Terör örgütü PKK’nın propagandasını yapmaktan 4 Kasım 2016 yılından beri Edirne Cezaevi’nde tutuklu Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş, AKP’yi, AKP Genel Başkanı Başbakanı, Cumhurbaşkanını en sert biçimde yeren (eleştiren) siyasilerin, siyasi parti genel başkanlarının başında gelir.
Ama her yergisi, AKP’ye, AKP Genel Başkanı Başbakana, Cumhurbaşkanına yaramıştır.
Yergileri, yüzde 15-25 arası “kararsızlar”ı AKP’ye, AKP Genel Başkanı Başbakana, Cumhurbaşkanına itmiştir; AKP tabanını, AKP’ye sıcak bakan ama bazen yeren seçmeni de AKP’de, AKP Genel Başkanı Başbakan ve Cumhurbaşkanı etrafında kenetlemiştir.
Örneğin:
“Seni Başkan yaptırmayacağız” sözü kalıcı gündem olmuştur.
Ama bu söz, AKP’ye, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına yaramış, seçim kazanmalarını sağlamıştır.
Yani gerçek şu ki:
“Seni Başkan yaptırmayacağız” sözü HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ağzından çıkınca, ayrıştırılan toplumun yarıdan fazlası, AKP’ye, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına yöneldi, gitti oy verdi.
Demirtaş sanki AKP, AKP Genel Başkanı Başbakan ve Cumhurbaşkanı için bir “çalışan”dı.
Bunda, AKP’nin, tepkiyi “lehe” çevrime gayreti, başarısı gözden ırak tutulmamalı.
Anımsanacaktır:
10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı.
Üç aday yarışıyordu.
AKP’nin adayı, AKP Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dı, CHP-MHP’nin ortak adayı –MHP’nin ciddi biçimde çalışmadığı yazıldı, çizildi, konuşuldu, tartışıldı- Ekmeleddin İhsanoğlu’ydu ve HDP’nin adayı, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tı.
Aldıkları oylar ise şöyleydi:
Erdoğan 21 milyon 143 oy (Yüzde 51.79), İhsanoğlu 15 milyon 587 bin 720 oy (Yüzde 38.44) ve Demirtaş 3 milyon 958 bin 48 oy (Yüzde 9.76)
AKP’nin adayı Genel Başkan Başbakan, ilk kez “halk oy”u ile ve 1’inci turda 12’inci Cumhurbaşkanı seçilirken, Demirtaş 3’üncü oluyordu.
Burada dikkat çeken nokta, 6-7 milyon civarındaki HDP oyunun 2-3 milyonu Demirtaş’a gelmemişti.
Neden?
Gene anımsayalım:
HDP “üç parçalı bütün” görünümündeydi.
PKK terör örgütünün başı –İmralı’da tutuklu- Abdullah Öcalan, Öcalan sonrası PKK’nın başına geçen Kandil yönetimi ve HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş grubu.
Öcalan ve Kandil, Demirtaş’a, Demirtaş da her ikisine “aralı”ydı…
Düşüncem o ki:
Arayı, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimiyle gün ışığına çıkan, Selahattin Demirtaş’ı 3’üncü yapan yüzde 9.76’lık 3 milyon 958 bin 48 oy daha bir açtı.
Bu oy, Demirtaş’a “özgüven” kazandırdı, Öcalan ve Kandil’de ise ciddi tedirginlik yarattı.
Ciddi tedirginlik, Demirtaş’a karşı “birleşme”yi getirdi.
Ve “ayrışma” derinleşti.
Daha fazla ayrıntıya girmeden sorayım:
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK terör örgütünün propagandasını yapmaktan ve PKK terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’ı övmekten, 4 Kasım 2016’da tutuklanıp Edirne Cevzevi’ne konulmasaydı HDP’de neler olurdu?
HDP bütünlüğünü korur muydu yoksa en az ikiye bölünür müydü?
Bu bölünmeden, Öcalan ve Kandil, Demirtaş’ı sorumlu tutar mıydı, tutmaz mıydı?
Böyle bir çekişme sürecinde Demirtaş’ın yaşamı tehlikede olur muydu, olmaz mıydı?
Parçalanmış HDP, HDP içindeki irili, ufaklı bütün gruplara zarar verirdi.
Hele de, Öcalan ve Kandil’le araları “aralı” olsa da, “PKK, terör örgütüdür” demeyen Selahattin Demirtaş’a…
Öyle sanıyorum, Demirtaş bütün bunların bilincinde.
O nedenle “Selahattin Demirtaş siyasi parti kuracak” haberlerine, söylentilerine, konuşma ve yazılara “HDP dışında herhangi bir mecrada adımın geçmesi bile beni üzer” https://www.gercekgundem.com/siyaset/212557/selahattin-demirtas-hdp-disinda-herhangi-bir-mecrada-adimin-gecmesi-bile-beni-uzer diye açıklama yapmak zorunda kaldı.
HDP’nin parçalanmasında rol oynaması, yeni bir siyasi parti kurmaya kalkışması demek, Demirtaş için “harakiri yapmak” demektir.
Demirtaş, cezaevinden çıktıktan sonra birilerinin gaza getirmesiyle yeni bir siyasi parti kurma girişimi içinde olacağını öngörmüyorum.
Şu düşüncemi de söylemeliyim:
Tutuklanması, cezaevine tutuluyor olması Selahattin Demirtaş’ın yararına…
Akrep gibi kendi kendini sokan, yılan gibi kendi yavrularını yiyen terör örgütleri her zaman, her yerde, herkese her kötülüğü yapar!..
Yorum Yaz