar etkili olmasının nedeni ve kaynağı ne?
Bahçeli “yaptırım gücü”nü nereden alıyor?
Arınç’ın istifasının kabul edilmesinde özne neden “Cumhur İttifakı” ve “Cumhur İttifakı İktidarı”?
Arınç, kurucusu olduğu AKP’den de ihraç edilecek mi?
Arınç’ın ihracı AKP’de nasıl bir durum ve kamuoyunda da nasıl bir algı yaratır?
Şu öngörümle bitireyim:
İstenildiği kadar sahiplenilsin, “güçlülüğü” vurgulansın; emperyalist projeler “Yeşil Kuşak”, “Ülkücü Kuşak”, “Cumhur İttifakı”, “Cumhur İttifakı İktidarı”, “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” çatırdamanın ötesinde, ç ö k ü y o r !..
Yorum Yaz