“BU ÜLKE, KİMLERİN ELİNE KALMIŞ”?!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Kamutay’da (TBMM’de) dün ilkin İyi Parti’nin grup toplantısı vardı.
Genel Başkan Meral Akşener konuşmasına “Dürüstçe mücadele edemeyen korkakların yüzlerine ayna tutmaktır amacım” https://www.gercekgundem.com/siyaset/257955/meral-aksener-ben-bahceliyi-korurken-herkese-kahkahalar-icinde-bir-yil-bunu-soyledi diye başladı, özetle şunları anlattı:
“Geçen hafta, -önünüze bakmayın, utanıyorsunuz, biliyorum-, ‘Fosforlu Meral’ diye bir tag çalışması yapıldı. Bu tag’ın nereden, niçin geldiğini, beş yıl evvel yol yürüdüğümüz arkadaşlarımız bilirler. Bahçeli, Konya’dan üst kurul delegelerini çağırdı ve orada bana ‘Fosforlu Cevriye’ dedi. Konyalı iki genç delege bunu tam da kast edildiği manada fahişe olarak algıladılar ve ağlayarak bana geldiler.
Ben onlara, kast ettikleri gibi olmadığını izah etmeye başladım. 47 doğumlu Sayın Bahçeli’nin, hepimizin geçmişte ‘Abi’ dediğimiz Bahçeli’nin, o çok genç çocukların gözünde yerle bir olmasın diye Fosforlu Cevriye’nin fahişe olmadığını, sert, eli sopalı bir kadın olduğunu söylemek zorunda kaldım.
Ben, onu korurken, gelip giden herkese, kahkahalar içinde, tam bir yıl boyunca bunu söyledi. Sonra sistem yürümeye başladı. 19 Haziran’da bir kongre yaptık. Ondan sonra benim 9 aylık erkek torunuma, hem de nikâh şahidi olduğu oğlumun çocuğuna ‘Nesebi gayri sahih’ dedi. Bunu ifşa ettim ben. Birilerinin üzerine yıkıldı. Celal Adan isimli İstanbul milletvekili ve 50 doğumlu bu şahıs döndü hepimize bana, buradaki herkese, ‘Sizin analarınız belli, babalarınız belli değil’ dedi.
Burada bir şeye dikkat çekmek istiyorum ben: Bu nasıl bir şuur altıdır? Bu nasıl bir psikolojidir? Metin Bey mahkemeye verdi. Hâkimler o ara Erdoğan’la el sıkışmışlardı ve hâkimler beraat verdiler. Bu devam etti. İsmet Büyükataman isimli bir yaşam formu, başından itibaren bana, Türk filmlerinden, -ki Bahçeli çok meraklıdır-, hep o tuhaf Türk filmlerinin, tuhaf karakterlerinin isimlerini kullandı.
Madem Cumhurbaşkanısın, eyvallah. Bu ülkedeki her kadının namusunun şerefinin garantisi sensin. Can güvenliğinin garantisi sensin. ‘Garantisi sensin’ derken, neyi kast ediyorum? Hakimlerdir, savcılardır. Ama sen destek verdin. Trollerin destek verdi. Hepinizi Allah’a havale ediyoruz. Bugün olmazsa, Allah’ın önünde hesaplaşacağız sizlerle.
Bir kadına, bu manada, namusu, şerefi üzerine iftira atmanın, Kuranı Kerim’de, hangi ayetlerle lanetlendiğini biliyorsun. Seni Allah’a şikayet ediyorum Sayın Erdoğan. Ölüm olsa da, mücadele etmezsem namerdim. Öldürülsem de, tek kişi kalsam da, bu mücadeleden dönersem namussuzum, şerefsizim. Bu da Müslüman bir Türk kadınının yeminidir.”

Bu sözleri sosyal basında (medyada) olay olan Akşener, grup konuşmasındaki “Sayın Erdoğan devlet böyle yönetilmez. Kişisel kaprislerinin bedelini bu millete ödetemezsin. Zikzaklarının bedelini Türkiye’ye ödetemezsin” https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/iyi-parti-genel-baskani-meral-aksener-grup-toplantisinda-49-6305743/ biçimdeki sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çin’de, kardeşlerimiz eziliyor Sayın Erdoğan! Mabedimize, namahrem eli uzanıyor. Ne zaman iki çift laf edeceksin? Ne zaman, bir avuç doların hesabını, elinin tersiyle itip,‘ Mabedimin göğsüne uzanan eli sıkmam’ diyeceksin?
Haydi küçük ortak, Perinçek’in elinde esir, onu anladık. Koltuk uğruna, Türklük Davası’ndan caymış, onu da anladık. Peki bu eziklik, bu boynu büküklük, 5000 yıllık Türk Devleti’nin Cumhurbaşkanına yakışıyor mu? Hiç mi utanmıyorsun? Hiç mi sıkılmıyorsun? Yazıklar olsun.”

