YARGIDA DARBE!.. BİLGEN’İN AÇIKLAMASI, PERİNÇEK’İN SÖYLEDİKLERİ!.. VE CUMHURİYET BAYRAMI’MIZA İLK YASAK!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM’nin), Enis Berberoğlu hakkındaki “Hak ihlali olmuştur” kararına yerel mahkemenin uymaması;
Kamutay’ın (TBMM’nin), Anayasa Hukukçusu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un, yerel mahkemeyi haklı bulması;
FETÖ’ye karşı en etkin, etkili gazetecilik yapan Sözcü Gazetesi’ne, Sözcü’nün yazarlarına, “FETÖ’cülük”ten açılan davanın İstinaf Mahkemesi’nce onanması…
Dünün (13 Ekim 2020 Salı) iç acısı olaylarıydı!

12 Eylül 2010’daki –“Yetmez ama evet” diyenlerin gürledikleri, harıl harıl çalıştıkları- halkoylaması ile “Yargıya darbe” yapılmış, FETÖ’cü hukukçular yargıya yerleştirilmişlerdi!
O “Yetmez ama evet” diyenlerden Oya Baydar, arlanıp sıkılmadan, 27 Eylül 2020 Pazar günü “Uyan ey muhalefet! Gündem değil rejim değişiyor” https://www.t24.com.tr/yazarlar/oya-baydar/uyan-ey-muhalefet-gundem-degil-rejim-degisiyor,28159 başlıklı yazısında “ahkâm” kesiyor!
Önce kendisi uyansın, özyergi (özeleştiri) versin!

Yalan dolanlarla kandırılan halka oylatılarak, yapılan “Yargıda Darbe”ye kadar “Sonsuz güvendiğim bağımsız yargıya hiç kimsenin gölge düşürmesini istemiyorum” derdim; “Yargıda darbe” olunca, güvensiz, yapayalnız kaldığımı, özgürlüğümü yitirdiğimi vb hissettim!
Kabul edemedim!
İçim yandı!
Hala öyleyim!
Bir başka ülkedeymişim gibiyim!
Sonsuz güven duyduğum, “bağımsız” belediğim yargımızın bugünkü durumuna çok üzülüyor, kahroluyorum!

Hele de…
Dün gecenin ilerleyen saatlerinde, AYM Üyesi Engin Yıldırım’ın twtter hesabından “AYM binasının fotoğrafı”nı paylaşarak, “Işıklar yanıyor” https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/aym-uyesinden-yerel-mahkemenin-berberoglu-karari-sonrasi-dikkat-ceken-paylasim-6079651/ diye yazması “büyük olay” oldu.
Yarınki yazımda işlemeye çalışacağım.

Dün “Salı”ydı.
Kamutay’da grubu olan siyasi partilerin grup toplantıları vardı.
Genel Başkanlar dün de kürsüye çıktılar, “halkı uyutan, rantçı siyasi söylemler”de bulundular!
Onları, tv kanallarında her akşam/gece konuşan “yandaş gevezeler”e benzetirim!

Dün, Türkiye gündemine, pimi çekilmiş bomba gibi düşen bu konulara nokta koyuyorum.
Önemsediğim için, HDP eski Milletvekili ve sevdalısı olduğum Kars’mın, 6 yıl önceki “Kobani Olayları”ndan ötürü görevden alınıp cezaevine konulan, Belediye Başkanlığından istifa eden Ayhan Bilgen’in yaptığı açıklamaya ve AKP’nin, Cumhur İttifakı’nın destekçisi konumuna gelen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ettiği söze çok kısa değinmek istiyorum.

