Yazılarım

KARDEŞ KOMŞU İL KARS-ERZURUM NEDEN DÜŞMAN EDİLDİ?!.

150 150 bakikarakol

Ardahan kökenli ailenin, Erzurum doğumlu, yıllardır da Kars’ta oturan Sezai Yazıcı kişiliğine, iletişimine, ilişkisine, Kars Tarihi ağırlıklı tarih bilgisine, araştırmacılığına güvendiğim, saygı duyduğum biridir…
Tam bir “Kars ve Türkiye aydını”dır…
Kendini “İl Tarihçisi” olarak tanımlar…
Kars Tarihi yanında Erzurum Tarihi’yle de ilgilidir…
Siyasi, ekonomik, kültürel vb olayları titizlikle ve namusluca izler, düşünür, analiz eder, yorumlar…
İki komşu il, Kars-Erzurum geçmişini en gerçekçi ve yalın biçimde bilen üç insandan biridir…
Yazacaklarımı, değerlendireceğini düşünüyorum; dahası, değerlendirmesini kendisinden istiyorum…

Tarihçi değilim…
Ama “bilgiler”im var…
Türkiye’mizde, Kars ve Erzurum kadar, komşuluk ilişkilerinde örnek olacak kadar iyi, başka iki komşu il yoktu…
Kars ve Erzurum, aynı havayı soluyan, aynı kışı, aynı yazı yaşayan, aynı suyu içen, aynı yazgıyı yaşayan, özellikle 1914, 1917 ve 1920’lerdeki Ermeni çeteleri Taşnak, Hınçak katliamlarını görmüş iki ildir…
Kurtuluş günlerinden başlayarak, birbirlerine dayanmışlar, dayanışma içinde olmuşlar…
Kız almış, kız vermişler…
Komşu il olmaktan öteye gitmişler, dünür, birbirlerini çok iyi anlayan, seven insanlar olmuşlar…

Bu iki ilimizin tarihi yazılırsa, bunu da Sezai Yazıcı üstadım yaparsa, her şey ayrıntılarına kadar çok daha net bilinecek…

Ama bu iki kardeş kent, gün geldi, ayrıştı, birbirine düşman edildi!..
Karslı Erzurum’a gidemez, Kars otobüsleri ve 36 plakalı araçlar, Erzurum’a giremez, Erzurum’dan geçemez oldu!..
Erzurumlu da Kars’a gelemez, Erzurum otobüsleri, 25 plakalı araçlar Kars’a giremez, Kars’tan geçemez oldu!..
İki ilde de saldırılar yaşandı; insanlar öldü, yaralandı; araçlar taşlandı, kurşunlandı!..

Bu neden ve nasıl oldu?!.

Olayın özü özetle şu:

Bu ülkede, 1948-1953 ve 1956-1960 yılları arasında iki defa “Komünizmle Mücadele Derneği” diye “sözde dernek” kurulur…
Kurduranlar, emperyalist USA (yani ABD)/İngiltere bloku…
1963’te kurulan yeni bir başka dernek daha var; adı “Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği”dir…
Bu derneğin arkasında, emperyalist USA’nın (ABD’nin), dünyada her taşın altından çıkan istihbarat teşkilatı CIA’nın olduğu yazılmış, çizilmiştir…
Bu dernek iki yıl sonra (1965’te) 27 olan şube sayısını 110 çıkarır; aynı yıl içinde İzmir, Antalya, Adana, Erzurum, Kars ve Trabzon illerinde mitingler yapar…
“Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği”nin şube açtığı illerden biri “Erzurum”dur ve kurucuları arasında, “sümüklü böcek”, “sulu göz” FETÖ başı Fetullah Gülen var…

Erzurum’da “Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği”nin şubesinin açılmasıyla, iki komşu kardeş il Kars ile Erzurum’un arasının açılması süreci de başlar…

Bu süreçte, iki il ile birlikte çevre illerde de ayrışma ve kardeş kavgası baş gösterir…

Ekonomik olarak Erzurum ciddi biçimde olumsuz etkilenir…
Erzurum, bölgenin “depo kenti” gibidir; çevre iller, iğneden ipliğe alacaklarını Erzurum’dan alırlar…
Erzurum kadar, çevre iller de ekonomik sıkıntılar içine girer; alacakları malları, daha uzak büyük illerden alırlar; nakliye biner, zaman yitimi (kaybı) yaşanır…

110 şubeli “Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği”, Türkiye genelinde şöyle bir strateji uygular:
Şube açtığı her ilin batısında, doğusunda, güneyinde, kuzeyinde yer alan en az bir ili, “mücadele edilecek karşıt il” seçer ve yerel etkinliklerden, kültürlerden, siyasi düşüncelerden vb yararlanarak, iller arası kavganın fitilini ateşler, körükler…

12 Mart 1971, 12 Eylül 1980’deki askeri darbeleri yapanlar, onların arkasındaki -27 Mayıs 1960’daki gibi- emperyalist ABD/İngiltere bloku, bu 110 şubeli “Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği”nden fazlasıyla yararlanır…
Neden yararlanmasın ki!..
Çıkarları doğrultusunda projelendirdikleri “kendi üretimleri” idi!..

