Monthly Archives :

Aralık 2020

TÜRKİYE SEVDALISI KATAR’IMIZ(!)IN ARKASINDA, TÜRKİYE DÜŞMANI, BRİTANYA (İNGİLTERE) KRALLIĞI/İMPARATORLUĞU VAR!..

150 150 bakikarakol

Çok çok özetle…

Katar da Katar!
Küçücük bir ülke ama zengin bir devlet.
Yönetimi Mutlak Monarşi.
El Thani Hanedanı yönetir.
1915’te Türk askeri Katar’dan çıkar.
Dünyanın baş belası Britanya (İngiltere) Krallığı işgal eder.
3 Eylül 1971’de bağımsızlığına kavuşur.
Özde “bağımsızlık” yoktur.
Sözde bağımsız olduğu açıklanan günden, günümüze kadar emperyalist İngiltere’nin egemenliği altındadır.
İngiltere’den habersiz kuş uçmaz.
İngiltere’nin izni, onayı olmadan bir iş, bir işlem yapılmaz, bir kuruş, bir çöp içeri girmez, dışarı çıkmaz.

Amerika gücüne, etkinliğine takılmayın.
Katar’da süper donanımlı askeri üssü olmasına karşın, 1800’lerde dünyanın jandarması Britanya İmparatorluğu’nun “vitrini”nden başka bir şey değil.

Bir zamanlar “Üzerinde güneş batmayan İmparatorluk” da denilen İngiltere’nin karizmasını, Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve O’nların komutasındaki Türk askeri, Çanakkale’de, Ulusal Kurtuluş Şavaşı’nda çizmiştir, “dünya jandarmalığı”na son vermiştir.
Bu yüzden…
İngiltere Krallığı, dünya lideri Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, erinden generaline kadar Türk Ordusu’na “azılı düşman”dır!
“Düşman”ın gözü Türk yurdu Anadolu ve Trakya topraklarındadır.

Türk yurdundan, özellikle Müslüman ülkelerine örnek olan “Atatürk Türkiye’si” modelinden rahatsızdır.
Çünkü…
Egemenlikleri altında geri bıraktıkları, inim inim inlettikleri ülkelere, düşünce ışığı, aydınlanma, kalkınma, çağdaşlaşma, birey olma ışığı vb yayılmakta…

Yıllardır uyuttuğu halkların uyanışlarını, bölgedeki çıkarlarının korunması ve geleceği için “tehlike” görmekte.

Artık bilinmektedir ki:
Dünyadaki bütün Müslüman ülkelerinde görülen dinci gerici tarikat ve cemaatlerin ipi, emperyalist İngiltere’nin elindedir.
Yeşertir, besler, büyütür, Müslüman halkların ve elerkiyle (demokrasiyle) yönetilen ülkelerin içlerine salar, başlarına bela eder.

Küresel çıkarları uğruna yapamayacağı, yaptıramayacağı pislik yoktur.

Yahudileri, faşist Adolf Hitler’e kırdıran da emperyalist Britanya Krallığıdır.

Dünyada ilk ve tek Türk askerinden tokat yemiştir.
Bu tokat, dünya yönetiminden çekilip yerine perde gerisinden kumanda edeceği Amerika’yı oturtmuştur.
Şimdi…
Yeniden öne çıkmak istiyor.
Emperyalist ABD ile derin anlaşmazlıklarının ve kavgalarının özünde bu yatar.

Karizmasını çizen dünya lideri Kemal Atatürk’ten, dünya lideri Kemal Atatürk’ün silah arkadaşlarından, O’nların komutasındaki Türk Askeri’nden, yüz yıldan beri içinde yanan “intikam ateşi”ni söndürmek, Türk yurdu üzerindeki özlemlerine kavuşmak için, denetimindeki Katar’ı devreye sokmuştur.

1923 İzmir İktisat Kongresi ile Türk ekonomisine kanca atmıştır.
1938’lerin ortalarından itibaren Türk ekonomisini dışa, yani kendisine bağımlı hale getirmiştir.
Menderes iktidarlarıyla hem ekonomiyi, hem siyasi yapıyı çökertmiştir.
Osmanlıyı “Hasta adam” yaptığı gibi Türkiye’yi de aynı duruma sokmuştur.

Bugün Türkiye, yüz beş, yüz on yıl öncesi günlerini yaşıyor.
Borç batağındadır.
Borç arayışındadır.
Sattıkça satıyor.

O yıllarda kendisi de borç para verenlerdendir.
Bugün, egemenliği altındaki “Katar”ı kullanmaktadır.
Para karşılığı başta toprak, satılık ne varsa aldırmaktadır.

