DÜN BENİ ETKİLEYEN İKİ OLAY!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Dün 15 Temmuz 2020 Çarşamba idi ve iki olay beni etkiledi!..
Etkilediği kadar düşündürdü de!..

İlkiyle başlayayım:

“15 Temmuz asla sıradan bir darbe girişimi değildir. 15 Temmuz, bu topraklarda yaşadığımız, asırlar boyunca verdiğimiz varlık yokluk mücadeleleri zincirinin en son halkasıdır. Arkasında çok büyük hesapların olduğu, gerçekleştiğinde tarihi bir kırılma noktasıdır. Malazgirt’te ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. Çanakkale’de, İstiklal harbinde ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. Terörle mücadelede ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur.” https://www.internethaber.com/erdogandan-15-temmuz-toreninde-tarihi-aciklamalar-gelin-deyip-herkese-cagri-yapti-2114603h.htm

Bu sözlerin sahibi, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı…
“15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü” programları çerçevesinde Kamutay’daki ( TBMM’deki) “15 Temmuz Şehitlerini Anma etkinliği”nde söyledi…

İnternet siteleri ve internet gazeteleri yayınladılar…

Özellikle, “Malazgirt’te, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda olanların aynısının 15 Temmuz’da olduğu”na ilişkin vurgu ilgimi çekmişti…

Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesi www.tccb.gov.tr ‘den, bu sözün önünü, arkasını öğrenmek istedim…

Siteye girdim…
Ekranın sol yanındaki –okura göre sağ yan- blokta ilk sırada “Dünyada gazi unvanını bu kadar hak eden ve hakkıyla taşıyan başka bir Meclis bilmiyorum” başlıklı haberi gördüm…
Tıkladım…
https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/120633/-dunyada-gazi-unvanini-bu-kadar-hak-eden-ve-hakkiyla-tasiyan-baska-bir-meclis-bilmiyorum-linkindeki haber karşımdaydı…
Okumaya başladım…
Yazıya girişte verdiğim, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının sözlerini arıyorum…
Haberi sonra kadar okudum…
Aradığım “Malazgirt’te ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. Çanakkale’de, İstiklal harbinde ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. Terörle mücadelede ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur” yoktu…
Baştan bir daha okudum…
Yoktu…
Şu vardı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’un asla sıradan bir darbe girişimi olmadığına vurgu yaparak, ‘Arkasında çok büyük hesapların olduğu, gerçekleştiğinde ülke ve millet olarak bambaşka mecralara sürükleneceğimiz tarihî bir kırılma noktasıdır. 15 Temmuz, bu topraklarda yaşadığımız asırlar boyunca verdiğimiz varlık-yokluk mücadeleleri zincirinin en son halkasıdır. Her kim 15 Temmuz’u küçümsemeye, önemsizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya, karikatürleştirmeye çalışıyorsa, bilin ki, amacı işte bu derin tarihî anlamı gölgelemek, gözlerden kaçırmaktır’ diye konuştu.”

Aradıklarımı bulmak için haberi tam beş kere baştan sona okudum…
Bulamadım…
“Neden yoktu?!.”, “Nasıl yoktu?!.”, “Kim, kimler yaptı, yaptırdı?!.” sorularıyla boğuştum…
Usuma, hiç sevmediğim “sansür” sözcüğü geldi…
Cumhurbaşkanın ağzından çıkan, sözlü, görsel basında, internet basınında, internet sitelerinde yer alan, bugün de yazılı basında yer alacak sözler, Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde “sansürlenmiş” miydi?!.

İnanamadım!..

Cumhurbaşkanının konuşma metnini yazanla/yazanlarla, Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinin sorumluları arasında “iletişim” veya “bağlantı” kopukluğu mu vardı?!.

Ya da…
Yalnızca o “benzetme”lerin konulmasında nasıl bir sakınca görüldü?!.

Büyük olasılıkla, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun bir açıklama yapar, bilgileniriz…

İkinciye geleyim…

AKP’nin ve AKP iktidarının yandaşı/borazanı TRT, İstanbul’daki “15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde” canlı yayın yapıyor…
Konuk, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse…
Programın bitimine yaklaşılırken, son sözleri soruluyor…
Prof. Dr. Köse, 15 Temmuz’dan gerekli dersin alınmadığını vurguluyor, “Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor” diyor…
Susmuyor:
“Bu uyarıyı yapmak benim vazifem… Bu konu Türkiye’nin en önemli konusudur.”

Doğru sözler!..
Gerçekçi, yerinde uyarı!..
Tam “Prof. Dr.”ye yakışan söylem, davranış!..
Kutlarım…

Yandaşlığı, borazanlığı pazara çıkmış TRT’de, böylesi “doğru sözler etmek” bir olay, bir risk!..
Kim bilir, bu sözlerinden ötürü Prof. Dr. Köse’nin başına neler gelecek!..

Prof. Dr. Ali Köse, böyle bir olasılığı göze aldığını ve “aydın”, “bilim insanı” sorumluluğuyla “duruş sergiledi”ğini düşünüyorum!..
Alkışlıyorum…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.