SEÇMEKLE OY VERMEYİ BİLMEYEN, BİLİP DE KARIŞTIRAN “SİYASET VE SİYASETÇİ MÜSVEDDESİ”!.. https://bakikarakol.com/secmekle-oy-vermeyi-bilmeyen-bilip-de-karistiran-siyaset-ve-siyasetci-musveddesi/ başlıklı bir önceki yazımı, 29’uncu Genelkurmay Başkanı iken, birkaç saat içinde “Milli Savunma Bakanlığı”nın başına “Bakan” sıfatıyla atanan, şimdi de AKP’den Kayseri 1’inci sıra Milletvekili adayı yapılan Hulusi Akar’a “Çanakkale Savaşları’nda ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Mehmetçik’i, düşmana, düşmanın topu, tüfeği, süngüsü üzerine gözünü kırpmadan götüren, birçok neden vardı ama bir tanesi çok daha önemli ve anlamlıydı” diyerek, anımsatmış, “Onu biliyor musunuz? Biliyorsanız, söyler misiniz?” sorularını sormuş, “Şu kadarlık ipucu vereyim” vurgusunda bulunmuş, ipucunu “K…….. e. ö… a……., s…….. g……” biçiminse vermiştim ve yazımı “Hulusi Akar yanıt verse de, vermese de haftaya 6 sözcüklü bu tek tümceyi açık yazacağım…” sözünü vermiş, noktalamıştım.
Şimdi o tümceyi açık yazayım:
“Komutanın en önde atlaması, saldırıya geçmesi”…
Akar’dan yanıt beklediğimi yazdım ama vermeyeceğinin bilincindeydim; çünkü bilmiyordu!
(Açılımını okuduğunuz tümcenin ayrıntısına girmeyeceğim; girersem, konu dağılır; o nedenle bu kadarıyla yetineceğim.)
Bilseydi; Genelkurmay Başkanı olarak, Genelkurmay Başkanlığı’ndaki karargahında/makamında, aylarca, yıllarca birlikte çalıştığı astsubay, subay ve general arkadaşları tarafından etkisiz hale getirilmez, “esir” alınmazdı!
(Bir Türk vatandaşı olarak ne kadar ağırıma gitti, hala ne kadar ağırıma gidiyor, anlatamam!)
Savaş sırasında, cephede, komutasındaki/emrindeki askerlerden önce düşman üzerine giden/atlayan Komutanı/komutanları anlasaydı, karargahına kadar sızmış, yerleşmiş fetöcüleri ayırtına (farkına) varırdı, canı pahasına mücadele eder, savaşırdı, hele ki “şehit” olurdu, “esir” düşmezdi!
(Bunu da deşmeyeceğim, bu kadarıyla bırakacağım.)
“Genelkurmay Başkanlığı’nda, Genelkurmay Başkanı makamında, yakın çalışma arkadaşları tarafından ‘esir’ alınan 29’uncu Genelkurmay Başkanı” sicilli Hulusi Akar, 16 Nisan 2023 Pazar günü, 1’inci sıradan Milletvekili adayı gösterildiği Kayseri’de, AKP İl Başkanlığı’nın “aday tanıtım” toplantısına katılıyor, bir konuşma yapıyor. https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/hulusi-akardan-vur-de-vuralim-ol-de-olelim-sloganlarina-yanit-onun-da-zamani-gelecek-2072080 Konuşmasında, ‘Türkiye olmadan bölgede herhangi bir problemin çözümünün mümkün olmadığını’ belirtiyor, “Dolayısıyla Türkiye’nin her zamankinden daha güçlü, daha büyük olması lazım. Güçlü ve büyük Türkiye için hepimizin daha çok çalışması lazım” diyor.
Salondakiler “Vur de vuralım, öl de ölelim” diye slogan atıyorlar.
Bunun üzerine Akar “Onun da zamanı gelecek, bekleyin. Şu anda Mehmetçik büyük bir başarıyla teröristlerin bütün inlerini, sığınaklarını başlarına yıktı, yıkmaya devam ediyor” tümcelerini ediyor.
Özellikle “Onun da zamanı gelecek, bekleyin” tümcesi toplumda tepki çekiyor.
