Monthly Archives :

Mart 2021

AKP’NİN ETKİLENDİĞİ ANLAYIŞ VE ATATÜRK’ÜN GİZLENEN DEVRİMİ!..

150 150 bakikarakol

Anımsayacaksınız:
Bir üniversite Rektör Yardımcısı, Cumhuriyet TV’ye çıkmış,
https://www.youtube.com/watch?v=rpo9uv-QNbQ yoğun tepki çeken sözler etmişti.
21 Mart 2016’da da internet basınında, yazılı basının internet sitelerinde, sesli (radyo) ve görsel (TV) basının haberlerinde genişçe yer almıştı.
Örneğin www.sozcu.com.tr sitesi özetle şöyle haberleştirmişti:
“Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır. Türkiye’nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim, çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık.
Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben açıkçası korkuyorum. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum.
https://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/rektor-yardimcisi-bulent-aridan-skandal-sozler-ulkeyi-ayakta-tutmak-icin-cahil-nesil-lazi”

Bu “kafa karıştıran” sözleri eden, bir “Prof. Dr.” idi!..
Adı da “Bülent Arı” idi!

Bu sözlere, bu sözleri edene söyleyecek çok sözüm var ama tek sözcük etmeyeceğim!
Zamanında günlerce hak ettiği biçimde yerildi, yerden yere vuruldu!

Bu “anlayış”, “kafa karıştıran anlayış”tır!

Bu “anlayış”ın kökenine de inmeyeceğim, “amacı” üzerinde bir, iki tümce edeceğim.

Önce…
Belirtmeliyim ki:
Bu “anlayış”tan, AKP ve AKP Kurucu Genel Başkanı etkilenmiş, “anlayış”ın etkisinde kalmış!
Öyle olmalı ki, söylemleri, eylemleri anlaşılır değil, kafa karıştırıyor!

AKP, iktidarının ilk yıllarında, 6 sıfır attığı “Lira”mızı, “TL” diye tanımladı; çok kısa süre sonra “YTL” yaptı; ondan da vazgeçti, “TL”ye döndü.
Vatandaşın kafası karşı!
Ne diyecekti?!
“Lira” mı diyecekti, “TL” mi diyecekti, “YTL” mi diyecekti?!.
Bilemedi!
“Lira” ile “YTL” unuttu, “TL” diyor.
Paramızdan 6 sıfır atıldı ama hala “Bin” TL’ye “Bir milyon”, “Bir milyon” TL’ye “Bir milyar” diyor!
Ciddi bir karışıklık!..

AKP Genel Başkanı önceki gün (1 Mart 2021 Pazartesi) “pandemide kontrollü normalleşme” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/125085/-bugun-itibariyla-yeni-kontrollu-normallesme-surecini-baslatiyoruz-; dün de “İnsan Hakları Eylemi Planı” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/125094/-adalet-davamizin-pusulasi-insandir-insan-onurudur-insanin-sahip-oldugu-tum-haklariyla-hayatini-surdurebilmesidir- konularında açıklamalar yaptı.
Kimse bir şey anlamadı!
Karışık kafalar daha bir karıştı!

Örnek o kadar çok ki!..

Son olarak şunu da vereyim:
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, özellikle “Cumhur İttifakı”ndan, “Cumhur İttifakı İktidarı”ndan ve “Parti Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nden sonra, “Arapça” sözcükleri sıkça kullanır oldu!
“İttifak”ın ve “İttifak İktitarı”nın küçük ortağı MHP’de!..
Arapça sözcüklerin, güzel Türkçe’mize ne büyük zararlar verdiği yadsınamaz!

Arapça sözcükleri kullanmanın bir başka olumsuz yan ise:
Halkımız arasında “iletişim ve anlaşma kopukluğu” yaratıyor!
Önüne geçilmezse, derinleşecek!

Ülkemizi ve halkımızı kurtaran dünya lideri Kemal Atatürk, toplumdaki “kafa karışıklığı”nı, savaş meydanlarında ve diplomatik toplantılarda yendiği düşman emperyalistlerin korkulu rüyası olan “Düşünce Devrimi”ni yaparak, gidermiştir.
Çok iyi biliyordu ki, “kafası karışık toplumlar”, sağlıklı düşünemezler, iyiyi ve kötüyü ayırt edemezler, dostu ve düşmanı tanıyamazlar, gerçekleri ve geleceği göremezler, çok kolay kandırılırlar, bağımsızlıklarını yitirirler vb!
Ama…
Düşünen toplumların başına bunların hiçbiri gelmez!

