Deniz Baykal, CHP Genel Başkanı iken, sağ siyasetin dilden, gündemden düşürmediği söylem:
“Deniz Baykal, CHP’nin başından gitmedikçe, CHP iktidar olamaz.”
Doğru söylemdi.
topluma yer etmişti; söylemeyen yoktu gibiydi.
Sağ siyaset, bu söylemi siyasi çıkarı/kazanımı için yapıyordu, yaptırıyordu.
Şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu için söylüyor, söyletiyor, gündemde tutuyor.
Yalan değil, doğru!
Doğru olmayan…
“Ben bir Genel Başkan olarak partimin sadece bugününü ve yakın geleceğini değil, uzun hedefli yapısını da düşünüyorum ve düşünmek zorundayım. Hiç kimse unutmasın, gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Benim CHP kültüründen öğrendiğim, aldığım en büyük derslerden birisi de budur” https://www.ntv.com.tr/turkiye/kilicdaroglukaptan-olarak-gemiyi-limana-saglam-goturecegim,JGI8HSyyckWDO8NPbLzcQw diyen/diyebilen Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle ciddi biçimde çelişmesi, “CHP kültürü”nden ve kendinde “kaptan” diye söz etmesi/edebilmesi, haşatını çıkardığı gemiyi limana sağlam götürmekten dem vurması/vurabilmesi!
Soros Vakfı kurucusundan CHP’li mi olur?!
Dahası…
Kılıçdaroğlu, Baykal’dan ayırlı (farklı) olarak, bugün sokacağa çıkacak, vatandaşlarla yüzleşecek, CHP’lilerle bile biraya gelemeyecek durumdadır!
“Hayır, doğru değil” diyorsa/diyebiliyorsa, buyursun kanıtlasın, görelim.
Yapamaz.
Alacağı tepkileri çok iyi kestiriyor, biliyor.
Dün (27 Eylül 2023 Salı) Parti Meclisi (PM) toplandı, 38’inci Olağan Kurultay gününü belirledi:
4-5 Kasım 2023.
4 Kasım Cumartesi günü “Genel Başkan”, 5 Kasım günü “Parti Meclisi Üyeleri” ile “Yüksek Disiplin Kurulu Üyeleri” seçimi yapılacak.
Genel Merkez yöneticilerinin “Devrim niteliğinde olacak” –bu sözü etmelerine gülerim- dedikleri “Tüzük değişikliği” ise 25-26 Kasım 2023 günlerinde gerçekleşecek.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yönetiminin nasıl bir “devrimci” olduklarını gördük, olabileceklerini de öngörüyor, biliyoruz!
“Genel Başkanlık” için şu durumda adaylıkları konuşulan 2 aday var; bunlar, Özgür Özel ve Örsan Öymen.
Kılıçdaroğlu adaylığını açıklamadı, Kurultay delegesi imza verip aday gösterirse aday olacağını/olabileceğini dillendirdi.
İstifa etmeyeceksin, Genel Başkanlık koltuğunda oturacaksın, Kurultay delegelerinin “ayarlanması”nda her dümeni çevireceksin, çevirteceksin, sonra da onlardan, seni aday göstermelerini bekleyeceksin!
Oldu, sağ seçmeniz ya, biz de kandık!
Aday gösterileceğin o kadar belli ki!
Aday gösterilmezsen bile kazanan gene sen, senin “Soros mayalı zihniyet”in olacak!
Tanrı aşkına, nasıl bir “Genel Başkanlık yarışı” ki, adaylardan biri hala “Genel Başkan” ve bir başka “Genel Başkan adayı”nın –Özgür Özel’in- adaylığını, aday Özgür Özel’den önce kendisi açıklıyor!
Ve bu Özgür Özel, İzmir CHP İl Kongresi’nde “Kemal Kılıçdaroğlu’nun yayındayız” diye bağırtılan gençlere yanıt verirken, kendisinin de Kılıçdaroğlu’nun yanında olduğunu haykırıyor!
Adı da “değişim”!
Pardon!
Yani…
Ha Kılıçdaroğlu kazanmış, ha Özgür Özel!
Büyük olasılıkla Kurultay bu iki aday arasında geçer.
Sürpriz olur mu?
Bilemem.
Ama şunu derim:
Ortada “değişim” falan yok, parti tabanının ve toplumun gazı alınmak isteniyor!
Ancaaak!..
Bunun bedeli çok ağır olur, olacak!
Özgür Özel, hele de Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa –ki öyle görünüyor- CHP, 31 Mart 2024’deki Yerel Seçimleri’nde beklentilerin üzerinde ağır yenilgi alacak; en geç 7 Mayıs 2028’deki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde yüzde 7’lik ülke barajını aşmayacak!
Çünkü…
CHP tabanı, “kapalı kapıların ardında pazarlıklar yapmakta usta” Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, onun siyasi kadrosundan, zır cahil danışman ordusundan, kayyum gibi atanmış Milletvekillerinden bıktı, usandı; kurtulmak çabasında; kandırılmak, aldatılmak, hayal kırıklıkları yaşamak istemiyor; ya sol partilere yönelecek, ya sandığa gitmeyecek, ya yeni bir siyasi parti kurulmasına öncülük edecek.
Tam burada belirtmeliyim:
Usumdaki (aklımdaki) yeni siyasi partinin adı “Demokratik Laik Parti (DLP)”; “Genel Başkan” da “Prof. Dr. Av. Ümit Kocasakal”.
Sonucu bakımından işlevi, önemi ağır ve anlamlı olan 38’in Olağan Kurultay’da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da, Özgür Özel de seçilse, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde, memleketim Kars’tan Belediye Başkanlığı seçimini açık ara kazanacak biri var.
Aday olur mu?
Bilemem.
Kendisiyle konuşmadım; ama konuşacağım.
CHP onu aday gösterir mi?
Bilemem.
Ama bildiğim şu:
O kişi adaylığı kabul ederse, CHP de onu aday gösterirse, açık ara kazanmakla kalmaz, “Kars’ın Büyükerşen”i* olur, Kars’ı “Eskişehir” yapar.
CHP’den Kars Belediye Başkanlığı için şimdiden –adlarını yazmayacağım- 2 aday var; onlara –kızacaklar ama- Kars Belediye Meclisi üyeliğini, ardından sırayla “Belediye Başkan Vekili” görevini düşünmelerini öneririm…
*Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen
Yorum Yaz