“Cumhur İttifakı”nın ve “Cumhur İttifakı İktidarı”nın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “CHP Genel Başkanı’nın hakaret ve hıyanetlerine sosyal medyadan yayımladığı bir açıklamayla tepki gösteren değerli Ülküdaşım Alaattin Çakıcı’ya mafya bozuntusu demek, yeraltı dünyasının karanlık yüzü suçlaması getirmek müfterilik, seviyesizlik, rezilliktir.
(Alaattin Çakıcı) Elbette üzerine atılı suçların bedelini uzun yıllar cezaevinde kalarak ödemiş bir vatan evladıdır” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/mhp-genel-baskani-bahceli-alaattin-cakici-benim-dava-arkadasimdir-316478h.htm
twitter paylaşımıyla, Nisan (2020) ayı ortalarında, cezaevinden çıkmasını sağladığı “Mafya Baronu” Alaattin Çakıcı’ya, “Ülkücü babanın oğlu”, “Ülke ve millet sevdalısı Ülkücü” ve “dava arkadaşı” olduğu için mi arka çıkmıştır?!
Yoksa…
Çakıcı’da, bilinmesini istemediği bir “sır” ve o “sır”dan ötürü bir “korku” mu var?!.
Bu soruyu, bir bilgiye dayanarak sormuyorum, gazeteci duyarlılığıyla kendi kendime soruyorum, sorguluyorum.
“12 Eylül süreci”ne gidiyorum; sürecin içinde turlar atıyorum…
Konunun uzmanları, er geç, 12 Eylül (1980) faşist askeri darbeyle noktalanan “süreci” araştıracaklar, karanlığı aydınlatacaklar, karanlıkta kalmış her şeyi açığa çıkaracaklar.
Bu çalışma sonucu, Devlet Bahçeli-Alaattin Çakıcı ilişkisi de, Bahçeli’nin Çakıcı’ya kol kanat germesi de bilinir olacak.
“Cumhur İttifakı’nın ve “Cumhur İttifakı İktidarı”nın ortağı Bahçeli’nin, “Ülkücü şehidimizin oğludur. Üülke ve millet sevdalısı bir Ülkücüdür. Benim dava arkadaşımdır” diyerek sahiplendiği, koruduğu Alaattin Çakıcı’yı, “Cumhur İttifakı”nın ve “Cumhur İttifakı İktidarı”nın büyük ortağı AKP, “Hakaret, tehdit, küfür, kötü söz kimden gelirse, kime karşı yapılırsa bu yanlıştır. Doğru değildir. Hukuk çerçevesinde gereği yapılır, yapılmalıdır” https://www.gercekgundem.com/siyaset/231009/akpli-bulent-turan-alaattin-cakici-hakkinda-sorusturma-baslatildi tümceleriyle yermiştir.
Yergi, AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’dan gelmiştir.
Turan, Savcılığın, Alaattin Çakıcı hakkında soruşturma başlattığını açıklamıştır.
(Açıklamanın, soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcılığı’dan değil, AKP Grup Başkanvekili tarafından yapılmasını yadırgadım.)
İki ortaktan birinin sahiplendiği, diğerinin yerdiği ve yargı sürecinden “hoşnut” olduğunu dile getirdiği olay, ortakları birbirine düşürür mü? Ortaklık dağılır, biter mi?
Göreceğiz.
Belirleyici, yargı süreci olacak.
Öngörüm:
Kamuoyunun beklentisi doğrultusunda gelişme yaşanmayacak.
Yani…
Çakıcı’yı cezaevine tıkacak bir durum olmayacak.
Çünkü:
Alaattin Çakıcı “boş” biri değil; bildiklerini konuşursa, ortaya çok şey dökülür, “Cumhur İttifakı” dağılır, “Cumhur İttifakı İktidarı” çöker.
“Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin sonu gelir.
Bunların hiçbirinin olmasını AKP istemez.
Ama…
İyi Parti’den “işaret” alınırsa, MHP ile yollar ayrılır, Çakıcı’ya cezaevi yolu görünür.
Bu arada…
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının, önceki gün (18 Kasım 2020 Çarşamba) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB’un) “Türkiye Ekonomi Şûrası”nda yaptığı konuşması içinde geçen şu “Artık vites yükseltmenin bile yeterli olmadığı, araç değiştirmenin gerektiği bir dönemdeyiz. Bunun için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız.
Temelini attığımız -tabiri caizse- kaba inşaatını tamamladığımız binamızı artık nihai hâle getirecek atılımın eşiğindeyiz. İnşallah ülkemiz hazırlık devrini geride bırakıp artık şahlanış dönemine giriyor.
Ülkemizi bugünkü bölgesel ve küresel liderlik seviyesine sizlerle birlikte getirdik” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/122863/-ulkemiz-hazirlik-devrini-geride-birakip-artik-sahlanis-donemine-giriyor- sözlerini, “gizli ajandadan sunuş” olarak algıladım.
Halkımızın, ne “Ilımlı İslam”a, ne “Hilafet”e izin vermeyeceğini, “Demokratik, Laik Cumhuriyet”e sıkı sıkıya sarılacağını, ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nden “Parlamenter Sistem”e dönüşü sandığa atacağı “oy”la sağlayacağını biliyorum…
Yorum Yaz