Dünya lideri Kemal Atatürk’ün gizlenen, unutturulan “Düşünce Devrimi”nı gün ışığına çıkarmalıyız, ona dört elle sarılmalıyız!
Düşünen insanlarımızı çoğaltırsak, yaşadığımız sorunların üstesinden babalar gibi geliriz!..

SALGIN, AKP BÜYÜK KONGRESİYLE NİSAN BAŞLARINDA YURTTA PİK YAPABİLİR VE ŞİMDİ DE KENDİNİ KANDIRAN SÖZDE SİYASETÇİ!..

150 150 bakikarakol

Artık eskisi gibi izlenmeyen, dinlenmeyen, çözümü bir gün, iki gün, üç gün önceden yaptığı duyurularda arayan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı dün pandemi kısıtlamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu, örneğin İstanbul’u “riskli”, Ankara’yı “orta riskli” il ilan etti.
AKP -büyük olasılıkla- 27-28 Mart 2021 günlerinde Ankara’da 7’inci olağan büyük kongresini yapacak.
Gene, yayınladıkları pandemi –maske, ara, hijyen- kurallarına uyulmayacak, salon tıklım tıklım dolacak.
“Orta riskli” Ankara “riskli”, belki de –AKP’nin il kongrelerini yaptığı illerdeki gibi- “yüksek riskli” il olma olasılığını şimdiden öngörmek, zor olmasa gerek.
Dahası…
Büyük kongreye 81 ilden delegeler gelecek.
O delegeler, büyük kongre bittiğinde illerine dönecek.
Korona Virüs salgınını illerine götürecek.
Yani…
Sil baştan…

65 yaş ve üstü yığınları gene 10.00-13.00 saatleri dışında eve tıkayan, toplu taşımadan yoksun bırakan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, siyasi, yeni anayasa ve başka konularda da konuştu.
https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/125085/-bugun-itibariyla-yeni-kontrollu-normallesme-surecini-baslatiyoruz- linkinden okuyabilirsiniz…

Geçelim…

Partim CHP’nin başındaki “adı lazım değil”, 25 Şubat 2021 Perşembe günü Aksaray ilinde esnaf ziyaretindeydi.
Gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazeteci “33 fezlekenin TBMM’ye gelmesi konusunda ne söylemek istersiniz?” https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/kilicdaroglu-erdogana-seslendi-sen-inat-edecegine-6281447/ diye sordu.
Yanıtının bir yerinde “Şu konuşma üslubuna bakın: ‘Meclis’e gelecek eller kalkacak, inecek’ Ya ‘Eller kalkacak, inecek’ dediğin adamlar bu milletin seçtiği milletvekilleri. Bu milletvekillerinin bir iradesi yok mu? Bu milletvekilleri ‘Ya şu dosyaya bir bakalım’ demeyecek mi?” dedi.
Önce, bu yanıtta bir yanlışı düzelteyim:
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı “… eller kalkacak, inecek” demedi, “… eller inecek, kalkacak” dedi.
Yanlış ama böyle dedi, öyle demedi.
“Ne ayırtı (farkı) var?!” demeyin…
Sonra da, takıldığım “Ya ‘Eller kalkacak, inecek’ dediğin adamlar bu milletin seçtiği milletvekilleri” tümcesine dikkatinizi çekeğim.
Şöyle ki:
Söylediği doğru değil.
Uzun yıllardan beri halk, Milletvekillerini seçmiyor, siyasi parti genel başkanlarının seçtiklerine ve “Milletvekili listeleri”ne yazdıklarına, seçim günü sandığa giderek, oy veriyor.
O kadar.
Burada “Milli irade” yok.
Burada, “Genel Başkan iradesi” var.

Bu konuyu enine boyuna yazacaktım, Kemal Özkiraz’ın “Avrasya Araştırma Şirketi”nin açıklanan Şubat (2021) ayı anketinde bir sonuca odaklandım. https://www.gercekgundem.com/siyaset/255572/cumhur-ittifakina-kotu-haber-subat-ayinin-son-anketinde-ittifaklar-ne-durumda
O sonuç,”kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’nin “Memleket Hareketi”nin oy oranıydı:
Yüzde 1,5…

Bana göre abartılıydı.