Akşenir’e yanıt, sert söylemlerin, -AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanından sonra- ikincisi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.
Bahçeli, twitter hesabından yaptığı paylaşımda özetle şunları yazdı:
“Siyaset nezaket ister, zarafet bekler, saygı ve sevginin kökleşmesini hedefler. İradesi olmayanların ikmal kaynağı ise iftiradır.
Ne dediğini bilmeyenin söyleyecek bir sözü yoktur. Bu tiplerde değer ve dirayet de yoktur.
Siyasi geçmişi kıvrım kıvrım akan bir nehir gibi olanların, zigzaglı ve ziyan içinde bir hayatın içinden gelenlerin yalan ve dedikodu, tek sığınaklarıdır. Çünkü şahsiyetleri çürük, dilleri güdük, siyasetleri ise düdük gibidir. Önüne gelen öttürür, ardına düşen savrulur.
Bugün İP’in Başkanı, talimatlı ve tembihli bir konuşmayla nefret nöbetine girmiştir. Bir kadının bu denli ayıplı bir dil kullanması, esasen rezilliktir. Pervasızlığından ve pişkinliğinden biz hicap duyduk, ama o duymadı. Çirkin üslubundan biz utandık, o utanmadı, gocunmadı.
Söylenenler reva mıdır? Hakkaniyete sığmakta mıdır?
Bir insanın dünü bugününe kefil, bugünü geleceğine keşif kolu olmalıdır. İP’in Başkanı dün ne söylemişse, bugün çiğnemiş, muhtemelen de bugün söylediklerini yarınlarda inkar edecektir. Zira yaptığı hep budur. İP’i, MHP’ye dolamak isteyenlerin ayakları birbirine dolanmıştır.
İtibarını kaybetmiş proje partilerinin karanlık bir maksatla kurulduğu, milletimize en küçük bir hayrının dokunmayacağı tecrübelerle sabittir. Girdiği her kapıya ihanet edenler iyi değil, kötülük markasıdır. Zarfa değil mazrufa, surata değil sirete bakalım, görülecek budur.
PKK’nın dümen suyuna kapılmış, HDP’nin kanlı eşiğine yatmış, CHP’nin ufak kopyası haline gelmiş, belediyelere haram şantiyesi kurmuş bir zihniyetin iyi olması, balığın kanat takıp uçması kadar absürt ve ahmakça bir beklentidir. İP’in yönetimi, Türk siyasetindeki kokuşmadır.
İP’in Başkanı projedir, figürandır, kripto damarın ta kendisidir. MHP’nin içindeyken gizli amaçlarını özenle saklayarak uygun zaman ve zemin kollamış, bu esnada da şahsıma ve dava arkadaşlarıma abartılı da olsa nice övgüler yağdırmıştır. Bugün ise terbiyesizce sövmektedir.
Türklük davamızdan caydığımızı söylemek, partimizi İmralı canisiyle ilişkilendirmek, esir olduğumuzu iddia etmek, şerefsiz bir bühtandır. Bu bühtan İP’in fikirsiz ve şahsiyetsiz başına yapışıp kalmıştır. Koltuk için Pensilvanya’ya köle olanların bize çamur atması beyhudedir.
Asıl üzerinde durulması gereken konu şudur: FETÖ’nün sekiz ayağı olduğu bilinmektedir. Yargıdan bürokrasiye, eğitimden medyaya, TSK’dan emniyete, medyadan iş dünyasına kadar bu ayaklarla kararlılıkla mücadele edilmiş, buna da devam edilmektedir.
HDP, PKK’nın siyasetteki kanser hücresidir. 24 Haziran 2018 seçimlerinde aldığı oy yaklaşık 5 milyon 800 bin civarındadır. İP’in kuruluşu 25 Ekim 2017’dir. Bir yılını bile doldurmadan korsan milletvekili transferiyle girdiği seçimde yaklaşık 4 milyon 900 bin oy almıştır.
Ayrıca FETÖ’nün siyasi ayağını hiç hesap etmişler midir?
Pensilvanya’nın desteği kime yönelmiştir? FETÖ’cüler kime destek vermiştir? Sanıyorum bu sorunun cevabı araştırıldığında İP’in oy tabanının mahiyeti, bu kumandalı partinin kimlerin taşeronluğunu yaptığı, ezcümle FETÖ’nün siyasi ayağı deşifre edilmiş olacaktır.”
http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4781/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_sosyal_medya_hesabi_twitter_uzerinden_yayinladiklari_mesajla.html

Kamutay’ta dün ikinci grup toplantısı, AKP’nin vardı.
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı konuşmasında “Yatıyorlar, kalkıyorlar, ‘Damat da damat.’ Damat kadar taş düşsün başınıza.“ https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/125182/-akkuyu-nukleer-guc-santrali-tek-basina-ulkemizin-ihtiyacinin-yuzde-10-unu-karsilayacak-elektrik-uretimi-gerceklestirecektir- tümcesini de etti.

Dün, CHP Grup Başkanvekili Özür Özel de, Kamutay’da basın açıklaması yaptı.
Her zaman ki gibi uzun konuştu.
Bir tümcesini aldım.
Yazımı, her şeyi çok doğru anlatan o tümceyle bitiriyorum:
“Bu ülke, kimlerin eline kalmış”?!. https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/chpli-ozgur-ozel-bunlarin-hepsi-akpnin-siyasi-yankesicilik-hesaplari-6307011/

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.