Öyle bir tepki bombardımanı oluyor ki, Hulusi Akar, bir gün sonra (17 Nisan 2023 Pazartesi) açıklama yapmak zorunda kalıyor:
“Orada terörle mücadeledeki Mehmetçik’in başarısından, çalışmalarımızdan bahsediyoruz. Gençler de burada slogan atıyorlar. Devamında da açık ve net şekilde görülüyor ki terör örgütlerinden, ülkemize yönelik tehditlerden bahsediyoruz. Biz terörle mücadele dedikçe bu teröristlerin inlerine girdikçe başka yerlerden ses geliyor. İçeriden ses geliyor. Hayretle, üzüntüyle takip ediyoruz. Sözlerimden başka manalar çıkarmak iyi niyet değildir. Çarpıtmadır, gaflettir.” https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/son-dakika-hulusi-akardan-vur-de-vuralim-aciklamasi-carpitmadir-gaflettir-2072388#:~:text=Bakan%20Akar%2C%20%22Vur%20de%20vural%C4%B1m,%C3%87arp%C4%B1tmad%C4%B1r%2C%20gaflettir%22%20a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1%20yapt%C4%B1
AKP’nin Kayseri 1’inci sıra Milletvekili adayı Hulusi Akar, tepkilere neden olan sözlerine açıklık getirmek isterken, daha bir batıyor; çelişkiye düşüyor, kendi sözünü/sözlerini kendisi çarpıtıyor, çarpıtırken gaf yapıyor, gaflete düşüyor ve “suç” işliyor!
Şimdi…
Hulusi Akar mademki aday tanıtımı toplantısında “…terörle mücadeledeki Mehmetçik’in başarısından…” söz ederken, “vur de vuralım, öl de ölelim” diye slogan atan gençlere “Onun da zamanı gelecek, bekleyin” tümcesini neden etti?!
Tanrı aşkına terörle mücadelede “Onun da zamanı gelecek” ve “Bekleyin” ne demek?!
“Genelkurmay Başkanı” olmuş biri, “terör” gibi ulusal sorunu “zaman”a ve “bekleme”ye bırakır mı?!
Böyle bir yanlışı nasıl düşünür, nasıl söyler, nasıl öğütler?!
Bu, “çarpıtma”nın, “gaf”ın, “gaflet”in, “suç”un alasıdır!
Eğri oturup doğru söyleyelim:
Söz konusu tümceler, siyaset ve gözdağı vermek amaçlı söylenmişlerdir!
Hulusi Akar hiç eğip bükmesin, kendisiyle çelişkiye düşmesin, kendi sözlerini kendisi çarpıtmasın, “asker onuru, gururu”yla çıksın, tepkilere neden olan sözlerinin arkasında dursun, onları neden söylediğini açıklasın.
Hulusi Akar’a, PKK terör örgütü tarafından şehit edilen sözleşmeli er Yener Kırıkçı’nın 21 Nisan 2019 tarihinde Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlı Akkuzulu Mahallesi’ndeki cenaze töreninde, partim CHP’min Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu’na yönelik “linç girişimi” sonrasında yaptığı konuşmadan alıntıladığım şu sözlerini de “Çubuk, yiğit insanların olduğu, şanlı tarihi olan bir yer. Sizler gerçekten son derece bilgili, görgülü, yetişmiş insanlarsınız. Sizin şanlı bir tarihiniz var. Bugün burada bir evladımız şehit oldu. Onunla ilgili gerekli töreni yaptık, vazifemizi yaptık. Onun şehit olduğu yerde şu anda silahlı kuvvetlerimiz, onun silah arkadaşları o dağları, tepeleri oradaki teröristlere dar ediyorlar. Hiçbir şekilde Yener’in kanını yerde bırakmayacağız. Silahlı kuvvetler elinden gelen her şeyi yapıyor. Arkadaşlarım, Yener’in mekanı Cennet olsun, Allah anasına, babasına, sizlere, silahlı kuvvetlere sabır versin. Şu ana kadar mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz. Şimdi sükunetle Yener’in evine gidiyoruz, annesine, babasına taziyelerimizi bildirmek üzere. Burayı boşaltıyoruz. Çubuklu kardeşlerim mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz, şimdi sükunetle burayı boşaltıyoruz. Arkadaşlarım bize güvenin, bize inanın hep beraber burayı boşaltıyoruz ve Yener’in evine gidiyoruz” https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/21-nisan-2019-utanc-gunu-4516070/ anımsatırım ve sorarım:
“Arkadaşlarım… Şu ana kadar mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz… Çubuklu kardeşlerim mesajlarınızı verdiniz, tepkilerinizi gösterdiniz, şimdi sükunetle burayı boşaltıyoruz” ne demek?!
Ülkenin ikinci büyük siyasi partisinin Genel Başkanını linç edenler ve Kılıçdaroğlu’nun, güvenlik kuvvetlerimiz tarafından korumalı biçimde sokulduğu evi göstererek “Yakın bu evi! Yakın bu evi!” diye bağıran kadın sizin “arkadaşlarınız”, “kardeşleriniz mi?!
Onlara bu kadar mı yakınsınız?!.
Yorum Yaz