ÖZGÜR ÖZEL’İN, BANA YAZI DEĞİŞTİREN SÖZLERİ!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Bugün…

 

CHP’de İl Başkanı, 2 dönem Milletvekili, bir dönem Genel Başkan Yardımcısı olmuş; sonra, seçim bölgesi İstanbul Kadıköy’den değil de İstanbul Esenyurt’yan Belediye Başkan adayı gösterilince adaylıktan çekilmekle kalmayıp bilmem kaç yıl “üye kimliği”ni taşıdığı CHP’den istifa eden Gürsel Tekin’i “Gürsel Tekin CHP’liliği” başlığıyla…

 

Ardından…

 

“Yapay Zeka Teknolojisi” ile Belediye Başkan adayları belirlediklerini söyleyen, söyleyebilen siyasiye, siyasi parti Genel Başkanına değinip AKP’ye, özellikle AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi gücüne güç katan, kutsal İslam Dini’nin değerlerini kişiliğinin ve yaşamının vazgeçilmezi, “özne”si yapan, gerçek anlamda “dindar kitlesi”nin, Erdoğan’ın, 3 Şubat 2024 Cumartesi günü, partisinin Hatay ilçe belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısında “Bir gerçeği şu anda söylüyorum, merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı ve şu anda Hatay’daki mevcut yerel yönetim maalesef şu deprem olayından sonra ‘Ba’de harab’ül Basra’ oldu.” https://www.akparti.org.tr/gundem-haberleri/cumhurbaskanimiz-erdogan-hatay-da-partimiz-aday-tanitim-toplantisi-nda-konustu-03-02-2024-21-11-34/ sözleri etmesinden, aynı içerikte sözleri başka illerde de dillendirmesinden, Sözcü Gazetesi yazarı Deniz Zeyrek’in 19 Şubat 2024 Pazartesi günlü “Vaat kalmadı tehdit verelim” https://www.sozcu.com.tr/vaat-kalmadi-tehdit-verelim-p23624 başlıklı yazısında AKP’deki kaynaklarının “Oy yoksa hizmet de yok” tümcesinde özetlenen söylemlerden ciddi biçimde olumsuz etkilendiklerini, sorgulamaya başladıklarını, kendi aralarında “bunun böyle gitmeyeceği”ni, “gitmemesi”nı  konuştuklarını, gözlemlerime dayanarak…

 

Yazacak, AKP’yi ve Erdoğan’ı böyle bir sürprizin beklediği, bunun da “hiç beklenilmeyen yerden oy alamamak” demek olduğunu işleyecektim.

 

Vazgeçtim…

 

Çünkü…

CHP Genel Başkanı Özgür Özel dünkü (20 Şubat 2024 Salı) grup konuşmasında öyle bir söz etti ki, öyle bir “felaket”in altını çizdi ki!..

 

Öncelik aldı…

 

Özel “31 Mart seçimleri, yerel seçimler olmasının hem demokrasi açısından, hem ülkenin kuvvetlerinin dengesi açısından önemi bir yana 31 Mart akşamının bambaşka bir önemi daha var” dedi, ekledi:

“Yoksullar için, garibanlar için, emekçiler için, emekliler için eğer bu iktidar gücüne güç katacak olur, beklediği desteği görecek olursa ya da beklemediği bir hezimetle cezalandırılıp ‘Ne oluyoruz yahu, vatandaş bizden desteğini çekiyor’ diye sert bir uyarıyı almazsa bu gidişata bir kırmızı ışık yakılmaz, bu hükümete bir sarı kart gösterilmezse, 1 Nisan’dan sonrası felakettir. Ancak emekçiler, emekliler, yoksullar, işsizler kendi geleceklerine sahip çıkacaklarsa, ‘Hükümetin durumu garanti değil. Bizi ezerse onu oradan indiririz’ diye ilk mesajı 31 Mart’ta verirse herkes ayağını denk alacak. Ben vatandaşlarımıza 4 yıl boyunca bir daha seçim olmaması, 4 yıl boyunca zenginin kayrılması, sizin yine sömürülmeniz, 10 bin lira gibi en düşük emekli maaşına mahkum edilmenizin önünde son silahınız, son çareniz, gücünüz ve kullanırsanız son yetkiniz 31 Mart seçimleridir, gücünüzü bu hükümete gösterin. Sizi buna davet ediyorum.” 

https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-ozgur-ozel-tbmm-grup-toplantisinda-konustu-santajciya-prim-vermeyiz

 

Beni asıl etkileyen, kaygılandıran “… son çareniz”, “… son yetkiniz” sözcükleri!

 

Bu sözcükleri söyleyen, bu sözcüklerle böylesi vurguda bulunan sıradan biri değil, ülkenin 2’inci büyük siyasi partisinin Genel Başkanı!

Genel seçimde partisini iktidara taşıyacak, ülkeyi devlet adına yönetecek biri!

 

Bilgi, belge yığınlarına dayanarak, bu sözcükleri ediyor, bu tümceleri kuruyor, vurguda bulunuyor, halkını bilgilendiriyor, uyarıyor!

 

Yani…

Havanda su dövmüyor!

Önceden, önümüzdeki aylardan itibaren yaşanılacak kaçınılmazlardan haber veriyor!

 

Demek ki…

Anlamalıyız ki…

Eğer…

Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin Belediye Başkan adaylarına oy verir, onları kazandırırsak, her birinin partisi de siyasi gücüne güç katacak, ondan sonra bildiğini okuyacak!

 

Böylece…

“Seçme, seçilme hakkı”mız elimizden alınacak, 31 Mart 2024 yerel seçimleri de “son seçim”imiz olacak!

 

Güzel, sevindirici olan, yakında yaşanacak tehlikeden, önceden, yaşanmadan bilgi sahibi olmak!

Geriye, “önlem” veya “önlemler” almak kalıyor.

 

Bilgilendirmenin sahibi Özgür Özel bir önlem sunuyor:

Sandığa gidin, size bu “felaket”i yaşatacak siyasi partilerin Belediye Başkan adaylarına oy vermeyin!

 

Çok doğru, yerinde öneri!

 

Ama…

Tek başına yeterli değil.

 

Vatandaşın, işaret edilen, yaşamsal değerdeki “felaket”i algılaması, kafasında değerlendirmesi, olacakları öngörmesi, kabullenmesi, “felaket”i yaşatacakları tanıması, başka etkenleri görebilmesi, doğru karara varması, doğru yere oy vermesi sağlanmalı.

 

Peki bu nasıl olacak?

 

Başlı başına “söylem”le olmayacak, üretilecek siyasalarla (politikalarla) olacak!

 

Doğru, yerinde, zamanında edilen sözlerin, yapılan bilgilendirmenin sahibi CHP Genel Başkanı Özgür Özel tezden “siyasa üretim yapılanması”nı yaşama geçirmeli; o birimin ilk işi de değindiğim konuda siyasa üretmek olmalı.

 

Özel, “siyasa üretim yapılanması”na gider mi?

 

Bilemem.

Bir CHP’li olarak düşüncemi, önerimi sundum.

 

Gitmezse…

İşaret ettiği, gündeme taşıdığı “felaket”in ilk kurbanı kendisi olur!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.