Monthly Archives :

Kasım 2022

GÜNDEMİ, GÜNDEMDEKİLERİ UNUTMANIN, UNUTTURMANIN BEDELİ!..

150 150 bakikarakol

50 gün bile olmadı, unutuldu!

“Utturuldu mu?” diye de sorabiliriz.

Geçelim.

49 gün önce bugün (13 Ekim 2022 Perşembe), Cumhur İttifak’nın ortaklarından AKP ve MHP’nin hazırladığı, Kamutay’a (TBMM’ye) sunduğu, adını “Dezenformasyonla Mücadele Kanunu”* koyduğu, halk arasında ise  “Sansür Yasası” diye tanımlanan “yasa önerisi”, Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş, Kamutay Genel Kurulu’nda görüşülüyordu.

Kamutay’da grubu bulunan siyasi partilerin Grup Başkanvekilleri partilerinin, “söz almayı başaran” Milletvekilleri de kişisel görüşlerini dile getiriyorlardı.

 

Adalet Komisyonu üyesi, Kahramanmaraş AKP Milletvekili Ahmet Özdemir, oturumu yöneten Kamutay Başkan Vekili Kocaeli CHP Milletvekili Haydar Akar’dan söz isteminde bulundu.

Sırası geldi,  Akar “Önerge üzerinde söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Ahmet Özdemir” dedi, “Buyurun Sayın Özdemir” sözcükleriyle, Özdemir’i kürsüye çağırdı/davet etti.

Özdemir “Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum” tümcesinin ardından “Normalde önergemiz üzerine söz almayacaktık ama bazı şeylerin kayıtlara geçmesini https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23780&BaslangicSayfa=54&BitisSayfa=54&Tur=H  istiyoruz. Belki tarihe not düşmek, belki kayıtlara geçmesi gerekli olabilir. Çünkü hem Avrupa Birliği’nin bakış açısı hem Venedik Komisyonu’nun çalışmalarıyla ilgili burada konuşuldu ama şunun bilinmesini istiyorum: Biz, Meclis kapanmadan önceki dönemde bu konuya ilgi duyan Amerikalı ilgililerle bu yasayı ve özellikle 29’uncu maddeyi konuştuk. Amerikan Büyükelçiliği Başmüşaviri, Uluslararası Politikalar Şefi…” sözlerini etmişti ki, Bursa CHP Milletvekili Erkan Aydın oturduğu yerden “İcazet mi aldınız?” diye seslendi.

“Kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim alfabemizi, dilimizi, bütün düşünmemizi yok etmiştir” lafından ötürü AKP Grup Başkanvekili görevinden olan Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal araya girdi “Yani onların talebiyle konuştuk” diyerek, aynı ilin Milletvekili hemşerisi Özdemir’in “itiraf”ını “onarma”ya çalıştı!

Ama bir kere ok yaydan çıkmıştı…

Kamutay Genel Kurulu karıştı.

Gazeteciler “flaş, flaş” diye haber geçtiler.

Televizyonlar, internet basını, radyolar, AKP’li Özdemir’in “itiraf”ını “son dakika manşet haber” olarak vermeye başladılar.

“İtiraf” çok kısa sürede, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü.

Özdemir ise Genel Kurul kürsüsündeki konuşmasını –laf atmaları, karşılıklı atışmaları geçiyorum- şöyle sördürüyordu:

“Onların görüşme talebiyle… Onlar bizden bu yasayı… Onlar bizimle bu yasayı görüşmek istediler… Sebebini de söyleyelim. Belki bu konuyu merak edenler vardır. Biz dünyada şu anda çok kullanılmayan, mevzuatı çok olmayan ama bütün insanların imkânlarından faydalandığı bir alana ilişkin düzenleme yapıyoruz. Bu yaptığımız düzenleme… Az sabrederseniz söyleyeceğim. Bu yaptığımız düzenleme birçok ülkeye örnek olacak. Dolayısıyla bunu merak ettikleri için bizimle görüşmek istediler. Biz de bu yasanın içeriğini, özellikle 29’uncu maddeyi Amerikalılara anlattık. Sonunda şunu söylediler, konuşmalar kayıt altında, evraklara bakabilirsiniz: ‘Bizim dezenformasyon yasamızla sizin yasanız birebir örtüşüyor’ dediler, toplantıyı öyle bitirdik. Daha sonra Venedik Komisyonuyla toplantı yaptık. O bugün burada zikredilen o raporların içeriğinde benim de görüşlerim var. Biz onlarla bu toplantıyı birlikte yürüttük, rapor yazıcıları burada, isimlerini aldım. Bir tek endişe dile getirdiler, raporda da onu yazmışlar: ‘Şu anda böyle bir yasa yapılmasının acelesi yoktu’ diye. Ama bir şey söyleyeyim size, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 10’uncu maddesiyle ilgili bir paragraf var komisyon raporunda… Avrupa insan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinin (2)’nci fıkrası ile bizim düzenlememizdeki 29’uncu maddenin metinlerini karşılaştırmanızı istiyorum. Bakın Venedik Komisyonu Raporu’nda orayla ilgili nasıl bir atıf yapmış. ‘Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu fikir sahibi olma, kamu mercilerinin müdahalesi olmadan ve sınırlandırmadan bağımsız olarak bilgi ve fikir alıp verme özgürlüğünü de kapsar. Bu özgürlüklerin kullanılması bazı görev ve sorumluluklarla birlikte geldiğinde kanunda öngörülen demokratik toplum, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün, kamu güvenliğinin çıkarları bakımından nizamsızlık ve suçun önlenmesi, sağlık ve ahlakın korunması, başkalarının itibar ve haklarının korunması gibi önlemler yasayla alınabilir’ diye Venedik Komisyonu kendi raporunda bunu gündeme almış… Şimdi, yaptığımız 3’üncü görüşme de Avrupa Parlamentosuyla oldu. Avrupa Parlamentosuna 29’uncu maddeyi onların hukukçularıyla beraber anlattım. Anlattıktan sonra ‘Bize bu böyle anlatılmamıştı. Bunu bir sansür yasası olarak değerlendirmiştik’ dediler. Ben size şunu söyleyeyim kıymetli milletvekillerim: Milletvekillerimizin burada yaptığı yorumlardan müstesna, dışarıda yapılan yorumlar üzerine söylüyorum: Bu yasayı ‘sansür yasası’ diye ifade etmek içi boş bir söylem, çünkü bu yasanın sansürle alakası yok. Bu yasada sosyal medya kullanıcılarının, sosyal medyanın sınırlandığı söylemi içi boş bir söylem. Çünkü sosyal medya kullanıcılarının birbirleriyle yaptığı görüşmeler 29’uncu maddenin konusu değil. 29’uncu maddede bir özellik var. Bakın, baştan beri hep anlatıyoruz, Feti Bey de anlattı, bizim hukukçularımız da anlattı; bu bir somut tehlike suçu. Nereden anlıyoruz bunu? 29’uncu maddenin 4’üncü şartından anlıyoruz. Diyor ki: ‘sahada sonuç verdiğinde…’ Yani kişinin düşünce açıklaması cezalandırılmıyor burada. Kişinin açıkladığı düşünce, gerçeğe aykırı bir bilgi toplumda bir infial uyandırmışsa, bir hareket oluşturmuşsa yani somut tehlike suçu kastımız bu. Bu hareket oluşmadığı sürece bu suç oluşmaz… İçi boş söylemin üçüncüsü de bu suçun muhatabının

