SOKAĞA ÇIKACAKLARI TEHDİT EDEN BAHÇELİ, 12 EYLÜL ÖNCESİ KANLI SÜREÇTE NEREDEYDİ, O SÜRECİN NERESİNDEYDİ?!.

  • 0
150 150 bakikarakol

Bugün, sevdalısı olduğum ülkem Türkiye’min “demokratik, laik Cumhuriyet”inin 97’inci; yarın, sevdalısı olduğum İl’im Kars’ımın 100’üncü kurtuluş günü.
Kutlu olsun.
Ulusal ve kurtuluş günlerimiz beni hep duygulandırır, gururlandırır, mutlu kılar, “Acıyı bal eyledik” şiirinin sahibi ünlü, saygın şairimiz –ışıklar içinde uyusun- Hasan Hüseyin Korkmazgil’in 1977 yılında, Başkent Ankara’da, kendi ağzından duyduğum “Çok zor günlerden geldik. O zor günlerin hatırına, ne olur, kazanımlarımızın kıymetini bilelim…” sözünü anımsarım.

23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim ve 10 Kasım günlerimizin kutlanmasına, anılmasına yönelik “kısıtlama”lar, “yasaklama”lar içimi yaralar!

Ama…
Hepsinde de bayrağımı asar, tıraşımı olur, kravatımı takar, ütülü takım elbisemi giyer, kutlamamı yaparım.
Çok da mutlu olurum.

Az kaldı.
Bu “kara günler” geçecek.
Özlemini çektiğimiz günler gelecek.

“Eski Türkiye” dedikleri, bizsiz; biz de “eski Türkiye”siz olmayız, olamayız.
Olmadığımız, olamayacağımızı kanııdır.

“Eski Türkiye”mizin ve “eski Türkiye”mizin “demokratik, laik Cumhuriyet”ine saldıranların, işi “yok etmeye” kadar vardıranların önceki günden (27 Ekim 2020 Salı) beri, “demokratik, laik Cumhuriyet”imize “övgüler” dizmelerine ulusça tanık oluyoruz!

Bu ne yapan çelişkidir!
Bu ne yaman pişkinliktir!
Bu ne yapan “söylediği gibi” olmamaktır!

Onlardan biri; “Cumhur İttifakı”nın ve “Cumhur İttifakı İktidarı”nın “etkili” ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir.

Bahçeli, Salı günkü grup konuşmasında, “Darda ve yolda kalmışların yegâne umudu Cumhur İttifakı’dır” diyerek, “Parlamenter Sistemi”mizin ve “Demokratik, Laik Cumhuriyet”imizin “defterini düren”, “Cumhur İttifakı”nın ve Cumhur İttifakı İktidarı”nın ürünü ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne toz kondurmadı, övgüler dizip durdu.

Bahçeli, “Tehlikeli sokak edebiyatı son günlerde sık sık telaffuz edilmektedir.
Siyaseti sokağa havale edenlerin sonu elbette meçhuldür.
Bazı alçak kalem sahipleri ve televizyon yorumcuları da CHP propagandası yapayım derken ateşle oynamaktadır.
Neymiş, sokak hazır, muhalefetin silkinmesi gerekiyormuş.
Hele bir çıksınlar sokağa da, acıklı şekilde görsünler anyayı Konya’yı, dünyanın kaç bucak olacağını.
Hodri meydan, Türkiye Cumhuriyeti sokakta kurulmadı, sokakta bulunmadı, sokağa bırakılmayacak, sokağın girdabına, sokak serserilerine teslim edilmeyecektir.
Askıda ekmek vardır, ama size sokakta ekmek yoktur, sokakta hayır yoktur, sokakta adım atacak yeriniz yoktur. ‘Var’ diyorsanız sonuçlarını göze almak zorundasınız…” sözleriyle korku salıyor, tehditte bulunuyor!

12 Mart 1971 öncesine gitmeyelim; Türk gençlerinin “Ülkücü”, “Solcu” diye birbirine kırdırıldığı 12 Eylül 1980 öncesine gidelim.

Tanrı, ülkemize, ne de hiçbir ülkeye o karanlık, zorlu günleri bir daha yaşatmasın!

İki yıl boyunca, her gün ortalama 30-35 gencimiz/insanımız öldürüldü!
Yaralananları, sakat kalanları varın siz hesaplatın!
Maddi yitiği saymıyorum…

Aynı tabancayla Ülkücü de, Solcular da öldürüldü!

Bir ananın-babanın, iki oğlundan biri Solcu, diğer Ülkücü’ydü!
İki kardeşin düşman kesildiğini, ikileme düşmeden birbirlerine kurşun sıktıklarını vb bu ülke yaşadı!
Bu ülkeye yaşatıldı!

Yaşatan; bu ülkenin ve bu ülke halkının ezeli düşmanları emperyalist İngiltere, Amerika, Almanya, Fransa vb idi!
Bir de, onların yerli işbirlikçileri!..
O işbirlikçilerin başında, 12 Eylül 1980 faşist askeri darbenin bir numarası Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanları geliyordu…
Bunlar “görünenler”di.
“Görünmeyenler” de vardı.
Birkaçı bilindi.
Bilinemeyen çoğunluktaydı.
Bazıları öldü gitti.

Amaç, “Faşist 12 Eylül askeri darbe”ye ortam yaratmaktı!

Yarattılar!

Sonuç?
Bu günlere geldik, getirildik!

Bugün;
Parlamenter sistem için…
Demokratik, laik Cumhuriyet için…
Hak, hukuk, adalet için…
Uluslararası itibar, saygınlık için…
İşsizlik için…
Aş, ekmek için…
Vb için
Sokağa çıkmaları Anayasal hak olan yığınları, “Hele bir çıksınlar sokağa da, acıklı şekilde görsünler anyayı Konya’yı, dünyanın kaç bucak olacağını” gibi sözlerle tehdit eden Devlet Bahçeli, 12 Eylül öncesi “kanlı süreç”te neredeydi, o “kanlı sürecin” neresindeydi?!.

Bahçeli gibiler o kadar çok ki!

İnanıyorum, ileriki yıllarda hepsi tek tek çıkacak, halk gerçekleri ayrıntılarına kadar öğrenecek, bilecek…

Bu arada…
Az aşağıda uzun ama tek tümce vereceğim.
Bu tümce de Devlet Bahçeli’nin; ve Devlet Bahçeli, Salı günkü grup konuşmasında söyledi.

Tümce şu:
“Kulislerin ve hiziplerin partisi olan ne CHP, terörün yedeği ve teröristlerin siyasi yeleği olan ne HDP, ne de karanlık bir projeden mütevellit olan İYİ Parti aziz Türk milletine bir gelecek vaat edemeyecektir.”

Dikkatiniz çekerim:
İyi Parti”den söz ederken “İyi Parti” demeyen, her keresinde “İP” diyen Devlet Bahçeli bu tümcesinde “İP” demiyor, “İyi Parti” diyor.
Neden?!
Nokta…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.