1985 yılında kapanan “Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği”, Kars’la Erzurum’un arasını açmakla kalmaz, Türkiye’nin bütün illerini birbirine düşürür, Türkiye’ye ve Türk halkına çok büyük zararlar verir…
Etkin ve etkili olduğu o günler, “Türkiye’nin zor günleri”dir!..
Benzerinin bir daha yaşanmaması içten dileğimdir!..
Özellikle Kars ve Erzurum halkının, o “zor günler”i görmemek için duyarlık sergilediğini, eskisi gibi “kardeş komşu il” olmada emek tükettiğini gözlemlediğimi, bundan da çok mutlu olduğumu söylemek isterim…

BİR KARSLI OLARAK BENİ DE ÜZEN ERZURUM VALİSİ İKİ YANLIŞA İMZA ATMIŞ; AMA…

150 150 bakikarakol

26 Mayıs 2020 Salı günlü www.karsmanset.com internet gazetesinin manşetten verdiği “Başkan Çalkın Erzurum Valisi ile görüştü” başlıklı haberde, Kars AKP İl Başkanı Adem Çalkın’ın aynı gün saat 13.20’de resmi twitter hesabından yayınladığı paylaşım
https://twitter.com/Ademcalkin/status/1265226192531136512 yer alıyordu…
Çalkın paylaşımında “Sn. Erzurum Valimiz ile görüştüm. Haberin yazım hatasından kaynaklanan bir durum olduğunu, Kars’ın şanlı tarihini bilen herkesin böyle bir cümle kurmayacağını, konunun Vali beyden değil, gazetecilerin yazım hatasından kaynaklandığını ve ilgili açıklamayı yapacaklarını bildirdiler” diye yazıyordu…
Çalkın, gene aynı günün gecesi bana, Erzurum Valiliği’nin “Basın Duyurusu”nu attı…
Başkan Çalkın’a duyarlılığından ve etkinliğinden ötürü teşekkür ediyorum…

Erzurum Valiliğinin “basın duyurusu”nu dikkatle okudum…
Linki tıklayıp https://twitter.com/ErzurumValilik/status/1265291760047194113 okuduğunuzda, “basının suçlandığını” siz de göreceksiniz…
Ama ben, Erzurum Valisi Okay Memiş’in Kovid-19’la ilgili ulusal basında yer alan Demirören Haber Ajansı (DHA) imzalı açıklamalarını, Erzurum Valiliği’nin resmi internet sitesinde yayına konan aynı açıklamayı ve bu son “basın duyurusu”nu okuduğumda, “suçlanan basının çarpıtma yapmadığını”, sorunun Erzurum Valisi Okay Memiş’ten kaynaklandığını gözlemledim…

www.sozcu.com.tr sitesinde, 22 Mayıs 2020 Cuma günü Erzurum Valisi Okay Memiş’in “Dün itibariyle toplam vaka sayımız 54´tü. Ancak Horasan ilçemize bağlı Kırkgözeler Mahallesi’nden komşu köy olan Kars’a gelin gitmiş bir hemşehrimiz, köyünde Covid-19 vakası var diye, kimseye haber vermeden baba evine geliyor. Bunun üzerine bugün 9 yeni pozitif vaka çıktı. Kendisinde de vaka belirtileri var. O köyü karantina altına aldık”
http://www.erzurum.gov.tr/vali-memis-acikladi-erzurumda-maskesiz-sokaga-cikmak-yasak sözlerini okuyunca iki nokta dikkatimi çekmişti:
Birincisi, Kars’ın “komşu köy” diye tanımlamasıydı; ikincisi de, Erzurum’da Kovid-19 vakasında artış görülmesinde adı açık açık anılarak “Kars”ın işaret edilmesiydi…
www.karsmanset.com internet gazetesi, “Kars’ın işaret edilmesi olayı”nı, 24 Mayıs 2020 Pazar günkü “Erzurum Valisi Okay Memiş Karslıları üzdü”
http://www.karsmanset.com/haber/erzurum-valisi-okay-memis-karslilari-uzdu-223134.htm
başlıklı haberi ile çok güzel verdi…
Kutlarım…

