“Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP’nin, çok baro ve bekçilik düzenlemelerine ilişkin iptal istemini ret etti!..
Alkııışşş!..
Bugün Ayasofya Cami’de Cuma namazı siyasi şov var!..
Alkııışşş!..
Ülkenin sorunlar bir bir çözülüyor!..
Alkııışşş!..” diyelim, geçelim…
Partim CHP’min başındaki, emperyalist ABD’nin CIA elamanı, para vurguncusu (spekülatörü) George Soros’un Türkiye’deki vakfı TESEV‘İN 183 nolu kurucu üyesi “adı lazım değil”, yarın ve öbür günkü, adını “İktidar Kurultayı” koyduğu 37’inci Olağan Kurultay’ına 11 kala (14 Temmuz 2020 Salı) grup konuşmasında “Devleti yönetmek bilgi ister, birikim ister, ahlâk ister, adalet duygusu ister. Devleti yönetecek kişide halk samimiyet ister. Kararları, davranışı, tutumu samimi olmalıdır. İkiyüzlü siyaset, ikiyüzlü devlet adamı olmaz. Eğer bir kişi ben ikiyüzlüyüm, burada başka, burada başka şey söylüyorsam, o zaman derler ki bu devleti yönetemez. Bunun bilgisi de yoktur, birikimi de yoktur, bu devleti yönetemez, bunun temel görevi halkı kandırmaktır derler. O nedenle devlet yönetiminde ikiyüzlülük olmaz.
Erdoğan’ın tek düşündüğü koltuğudur. O koltuk için feda edemeyeceği hiçbir şey yoktur. Bir daha söyleyeyim, o koltuk için feda edemeyeceği hiçbir şey yoktur.
Erdoğan Kahramanmaraş’ı bilmez, Sütçü İmam kimdir, onu bilmez. Erdoğan Gaziantep’i bilmez. Neden gazilik unvanını aldı, onu bilmez. Erdoğan Karayılan’ı bilmez, Afyon’u bilmez Erdoğan, Dumlupınar’ı bilmez Erdoğan, Sakarya’yı bilmez Erdoğan, Erdoğan’ın tek bildiği yeşil dolarlardır” diyor…
… 4 kala da (21 Temmuz 2020 Salı), gene grup konuşmasında “Erdoğan dünyaya meydan falan okuduğu yok arkadaşlar, nereden çıkarıyorsunuz siz bunu? Erdoğan dünyanın önemli liderlerinden talimat alıp gereğini yerine getiren adamdır. Ne meydan okuması? Ne oldu meydan okudu da? Medyayı kullanıyorlar. ‘Erdoğan yumruğunu masaya vurdu, Erdoğan dünyayı titretti.’ Yok öyle bir şey. Erdoğan 33 asker şehit olurken Putin’i orada ayakta beklemedi mi? Sandalye bile vermediler, ne meydan okuması?
Osmanlı niçin battı? Görkemli üç kıtaya hükmeden Osmanlı niçin battı? Liyakat olmadığı için, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, bunlar olduğu için.
Devleti yönetmek farklı bir şeydir, devleti yönetmek liyakatli atamalara bağlıdır.
7 Şubat -çok örnek var da, bir-iki temel örnek vereyim- 2014, Erdoğan FETÖ’den söz ediyor: ‘Aldatılıyoruz, aldatıldık, ben dahi aldatıldım.’ Sen çocuk muydun? ‘Aldatıldım’ değil, sen bilerek yaptın.
Eğer aldatıldıysan, bir terör örgütü devletin tepesindeki en önemli kişiyi aldatma kapasitesine sahipse, senin o koltukta oturmaman lazım, oturduğun her dakika sen vatana ihanet ediyorsun.
Her gelen seni kandırıyor. Her gelenin kandırıldığı adamdan devleti yöneten devlet adamı mı çıkar Allah aşkına?
3 Ağustos 2016 darbe girişiminden sonra “Rabbim de, milletim de bizi affetsin” Peki, 251 şehidin kanı ne olacak? Sen Marmaris’te saklanırken 251 kişi meydanlarda hayatını verdi. Ne yüzünden? “Beni kandırdılar”. Seni kandırmadılar, bir ipte iki cambaz oynamaz demişler. Cambazlardan birisi düştü, diğeri hâlâ yerinde duruyor.
26 Eylül 2017 şöyle bir açıklama yapıyor: ‘Açıkçası biz son ana kadar Barzani’nin böyle yanlış düşüneceğine ihtimal vermiyorduk, demek yanılmışız.’ Yahu her gelen seni yanıltmış, her gelen… Ve adam hâlâ koltuğunda oturuyor. İnsanda ar damarı olsa der ki: ‘Ben burayı bırakıyorum arkadaş, her gelen beni aldattı, ben bu ülkeye büyük zararlar verdim, insanlara zarar verdim, 251 kişi hayatını kaybetti ve ben devleti yönetemiyorum. En iyisi izzet-ü ikbal ile devlet erkanından çekileceğim’ diyeceksin. Ama demiyorsun, devam ediyorsun.