https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23780&BaslangicSayfa=55&BitisSayfa=55&Tur=H basın mensupları olacağı… Bizim iddiamız şudur -onlara da anlattık, bunu makul karşıladılar-: Bu suçun konusu ve muhatabı basın mensubu olamaz. Çünkü hiçbir basın mensubu gerçeğe aykırı olduğunu bile bile, toplumda infial uyandıracağını bile bile, toplumun sağlığını, kamunun güvenliğini, ülkenin iç ve dış güvenliğini tehdit edeceğini bile bile bir haber yapmaz. O yüzden bu suçun konusu basın mensubu olamaz, bunun böyle bilinmesini istiyorum. Farz edelim ki bir basın mensubu böyle bir haber yaptı, Türk Ceza Kanunu’nun 218’inci maddesinde özel hüküm var: ‘Basın mensuplarının fikir açıklaması ceza kapsamında değildir’… Dolayısıyla, bilinen yanlışlarla, kalıplaşmış hamasi sözlerle bu yasayı değerlendirmeyin. Bu yasada yaptığımız çalışmayı hukuki olarak değerlendirin, hukukçularınızla bunu konuşun… Biz bunu hukukçularla konuştuk, Avrupa’daki uygulamalarına baktık, dünyadaki iyi ve kötü uygulamalarına baktık ve bir örnek oluşturduk. Geri başa dönüyorum, niye bunu bizimle konuşuyorlar? Çünkü dünyaya örnek olacak bir sistem hazırlıyoruz… İnternetin bu kadar yoğun kullanıldığı bir dünyada bunun bir sistematiğe bağlanması, özgürlüklerin korunması, insan haklarının da şahsiyatın da korunması gerekir… Biz bunu yaptığımız için dünyanın ilgi odağında bu kanun ama onların yaklaşım tarzı bizim muhalefetimizin yaklaşım tarzından daha hukuki ve daha bilimseldi, bunun da bilinmesini istiyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.”

https://www.tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?BirlesimSiraNo=23780&BaslangicSayfa=56&BitisSayfa=56&Tur=H

İki gün sonra (15 Ekim 2022 Cumartesi) saat 02.51’de şu paylaşımda bulundum:

BEN ASLINDA, “MÜTHİŞ İTİRAFI”NDAN ÖTÜRÜ KAHRAMANMARAŞ AKP MİLLETVEKİLİ, ANAYASA KOMİSYONU ÜYESİ AHMET ÖZDEMİR’E TEŞEKKÜR ETMEK, “YILIN İTİRAFI ÖDÜLÜ”NÜ VERMEK GEREKTİĞİ GÖRÜŞÜNDEYİM!. ÖNERİYORUM DA!. https://twitter.com/BakiKarakol/status/1581070142397878272

(“Adalet Komisyonu” yazmışım, yanlışı sonradan ayırt ettim; doğrusu “Adalet Komisyonu” olacak. Yanlışı düzeltirim.)

Üç gün sonra (16 Ekim 2022 Pazar) internet basınına bir haber düştü.

www.sozcu.com.tr “ABD’den AKP’ye yalanlama” başlıklı haberinde özetle “ABD merkezli VOA News’in Türkçe edisyonunda yer alan habere göre, Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü, Özdemir’in açıklamalarını yalanlarken, ‘ABD’de böyle bir yasa bulunmadığını’ belirtti. İsmi açıklanmayan sözcü bu ifadeleri ‘dezenformasyon’ olarak niteledi” https://www.sozcu.com.tr/2022/dunya/abdden-akpye-sansur-yasagi-tepkisi-7421777/ diye yazıyordu.

Aynı gün saat 11.22’deki paylaşımım şöyle:

YILIN İTİRAF ÖDÜLÜNE LAYIK” DEDİĞİM AKP’Lİ SANSÜRCÜYÜ, EMPERYALİST ABD YALANLAMIŞ! SANSÜRCÜ NE DİYECEK, NASIL BİR YANIT VERECEK?!. YOKSA, DANIŞTIKLARI EMPERYALİST ABD’Yİ Mİ YALANLAYACAK?! 🙂 https://twitter.com/BakiKarakol/status/1581561204018847744

Adı açıklanmayan “sözcü”nün “yalanlaması”na, ettiği sözlere, “yalanlanan AKP’li Ahmet Özdemir” yanıt verecek miydi?

