31 Mart 2024 Yerel Seçimleri bitti ama sonrasındaki itirazların, bir doğruya karşın 11 yanlış ve yanlı kararların ardı arkası kesilmiyor!
Kazanamayan “kazanan”, kazanan “kazanamayan” oluveriyor!
“Taşıma seçmen” oylarıyla seçimi açık ara ikinci bitireceği kesin olan birinci sırada bitiriyor, mazbata alıyor, “Belediye Başkanlığı koltuğu”na oturuyor,, daha doğrusu “oturtuluyor”!
Geriye, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK’ya) “Tam Kanunsuzluk başvuru”ları kalmıştı, şimdi onlar yapılıyor.
Partim CHP’min Genel Başkanı Özgür Özel, beraberindeki Genel Başkan Yardımcıları ve Genel Sekreter ile birlikte önceki gün )15 Nisan 2024 Pazartesi) YSK’ya gitti; YSK Başkanı Ahmet Yener’le görüştü, Hatay seçimleriyle ilgili “Tam Kanunsuz Başvurusu”nu sundu; çıkışta da, YSK binası önünde basın açıklaması yaptı. https://www.chp.org.tr/haberler/chp-lideri-ozgur-ozel-elimizdeki-kanitlari-okuyun-bu-secimi-bir-degil-8-kere-ptal-edersiniz
“Tam kanunsuzluk başvurumuz herhalde YSK’ya tarihi boyunca yapılmış en kapsamlı tam kanunsuzluk başvurusudur” dedi, sıraladı:
“Kanuna aykırı olarak emniyet görevlilerinin ve zabıtaların seçim kurullarında görev yaptıkları, sandık kurulu başkanı oldukları ve memur üye olarak görevlendirildikleri ortadadır. Sabittir. Açıktır. Hal tam kanunsuzluk halidir.
Hakkında kısıtlılık kararı bulunan 108 seçmeni biraz önce YSK’ya verdiğimiz dilekçenin ekinde sunduk. Ayrıca 3 bin 389 ölü seçmen seçimlerde oy kullanmıştır.
Reyhanlı ve Kumlu ilçelerinde belediye meclis üyesi adayı olan ve ilçe seçim kurulu üyesi olan kişiler kurul üyeliklerinden istifa etmedikleri halde seçimlerde aday olmuşlar. Seçimlerde partilerin yaptığı itirazlarda bulunmuşlar. İtirazlara karar vermişler. Oy kullanmışlar, hatta bir tanesi kendi mazbatasını kendi imzalamıştır. Hal tam kanunsuzluğun daniskasıdır.
Yurtdışındaki tespit ettiğimiz seçmenler oy kullanmışlardır.”
Özel “Şimdi iş YSK’nın önündedir” tümcesinin ardından şöyle sürdürdü:
“Geçen sefer itiraz ettiğimizde saymama kararı hukuki değil siyasiydi. Çünkü AKP isteyince sayıyorsun. Ama bugün onlara 3 bin 389 ölü seçmenin listesini biz vermişken, yurtdışındakilerin listesini vermişken, tüm kanıtlarımızla tam kanunsuzluk hallerini sıralamışken, kendisi aday olan kişi seçim kurulunda görev yapıyorken, artık bu vakitten sonra tam kanunsuzluğa, ‘Ben tam kanunsuzluk demedim, görmedim’ diye imza atacak birisi çocuklarına çok doğru bir miras bırakmayacaktır. Bu karar bugün böyle alınırsa, YSK’nın bu tarihteki kararı siyasi bir karar olacaktır. 2019 seçiminin siyasi bir kararla iptal edildiğini, seçmenin vicdanı 2 ay sonra cevaplamadı mı? Seçmen o karara verenlere mi katıldı, itiraz edenlere mi katıldı? Seçmen mağdurun yanında yer aldı. O gün 806 bin fark, bugün 1 milyon fark olduysa hep o yapılanlar yüzündendir. Buraya talimat verenlere söylüyorum: Aklınızı başınıza alın. Bunlar seçmenin vicdanından dönüyor. Size bu aklı verenler size de iyilik yapmıyor. Ülkeye hiç iyilik yapmıyor. Hatay’a hiç iyilik yapmıyor. Son kez şunu söylüyorum: Bir seçilmiş kurula siyasi sebeplerle baskı yapmak büyük bir suçtur. Ama o baskıya boyun eğmek hiçbir hakimden beklediğimiz tutum değildir. Seçim kurulunun, YSK’nın asla ve asla böyle bir karar vermeyeceğini, bu siyasi baskılara boyun eğmeyeceğine yürekten inanıyor, her birisine vicdanları ile baş başa verecekleri karar için şimdiden teşekkür ediyorum.”
Dünkü (16 Nisan 2024 Salı) grup konuşmasında, Kamutay (TBMM) kayıtlarına geçirmek için bu sözlerini özetleyerek dillendiren Özgür Özel, az yukarıdaki son tümceleriyle siyasi bilgelik mi, siyasi cahillik mi sergiliyor, yoksa bilerek veya bilmeyerek, “unutma oyunu”nu mu oynuyor veya anımsamaktan mı kaçınıyor?!
Daha 7 gün önce (8 Nisan 2024 Pazartesi), AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan telefonla Hataylılara seslenirken, İlçe ve İl Seçim Kurulları’nın kararlarına vurgu yaparak, “YSK nihai kararını verdi, artık malum tiplerin müracaatları bir netice vermeyecektir” https://t24.com.tr/haber/ysk-itirazi-reddetti-erdogan-duyurdu-merkezi-yonetimle-yerel-yonetim-el-ele-vermezse-o-sehre-bir-sey-gelmez-dedigi-hatay-a-gidiyor,1159907 demedi mi?!