20 Nisan 2017: ‘Obama maalesef PYD ve YPG konusunda bizleri aldatmıştır.’ Obama’ya gidip bütün iradeyi teslim eden kim? Obama’nın her dediğini yapan kim? Milletin çıkarlarını değil de Obama’nın çıkarlarını savunan kim? Bir de itiraf ediyor, ‘Bizi aldatmıştır’ diyor. Aldatır tabii ya, aldatır. Çünkü senin iraden yok ki sen devlette liyakati bitirdin, devleti yok ettin sen, devletin dibine dinamit koydun. Her gelen seni aldatacak zaten.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hep aldatılan bir Cumhurbaşkanı gelmiş midir? Türkiye Cumhuriyeti tarihinde egemen güçlerin talimatını koşulsuz yerine getiren bir Başbakan, bir Bakan, bir Cumhurbaşkanı gelmiş midir? Beni üzen ne, biliyor musunuz? Şu: Efendim, ‘Erdoğan çok kararlı, Erdoğan dünyaya meydan okuyor, Erdoğan şunu yapıyor, Erdoğan bunu yapıyor.’ Ya Erdoğan egemen güçlerin talimatını yerine getiriyor, Erdoğan’ın iradesi yok. Erdoğan kim güçlüyse, onun önünde esas duruşa geçen kişidir, bakmayın öyle hava atmasına. Öyle ortalıkta kahraman gibi gezmeye hakkı yok. Herkesin önüne geçip herkesin aldattığı ve herkesin kendi taleplerini onun üzerinden Türkiye’de gerçekleştirdiği bir adam, Erdoğan budur.
Ülke zengin, bu ülkede para var, ama egemen güçlerin taşeronluğunu yapan bir saray iktidarı olduğu için bütün kaynakları Londra’daki tefecilere tahsis ediyorlar.
Tek kişilik saray hükümeti ölü doğmuştur. Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ölü doğmuştur, ölüdür. Bir kişi için 83 milyon çalışıyor. Bir aile için 83 milyon çalışıyor. Sarayın beslemeleri için 83 milyon çalışıyor. Beşli çete için 83 milyon çalışıyor. Orta sınıf tamamen yok oldu.
Yalan söylemede bunların eline kimse su dökemez. Bu kadar yalanı nasıl bu kadar rahat söyleyebiliyorlar? Üstelik çıkıyor, milletin gözünün içine baka baka her türlü yalanı söylüyor. ‘Nasıl olsa’ diyor ‘bunların hepsi unutulur.’ Ama biz unutmayız. Cumhuriyet Halk Partililer unutmazlar.
Çiftçinin halinden anlamaz, esnafın halinden anlamaz, işsizin halinden anlamaz, şiddete uğrayan kadının halinden anlamaz. Kalkar bir de vatan millet Sakarya edebiyatı yapar.
Türkiye’yi bu hale kim getirdi? 18 yıldır bu memleketi yönetenler getirdi. 18 yıldır iradesini egemen güçlere teslim edip Türkiye’de, Ortadoğu’da bölgenin taşeronluğuna, egemen güçlerin taşeronluğuna soyunanlar getirdi.
Erdoğan’ın bu ülke için nasıl bir felakete ortam hazırladığını artık hepimizin bilmesi lazım.” https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-tbmm-chp-grup-toplantisinda-konustu-21-temmuz-2020 diyor…
Diyor, diyor, diyor!..
Demekten başka bir şey yapmadı, yapmıyor yapmayacak da!..
Ülke Kamutay’ının (Meclisi’nin) ikinci en çok oyunu almış siyasi partinin başındaki, saptadığı, belgelendirdiği durum karşısında, cephede savaşan ordusunu bırakıp kaçan komutan gibi!..
Ne rezil, ne utanç verici!..
Ve bu kişi, Kurultay’ın en güçlü genel başkan adayı!..
İnanılır gibi değil!..
“Bir yanlışlık olmalı!..” demeyeceğim!..
“Delege ayarlaması” bu kaçınılmaz kılar!..
Bir de…
Elerkiden (demokrasiden), parti içi elerkiden, hak, hukuk, adaletten söz eder, ”Milletvekillerini, Genel Başkanlar değil, halk seçsin” der!..
Onca söz ettiği AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanından ne ayırtı var?!.
En ala yalan söyleyen, kandıran, uyutan, ihanet eden, iktidarın değirmenine su taşıyan, iktidara yardım ve yataklık eden, bu ülkenin tek köklü ve ilkeli siyasi partisinin başında olmaması gereken kendisi!..
Soros gibi bir emperyalist karıştırıcısının elamanı gene kendisi!..
Partim CHP’min başında bulunmasından utanıyor, ar, haya ediyorum!..
İçin için parçalanıyor, yok oluyor, tükeniyorum!..
Dünya lideri Kemal Atatürk’ümüz, bağışla!..
Yorum Yaz