“Erdoğan sevgisi”nden, yerel ve genel seçimlerde AKP’ye oy veren komşu kadın, benim kadar CHP’li, her terör eylemlerinde, her şehit haberlerinde içi yanan, uykusu kaçan, sabahlayan, terörü, teröristleri lanetleyen eşime sormuş:
“Abla, seçim öncesinde ‘terörün azması, Mehmetçiklerimizin şehit düşmeleri’ hususunda Baki abi ne düşünüyor?”
İktidar, muhalefet, tüm siyasi partilerin Genel Başkanları, Genel Merkez yöneticileri, il, ilçe, Belde Başkanları, Yönetim Kurulları, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Belediye ve İl Genel Meclis üyeleri, siyasetle uzaktan yakından ilgilenen herkes çok iyi bilsin ki; sokakta, caddede, evde, işyerinde, parka, bahçede vb vatandaş böyle düşünüyor!..
Bu ve benzeri soruyu/soruları soruyor!
Sormakla kalmıyor, sorunun yanıtı peşinde!
Ona göre siyasiler başlarını ellerinin arasına alsınlar, siyasa (politika) üretsinler, ortak söylem ve eyleme geçsinler, tek dişleri kalmış emperyalist canavarlara korku salacak “dik duruş” sergilesinler!
Gerçekten, yeter artık!
Sorusuna geçmeden, dikkatimi çeken iki ayrıntıyı paylaşmak isterim.
İlki:
PKK terör örgütü genellikle yerel seçimler öncesinde askerimize yönelik kanlı eylemler gerçekleştiriyor!
Anlaşılıyor ki, PKK’nın arkasındaki güç/güçler, ülkedeki iktidardan hoşnut, yerel seçimden “kazanan” olarak çıkmasını istiyor!
Bunu da, Türkiye ve bölgedeki çıkarları için yapıyor!
İktidar ve iktidar ortakları siyasi partiler de; PKK terör örgütüyle arasına uzaklık (mesafe) koymayan siyasi partiyi ve o siyasi partiyle “seçim işbirliği” veya “ittifak” yapacak siyasi partiyi/partileri, PKK terör örgütüyle ilişkilendirecek, bunları her alanda, her platformda, her ortamda kullanacak, ağır yergilerde bulunacak, seçmeni etkileyecek, onları kazanmaya, onların oylarını almaya çalışacak!
Bu “siyasi eylem”in sonucu doğaldır ki, kimi seçmeni etkileyecek, “siyasi söylem” sahibine/sahiplerine oy vermeye yönlendirecek!
İkinci ayrıntı:
Genel seçimler öncesi ise kanlı terör eylemlerine IŞİD ve benzerleri imza atarlar!
Örneğin:
10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı’nda saat 10.04’te üç saniye arayla iki patlama meydana geldi!
Dinci terör örgütü IŞİD’in “canlı bomba intihar”ıydı!
109 vatandaşımız yaşamını yitirdi, 200’ün üzerinde vatandaşımız yaralandı!
İktidarda tek başına AKP’ydi; Başbakan, Konya AKP Milletvekili ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’ydu.
Davutoğlu, katliamdan birkaç saat sonra basının karşısına çıktı, açıklamalarda bulundu. https://www.ntv.com.tr/turkiye/davutogludan-ankaradaki-patlamaya-iliskin-aciklama,GpJPYDJmHk6fw6mPIUKNzA# (Linki tıklayıp okuyabilirsiniz.)
Şimdi “Gelecek Partisi Genel Başkanı” olan Ahmet Davutoğlu, bir süre sonra A Haber kanalında Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı.
“Ankara saldırılarının ardından yapılan bir anket ve sonuçları var mı?” sorusuna Davutoğlu “Şimdi, anketler geliyor… Öncesinde, beyanname sonrasında anket yaptık. Şimdi Ankara’daki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz. Oylarımızda bir yükseliş trendi var. Birçok anket var… Saldırıdan sonra da yüzde 44 bandına doğru yükselme trendi devam ediyor. Önemli olan burada bizim hedefimiz Ak Parti’nin tek başına iktidarı getirecek sonucu elde etmesi. A Planı itibariyle tek başına iktidardayız. Başka ihtimal düşünürsek bu tablonun değişmeyeceğine dair kanaatimiz vardır demektir, öyle bir kanaatimiz yok. Ben sürekli meydanlardayım. Bugün de Trabzon’a gideceğiz, yarın Van’dayız. İnşallah bu emeğimizin karşılığını halk bize verecek. Bizim için tek hedef var tek başına başarı. Bunun için de çabalayacağız.” https://www.sozcu.com.tr/davutoglunun-saldirisi-sonrasinda-oylarimiz-artiyor-sozu-tbmmde-wp963995 yanıtını verdi.
Bir siyasi, bir Milletvekili, bir Genel Başkan ve bir Başbakan nasıl böyle konuşur?!
Ve…
Merak ediyor, soruyorum:
Ahmet Davutoğlu “… bu emeğimizin karşılığını… “ sözcükleri ile ne demek istiyor?!
O günlerde…
İstanbul CHP Milletvekili Eren Erdem, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu sözlerini Ekim 2015 günü Kamutay’a (TBMM’ye) taşıyor; Başbakanın yanıtlaması istemiyle şu soruları soruyor:
“Türkiye tarihinde yaşanan en büyük katliamdan sonra anket şirketlerine oy oranlarını araştırmaya yönelik talimat vermeniz siyasi etik açısından doğru mudur?