Abartılı bulmama karşın, gülmekten kendimi alamadım.
Çünkü…
8’inci Cumhurbaşkanı –merhum- Turgut Özal döneminde “Özköşk” soyadıyla da anılan Ertuğrul Özkök’ün –Hürriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni, şimdi yazarı- 16 Şubat 2021 Salı günü “CHP oylarımı bölmezse gelecek seçim iktidarım” https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/chp-oylarimi-bolmezse-gelecek-secim-iktidarim-41741349 başlıklı yazısını anımsadım.

Özkök, “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” Muharrem İnce’nin aramasıyla gerçekleşen telefon söyleşisini içeren yazısını şöyle bitiriyor:

// Ancak tam telefonu kapatırken, gülerek “Bir de şunu söyleyeyim” dedi:
“CHP oylarımı bölmezse gelecek seçimde iktidarım…”
“Bunu yazabilir miyim” dedim.
“Tabii yazabilirsin” dedi.
*
Tabii ki şaka gibi bir laf. Gülerek söyledi, ama bu temayı kullanacağını hissettim…
Bana pek inandırıcı gelmedi ama…
Siyasetin yolları hayal ve ideal taşlarıyla örülür.
O yol bazen insanı zafere, bazen de hezimete götürür…
Herhalde İnce’nin bu sözü Hürriyet’in 1993’teki ‘Kasıma kadar İsmet abi’ manşeti gibi siyasi tarihimize geçer. //

Muharrem İnce için durduk yere “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban” demiyorum!
Ve…
24 Haziran 2018 Pazar gecesi halkı kandırdığı ortaya çıkan bu “sözde siyasetçi” şimdi de kendini kandırıyor!..

28 ŞUBAT VE YÜZ YÜZE EĞİTİMİ BİR GÜN ERTELEME…

150 150 bakikarakol

Dün 28 Şubat 2021’di.
28 Şubat 1977’de yaşanan, “28 Şubat”, bazen de “post-modern darbe” diye anılan “siyasi” ve “askeri” olayın 44’üncü yıldönümüydü.
Ayrıntıya girmeyeceğim, link vereceğim: https://tr.wikipedia.org/wiki/28_%C5%9Eubat_s%C3%BCreci

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, dün bir ileti (mesaj) yayınladı, söyle dedi:
“28 Şubat döneminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydım. Okuduğum bir şiir sebebiyle, hukuksuz bir şekilde hapse atıldım ve siyasi hayatım bitirilmek istendi. Şu an halkın oylarıyla seçilmiş ilk Türkiye Cumhurbaşkanı olarak görev yapıyorum. Her türlü engellemelere rağmen şan ve şerefle aziz milletime hizmet ediyorum. Darbe bir insanlık suçudur. 28 Şubat’ı yaşadım. 28 Şubat’ın farkındayım.” https://www.sozcu.com.tr/2021/gunun-icinden/son-dakika-erdogandan-28-subat-mesaji-siyasi-hayatim-bitirilmek-istendi-6286900/

“28 Şubat” sürecinde, Refah Partisi’nden (RP’den) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan ve partisinin il mitinglerine katılarak, oralarda konuşan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, 17 Aralık 1977’de Siirt Cumhuriyet Meydanı’nda, Ziya Gökalp’ın “Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker” dizelerinin geçtiği şiirini okudu.
Bu şiirden ötürü yargılandığı, ceza aldığı, cezaevinde yattığı yazıldı, çizildi, konuşuldu, tartışıldı.
Ama sonraki yıllarda, bunun doğru olmadığı ortaya atıldı.
Yazanlardan biri Sözcü Gazetesi yazarı Emin Çölaşan’dı.
Çölaşan “7 Aralık 2013” günlü “Bırak Palavrayı” başlıklı yazısında
https://www.sozcu.com.tr/2013/yazarlar/emin-colasan/birak-palavrayi-419773/ “Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas No 1998/ 10296. Karar No 1998/ 11672” kaydına yer verdi, o karardan alıntılar paylaştı.