Beklemeye koyuldum.

Günler geçmesine karşın, “yalanlama” içerikli bir “açıklama” gelmedi.

Özdemir’i, Kamutay’daki ofisinden aradım.

Telefona bir Bey çıktı; ona, kendimi tanıttım, Milletvekili Özdemir’le “Amerikaların yalanması”nı görüşmek istediğimi ilettim.

Telefondaki Bey “Ben Alican Demirci. Ahmet Beyin danışmayım. Sizi bilgilendirebilirim. Şöyle ki, o haberi Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri yazdılar. İki gazete haberlerinde kaynak belirtmiyorlar. Böyle bir yetkili yok. Ulaşamadık. Karşımızda bir muhatap yok. Olsaydı, bir açıklama yapardık” dedi.

Anlamıştım…

Konuşmayı sonlandırdım.

 

Yalanlama, yalanlanmayınca, doğruluk kazanır!

 

“İtiraf”ıyla partisi AKP’yi ve “Cumhur İttifakı iktidarı”nı ciddi sıkıntıya sokan Kahramanmaraş AKP Milletvekili Ahmet Özdemir’in, Biz, Meclis kapanmadan önceki dönemde bu konuya ilgi duyan Amerikalı ilgililerle bu yasayı ve özellikle 29’uncu maddeyi konuştuk. Amerikan Büyükelçiliği Başmüşaviri, Uluslararası Politikalar Şefi…” sözü, “Amerikalılardan icazet alıyorlar” sözcükleriyle gündemde etkinliğini sürdürürken, bir gün sonra (14 Ekim 2022 Pazartesi) saat 18.15’te Bartın ilimizin şirin Amasra ilçesinde meydana gelen 41 işçinin yaşamını yitirdiği, 6 işçinin ağır yaralandığı “maden patlaması” (ben buna “kaza” demiyorum, “cinayet” diyorum, çünkü patlamanın olacağı günler öncesinden herkesce biliniyordu ama hiç kimse bir önlem alınmadı)  gündeme bomba gibi düştü, oturdu!

Bu kadarla kalmadı, önceki gündemi, gündemleri unutturdu!

 

Gündemlerini unutan halklar, unutturan (siyasi, bürokrat vb) kadrolar, ülkelerini ve kendi geleceklerini tehlikeye atarlar!

Gündemi, gündemdekileri unutmanın, unutturmanın bedeli böylesi ağır!..

 

*Kasıtlı olarak yanlış bilgilendirme.

“180 DERECE SİYASİ TAKLALAR ATAN”!..

150 150 bakikarakol

Partisinin 8 Kasım 2022 Salı günkü grup konuşmasında AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi de son derece doğal ve doğru bir adımdır. HDP’yle niye görüşülmüş? Biz buna ne diyecek, nasıl bir tepki gösterecekmişiz? Günlerdir cevabı aranan marazi sorular bunlardır” https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/5081/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_8_Kasim.html diyen, “HDP’ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile duymuyorum” tümcesini de ekleyen; aradakileri atlıyorum- dün de (22 Kasım 2022 Salı) gene partisinin grup toplantısındaki konuşmasında “19 Kasım 2022 gecesi icra edilen Pençe-Kılıç Harekatı Türkiye’nin ve Türk milletinin hukuki ve meşru bir hakkıdır. Bu harekata karşı gelen, bu harekatın durdurulmasıyla ilgili dünyaya çağrı yapan HDP, TBMM’ne sızmış düşman bakiyesidir. Böylesi parti görünümlü bir örgütün siyaset hayatımızda bulunması haksızlıktır. Bu bölücü şebeke kapatılmasın da, Hazine’den aldığı yardımlarla teröristlere para aktarmaya devam mı etsin? Buna göz mü yumalım? Fahiş adaletsizliğe sesimiz çıkmasın mı? Anayasa Mahkemesi’nin hala neyi beklediğini sormayalım mı? HDP, Türk siyasetine tuzaklanmış zaman ayarlı bombadır. Bu bomba ya bombacıların elinde patlayacak ya da patlatılacaktır”  https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/5088/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_22_Kasim.html sözlerini eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli şöyle sürdürüyor:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yle Katar’da kurduğu temas doğru bir temastır, bize göre arkası getirilmelidir. Bununla da kalınmamalı, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile de görüşme vasatı açılmalı, terör örgütlerine karşı ortak bir irade oluşturulmalıdır. Türkiye’nin Mısır, Suriye ve Irak’la tarihten gelen çok güçlü bağları vardır ve bilinmektedir. Biz doğrudan ikili görüşmeleri başlatamazsak bozguncular aramızı iyice açacaklardır.”

 

Ne yalan söyleyeyim, “180 derece siyasi taklalar atan” Bahçeli, okuduğunuz son paragraftaki sözleriyle beni şaşırttı!

Çünkü…

Doğruyu/doğruları söylüyor!

 

Söylüyor ama…

“… ikili görüşmeleri başlatamazsak bozguncular aramızı iyice açacaklardır” diyerek, dile getirdiği “doğrunun başlangıcındaki yanlış”a değinmiyor!

Neden acaba?!

O “bozguncular” kim?!

O bozguncularla yol yürüyen kimler?!

Bahçeli bunlardan söz etmekten özenle (itinayla) neden kaçtı, kaçıyor?!

 

Milliyetçi Devlet Bahçeli, bir süreden beri, “attığı 180 derece siyasi taklalar”la “Türk siyasası”na (politikasına) çok büyük zararlar verdiği gibi “Türk Dili”ne de, “Güzel Türkçe”mize zararlar veriyor!

 

Dünkü grup konuşmasından bir örnek:

“… Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile de görüşme vasatı açılmalı…” diyor.

 

 “Vasat” sözcüğü Arapça’dır, Türkçe anlamı “Orta, Ara”dır.

“Vasatî” yazılırsa, anlamı “Ortalama”dır.