Geçtiğimiz günlerde açıkladığımız belgelerde yer alan Emniyet ve MİT’in Ankara Katliamı’nın faillerini takip ettiği halde bilerek olayı önlememesinin gerekçesi oy beklentisi midir?
Eylem yapmadan canlı bombaların tutuklanmamasının gerekçesi patlamanın yaratacağı oy artışı mıdır?
Bahsi geçen ifadeleriniz ‘IŞİD ile aramızda 360 derece fark var’ söyleminizi doğrulamakta mıdır?
Geçici hükûmetinizdeki bakanın Ankara Katliamı sonrası ekranlarda gülerek tepki vermesinin nedeni oy artışı mıdır?
Anket sonuçlarına göre farklı şehirlerde de canlı bomba eylemlerine yönelik istihbarat ve uyarılar görmezden gelinip yok sayılacak mıdır?
Anket sonuçlarına göre daha kaç bomba patlayacaktır?”
Komşu kadının sorusuna geleyim…
23 Aralık 2023 Cumartesi günü “Pençe-Kilit Hareketi” bölgesindeki askeri üsse PKK terör örgütü saldırdı; 6 askerimiz şehit oldu! https://www.sozcu.com.tr/pence-kilit-harekati-ndan-aci-haber-6-asker-sehit-p10564
Bir gün sonra aynı askeri üsse gene PKK terör örgütü saldırdı; gene 6 şehit! https://www.hurriyet.com.tr/gundem/bir-aci-haber-daha-6-asker-sehit-oldu-42380689
20 gün geçti.
12 Ocak 2024 Perşembe gecesi gene aynı bölge, gene aynı askeri üsse, gene PKK terör örgütü saldırısı!
9 şehit!
Yüreklere ateş düştü!
Yanmayan, gözlerinden yaş akmayan yoktu!
3 saldırıda 20 şehit verilmesi, halkımızı derinden üzdüğü kadar, moral olarak da çökertmişti!
Perşembe gecesi ve sonraki geceler televizyon ekranlarından emekli generaller, amiraller, albaylar, subaylar, akademisyenler, güvenlik uzmanları vb…
Saldırıları enine boyuna değerlendirdiler, yorumladılar…
PKK terör örgütünün yalnız olmadığını, arkasında ABD’nin olduğunu açıkça söylediler!
“PKK terör örgütünün arkasında ABD var” söylemi ilk kez böylesine net dillendiriliyordu!
Onur duydum!
Unvanlarını yazdıklarım görevlerindeyken düşüncelerini kesinlikle üstlerine iletmişlerdir.
Ancak…
Siyasilere takılıp kalmış, gündem olamamıştır!
Az yukarıda değindiğim “ayrıntı”da çok doğru vurgulanıyordu; fakat bir “eksik” vardı.
O eksik şuydu:
PKK terör örgütünün ve başka terör örgütlerinin arkasında tek emperyalist ABD yoktu, emperyalist İngiltere de vardı!
Yani…
İkisini birlikte anmak gerek.
ABD’yi vitrinde koyan, görünür kılan, oynatan İngiltere…
Atatürk’e, Atatürk Düşünceleri’ne, Atatürk Türkiyesi’ne, Türk halkına vb taaa Çanakkale Savaşları’ndan, Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan beri azgın düşmandır!
İngiltere’nin düşmanlığı, Lozan görüşmelerinde derinlik, Atatürk sonrasında ivme ve hız kazanmıştır!
Yerel işbirlikçiler ise azgın düşmandan çok daha azgın ve keskin düşman kesilmiştir!
Düşman emperyalist İngiltere/ABD ikilisi, Türkiye ve bölge üzerindeki çıkarları, çıkarlarının geleceği için “piyon”larını bakıp besliyorlar, eğitip savaşçı yapıyor, ülkemize ve hedeflerindeki ülkelere saldırtıyor!
İki azgın düşman emperyalisti ve onların kendileri gibi ortakları başka emperyalist ülkelerin de “düşmanlarımız” olduklarını çok iyi bilen, yazan, çizen, konuşan, kitaplar yayınlayan aydınlarımız, yurtseverlerimiz vardı, var.
Ama…
Halkımız, irili ufaklı emperyalistlerin azılı düşmanlarımız olduklarını bilmiyor!
Bu çok ciddi eksikliktir!
Tezde, en etkin, en etkili bir biçimde giderilmelidir!
Kürt kardeşlerim…
Şimdilerde yanlarında gördükleri insan ve insanlık düşmanı olan emperyalist İngiltere ve emperyalist ABD ikilisini iyi tanısınlar!
Bir zamanlar gözdelerinden İran’da Şah Rıza Pehlevi’yi, Irak’ta Saddam Hüseyin’i, Mısır’da Hüsnü Mübarek ve Enver Sedat’ı, Pakistan’da Muhammed Ziyaülhak’ı vb nasıl madara ettiklerini, ne hallere düşürdüklerini anımsasınlar, araştırıp öğrensiler!
Gelecekte aynısını kendilerine yapacaklarını uslarına (akıllarına) koysunlar, kulaklarına küpe etsinler!
Uzatmayayım…
Yazımı, dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzün “Yurtta barış, dünyada barış” sözünden esinlendiğim “Yaşanır bir ülke, yaşanır bir dünya” dileğim ve bütün siyasilere “Düşman beldi! Halka anlatın! Halk, düşmanını tanısın! Düşmanını tanıyan halk, gereğini yapar!” seslenişimle bitireyim…
NOT: Söz vereme karşın bu hafta yazamadığım “Yılmaz Büyükerşen çelişkisi”ni haftaya bırakıyorum.
Yorum Yaz