Aslında bu ayrıntının peşine, haberi okuduğum gece düşmüş, ertesi gün, Erzurum Valisi Okay Memiş’in 22 Mayıs 2020 Cuma günkü basın toplantısını izleyen ve haberi yapan DHA muhabiri meslektaşım Salih Tekin’e ulaşmıştım…
Tekin “Haberimin arkasındayım. Ses kaydım var. Vali Beyin ağzından çıkanları yazdım. Söylenmeyeni ben niye yazayım” demişti…
Kars’tan “köy” diye söz etmekte ve Kovit-19 vaka artışında “Kars” adını açık açık söylemekte Vali Okay Memiş’in bir kastının olmadığını da sıkça vurgulamıştı…

Uzun süren telefon konuşmamızı kapatmıştım ki, Kars Belediye eski Başkanı Naif Alibeyoğlu bir saat sonra geri dönmüştü; Erzurum Valisi Okay Memiş’in, “Kars’a köy demediğini, demesinin mümkün olmadığını” söylediğini aktarmıştı…

Bendeki kanı:
Bir Karslı olarak, beni de üzen Erzurum Valisi Okay Memiş, iki yanlışa imza atmış; ama art niyetli değil, hazırlıksız ve irticalen konuşmanın kurbanı olmuş…
Kendisine, bu konularda çok daha titiz olmasını; basın metnini ve yayına konacak haberleri hazırlayan ekibini uyarmasını önermek isterim…

ERZURUM VALİSİ, KARS İÇİN “KÖY” DEDİ Mİ, DEMEDİ Mİ?!.

150 150 bakikarakol

Dün (22 Mayıs 2020 Cuma) saat 18.20 de www.sozcu.com.tr internette “Vaka sayısı artan ilin valisi: Alınan kararı çok sert bir şekilde uygulayacağız” https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/gizlice-baba-evine-ziyarete-giden-kadin-9-kisiye-corona-bulastirdi-5830979/ başlıklı bir haber çıkıyor ve haberde aynen “Dün itibariyle toplam vaka sayımız 54´tü. Ancak Horasan ilçemize bağlı Kırkgözeler Mahallesi’nden komşu köy olan Kars’a gelin gitmiş bir hemşehrimiz, köyünde Covid-19 vakası var diye, kimseye haber vermeden baba evine geliyor. Bunun üzerine bugün 9 yeni pozitif vaka çıktı. Kendisinde de vaka belirtileri var. O köyü karantina altına aldık” deniyor…
Haber DAH’nın yani Demirören Haber Ajansı’nın…
Bir Karslı olarak, sevdalısı olduğum Kars’ımın “köy” olarak gösterilmesine tepki gösteriyorum, twitter hesabımdan paylaşımlarda bulunuyorum…
Arkasından, Erzurum Valiliği’nin resmi web sitesine giriyorum; orada, Erzurum Valisi Oktay Memiş’in konuya ilişkin, aynı günkü (22 Mayıs 2020 Cuma) basın açıklamasındaki sözlerini okuyorum…
Vali Memiş aynen “Dün itibariyle toplam pozitif vaka sayımız 54’tü. Ama bugün Horasan’a bağlı bir köyümüzden Kars’a gelin gitmiş bir hemşehrimiz yaşadığı yerde Covid-19 vakası var diye Horasan’a geliyor. 9 kişiye bulaştırıyor, kendisiyle birlikte pozitif vakaları kontrol altına aldık. Kırkgözeler köyünde karantina uyguluyoruz” http://www.erzurum.gov.tr/vali-memis-acikladi-erzurumda-maskesiz-sokaga-cikmak-yasak diyor…
Gayet düzgün, Kars’tan “köy” diye söz edilmiyor…
Hangisi doğru?!.
DHA çarpıttı mı, Erzurum Valiliği sonradan düzeltme mi yaptı?!.
Gerçeğin ortaya çıkması için Kars Valisi Türker Öksüz’ün devreye girmesi gerekmektedir…
1980 öncesi “Kars Erzurum ayrımcılığı, gerginliği” 40 yıl aradan sonra yeniden hortlatılmasın…

*

Kars’ımı “köy” gösteren haberin peşini bırakmadım…
Haberi yapan DHA Erzurum Bölge’den Salih Tekin meslektaşımla konuştum…
Tekin, “Ben, Vali Beyin ağzından çıkanı birebir yazdım” dedi, haberinin arkasında durdu…
Erzurum Valisi Oktay Memiş’i “düzeltme” yapmaya çağırıyorum…

*

Bu paragrafı yazmıştım ki, Kars Belediyesi eski Başkanı Naif Alibeyoğlu aradı…
Erzurum Valisi Oktay Memiş ile konuştuğunu, Kars’a “köy” demediğini söylediğini aktardı…
Konu üzerinde durduğunu sözlerine ekledi…
Kars’a olan duyarlılığından ötürü arkadaşım, kardeşim Alibeyoğlu’na teşekkür ediyorum…