Eğer…

“Vasatı” yazılırsa, anlamı “Ortam”dır.

Bahçeli, konuşmasında “vasatı” yerine “ortamı” veya “yolu” diyebilirdi.

 

Gözlemlediğim kadarıyla…

MHP de, Cumhur İttifakı’ndaki büyük ortağı AKP gibi, Güzel Türkçe’mizi hançerleyen Arapça sözcükleri kullanmaya hız verdi!

 

Versinler!

Yakında, bundan da çark edecekler!

 

Bu arada…

Bir diğer “180 derece siyasi takla atan”, önceki gün (21 Kasım 2022 Pazartesi), iktidar yanlısı Sabah Gazetesi’nin yazarlarından Yavuz Donat’a konuşmuş. https://www.sabah.com.tr/yazarlar/donat/2022/11/21/baskentte-manisa-bulusmasi yazının linki bu.

Tıklayıp okuyabilirsiniz.

 

Sanki çirkin “Şeyini şey ettiğimin şeyi” https://www.hurriyet.com.tr/gundem/seyini-sey-ettigimin-seyi-38592552 sözü eden o değil!

 

Bu ülke ve bu ülke halkı, “180 derece siyasi taklalar atan” sözüm ona “siyasiler”den neler çekti neler!

Ama…

Ç e k m e y e c e k ! . .

PAZAR GÜNKÜ TERÖRÜN UNUTTURDUKLARINDAN BİRİ: DOĞRU PARTİ GENEL BAŞKANI SERDAROĞLU’NUN GÜNDEME TAŞIDIĞI!..

150 150 bakikarakol

İstanbul Valiliği’nin resmi internet sitesi istanbul.gov.tr’de 13 Kasım 2022 Pazar günü saat 18.15’te, İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün 2022-84 nolu basın açıklaması yayınlandı:

Bugün Taksim İstiklal Caddesinde meydana gelen patlamada olay yerinden alınan ilk bilgilere göre (6) kişi hayatını kaybetmiş, (53) kişi yaralanmıştır.

Yaralılar çevredeki hastanelere sevk edilmiştir.

Konuya ilişkin başlatılan soruşturma ve olay yerinde incelemeler devam etmektedir. 

Olayda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.http://www.istanbul.gov.tr/basin-aciklamasi-2022-84

 

Patlamanın saat kaçta meydana geldiği yazılmayan açıklama, çok kısa sürede yurt içi ve yurt dışı basında yer aldı; halkımızın da, dünya halklarının da haberi oldu.

Fakat açıklama ile “iç ve dış basında” yer alan haberlerde “patlama saati kiminde “16.15”, kiminde “16.20 olarak yazıldı.

Daha sonra, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, “17’inci G20 Liderler Zirvesi”ne katılmak için Endonezya’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirdiği basın toplantısında https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/141668/-turkiye-yi-ve-turk-milletini-terorle-teslim-alma-cabalari-dun-oldugu-gibi-bugun-ve-yarin-da-hedefine-ulasamayacaktir-  özetleDevletimizin ilgili birimleri, bu kalleş saldırının faillerini ve arkasındaki mahfilleri ortaya çıkarmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye’yi ve Türk milletini terörle teslim alma çabaları dün olduğu gibi bugün ve yarın da hedefine ulaşamayacaktır. Milletimiz, İstiklal Cadesi’ndeki olayın önündeki ve arkasındaki tüm unsurlarıyla ortaya çıkarılarak faillerinin hak ettikleri şekilde cezalandırılacağından emin olsun” dedi, ekledi:

“Bize son olarak İstanbul Valiliğimizden intikal eden rakam, 4’ü olay yeri, 2’si ise hastanelerde olmak üzere 6 vefat söz konusu. Yaralı sayımız ise 53 (Bu sayı son açıklama ile 81 oldu. BK). Bunun dışında farklı rakamlar gelebilir ama bu rakam Valimizden aldığım rakamdır. Hastanelerde yaralılara gerekli müdahaleler yapılıyor. Kısa zamanda bu vatandaşlarımız da taburcu edilecektir.”  

Bir gazetecinin, Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde meydana gelen patlamanın terörle bağlantısının netleşip netleşmediğini sorması üzerine de “Şu an itibarıyla tabii ilk incelemelerde kesin olarak bu terördür dersek belki yanlış olur ama ilk gelişmeler, Valimin bize aktardığı ilk bilgi, burada bir terör kokusu var. Şu an itibarıyla oradaki kaçışmalar vesaire ve bir kadının bu işte rol oynadığı noktasında ilk tespitler. Gerek İstanbul Emniyet Müdürümüz, gerek Valimiz gerek kamera incelemeleri, bunlar devam ediyor” diye konuştu.

 

Dikkatimi, “açıklama ile yanıt arasındaki ayrıntı” çekiyor.

 

Açıklamada “terör” sözcüğü vurgulanıyor, soru yanıtında ise “… kesin olarak bu terördür dersek belki yanlış olur… (…) … burada bir ‘terör kokusu’ var” deniyor!

 

Ayrıntıları ve ayrıntılardaki çelişkileri bir kenara koyuyorum; “İstanbul gibi bir büyük (mega) şehrin Valisi Ali Yerlikaya, emri altındaki terör uzmanlarından bilgi mi almadı ki, insanların ölümüne, yaralanmasına neden olan çirkin, kanlı, lanet terör eylemini ‘terör’ sözcüğü ile tanımlamadı, Cumhurbaşkanını da ‘terör kokusu var’ sözcükleriyle bilgilendirdi?!” sorusuna takılıyorum.

 

Takılıyorum ama üzerinde durmayacağım, geçeceğim.

Çünkü vurgulayacağım konu var.

Şu:

Ülkemizde olsun, başka ülkelerde olsun, yaşanan her terör eyleminin öncesi ve sonrası ilgi odağımdır!

