2019’da başlayıp 2020’de süren Ülkücü kökenli gazetecilere evlerinin önünde sopalı saldırı, kısa bir aranın ardından 14 Ocak 2021 Perşembe akşamı KRT TV kanalının programcısı Av. Afşin Hatipoğlu ile yeniden başladı, bir gün sonra (15 Ocak 2021 Cuma) Yeniçağ Gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu ile sürdü.
Uğuroğlu’ndan –aynı gün- birkaç saat önce, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı, eski AKP’li, AKP eski Milletvekili Selçuk Özdağ’a Ankara’daki evinin önünde saldırıldı.
www.odatv4.com internet gazetesinden Mert Taşçılar’a konuşan Özdağ https://odatv4.com/saldiriya-ugrayan-selcuk-ozdag-odatvye-konustu-15012145_m.html MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yönelik siyasi yergi içerikli attığı 14 twitterdan –linkteki haberin altında yer alıyorlar- ötürü saldırıya uğradığını belirtiyor, “MHP, AKP’ye 2,5 senenin en büyük zararını vermiştir” diyor ve Ülkücü kökenli olduğunu, 12 Eylül faşist askeri darbe döneminde 7 yıl idamla yargılandığını söylüyor.
MHP yönetimini, 12 Ocak 2021 Salı gün attığı 14 twitter ile “12 Eylül süreci ve 7 yıl idamla yargılanma” vurgusuna fena kızdılar.
Kızgınlıklarını, Genel Başkan Yardımcılarından Semih Yalçın’ın ağzından dile getirdiler.
Semih Yalçın, Selçuk Özdağ’a evinin önünde yapılan saldırıdan 4-5 saat sonra kendisine ulaşan yandaş www.haberturk.com internet gazetesinin Atatürk karşıtı yandaş yazarı Nagehan Alçı’ya konuşmuş:
“Nagehan Hanım Selçuk Özdağ’ı ben Keçiören’den tanırım, cemaziyelevvvelini bilirim. Kendisini hiç sevmem. Bunu da gizlemem, açık açık söylerim. Sosyal medyada da ifade ettiğim gibi hayatı boyunca çıkarları için yan yana yürüdüğü herkesi satmış Talleyrand isimli Fransız politikacıya benzetiyorum kendisini. Son olarak gereksiz yere Sayın Bahçeli’ye saldırdı. Bu saldırısı çok ağırıma gitti Nagehan Hanım. Ben de o nedenle kendisine cevap verdim. Benim üslubum çok ağırdır doğru ama durduk yere kimseye sataşmam. Üstelik sözlü polemik ile bu saldırının ne ilgisi var? Saldırı yapacak insan önceden böyle önden sözlerle yüklenir mi? Saldırı yaptıracak insan bilakis sinsi davranır, ses etmez. Ben mertçe tavrımı ortaya koydum. Bu saldırılarla benim hiçbir ilgim ve bilgim yok ve olması mümkün değil.
… Bu hareketin delisi çoktur Nagehan Hanım. Talimat falan dinlemezler… Bakın biz 80 öncesinin içinden geldik. Saldırı, şiddet bunları bizzat yaşamış ve çok acılar çekmiş insanlarız. Şiddet kesinlikle yanlış ve gayrimeşru bir yöntem. Bırakın böyle bir saldırının arkasında olmayı tamamen bu saldırının karşısındayım Nagehan Hanım. Ben çok sert mücadele ederim ama sosyal medya üzerinden mesajlarla ya da gerekiyorsa mahkemede hakkımı ararım ve hesap sorarım. Biz kalemle ve dil ile mücadele ederiz. Şiddetle bizim işimiz olamaz. Ama 6 milyon oy almış bir lidere haksızca saldırana da en ağır sözlerle cevabını veririm.
… Ülkücü gençler artık sokaklarda değiller. O durum 80 öncesinde kaldı. Ülkü ocakları kültür ve irfan ocakları oldu. Entelektüel merkezler oldu artık.”
https://www.haberturk.com/yazarlar/nagehan-alci/2939413-bu-saldirilar-ne-anlama-geliyor-hem-semih-yalcin-hem-de-selcuk-ozdag-ile-konustum?utm_source=twitter&utm_medium=articleshare&utm_campaign=website
Söylemdeki kine, öfkeye bakar mısınız?!
Semih Yalçın, Alçı’ya açıklamasında, ayırtında (fakında) olmadan “Bu hareketin delisi çoktur” ve “Ülkücü gençler artık sokaklarda değiller. O durum 80 öncesinde kaldı” diyerek, büyük açık veriyor, itirafta bulunuyor.
Şimdiii…
Evlerinin önünde saldırıya uğrayanlar “gazeteciler”!
Hepsi de Ülkücü kökenli.
İlk kez bir Ülkücü kökenli siyasiye saldırı oluyor!
Ona da evinin önünde…
Neden?!
Yalçın’ın “Hareketin delisi” dediği Ülkücü gençlerin 1980 öncesinde sokağa dökülmelerini ve onları sokağa dökenleri, o yıllarda hareketin içinde olup da, şimdi başka siyasi kadrolar içinde yer alanların –Selçuk Özdağ gibi- anlatmalarını, onlar ve olaylar hakkında tek sözcük etmelerini istemiyorlar!
Karanlığın aydınlanmasından, her şeyin ortalığa serilmesinden korkuyorlar!
Bir de…
Selçuk Özdağ gibiler –örneğin, bir ara o esip gürleyen Yaşar Okuyan ortalarda yok! Nerelerdedir?! Gene sağlık sorunu mu var?! Yoksa tırstı mı, tırstırıldı mı?!- konuşurlarsa, şimdilerde yaşananlarla, 12 Eylül 1980 öncesi yaşananların benzerlikleri ortaya çıkacak diye ödleri kopuyor!
Buna, benzerliklerden esinlenerek, yapılacak “olacakların öngörüsü tedirginliği”ni de ekleyebiliriz.
Bu arada…
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün (16 Ocak 2021 Cumartesi) Karar TV’deki “Bu öldürme kastıyla yapılan bir eylemdir. Fiilen içinde silahlı vardır. Beş kişiden, ikisi silahlı. Selçuk Bey, geçmiş tecrübelerinden hareketle tedbirli davranmasaydı, bugün ‘geçmiş olsun’ açıklaması yapmaktan çekinler, ‘Kıymetli bir siyasetçiydi, çok üzüldük’ diye cenazesinde konuşuyor olacaklardı” biçimindeki sözlerine katılmıyorum.
Saldırı eylemindeki ana amaç “korkutmak”tı, “susturmak”tı; “öldürmek” değildi.
Ama Davutoğlu’nun “Türkiye ve Erdoğan, şu anda 28 Şubatçıların vesayeti altında. 28 Şubat’ta Türkiye’ye otoriter bir deli gömleği giydirmek isteyenler, şu anda Erdoğan’ı kuşatmış durumda. Erdoğan, maalesef geniş kitlelerin başörtüsünü desteğini 28 Şubat artıklarına havale ediyor” sözlerinin bitiminde yaptığı şu uyarısı, çağrısı ve saptaması, öngörüsü -eksik olmasına karşın- dikkat çekici:
“Sayın Erdoğan’ı buradan uyarıyorum, aklı başında herkesi uyarıyorum: Bundan sonraki ilk aşamada Erdoğan da tasfiye edilecek ve muhafazakarların bir daha başı dik dolaşamayacakları tarzda otoriter rejim kurulacak.” https://www.karar.com/gelecek-partisi-lideri-ahmet-davutoglu-karar-tvde-1601762
Yorum Yaz