“Keşke Yunan galip gelseydi” diyen ahmaklar, “Bağımsızlık, benim karakterimdir” diyen dünya lideri Kemal Atatürk’ü ve O’nun neden böyle dediğini anlamazlar!
Zaten anlamadılar, düşman kesildiler!
Zaten anlamıyorlar, kin kusuyorlar!
Çünkü her biri, “topraklarında güneş batmayan imparatorluk” diye kendi kendine kibirlenen Britanya Krallığı’nın/İngitere’nin dş istihbarat servisi M16’ın paralı ajanları!..
Bunlar eliyle, dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzden sonra Türkiye’miz, adım adım tam bağımsızlığını yitirdi!..
Bir de…
Düşman emperyalist Britanya Krallığı’nın, İngiltere’nin vitrini emperyalist ABD’nin ve batılı emperyalist ülkelerin atıklarını getirip getirip attıkları/attırdıkları ülke oldu!
Variller içinde kimyasal atıklar mı, hurdaya çıkmış tehlike saçan gemiler mi, çöp yığınları mı, daha neler neler dersiniz!
En son…
Geri dönüşümü olmayan plastikleri tonlarca getirdiler, hem de yeşili ve verimiyle övündüğümüz Çukorova’mızın tarlalarına, yollarına, sahillerine döktüler?! https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ingilizler-adanaya-gelip-haberini-yapti-turk-medyasinda-1-yildir-ses-yok-450063h.htm
Sahibi belli:
Emperyalist İngiltere!
Düşmandır!..
Düşmanlığını yapar!
Düşmanın çöpünü alıp getiren, vatan toprağında sere serpe dağıtana/dağıtanlara ne demeli?!
“Gözlerini para bürümüş işbirlikçi/işbirlikçiler” demeli!
Bunlara bu olağan verene/verenlere, sağlayana/sağlayanlara ne demeli?!
“Liyakatsiz/liyakatsizler” demeli!
Ya bu “liyakatsiz” takıma yol veren siyasi kadrolara ve siyasi iktidara ne demeli?!
Hakaret içermeyen, yurttaş duyarlılığı içeriğinde her sözü demeli?!
Derken de…
O siyasilere oy verenler olarak, herkes kendini tepeden tırnağa bir güzel sorgulamalı, yargılamalı!
Düşmanın, düşmanların çöplüğü olmak, tam bağımsız olamamak kadar bana acı veriyor!
İçimi sızlatıyor!
2,5 ay sonra 68 yaşıma gireceğim, yazmaktan başka bir şey yapamamanın ezikliği içindeyim!
Ve…
Dünya lideri Kemal Atatürk’ümüz dönemindeki Türkiye’mizde yaşamanın özlemini çekiyorum!
O Türkiye’mizde…
Umutlar vardı!
Hayaller vardı!
Gayret vardı!
Çalışma vardı!
Kaynaşma, birlik, beraberlik, paylaşma vardı!
Okumak, düşünmek, üretmek vardı!
Aydınlanma, çağdaşlaşma vardı!
İnanmışlık vardı!
Sevgi vardı!
Sevda vardı!
Sağlık vardı!
Aşı vardı!
Mutluluk vardı!
Aş, iş vardı!
Komşusu açken tok yatmayan vardı!
Saygı vardı!
Saygınlık, itibar, güven vardı!
Kalkınma vardı!
İnanç vardı!
Tam bağımsızlık vardı!
Hak, hukuk, adalet vardı!
Barış, kardeşlik vardı!
Düşmanlara korku veren güç vardı!
İnsana, insanlığa örnek olan içtenlik, ışık vardı!
Vardı da vardı!
Çok kısaca:
Dünya lideri Kemal Atatürk’ümüz sonrası olanların hiç biri yoktu!
Çok geç oldu…
Artık Türk halkı tarihsel gerçeklerini bilmeli, tarihsel gerçekleriyle yüzleşmeli!
İç-dış düşmanlarını tanımalı!
Kılı kırk yararak temsilcilerini kendi seçmeli!
Özlemi çekilen “dünya lideri Kemal Atatürk dönemi Türkiye”yi yeniden yaşama geçirmeli!
Hiç zor değil!
Öyle bir kolay ki!
Yeter ki, dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzün “düşünme devri”mini iyi okuyalım, iyi anlayalım, birer “düşünen, sorgulayan, doğrularda kararlar alan, kararların arakasında duran insanlar” olalım!
İnanıyorum…
O l a c a ğ ı z !
Düşman, düşmanlığını belli etmeye cesaret edemeyecek!
Yaranmak için, Türkiye’mizin çöpünü, atığını almak için kapı aşındıracak, el-ayak öpecek, kendi aralarında kavgaya tutuşacaklar!
Bu günleri görmenin özlemiyle yanıp tutuşuyorum!..
Yorum Yaz