 

Pazar günkü terör eyleminden önce Türkiye’nin gündeminde neler vardı?!

Neler yoktu ki!

 

Ama bana göre ilk sırada, Doğru Parti Genel Başkanı’nın Rıfat Serdaroğlu’nun 11 Kasım 2022 Cuma sabahı yayına konulan “Erdoğan bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamaz”  https://www.facebook.com/groups/3260470497404525/permalink/5518500361601516/ başlıklı yazısı ve aynı günün akşamı, gazeteci Şaban Sevinç’in youtube kanalı “Bizim TV”de canlı yayınlanan https://www.youtube.com/watch?v=zD8AoA6CBRs söyleşiydi!

 

Lütfen linkleri tıklayın, ya okuyun, ya izleyin.

 

Ayrıca…

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK’nın) 2018-952 nolu kararı’nın https://www.ysk.gov.tr/doc/karar/dosya/77779/2018-952.pdf linki ile 2018-954 nolu kararı’nın https://www.ysk.gov.tr/doc/karar/dosya/77787/2018-954.pdf linkini tıklayıp her iki kararı da okumanızı isteyeceğim.

Göreceksiniz ki, Serdaroğlu çok önemli, çok ciddi bilgi ve belgelerle bir savda bulunuyor!

 

Türkiye, Serdaroğlu’nun bu savını konuşup tartışacaktı ki, Pazar günü İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde lanet kanlı terör eylemi oldu!

 

“Terörist kadın yakalandı” https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/istiklal-caddesini-kana-bulayan-teror-saldirisinda-40-dakika-detayi-7479204/ dendi.

Terörist kadının PKK’lı olduğu, eylemi PKK’nın yaptığı/yaptırdığı açıklandı; ama PKK üstlenmedi, ret etti. https://www.birgun.net/haber/pkk-taksim-deki-bombali-saldiriya-iliskin-aciklama-yapti-iliskimiz-yok-409982?utm_source=webpush

 

Yani…

Sonuçta…

Pazar günkü alçak terör eylemi…

Cuma ve Cumartesi günlerindeki, Türkiye’nin gündemi olan, Türkiye’yi, Cumhur İttifakı’nı, AKP ve MHP’yi, Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı AKP Genel Başkanını, Millet İttifakı’nı, başka muhalefet partilerini ve Türk halkını çok yakından ilgilendiren, ilgilendirmesi gereken konuyu gündemden düşürdü!

Düşürmekle kalmadı, u n u t t u r d u !

 

Millet İttifakı yaptı?!

14 Kasım 2022 Pazartesi günü DEVA Partisi Genel Merkezi’nde bir araya geldi; 8 saat süren 8’inci toplantının ardından kamuoyuna ortak açıklama sundu ve “Bir kez daha vurgulamak isteriz ki,  Altılı Masanın ortak adayı 13. Cumhurbaşkanı olacak…” https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/son-dakika-altili-masa-toplantisi-sona-erdi-2002775?utm_medium=Slider%20Haber&utm_source=Cumhuriyet%20Anasayfa&utm_campaign=Slider%20Haber dedi.

 

Dikkat buyurun:

Bir gün önceki söyleşide gazeteci Şaban Sevinç, Bizim TV’deki canlı yayında, konuğu Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu’na soruyor:

“Sayın Bakanım, neden böyle oluyor? Muhalefet neden böyle davranıyor?”

Serdaroğlu’nun yanıtı özetle “Çapları bu kadar. Kaliteleri bu kadar. Vatan sevgileri bu kadar. Sepetlerinde pamuk yok Şaban Bey. (…) Bugünkü muhalefetin AKP’lilerden hiç farkları yok. Birisi AKP, 6’lı ittifak da lahit AKP. Bunların patronları, yurt dışında emperyal devletler…” oluyor.

 

Geçelim…

Ve…

Alçak, lanet terör eyleminden hemen sonra, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK’ün) “Yayın Yasağı” getirdiğini; kısaltılmışı (BTK) olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun da sosyal basını “yavaşlatma” adı altında “durdurma” uygulamasını https://www.gercekgundem.com/guncel/btk-istiklal-caddesinde-patlama-sonrasi-internetin-yavaslatildigini-acikladi-400570 anımsatalım.

Sonra da…

“Buna ne demeli, bunu nasıl yorumlamalı?!” diye soralım.

 

Ülkemizde ve dünyamızda terörü, terör baronlarını, terör militanlarını bütün kin ve öfkemle kınıyorum; terör eylemlerinde yaşamlarını yitirenleri saygıyla anıyorum, yaralananlara şifalar diliyorum!

 

Halklar/toplumlar, terörü, terör baronlarını, teröristleri, bunların inlerini, neye, neden, kime ve kimlere –o, kim ve kimler, emek emcici, insan ve insanlık düşmanı emperyalistlerdir- hizmet ettiklerini tanımalı, bilmeli, ortak düşünüp ortak kararlar almalı, ortak hareket etmeli ve yaşama geçirmeliler!..

BU KEZ KENDİSİNİ VE PARTİSİNİ HEPTEN BİTİREN GENEL BAŞKAN!..

150 150 bakikarakol

“Adı lazım değil”in “başörtüsü” diye yutturduğu son “türban” çıkışı ve “yasa önerisi” üzerine harekete geçen AKP, Genel Başkanları Cumhurbaşkanının “talimat”ıyla çalışmaya başladı.

Çalışmaya, Adalet Bakanlığı’na “Bakan” sıfatıyla atanan “yüksek bürokrat” Bekir Bozdağ da katıldı.

Bozdağ, Anayasa’nın 24 ve 41’inci maddelerinde değişiklik yapacaklarını açıkladı.

Ancak…

Cumhur İttifakı’nın Kamutay’daki (TBMM’deki) ortakları AKP’nin, MHP’nin ve BBP’nin Milletvekili sayısı, Anayasa değişikliğine yetmiyordu; dışlarında kalan muhalefet partilerinin “oy”u gerekiyordu.