Bilmem, minnacık Katar’ın “Türkiye sevdası”nı anlatabildim mi?!

Bu ülkede siyasa yapanlar!
Siz ne yapıyorsunuz?!
Tanrı aşkına, ne yaptığınızın ayırtında mısınız?!
Değilseniz, olun!
Olmuyor, olamıyorsanız, biliniz ve kabul ediniz ki:
Osmanlıyı çökerken anlayışa sahip siyasilerden ayırtınız (farkınız) yok!

Şunu da biliniz k:
Bu yüce halk, gene Kemali Atatürk’ünü, Kemal Atatürklerini bulup çıkartacak, 2’inci Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı zaferle sonlandıracak, emperyalist İngiltere’ye ve beraberindekilere yenilgiyi tattıracak, aydınlık günlere yelken açacak!..

İMAMOĞLU’NA SUİKAST!.. VE “SÖZDE DOST KATAR”IN ARKASINDA EZELİ DÜŞMAN İNGİLTERE VAR!..

150 150 bakikarakol

İnternet gazetesi www.odatv4.com dün bütün gün manşetten duyurusunu yaptığı haberini, akşam saat 20.00’da patlattı.
Başlığı “İmamoğlu’na suikast” https://odatv4.com/imamogluna-suikast-01122040.html olan haber, özelde İstanbul, genelde Türkiye ve dünya gündemine bomba gibi düştü.
Gündemde başka konular vardı, hepsini altlara süpürdü.

Yandaş yalaka kafalar, sosyal basından gerçekleştirdikleri paylaşımlarla, istihbarat, emniyet birimlerini yalanlarcasına –kaldı ki o birimler doğruladılar-, vahşi terör örgütü IŞİD’in suikast düzenleyeceği İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ve ekibini suçladılar.
Şöyle:
“Böyle bir suikast planı yok, İmamoğlu’nun ekibi kendilerinden uyduruyor” diye…
Kendileri öyle ya!..
Hep böyle çarpıtıyorlar, sulandırıyorlar.
Gerçekleri karartarak, ülkeye ve halka zararlar veriyorlar!
Azıcık düşünseler, “Neden İmamoğlu? Neden IŞİD? IŞİD’in, İBB Başkanı ile ne alıp veremediği var? Neden bu zamanda?..” sorularını kendilerine sorar, öylesi abuk sabuk paylaşımlarda bulunmazlardı.

“Düşünce”den yoksun “yaratık”ları kendilerine “yandaş yalaka” yapıp “maşa” gibi kullananlar ise her şeyin ayırtındalar ve Türkiye gibi iç, dış düşmanları bol ülkelerde, ilkel siyasadan (politikadan) kaynaklanan “suikast”ın siyasetçilerin yazgısı olduğunu iyi bilirler.

Ayrıntıya girmeyeceğim…

İmamoğlu’na yönelik suikast olayı, psikolojik korku yaratmak için de olabilir, gündemi değiştirmek için de olabilir, gerçek” de olabilir.
İş odur ki, bu ve bu gibi olayları, vatandaşa hissettirmeden gizlice, sessiz sedasız önlemek.
“Cumhur İttifakı İktidarı”, “gerçekleşmesi”ne olanak tanımadığı “İmamoğlu’na suikast” olayının kamuoyuna sızmasına engel olamamıştır.
İsteyerek mi, istemeyerek mi?..
Bilemem.
Ama…
Her iki durumdan yararlanmıştır, yararlanacak.

Ülke yönetiminde de “başarılı” olamayan AKP ağırlıklı “Cumhur İttifakı İktidarı”, “suikastın söylentisi”nden dahi kazanım elde etmiştir.
En azından; ekonomik sıkıntı, işsizlik, dövizdeki tırmanış, hele de Katar’a satımlar gibi konularla dolu gündem değişmiştir.
Birkaç saatliğine, yarım günlüğüne de olsa bütün dikkatlerin “İmamoğlu’na suikast”ta toplanması, “Cumhur İttifakı İktidarı”na soluk aldırmıştır.
Küçümsenemez.

Neredeyse her “satış”ın altından “Katar”ın çıkması, halkımızda -giderek derinleşen- rahatsızlığa, kızgınlığa ve öfkeye neden olmuştur.

Düşünen her vatandaşımız, Katar’la bu kadar içli dışlı olmaktaki nedeni soruyor, sorguluyor!
“Kataristan mı olacağız?!” diyenlerimiz o kadar çok ki!..

Sahi…
İstanbul’un bir ilçesi büyüklüğündeki Katar ne ayak?!
Neyin nesi?!
Katar’dan neden ha bire milyon Dolarlar gelir?!
Bu kadar sıkı fıkı olmaktaki sır nedir?!