Süreci irdelediğimde, “28 Şubat”ın, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının, siyasi yaşamında, ilerlemeye, yol almaya açılan kaptı olduğu, cezaevi olayının ise çıtayı yükselttiği izlenimini edindim.
Yani…
Başı, dönemim Genelkurmay 2’inci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in çektiği “28 Şubat’çı askerler”, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına, -belki bilerek, belki bilmeyerek; belki isteyerek, belki istemeyerek- hizmet etmişler!
Bu konu her yönüyle ayrıntılı yazılacak, çizilecek, konuşulacak, tartışılacak, kitap olacak.

Buna burada nokta koyuyorum, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un “özür dilemesi”ne neden olan olaya geçiyorum.

Anımsanacaktır:
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, 1 Şubat 2021 Pazartesi günü gerçekleştirilen “Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı” bitiminde, “resmî ve özel tüm ana sınıflarında, ilkokullarda, 8 ve 12. sınıflar ile özel eğitim okul ve sınıflarında 1 Mart 2021 Pazartesi gününden itibaren yüz yüze eğitime başlanılacağı”nı açıkladı.
Çocuklar, okullar, veliler bu takvime göre hazırlandı.
Gün geldi çattı.
www.haberturk.com internet gazetesinden Nagehan Alçı, dün (28 Şubat 2021 Pazar) “Okullar nihayet açılıyor… Bunun artık geri dönüşü olmamalı!” başlıklı yazı kaleme aldı.
Aldı ama…
Yazısının yayınlandığı aynı gün öğle üzeri ”Yüz yüze eğitim başlamadan ertelendi” https://www.gazeteduvar.com.tr/yuz-yuze-egitim-baslamadan-ertelendi-haber-1514622 başlıklı haberlerin duyumunu aldı, deliye döndü.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan ‘İllere Göre Haftalık Vaka Sayısı Haritası’nın güncellenme takvimi ve Koronavirüs Bilim Kurulunca belirlenen kriterlerin Kabine Toplantısı’nda değerlendirilecek olması nedeniyle 1 Mart 2021 Pazartesi günü eğitim öğretime geçişi planlanan resmî ve özel tüm okullarımızda yüz yüze eğitime ve sınavlara, 2 Mart 2021 Salı günü illerin salgın koşullarına göre başlanılması kararlaştırılmıştır.
1 Mart 2021 Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nda yapılacak değerlendirmeler neticesinde valilik il hıfzıssıhha kurullarınca ‘yerinde karar’ uygulamasına bağlı olarak eğitim öğretim faaliyetlerine devam edilecektir” açıklamasına, twitter hesabından “Artık yeter! Burası Afrika ülkesi mi? Haftalar öncesinden 1 Mart’ta ilkokullar açılıyor dendi şimdi açılmıyor pazartesi günkü toplantıya göre karar vereceğiz deniyor… Çocukları mahvettiniz!”
https://twitter.com/Nagehanalci/status/1365582269159792641 diye yazarak, isyan etti.

Ben de saat 18.43’te tvit attım, “Okullar nihayet açılıyor… Bunun artık geri dönüşü olmamalı! https://haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/2987554-okullar-nihayet-aciliyor-bunun-artik-geri-donusu-olmamali… başlıklı yazısı yayınlandığı buğun, 1 gün ertelemeyi öğrendi, https://twitter.com/Nagehanalci/status/1365582269159792641… paylaşımıyla kıyameti kopardı!
Azılı keskin karşıtımız ama dediğimize geldiğinin ayırtında mı?!. https://twitter.com/BakiKarakol/status/1365689106500575232 diye yazdım.

Ayrıntıya girmeyeceğim ama bir günlük erteleme her yönüyle çok yanlış olmuştur!

“Bu ertelemenin gerçeği özde ne?!.” sorusu kafama takıldı.
Yanıt arayıp durdum.
Sonunda şu kanıya vardım:
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, artık eskisi gibi izlenmiyor, dinlenmiyor.
Önceden böylesi kararlar ve duyurularla geniş izleyici, dinleyici toplama amaçlanıyor.

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanını bu duruma en başta “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin; sonra, Cumhur İttifakı’nın ve Cumhur İttifakı İktidarı’nın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin; sonra da, danışmanlarının ve metin yazanlarının düşürdüğünü düşünüyorum…