Onun için…

Bozdağ başkanlığında, AKP Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve “Hiçbir şey olmasa bile bir şey olmuştur” sözün sahibi AKP Genel Başkan Yardımcısı Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz’dan oluşan bir “heyet” oluşturuldu; Kamutay’da grubu bulunan CHP’nin, İyi Parti’nin, MHP’nin kapısı çalındı.

(MHP’ye neden gidildiğini anlamış değilim.)

MHP’den “olumlu”, CHP ve İyi Parti’den “olumsuz” yanıt alındı.

 

HDP kalmıştı.

Gidilecek miydi, gidilmeyecek miydi?!

Aslında soru şuydu:

Gidilmeli miydi, gidilmemeli miydi?!

 

“Gidilmeli” veya “Gidilmemeli” kararını ve yanıtını bir kişi verirdi; o kişi de “AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı” idi.

 

Belki de “karar” ta baştan verilmiş, belli olmuştu.

 

Derken…

Gün geldi çattı, Bozdağ, Elitaş ve Yavuz’dan oluşan heyet, 2 Kasım 2022 Çarşamba günü HDP Genel Merkezi’ne gitti; HDP Grup Başkanvekili Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, bir diğer Grup Başkanvekili İstanbul HDP Milletvekili Saruhan Oluç ve HDP Parti Sözcüsü Mardin Milletvekili Ebru Günay tarafından karşılandı.

 

Bozdağ başkanlığındaki “AKP heyeti”nin, söylenmedik laf bırakılmayan, “PKK terör örgütünün Meclis’teki uzantısı” denilen HDP’ye gitmesi, bir anda gözleri “HDP kapatılmalıdır” naraları atan MHP’ye çevirdi.

 

MHP’nin tavrı, tepkisi ne olacaktı, MHP ne diyecekti?!

 

Aradan 5 gün geçti.

MHP’den ilk açıklama geldi:

“Salı’yı bekleyin.”

 

Salı, Kamutay’da grubu blunan siyasi partilerden MHP’nin, HDP’nin ve CHP’nin Grup Toplantısı günüydü…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Salı günü grup toplantısında yapacağı konuşmaya vurgu yapılıyordu.

 

“Salı’yı bekleyin” sözünü gündeme taşıyan, www.halktv.com.tr yazarlarından İsmail Saymaz’dı.

 

Saymaz, “MHP, Salıyı bekleyin” https://halktv.com.tr/makale/mhp-saliyi-bekleyin-701592 başlıklı 7 Kasım 2022 Pazartesi günlü yazısında şöyle yazıyordu:

// MHP’nin Bahçeli’den sonraki en yetkili isimlerinden biri, AK Parti’nin HDP’yi ziyaret edeceğini basından öğrendiklerini söylüyor. MHP’li yetkiliye ziyarete nasıl baktıklarını sorduğumda, Bahçeli’nin grup toplantısını kastederek, “Salıyı bekleyeceksiniz” diye konuşuyor. Bu cümlelerden Bahçeli’nin ziyareti eleştirebileceği sonucuna varıyorum. //

 

Saymaz’ın bu yazdıkları, hele de “Bu cümlelerden Bahçeli’nin ziyareti eleştirebileceği sonucuna varıyorum” tümcesi çok alıntılandı, haber, köşe yazısı yapıldı, konuşuldu, tartışıldı.

Bahçeli Salı günkü grup konuşmasında ne diyecekti?!

Dikkatler Bahçeli’ye ve Bahçeli’nin yapacağı konuşmaya çevrilmişti.

 

“Salıyı bekleyin” sözündeki bir ayrıntıya çok kısa değinmeliyim:

Başta grup konuşmaları olmak kaydıyla, etmediği hakaret kalmayan AKP’ye yönelişiyle “inanırlığı”nı yitirmesi yanı sıra “izlenmeyen Devlet Bahçeli”ye “izlenilirlik kazandırmak” çabası ve kurnazlığı vardı!

Saymaz kullanılarak, ilk aşamada; ikinci aşamada da, İyi Parti Grup Başkanvekili Antalya Milletvekili İbrahim Özkan’ın Twitter hesabı @ibrahim_ozkan61’den önceki gün (7 Kasım 2022 Pazartesi) saat 14.30’da yayına koyduğu Yarın erken seçim tarihinin açıklanabileceğini düşünüyorum. Yarın enteresan gelişmelere sahne olacak…” https://twitter.com/ibrahim_ozkan61/status/1589581115245088768    paylaşımıyla amaca ulaşıldı.

 

Bu arada…

Dün de (8 Kasım 2022 Salı) aynı hesabından “Demek ki neymiş? Türk Milliyetçilerinin gideceği tek parti İYİ partiymiş…. Bugün bu durum tescillenmiştir. İYİ ki İYİ partiliyim diyenler burada mı ?” https://twitter.com/ibrahim_ozkan61/status/1589903381061328897 yazıp paylaşan Özkan’a, Bahçeli’nin erken seçim tarihini açıklayacağını hangi veriye dayanarak düşündüğünü; Saymaz’a da “Bu cümlelerden Bahçeli’nin ziyareti eleştirebileceği sonucuna varıyorum” tümcesiyle vurguladığı kanıya nasıl vardığını sormak isterim.

 

Önceki gün Yarın erken seçim tarihinin açıklanabileceğini düşünüyorum” diye yazan İyi Parti Grup Başkanvekili Özkan’a kapak olacak tümceler Fehmi Koru’dan geldi.