Bilgen, önceki gün(12 Ekim 2020 Pazartesi) internet basınında genişçe yer alan açıklamasında, HDP’ye yönelik yergilerde bulunuyor, “HDP’nin önünde gerçekçi tek seçenek, kendi sorunlarını çözecek değişime yönelmektir”
https://www.t24.com.tr/haber/kobani-eylemleri-sorusturmasinda-tutuklanan-ayhan-bilgen-hdp-nin-onunde-gercekci-tek-secenek-kendi-sorunlarini-cozecek-degisime-yonelmektir,908771 diyor, şöyle sürdürüyor:
“HDP kurulurken planlanan Türkiyelileşme ile Türkiye toplumunun Kürtler dışındaki farklı mağduriyet sahibi kesimleriyle empati yapılması ve ortak mücadele yürütülmesi hedefleniyordu. Bu konuda başlangıç düzeyinde bir adım atılmış olsa da, istenen düzeyde mesafe alınmaması yeniden masaya yatırılmalıdır. Siyasi partilerde genişleme sorunları söylem, dil, algı, iletişim kaynaklı olabileceği gibi yapısal, örgütsel, çalışma tarzından kaynaklı da olabilir.
Bugün itibariyle HDP, kendi geleceği ve ülkenin geleceğini ittifak stratejilerine endekslenmiş görünmekle birlikte, hiçbir parti kendisiyle açık ittifak yapmayı göze alamamaktadır. Bunun tek sebebi Cumhurbaşkanı’nın kurduğu dil ise, bu değişmeden denklemde hiç kimsenin pozisyonu değişmeyecektir. Peki bu durumda HDP neye odaklanmalı yani nereden tartışmaya başlamalı? Öncelikle ifade etmeliyiz ki, dönemsel koşulların değişimi siyasette hem dil, hem yapısal dönüşümü gerektirir. HDP, çözüm sürecindeki genişlemeyi kalıcı sanmış ve kişisel başarı öyküsü olarak yorumlamayı tercih etmiştir.
“Siyasette tartışma sağlıklı yönetilir ve toplumsal katılımla gerçekleşirse, yenilenmeyi getirir. Tartışmayı ertelemek ise dinamizmi bitirir ve kişisel hesaplarla hareket etmeyi beraberinde getirir. Kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine HDP’nin genişleme sorunları Kandil, İmralı ya da geçmişte sanıldığı gibi cezaevlerinden müdahaleden çok, kendi yönetiliş biçiminden kaynaklanmaktadır.”

Ayhan Bilgen’in bu yazılı paylaşımındaki saptamalarını, vurgularını “önemli” ve “değerli” buluyorum.
Başına olumsuz bir iş gelmemesi/getirilmemesi için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Bilgen’i korumaya almalı…

Önceki gece gecesi katıldığı tv kanalındaki programda “Ayhan Bilgen’in bu tavrı çok cesur. Halk tarafından alkışlanacaktır.
Bu tavır, çoğunlukta olan tavır. Bizim Kürtlerimiz içerisinde de alkışlanacaktır. Bu bir çığır açıyor” https://odatv4.com/ayhan-bilgenin-tavri-alkislanacaktir-13102023.html diyen Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, çarpıcı, çok “ipucu” veren, günlerce konuşulacak/tartışılacak sözler ediyor.
Şöyle:
“Türk devleti kısa zaman sonra Abdullah Öcalan’ı çıkartacak, ‘Silahları bırakın, biz yanlış yaptık’ dedirtecek. Televizyonlara falan çıkartacak. Türk devleti çıkartacak, göreceksiniz. Şu an devletin, MİT’in elinde oyuncak durumunda. Onu kullanıyorlar.”

Perinçek, “… göreceksiniz” diyecek kadar özgüvenle “emin” konuştuğu bu bilgileri nasıl edindi?!
Katkı (destek) verdiği AKP ağırlıklı “Cumhur İttifakı İktidarı” adına, günler, aylar, yıllar öncesinden, gerçekleşecek bir gelişmeyi duyurma görevini mi üstlenmiş, onu yerine getiriyor?!
Öngöremiyor, bilemiyorum.
Ama…
2023’e kalmayacak, 2021 yazında veya 2022’nin Kasım’ında erken seçim havası sezinliyorum; şimdiden Kürt oylarını alabilmenin peşine düşüldüğü izlenimini ediniyorum.
“Özellikle İç Anadolu’da tepki çeker” diye düşünüyorum.

Bu arada…
97’inci yıldönümünü 15 gün sonra kutlayacağımız “Cumhuriyet Bayramı”mızla ilgili ilk “y a s a k“, korona virüsü önemleri gerekçe gösterilerek, Afyonkarahisar Valiliği’nden
https://www.gercekgundem.com/guncel/221148/valilik-acikladi-29-ekime-koronavirus-yasagi?utm_source=share-twitter geldi!
Bugün, yarın başka il Valiliklerinden de gelir!
Demokratik, laik Cumhuriyet’e bağlı ve hasret bizler, 29 Ekim 2020 Perşembe günü “Cumhuriyet Bayramı”mızı, 97’inci yılında gene coşkuyla kutlayacağız, evlerimize, işyerlerimize “Şanlı Bayrağımız”ı asacağız.
Ne mutlu…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.