BAHÇELİ’NİN VE “ADI LAZIM DEĞİL”İN DÜNKÜ GRUP KONUŞMALARINDAN!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Türk siyasasının gelmiş geçmiş en ağzı bozuk siyasi parti Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün gene partisi MHP’nin grup konuşmasında, örneğin “CHP, HDP, İP, Deva, Gelecek Partisi ve irili ufaklı diğer zillet partileri tembihli, görevli ve taşeron siyasetin lekeli temsilcileridir”  http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4894/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_12_Ekim_2.html  diyerek ağzını bozmuş!

Kamutay’ın (TBMM’nin) çatısı altında yan yana oturacaksınız, zaman zaman yüz yüze gelip gülümseyecek, el sıkışacaksınız, sonra da “…zillet partileri tembihli, görevli ve taşeron siyasetin lekeli temsilcileri” diyeceksiniz!

 

Grup konuşmasında “… Milli Devlet Yapısı’nın temel taşı olan Milliyetçi Hareket ve Cumhur İttifakı’dır” derken de, partisi MHP ile içinde yer aldıkları Cumhur İttifakı’nı ayrıştıran Bahçeli Türkiye’nin önünü kesmek, ilerleyişini engellemek için tetikte bekleyen iç ve dış işgal cephesi, milli devletimizi, milli bekamızı, milli kimliğimizi, milli direncimizi sekteye uğratmanın hesabındadır” sözüyle “CHP’nin gizli gündeminde Anayasa’nın ilk dört maddesini kaldırmak esastır. Sabıkalı bir milletvekili kalemiyle hazırlandığı anlaşılan; ‘Demokratik muhalefetin anayasa değişikliği için izlenmesi gereken yol haritası’ Kılıçdaroğlu’nun önsözüyle kaleme alınmıştır. Siz bakmayın bu önsözün sahibine, bunun gerisinde PKK’nın hain dokunuşu, siyasi bölücülerin iğrenç telkinleri bulunmaktadır” tümcelerine geçiş yapıyor; sonra da “CHP Genel Başkanı’na soruyorum, kıvırmadan cevap vermesini, kaçak güreşmemesini bekliyorum” diyor ve 5 sorusunu soruyor:

“Anayasa’dan Atatürk’ü çıkarmayı düşünüyor musunuz?

Anayasa’ya hakim olan Türk ismini tasfiye etmeyi planlıyor musunuz?

Türk vatandaşlığı kavramı yerine “Anayasal yurtseverlik”, Türkiye yerine “Ülke”, Türkiye devleti yerine “Cumhuriyet”, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine, “Türkiye Cumhuriyeti insanı” kavramlarının getirilmesini amaçlıyor musunuz?

Demokratik muhalefet diyerek TİP’i, HDP’yi yanınızda ve yörenizde görüyor, bunlara kucak açıyor musunuz?

Terörist Demirtaş’ı hala savunuyor, ona elçiler yolluyor musunuz?”

Bu kadarla yetinmiyor, bir Hakan, bir Sultan edasıyla hükmediyor:

“Sayın Kılıçdaroğlu, bu sorularım gayet basittir. Ya evet diyeceksin, ya da hayır. Boş kağıt vermen halinde bütün sorulara evet dediğin anlaşılacaktır. Yüreğin yetiyorsa, çiğ süt içip karın ağrısı çekmiyorsan konuş ve sorularıma cevap ver.”

Öğütte de bulunuyor:

“Korku edebiyatını bırak, siyasi cinayet işlenebilir masallarını geç…”

Ardından “… bir şey bilip de söylemiyorsan adam değilsin” diye ekliyor.

 

Siyasi söylemdeki düzeye bakar mısınız?!

 

“Korku edebiyatını bırak”, “… ‘siyasi cinayet işlenebilir’ masallarını geç” ne demek?!

Korku ne zaman edebiyat, siyasi cinayetler ne zaman masal oldu?!

Bunlar bu ülkede en acı biçimde yaşanmadı mı?!

Bahçeli’nin, ülkeye, ülke halkına yaşatılan korkuyu edebiyat, siyasi cinayetleri de masal sözcükleriyle hafife almasını nasıl anlamalıyız?!

Amacı ne ola?!

 

Bekledim ki…

“Türkiye’nin geleceğinin en büyük teminatı, cepheleşme, kamplaşma ve kutuplaşmalara son vermek, terörün kökünü kazımak, ortak milli ve manevi değerler etrafında birleşmek, kenetlenmek ve kucaklaşmaktır” tümcesini eden, bu tümcesi ve 5 sorusuyla, Anayasa’nın değişmesi dahi önerilemez maddelerinin değişmesinin AKP ve MHP’nin hazırlamakta olduğu yeni, sivil Anayasa(!)da yer almasını önerecek kadar usunu (aklını) yitirmiş, AKP eski Milletvekili, Kamutay’ın AKP’li eski Başkanı İsmail Kahraman’a, onun üzerinden büyük ortağı AKP’ye derin muhalefet yapan Devlet Bahçeli’ye, partim CHP’min –bana göre- ne yazık ki başındaki “adı lazım değil” dünkü grup konuşmasında yanıt versin!

Vermedi.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP)’nin, CHP’nin bir önceki Genel Başkanı ve şimdiki Antalya “Bankamatik” Milletvekili Deniz Baykal’la ilgili Kamutay Başkanlığı’na Cuma (8 Ekim 2021) günü verdiği “Milletvekilliği düşürülsün” içeriğindeki dilekçesine ve Milletvekili olamayacak kadar ağır hasta birini Milletvekili yaptığı konusunda da bir çift söz etmesini beklerdim.

Etmedi.

 

Cumhur İttifakı İktidarı’na “Karakış Fonu Kurulması” önerisinde bulunduğu konuşmasından alabildiğim notlar ise özetle şöyle:

“Mazlumun ahı, indirecektir şahı… Faiz lobisinin numaralı adamı Recep Tayyip Erdoğan’dır… İradesini kiraya vermiş olanlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde halk yararına çalışamazlar… Öyle bir noktaya geldiler ki, gittiklerini biliyorlar ‘Ne götürsek kardır’ diyorlar… Erdoğan artık Türkiye’nin, demokrasinin, büyümenin, gelişmenin önündeki en büyük takozdur… Azerbaycan yalnız Türk Tırlarından 350 Dolar alıyor. Hani ‘İki devlet, bir millet’tik?..” (Umarım, sinekten yağ çıkaran Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifakı İktidarı bu sözü eşelemez, bu sözden siyasi söylem ve eylem malzemesi çıkarmaz.)

Ve…

“Adı lazım değil” sözlerini, anlamlandıramadığım şu tümceyle tamamladı:

“Biz, sizin oyunuza değil, biz sizin sorunlarına talibiz.” 

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.