“KANAL İSTANBUL”, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN DEĞİL, EMPERYALİST ABD’NİN PROJESİDİR!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Süleyman Soylu’nun, “Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi”nin halkın oyu ile seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı tarafından “Bakan” olarak atandığı “İçişleri Bakanlığı”nın, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, İBB’nin “Ya Kanal Ya İstanbul” afişlerini “gerekçe” göstererek, “Devlet Projesi olarak uygulamaya konulan Kanal İstanbul Projesi aleyhine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kimliği kullanılarak afişler bastırılması ve şehrin değişik yerlerine astırılması üzerine…” https://www.sozcu.com.tr/2020/emlak/kanal-istanbul-devleti-degil-ozeli-ihya-edecek-6128852/ sözcüklerin geçtiği yazısıyla “ … ön inceleme…” başlatması, “Kanal İstanbul”un “Devlet Projesi” olduğunu gündeme taşıdı.

Hayır, Kanal İstanbul, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin projesi değildir, olmaz, olamaz, olmamalı!

27 Nisan 2011’de, AKP iktidarının Başbakanı AKP Genel Başkanının da “hayali”, “çılgın projesi” değildir!

Kanal İstanbul, “emperyalist ABD projesi”dir!

Öncesi var…

Tarihçesine özetle bakalım:

“İstanbul Boğazı’na alternatif suyolu projesinin tarihi, Roma İmparatorluğu’na kadar uzanır. Bitinya Valisi Plinius ile İmparator Trajan arasındaki yazışmalarda Sakarya Nehir Taşımacılığı Projesi’nden ilk defa bahsedilmiştir. Karadeniz ve Marmara’yı yapay bir boğazla birbirine bağlama fikri 16. yüzyıldan bu yana 6 kez gündeme gelmiştir.
1500’lü yılların ortalarında Osmanlı Devleti’nin hayata geçirmeyi planladığı 3 büyük projeden biri Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü’nü Karadeniz ve Marmara’ya bağlamaktı.
1550 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde gündeme geldi.
Dönemin iki büyük mimarı Mimar Sinan ve Nicola Parisi hazırlıklara başlamasına rağmen, savaşlardan dolayı bu projenin hayata geçirilmesi iptal edildi.” https://tr.wikipedia.org/wiki/Kanal_%C4%B0stanbul#:~:text=Ge%C3%A7mi%C5%9Fte%20benzerleri%20%C3%B6nerilmi%C5%9F%20olsa%20da,26%20Mart%202020%20tarihinde%20ger%C3%A7ekle%C5%9Ftirildi.

www.veryansintv.com’dan Metin Aydoğan, 26 Aralık 2019’da “Kanal İstanbul’un tarihçesi” başlıklı yazısında şöyle yazar:
“ABD, İstanbul’a ikinci bir suyolu açılması için ilk girişimini bundan tam 70 yıl önce 1950’de yaptı. Bugün yapılmak istenen kanalla hemen aynı güzergahta bulunan bir kanal haritası yayınladı. Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson, 56 yıl sonra 3 Mart 2006’da bir açıklama yaptı ve Montrö Anlaşması’nı Türk kamuoyunda tartışılabilir duruma getirdi. Gazetecilere; ‘Montrö Antlaşması oldukça açık. Ve biz Karadenizin uluslararası sularda bulunmasından kaynaklanan haklarımızdan yararlanmak istiyoruz. Yani gerektiğinde gemilerimiz buraya girebilir’ dedi.
Bülent Ecevit, Kanal konusunu 1994’te yeniden dillendirdi ve kanalın giriş çıkışına limanlar yapılıp serbest bölgeler oluşturulacağını söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, 17 yıl sonra 2011’de kanalın kesin olarak yapılacağını, 21 Aralık 2019’da da ihalesinin ‘birkaç hafta sonra’ gerçekleştirileceğini açıkladı.” https://www.veryansintv.com/kanal-istanbulun-tarihcesi

Şu bilgiyi de paylaşayım:
“İstanbul’un batısında bir kanal projesi ilk kez TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik dergisinde Ağustos 1990 tarihinde yayınlanan bir makalede önerilmiştir.
Dönemin Enerji Bakanlığı Müşaviri Yüksel Önem’in kaleme aldığı makalenin başlığı ‘İstanbul Kanalı’nı Düşünüyorum’ idi.
Büyükçekmece Gölü’nden başlayıp Terkos Gölü’nün batısından geçecek İstanbul Kanalı, uzunluğu 47 km, su yüzeyindeki genişliği 100 m, derinliği 25 m olarak tasarlanmıştır.”
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kanal_%C4%B0stanbul#:~:text=Ge%C3%A7mi%C5%9Fte%20benzerleri%20%C3%B6nerilmi%C5%9F%20olsa%20da,26%20Mart%202020%20tarihinde%20ger%C3%A7ekle%C5%9Ftirildi.

Metin Aydoğan, her şeyi anlatan “Görünen açık gerçek, Kanal İstanbul’u Türkiye değil ABD istiyordu” tümcesi ardından şöyle yazıyordu:
“Amerikalıların açıklamalarından ve yaptığı görüşmelerden birkaç yıl sonra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; 26 Nisan 2011 günü, Haliç Kongre Merkezi’nde; ‘Türkiye Hazır Hedef 2023’ adını verdiği bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, önce belediye başkanıyken yaptığı kimi işleri anlattı, Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Canım İstanbul’ şiirini okudu. Ardından Karadeniz’i Marmara’ya bağlayacak ve Kanal İstanbul adını alacak ikinci bir suyolu açılacağını açıkladı. ‘Bütün büyük adımlar bir hayalle başlar. Bu muhteşem proje, benim olduğu kadar, arkadaşlarımın olduğu kadar, yüzlerce yıl öncesinde İstanbul’un idarecilerinin de bir hayalidir’ dedi.
Açıklama, önceden biliniyormuşçasına dış basında büyük yankı buldu.” https://www.veryansintv.com/kanal-istanbulun-tarihcesi

Nerede “devlet siyasası (politikası)”, nerede “Devlet Projesi”?!.

Bu “uydurma” yetmezmiş gibi, bir de ‘Kanal İstanbul Projesi’ni, 2011 yılından sonra yapılan seçimde, AKP’ye verilen oyla halkın onayladığını’ söylemezler mi?!.
Ne kadar ayıp, ne kadar çirkin!..

Yeter artık!
Bıktık!
Yalanı, kandırmayı, gerçekleri çarpıtmayı/ters düz etmeyi bırakın!
Yordunuz!
İstanbul’u, İstanbul’un çevresini lağım gibi kokutacak, buraları yaşanmaz kılacak; İstanbul’a, Marmara’ya ve Türkiye’ye yararı değil, çok büyük zararı olacak “Kanal İstanbul Projesi”ni yırtın atın!
Ülkenin, halkın, açlık, işsizlik, deprem, salgın hastalığı gibi gerçek sorunlarıyla ilgilenin!
Bu proje yüzünden çıkacak bir savaşta, düşmanın ilk bombalayacağı yerin “Kanal İstanbul” ve civarındaki yerleşim yerleri olacağını öngörün!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.