İZMİR DEPREMİ’NDE YAŞAMLARINI YİTİREN 114 İNSANIMIZIN KATİLLERİ!..
Haberi bir başka sitede okuduğumda, beynimden vurulmuşa döndüm!
Haberi yazandan okuduğumda da dehşete düştüm!
Kendimi tutamadım, avazım çıktığı kadar bağırdım:
Katilsiniz!
Evet, katildiler!
30 Ekim 2020 Cuma günü saat 14.51’de İzmir’de meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde yaşamını yitiren 114 insanımızın katili onlardı!
Bin küsur insanımızın yaralanmasının, onlarca binanın yıkılması, ağır, orta, hafif hasar görmesinin sorumlusu da o katillerdi!
“Onlar” kimlerdi?
Yazayım:
Haberin sahibi/yazarı “Emre Eser”di.
Emre Eser 5 Kasım 2020 Perşembe günlü www.hurriyet.com.tr ‘de “Son dakika haberi: İzmir depreminin ardından anlattı: Biz o binanın inşaatında çalışırken korkardık” https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-haberi-izmir-depreminin-ardindan-anlatti-biz-o-binanin-insaatinda-calisirken-korkardik-41654519 başlığıyla yayınlanan haberinde, 28 yıl önce Ağrı’dan İzmir’e gelen inşaat işçisi “Erol Kaya”dan söz ediyordu.
Erol Kaya, Barış Sitesi’nden çıkarılan cesetleri, evinin üçüncü katından izlerken, gazeteci Emre Eser’e 28 yıl önceki yaşanmışlığını şöyle anlatıyordu:
“İlk önce şu anda çökmek üzere olan Barış Sitesi’nin yanındaki Cumhuriyet Sitesi’nde sıva ustası olarak çalıştım. Daha sonra Barış Sitesi yapılmaya başladı. Orada da arkadaşlarla birlikte çalışıyorduk. Biz inşaatında çalıştık ama o binalara hiç güvenmedik.
Ben Barış Sitesi’ne harç taşırken binanın içinde yürümeye korkuyordum. El arabasıyla malzeme götürürken üstüne bastığımız zemin titriyordu. Kendi aramızda ‘Bu binalara güven olmaz’ diye konuşuyorduk. O dönem malzeme kalitesizdi. Biz söylüyorduk ama dinlemiyordu yaptıranlar.
Bu binalar kooperatif yapımı. Sürekli inşa aşamasında durdu. Taşeronlarla sıkıntı oluyordu. Öyle olunca da devamlı kullanılan malzemeler, ustalar değişiyordu. Demir işlerini yapan arkadaşım binada kullanılan demirlerin yetersiz olduğunu, müteahhitin onu dinlemediğini söylüyordu. Biz, burada olacak ilk depremde bu binaların yıkılmasını bekliyorduk.”
Bu nasıl insani duygu?!
Bu nasıl bir duyarsızlık?!
Bir insan, nasıl bu kadar duyarsız olur, ilgili kurum ve görevlileri bilgilendirmez?!
Böyle bir toplum değildik!
Duyarlıydık!
Uyarıcıydık!
Haber verir, şikayet ederdik!
Ne oldu bize?!
Ne oldu?!.
28 yıl önce öngördükleri olacaklara sessiz kalan Erol Kaya ve arkadaşları, 28 yıl sonra bugün İzmir Bayraklı’yı vuran 6.9 büyüklüğündeki depremde yaşamlarını yitiren 114 insanımızın katilidirler!
Değiller midir?!
Veee…
Erol Kaya’nın şu sözleri, başka bir büyük skandalı işaretliyor:
“Siteyi yaptıran kooperatif üyelerinin çoğu burada oturmadı. Onlar, başkalarına sattı. İşte yeni yeni hareket başlamıştı. Yakınlara gökdelenler yapılınca burası değer kazandı. Çok sayıda insan taşındı.”
Nasıl olur?!
Tanrı aşkına nasıl olur?!
Hadi diyelim Erol Kaya ve arkadaşları cahil, duyarlı olamadılar, duyarlı davranmadılar…
“Kooperatif” kuracak ekine (kültüre) sahip insanlara ne demeli?!
Zemini çürük, malzemeleri eksik çürük binaların yapımında neden ısrar ederler, neden sağlam olmadığı binalardaki dairelerini satarak, oradan kaçarlar, her şeyden habersiz alıcı insanları düşünmezler?!
O kooperatifçiler de, yükleniciler (müteahhitler) de, o dönemin yerel ve genel yöneticileri de, inşaat işçisi Erol Kaya ve arkadaşları kadar sorumludur, suçludur, katildir!
Yargı, “Zaman aşımı” demeden, topunun yakasına yapışmalı, yaşamını yitiren 114 insanımızın katili, bin küsur insanımızın yaralanmalarının sorumlusu ilan etmeli, hak ettikleri cezalara çarptırmalıdır; yanlarına kâr kalmasına “fırsat” vermelidir.
Ne yalan söyleyeyim, umudum yok!
Çünkü…
Bir doğa olayı ve ülkemizin de gerçeği olan “deprem”e karşı, iktidarıyla, muhalefetiyle siyasi kadro, Erol Kaya, Erol Kaya arkadaşları, anılan kooperatifçiler, dönemin görevlileri kadar –ne acıdır ki- duyarsız!
Deprem konusunda, onlarla, bir arpa boyu yol alacağımıza umudum yok!
Ama…
Halkıma inanıyorum, güveniyorum; silkelenecek, çözüm bulacak, çare olacak.
Ne mutlu!..
Yorum Yaz