Dün 28 Şubat 2021’di.
28 Şubat 1977’de yaşanan, “28 Şubat”, bazen de “post-modern darbe” diye anılan “siyasi” ve “askeri” olayın 44’üncü yıldönümüydü.
Ayrıntıya girmeyeceğim, link vereceğim: https://tr.wikipedia.org/wiki/28_%C5%9Eubat_s%C3%BCreci
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, dün bir ileti (mesaj) yayınladı, söyle dedi:
“28 Şubat döneminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydım. Okuduğum bir şiir sebebiyle, hukuksuz bir şekilde hapse atıldım ve siyasi hayatım bitirilmek istendi. Şu an halkın oylarıyla seçilmiş ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olarak görev yapıyorum. Her türlü engellemelere rağmen şan ve şerefle aziz milletime hizmet ediyorum. Darbe bir insanlık suçudur. 28 Şubat’ı yaşadım. 28 Şubat’ın farkındayım.” https://www.sozcu.com.tr/2021/gunun-icinden/son-dakika-erdogandan-28-subat-mesaji-siyasi-hayatim-bitirilmek-istendi-6286900/
“28 Şubat” sürecinde, Refah Partisi’nden (RP’den) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan ve partisinin il mitinglerine katılarak, oralarda konuşan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, 17 Aralık 1977’de Siirt Cumhuriyet Meydanı’nda, Ziya Gökalp’ın “Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker” dizelerinin geçtiği şiirini okudu.
Bu şiirden ötürü yargılandığı, ceza aldığı, cezaevinde yattığı yazıldı, çizildi, konuşuldu, tartışıldı.
Ama sonraki yıllarda, bunun doğru olmadığı ortaya atıldı.
Yazanlardan biri Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan’dı.
Çölaşan “7 Aralık 2013” günlü “Bırak Palavrayı” başlıklı yazısında
https://www.sozcu.com.tr/2013/yazarlar/emin-colasan/birak-palavrayi-419773/ “Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas No 1998/ 10296. Karar No 1998/ 11672” kaydına yer verdi, o karardan alıntılar paylaştı.
Süreci irdelediğimde, “28 Şubat”ın, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının, siyasi yaşamında, ilerlemeye, yol almaya açılan kaptı olduğu, cezaevi olayının ise çıtayı yükselttiği izlenimini edindim.
Yani…
Başı, dönemim Genelkurmay 2’inci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in çektiği “28 Şubat’çı askerler”, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına, -belki bilerek, belki bilmeyerek; belki isteyerek, belki istemeyerek- hizmet etmişler!
Bu konu her yönüyle ayrıntılı yazılacak, çizilecek, konuşulacak, tartışılacak, kitap olacak.
Buna burada nokta koyuyorum, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “özür dilemesi”ne neden olan olaya geçiyorum.
Anımsanacaktır:
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, 1 Şubat 2021 Pazartesi günü gerçekleştirilen “Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı” bitiminde, “resmî ve özel tüm ana sınıflarında, ilkokullarda, 8 ve 12. sınıflar ile özel eğitim okul ve sınıflarında 1 Mart 2021 Pazartesi gününden itibaren yüz yüze eğitime başlanılacağı”nı açıkladı.
Çocuklar, okullar, veliler bu takvime göre hazırlandı.
Gün geldi çattı.
www.haberturk.com internet gazetesinden Nagehan Alçı, dün (28 Şubat 2021 Pazar) “Okullar nihayet açılıyor… Bunun artık geri dönüşü olmamalı!” başlıklı yazı kaleme aldı.
Aldı ama…
Yazısının yayınlandığı aynı gün öğle üzeri ”Yüz yüze eğitim başlamadan ertelendi” https://www.gazeteduvar.com.tr/yuz-yuze-egitim-baslamadan-ertelendi-haber-1514622 başlıklı haberlerin duyumunu aldı, deliye döndü.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan ‘İllere Göre Haftalık Vaka Sayısı Haritası’nın güncellenme takvimi ve Koronavirüs Bilim Kurulunca belirlenen kriterlerin Kabine Toplantısı’nda değerlendirilecek olması nedeniyle 1 Mart 2021 Pazartesi günü eğitim öğretime geçişi planlanan resmî ve özel tüm okullarımızda yüz yüze eğitime ve sınavlara, 2 Mart 2021 Salı günü illerin salgın koşullarına göre başlanılması kararlaştırılmıştır.
1 Mart 2021 Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda yapılacak değerlendirmeler neticesinde valilik il hıfzıssıhha kurullarınca ‘yerinde karar’ uygulamasına bağlı olarak eğitim öğretim faaliyetlerine devam edilecektir” açıklamasına, twitter hesabından “Artık yeter! Burası Afrika ülkesi mi? Haftalar öncesinden 1 Mart’ta ilkokullar açılıyor dendi şimdi açılmıyor pazartesi günkü toplantıya göre karar vereceğiz deniyor… Çocukları mahvettiniz!”
https://twitter.com/Nagehanalci/status/1365582269159792641 diye yazarak, isyan etti.
Ben de saat 18.43’te tvit attım, “Okullar nihayet açılıyor… Bunun artık geri dönüşü olmamalı! https://haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/2987554-okullar-nihayet-aciliyor-bunun-artik-geri-donusu-olmamali… başlıklı yazısı yayınlandığı buğun, 1 gün ertelemeyi öğrendi, https://twitter.com/Nagehanalci/status/1365582269159792641… paylaşımıyla kıyameti kopardı!
Azılı keskin karşıtımız ama dediğimize geldiğinin ayırtında mı?!. https://twitter.com/BakiKarakol/status/1365689106500575232 diye yazdım.
Ayrıntıya girmeyeceğim ama bir günlük erteleme her yönüyle çok yanlış olmuştur!
“Bu ertelemenin gerçeği özde ne?!.” sorusu kafama takıldı.
Yanıt arayıp durdum.
Sonunda şu kanıya vardım:
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, artık eskisi gibi izlenmiyor, dinlenmiyor.
Önceden böylesi kararlar ve duyurularla geniş izleyici, dinleyici toplama amaçlanıyor.
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanını bu duruma en başta “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin; sonra, Cumhur İttifakı’nın ve Cumhur İttifakı İktidarı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin; sonra da, danışmanlarının ve metin yazanlarının düşürdüğünü düşünüyorum…
Yorum Yaz