Koru, kendi adına ait www.fehmikoru.com sitesinde dün yayınlanan “MHP lideri Bahçeli grup toplantısında bugün erken seçime yol verir mi? Hesap ne?” https://fehmikoru.com/mhp-lideri-bahceli-grup-toplantisinda-bugun-erken-secime-yol-verir-mi-hesap-ne/ başlıklı yazısında özetle şu tümcelere yer verdi:

“MHP’nin kendisini daha rahat hissetmesi amacıyla seçim yasası değiştirildi ve %10 olan baraj %7’ye indirildi. Anayasaya göre, seçimle ilgili yasa değişiklikleri, bir yıldan daha kısa süre içerisinde yapılacak ilk seçimde uygulanamıyor. Baraj indirimini de içeren yasa değişikliği bu yılın Nisan ayı sonlarında gerçekleşti; bu durumda yasada öngörülen değişiklikler 2023 Mayıs ayından önce yapılacak bir seçimde uygulanamayacak.

Hemen seçime gidilirse %10 olan baraj geçerli olacak ve kamuoyu yoklamalarına göre MHP’nin o orana ulaşması bayağı zor.

Buna rağmen seçim tarihinin erkene alınmasını göze alabilir mi MHP lideri Bahçeli?”

Haklı çıktı.

 

Bozdağ başkanlığındaki AKP heyetinin HDP’ye gideceği konusunda bilgilendirildiğini ve “onayı”nın ya da “rızalığı”nın alındığını öngördüğüm Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu; bir yığın gerçeklerle örtüşmeyen çelişkili sözler etti; esti, gürledi, tehditler savurdu, “merakla beklenen yer”e geldi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak başörtüsünü güvenceye alan ve ailenin korunmasını hedefleyen anayasa değişikliğini sonuna kadar destekliyoruz. Bizim görüşümüz bellidir. Karar ve irademizde bir değişiklik yoktur. Bu anayasa değişiklik teklifini ya geniş bir mutabakat halinde TBMM’de ele alıp sonuca gidelim ya da halkoylamasıyla milletimizin takdirine sunalım. Biz iki seçeneğe de varız ve hazırız. CHP dürüstse, sözünün arkasındaysa, başörtüsüne bez parçası demekten pişmansa buyursun, hep birlikte bu meseleyi köklü çözümle buluşturalım.

Bu arada AK Parti heyetinin anayasa değişikliğini görüşmek amacıyla Meclis’te grubu bulunan siyasi partileri ziyaret etmesi de son derece doğal ve doğru bir adımdır” dedi (son tümceye katılıyorum) ve şöyle sürdürdü:

“HDP’yle niye görüşülmüş? Biz buna ne diyecek, nasıl bir tepki gösterecekmişiz? Günlerdir cevabı aranan marazi sorular bunlardır. HDP’ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile duymuyorum. AK Parti heyetinin CHP’yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP’yi dillerine dolamaları müflis ve müfsit bir tavırdır. Zira bizim gözümüzde HDP neyse, CHP’de odur ve aynısıdır. Biz kiminle görüşüldüğüne değil, makul ve demokratik çözümün nasıl olacağına bakıyoruz. Zarfla değil mazrufla ilgileniyoruz. Kabuğa değil öze odaklanıyoruz. (…) Bizim gündemimiz milletimizin gündemidir. (…) Fitne tezgahı açanlara, el ovuşturan asalaklara, bozguncu telkinlere, iki yüzlü tahriklere, oyun içinde oyun kuranlara, onunla görüştü, bununla buluştu masalı anlatanlara, Cumhur İttifakı’nı sorgulayanlara kapalıyız, alayına birden de yüzümüzü dönmüş durumdayız. Topuna diyorum ki, haydi başka kapıya.” https://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/5081/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_8_Kasim.html

 

Konuşmanın hemen bitiminde @BakiKarakol Twitter hesabımdan D A Ğ

F A R E

D O Ğ U R D U ! . . “

https://twitter.com/BakiKarakol/status/1589898086205181952 diye yazdım.

Sonra düşündüm:

Sözlerinin başlarında, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına, onun partisi AKP’ye övgüler dizen, güzellemeler yapan Bahçeli, Bekir Bozdağ başkanlığındaki AKP heyetinin “HDP ziyareti” ilgili güven vermeyen, inandırıcılıktan yoksun, çelişkili sözleriyle kendisini ve MHP’yi bu kez hepten bitirdi.

 

Bahçeli’nin, ön sağındaki, solundaki cam ekrandan (prompterden) okuyan, adına da “konuşma”(!) denilen sözleri üzerinde durmayacağım.

HDP’nin iki Eş Genel Başkanından biri olan Mithat Sancar’ın da aynı günkü grup konuşması üzerinde durmayacağım; ama https://hdp.org.tr/tr/sancar-icisleri-bakani-sizi-temsil-ediyorsa-bize-gelen-heyet-kimi-temsil-ediyor/16866/ verdiği linkten okuyabilirsiniz.

 

Uzun oldu.

Noktalıyayım…

İKTİDAR MİLLETVEKİLİ, MUHALEFETE “SARAYDAN PARA ALIP DA PARTİ KURAN KİMDİ?” DİYE SORUYOR, MUHALEFET DİKKAT KESİLMİYOR!..

150 150 bakikarakol

Sözcü Gazetesi’nin Ankara Büro muhabirlerinden Veli Torak’ı gazeteciliğinden, dikkatinden, duyarlılığından ve 27 Ekim 2022 Perşembe günü saat 16.20’de www.sozcu.com.tr ‘de yayına konulan “Bu iddiayı AKP’li vekil ortaya attı: Saray’dan para alıp parti kuran kim?” https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/bu-iddiayi-akpli-vekil-ortaya-atti-saraydan-para-alip-parti-kuran-kim-7444994/ başlıklı haberinden ötürü kutluyorum.

 

Haberi olduğu gibi veriyorum:

// Meclis’te bütçe görüşmelerine AKP Trabzon Milletvekili Salih Cora ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay arasında yaşanan tartışma damga vurdu. Altay, İçişleri Bakanı Soylu’nun “10 bin dolar rüşvet” iddiasını gündeme getirince AKP’li Cora’dan çarpıcı bir karşılık geldi.