Uzatmayayım…

Şu kadarını söyleyeyim:
Sözde dost Katar’ın arkasında, ülkemizde gözü olan “ezeli düşman” emperyalist İngiltere var!
Vitrinde emperyalist Amerika’nın olduğuna bakmayın.
Nokta…

ÇOK DOĞRU SÖZLER EDEN DOĞRU PARTİ GENEL BAŞKANI RIFAT SERDAROĞLU BANA “ESKİ TÜRKİYE’NİN SİYASASI”NI TATTIRDI…

150 150 bakikarakol

Eski Adalet ve Doğru Yol Parti’li Milletvekili, Devlet Bakanı, Sağlık Bakanı, 25 Ağustos 2020’de resmi olarak siyasi yaşamımıza katılan Doğru Parti’nin Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu, dün gece 830 Kasım 2020 Pazartesi) Tele 1 TV kanalında Tunca Mollaveisoğlu’nun canlı yayınlanan “Anında Manşet” programındaydı.
Halkın çok rahat anlayacağı, unutmayacağı, düşünüp yorumlar yapacağı, kararlar alacağı “doğru sözler” etti.

İzlerken, “Eski Türkiye”min siyasasının, siyasetçisinin kokusunu, tadını aldım!
Ne de özlemişim!
Mutlu oldum!
Derin derin soludum!
45 dakikalık canlı yayında yakın geçmişimizi yaşadım!

Canlı yayının videosunu bulup defalarca izleyeceğim.
Size de öneririm…
Partim CHP’min, İyi Parti’nin, Saadet Partisi’nin, Deva ve Gelecek partilerinin yönetimlerine de…
Muhalefetin nasıl yapıldığını, anlatılmak istenilenin halka nasıl anlatılacağını öğrensinler!
“Diplomat dil” ile halka bir şey anlatamayacaklarını görsünler, anlasınlar!

Doğru Parti yönetimine de önerim:
Anılan programın videosunu çoğaltsınlar, bütün teşkilatlarına göndersinler.
Dahası…
Adlarını sıraladığım siyasi partilere, demokratik sivil toplum örgütlerine, sendikalara vb de göndersinler.

Çoban Hareketi’ni “Doğru Parti” adı altına siyasallaştırmayı başaran Rıfat Serdaroğlu’nu izlerken birkaç not aldım, iki kare fotoğraf çekerek, twitter hesabımda paylaştım.
İlkini saat 21.23’te…
“DOĞRU PARTİSİ GENEL BAŞKANI RIFAT SERDAROĞLU CİDDİ ÖNEMLİ AÇIKLAMALARDA BULUNUYOR…” https://twitter.com/BakiKarakol/status/1333476854011981827 diye yazarak…
İkincisini saat 21.32’de…
DOĞRU PARTİ GENEL BAŞKANI RIFAT SERDAROĞLU: “YÖNETENLERİN HATALARI OLABİLİR AMA TÜRKİYE’Yİ SOYMAYA HAKLARI YOK.” diye…

Yazı konusu yapacağımı baştan düşünemediğim için çokça not almadım; başka konular vardı, onları yazacaktım.
Her dakikada duyduklarım, yazacağım konuyu öteletti ve çok not almamanın pişmanlığını yaşattı.

Usumda kalanlarla yetineceğim.
Hoşgörün.

“Salı çığırtkanları”na ya da “Salı muhalefetçileri”ne, Salı günleri grupta konuşma yapmakla, muhalefet edilemeyeceğini anımsattı, örnekler sundu…

Her ailede “hayırlı, hayırsız evlat” olabileceğini vurguladı, AKP’yi kastederek, “Bunlar nankör” dedi…

Hırsız siyasetçiyi vatandaşın seçtiğinin altını çizdi, vatandaşları duyarlı/dikkatli olmaya çağırdı…

Katar yönetiminin para konusunda cimri olduğunu, kendi parasını ülke dışına çıkarmadığını, birilerinin paralarını kendi parası gibi kullandığını söyledi…
(… birilerinin paraları… diyerek acaba kimleri kastetti?!. Umarım ileriki günlerde açıklar, öğrenmiş olurum, oluruz.)

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, Türkiye’nin ve AKP’nin başını ağrıtacağını işaret ettiği İranlı “Reza Zarrab” adını neden ağızlarına almadıklarını ve neden “Zarrab Davası” konusunda konuşmadıklarını sordu…

AKP ve tek adam baskısından korkmadıklarını, merkez sağda gençlerle siyaset yapacaklarını, “Genel Başkanlığı” onlardan (kız veya erkek) birine bırakacağını vb sözlerine ekledi…