*

Diyorum ki…
İyi güzel de, doğru kim söylüyor, kim söylemiyor?!.
Ya Erzurum Valisi Memiş, ya da DHA çarpıtıyor ve ikisinden biri çarpıtmasında ısrar ediyor!..
Çarpıtan, çarpıtmasında ısrarcı olan kimse ortaya çıksın, özür dilesin, düzeltmesini yapsın, bundan sonraki tümler kurarken, yazarken daha bir dikkat etsin…
Kars ve Erzurum kardeş kenttir…
Karslı ve Erzurumlu kardeştir…
12 Eylül 1980 öncesi birbirine düşman edildiler ama bu defa, bundan sonra edemeyecekler, başaramayacaklar…

BAŞLARKEN

150 150 bakikarakol

Gazetecilik, düşünen, gözlemleyen, üreten, yargılayan, yürekli, kararlı, dayanıklı, ilerici, aydın, insanların işidir…
Doğuştan gazeteci olmaz, yaşayarak gazeteci olunur…
Deneyim, bilgi, birikim, gazeteciliğe giden yolun ana altyapısıdır…
Bu değerlerden ve donumdan yoksunlar, gazetecilik işinde yıllarını verseler de; muhabir, editör, şef, müdür, genel yayın yönetmeni olsalar da gazeteci değillerdir; gazete patronun “adamları”dırlar, resmi işlemlerde “fikir işçisi” görünmelerine karşın, işverenden önce “fikir işçisi karşıtı” insanlardır…
Bunlar, basında örgütlenmenin, sendikalaşmanın ilk engelleridir…
Ve bunlardan o kadar çok var ki!..

Gazeteci görünen “özel görevliler”i saymıyorum…

Elimden geldikçe, vurguladığım türde gazeteci olmamaya, sözcüğün tam anlamıyla “gazeteci” olmaya özen gösterdim…
Özen göstereceğim de…

Hep yazılı basında çalıştım…
Görsel basınla hiç tanışmadım…

Buradan, beni “internet gazeteciliği” ile tanıştıran “arkadaşa” teşekkür ediyorum…
Ne güzel işi yaptı…

“İnternet gazeteciliği”ni, hele de “internet yazarlığı”nı pek sevdim…
Aradığımı bulmuş gibiydim…
Şu an bile, o ilk günkü gibi heyecanlıyım; aynı duygular içindeyim…

Birkaç internet gazetesinde profesyonel olarak köşe yazarlığı, siyasi özel haberler yaptım…

AKP iktidarıyla, internet gazetelerinde, internet gazeteciliği ve yazarlığı yapamaz olmaya başladım…
Üyesi değildim ama CHP’liydim…
Çünkü “dünya lideri” bellediğim Kemal Atatürk’ün izindeydim…
Olaylara, gelişmelere, yaşanmışlara ve yaşanacaklara bu gerçekçi, aydınlık pencereden bakıyordum, gazetecilik ve yazarlık yapıyordum…
AKP, AKP iktidarı, AKP ve AKP iktidarı çevresi vb rahatsızdı; her geçen gün rahatsızlıklarını hissettirdiler…
“Patronlar” baskıya dayanamadılar, internet gazetelerinde yazmama, siyasi ağırlıklı söyleşiler yapmama son verdiler…

Sosyal basının –“sosyal medya” deniyor, ben “medya” sözcüğünü kullanmıyorum- ikisinde yazmaya başladım…

2020 yılın Mart ayı ortalarına doğru, paylaşımlarımın siyasi olanlarından bazılarını sansürlendiğini gözlemledim…
Orada yazmayı bıraktım, diğerinde yazmaya ağırlık verdim…
Bu aşamada, kendime ait, gönül rahatlığıyla yazıp yayınlayabileceğim bir web sitemin olmasını düşündüm…
Nisan başlarında kararımı netleştirdim…
Hazırlıklara başladık…
Bugün yayındayız…
Hayırlı olsun…

Tıklatın, tıklatın…
İzleyin, izletin…
İnceleyin, inceletin…
Düşüncelerinizle, görüş ve önerilerinizle, yorumlarınızla katılın…
Ülkemize, halkımıza, bölgemize, dünyamıza, insanlara ve insanlığa katkıda bulunalım…
Karanlığı, gericiliği, “hep bana, hep bana”cılığı alt edelim, birlik beraberlik içinde aydınlık yarınlara yürüyelim…
Çocuklarımıza, torunlarımıza, onların dünyalı akranlarına güvenli bir dünya bırakalım…
Sevgi, barış, kardeşlik, özgürlük armağan edelim…

Var mısınız?..

Hadi öyleyse, başlayalım…