Dedi.
Dediğini, Özgür Özel de biliyor.
Hem de çok iyi biliyor.
Özgür Özel, ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin başı, bir numarası AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediğinin dışında bir şeyin yapılmadığını, yapılmayacağını da çok iyi biliyor.
Buna karşın…
Özgür Özel’in, YSK’dan “umut verici karar çıkacağı” içeriğinde sözler etmesinin anlamı var mı?!
Hayır, yok!
Özgür Özel sözler edecekse, bu sistemin “ucube sistem” olduğundan, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri ile halkın, “ucube sistem”i, onun sahiplerini, savunanlarını sandığa gömdüğünü, bu “sandığa gömme eylemi”yle “Demokratik, Laik Parlamenter Sistem” istediğini etsin!
Neden etmez?!
Halkın bu özlemini, bu beklentisini, bu istemini, bu iletisini neden ülke gündemine getirmez, ne ülke gündemine oturtmaz, neden toplumsal muhalefeti güçlendirmez, kenetlemez, harekete geçirmez?!
Kaldı ki…
16 Nisan 2017’de bu ülkede halkoylaması (referandum) yapıldı.
Halk içeriğini bilmeden, içeriğinden habersiz sandığa gitti ama “sistem değişikliği”ni içeren Anayasa değişikliğine “kabul oy” vermedi, “hayır oy” verdi.
Ancak…
Özgür Özel’in “şirinlik” yaptığı YSK, Anayasa ve yasalara aykırı biçimde ve de kendini Kamutay’ın yerine koyarak, yasa yapar gibi davrandı, “mühürsüz oylar”ı, “geçerli” saydı!
Saymadı mı?!
Evet, sayıldı!
YSK’nın o kararıyla “Parlamenter Sistem”in son bulduğu, ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin kabul edildiği “resmi olarak, ilan” edildi!
Edilmedi mi?!
Evet, edildi!
Uygulamasına da bir yıl sonra -2018’de- geçildi!
Geçilmedi mi?!
Evet, geçildi!
Geçildiğinden beri, Türkiye’de, Türk halkı, kabul etmediği “ucube sistem”le yönetiliyor!
Yönetilmiyor mu?!
Evet, yönetiliyor!
Bunu da yapan YSK!
YSK değil mi?!
Evet, YSK!
YSK’ya yaptıran, ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ve bu ucube sistemin sahipleri, savunanları, hala da yaşatmaya çalışanları!
Evet, onlar!
Bunlar, “içtekiler”!
Dıştakiler de var!
Dışardakileri şöyle özetleyeyim:
CIA Ankara Büro Şefi Paul Henze, 2006’da Beyaz Saray’a bir rapor sunuyor.
Henze, raporunda şunları yazıyor:
“Türkiye’nin bu şekliyle Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olmalıyız.
Ülkeyi kuranlar, denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar.
Hükümeti ikna ettiğimizde Meclis, Meclisi ikna ettiğimizde Ordu, Ordu’yu ikna ettiğimizde Yargı karşımıza çıkabiliyor.
Eğer Amerikan çıkarı, Türkiye’de bir federe kurulması ise mutlaka ve öncelikle, YARGI, ORDU, MECLİS VE HÜKÜMET’i tekelde toplayan BAŞKANLIK REJİMİ’ne geçilmelidir.
Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır.
Eğer o bir kişi, Amerikan çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulmuş yapıyı yıkmak AMERİKA için sorun olmaz.”
Ve…
Sorayım:
Bütün bunlardan, Özgür Özel habersiz olabilir mi?!
Hayır, olamaz, olmamalı!
Ama…
Özgür Özel habersizmiş gibi davranıyor, konuşuyor!
Bir CHP’li olarak canım yanıyor!
Son 20 yılda ülkemde olup bitenlere canım öyle bir yanıyor ki!
Öyle bir yanıyor ki!
Anlatamam!
Uzun uzun sıralamayacağım, bir örnek vereceğim:
Yargı!
Önceleri “Sonsuz güven duyarım. Üstüne gölge düşmesin, düşürülmesin” derdim.
Acı çekerek söylemeliyim ki:
Şimdi “diyemiyorum”!
Kararları kesin ve itiraz edilemez olan YSK, bir üst yargıdır!
Kararlarına sonsuz güveniyordum!
Şimdi “güvendiğimi söyleyemem”!
Yalan söylemiş, kendimi, sonra sizleri kandırmış olamam!
Bana, kutsal dinim, kutsal dinim değerindeki Atatürkçü siyasi felsefem, düşüncem bana düşünen ve düşündüğüm gibi olmamı, olduğum gibi düşünmemi beynime mıh gibi çaktı!
Bu yapımdan hoşlanmayanların varlıklarından, tepkilerinden, yergilerinde zerre kadar etkilenmem!
Öyleyse…
Özgür Özel’in “Tam Kanunsuzluk Başvuru”suna, YSK’dan “Ret Kararı” çıkacağına ilişkin öngördüğümü söyleyebilirim.
Ha…
Ya yanılırsam?!
Mutlu olurum!
Gene de, “sorgularım”!
İşim bu!
Her şey, bu güzel ülke için, bu güzel ülkenin halkı için, insan ve insanlık vb için!..
Yorum Yaz