Cora, Saray’dan para alarak bir parti kurulduğunu iddia etti. CHP’li Engin Altay’ın 10 bin dolar rüşvet alan vekil tartışmasını gündeme getirmesi üzerine Cora da, “Saraydan para alıp da parti kuran kimdi? Onu açıklayın!” dedi.

TBMM Başkanlığı bütçesi görüşülürken AKP’li Salih Cora ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay arasındaki tartışma sırasında, bir itiraf geldi. O itiraf tutanaklara şöyle girdi:

Engin Altay (CHP): 10 bin dolar rüşvet alan milletvekili kimdir? Bu Türkiye’de gelmiş geçmiş yaşayan bütün milletvekillerini itham altında bırakan bir tablodur.

Salih Cora (AKP): Saraydan para alıp da parti kuran kimdi? Onu açıkla yın!

Mehmet Bekaroğlu (CHP): Yani o bunu aklıyor, öyle mi?

Cora: Onu açıklayın!

Altay: Sen utanmıyor musun? 10 bin dolar alan milletvekili belki de sensin

Cora: Sen utanmıyor musun!

Altay: Belki de sensin

Cora: Utanmıyor musun saraydan… //

 

Gazeteci Toprak, ayrıntıyı ne güzel, ne ustaca yakalamış!

Bravo!

 

Trabzon AKP Milletvekili Salih Cora “Saraydan para alıp da parti kuran kimdi?” diye, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’a soruyor!

Bu büyük bir gerçeği açığa vurmak, dile getirmek!

Bu bir “ i t i r a f “!

 

“Saray”dan para alıp parti kuran kim?!

“Saray”, adı anılmayan birine, parti kurması için neden ve nasıl para verir, verebilir?!

Bu bir “ s k a n d a l “!

Elerkinin (demokrasinin) olduğu ülkelerde, iktidarlar değişir, sorumlular yargı karşısına çıkarılırlar, yargılanırlar, hüküm giyerler, cezaevine atılırlar ve iktidar partisinin siyasi yaşamı biter!

Bizde, elerkinin adı var ama kendisi olmadığı için, böyle bir gelişme söz konusu değil!

Çünkü çünkü…

Hem elerki, hem ayrıntıyı bir gazeteci dikkati/duyarlılığıyla yakalayacak, üzerinde duracak, kamuoyuna mal edecek “muhalefet” de yok!

 

Kamutay (TBMM) Bütçe Komisyonu’nda, Komisyon’un AKP’li üyelerinden Trabzon Milletvekili Salih Cora “Saraydan para alıp da parti kuran kimdi?” diye soruyor…

Muhalefet partilerden üyeler var, oradalar…

Ama…

İçlerinden biri çıkıp “Bir dakika, bu itiraftır. İtirafçının ve iktidardaki partinin, Saray’dan para alıp parti kuran kişiyi, bununla birlikte Saray’ın siyasi parti kuracak kişiye para vermesini açıklaması ve bu olaydan Türk halkının bilgilendirilmesi gerekir” demiyor!

Neden?!

N e d e n ? ! .

 

İtirafçı AKP’li Cora’nın, iktidara soracağına, çok yanlış yere, İstanbul CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’a sormakla kalmıyor “Onu açıklayın” diyerek baskın çıkmaya çalışıyor!

 

Ve…

Altay da, “itiraf”ın ayırtına (farkına) varıp “İktidar Milletvekili olarak sen bu soruyu bana niye soruyorsun? Siyasi parti kurması için para veren Saray’a sor” diyeceğine, AKP’li Cora’ya a t a r l a n ı y o r !

Aman Tanrım!

 

Altay’ın “atarlandığı”nı, gazeteci Veli Toprak’ın aynı günlü ve saat 14.45’de yayına https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/mecliste-10-bin-dolar-atismasi-beni-azdirma-terbiyesizi-atin-disari-7444646/?utm_source=ilgili_haber&utm_medium=free&utm_campaign=ilgilihaber giren “Meclis’te 10 bin dolar atışması: Beni azdırma, terbiyesizi atın dışarı” başlıklı haberinden öğreniyoruz.

Şöyle:

“Sen utanmıyor musun? Belki de 10 bin dolar alan vekil sensin. Asabımı bozma Salih, beni azdırma. Terbiyesizi atın dışarı.”

 

İktidar partisi Milletvekilinden “Saraydan para alıp da parti kuran kimdi?” sorusuyla gelen “iktidar devirecek”, “siyasi yaşamlara mal olacak” içerik ve değerdeki “itiraf”, “skandal” gündem oldu mu?!

Hayır, gündem olmadı?!

Çünkü…

Muhalefet, muhalefetlik yapamadı, gündeme taşıyamadı, gündemde tutamadı!

 

(Muhalefetin “muhalefetlik yapamaması” ayrı bir yazı konusu.)

 

“Anamuhalefet konumundaki partim CHP’min ‘Genel Başkan’ı grup konuşmasında değinir mi?” diye düne (1 Kasım 2022 Salı) kadar bekledim.

Tek sözcük etmedi!

HDP de!..

İyi Parti Genel Başkanı partisinin bugünkü grup konuşmasında eder mi?

Yoksa o da es geçer mi?!

Bilmiyorum.

İzleyeceğim.

 

Muhalefet partilerinden bir Milletvekili, AKP Milletvekili Salih Coran’ın “itirafı”na benzer de değil, sıradan bir “itiraf” etseydi, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, MHP Genel Başkanı ve her iki partinin Milletvekilleri, bürokratları kıyameti koparırlardı, anında gündeme taşır, günlerce gündemde tutarlardı, itirafın bedelini muhalefete çok ağır ödetirlerdi!

 

“Vay efendim, ellerinde şu kadar gazete, dergi, televizyon, radyo, sosyal ve internet basını, iktidar gücü var” seslerini duyar gibiyim!

 

Ben de “Geçiniz!..” diye haykırıyorum!..