Türk basının yüz akı gazeteci yazar Yılmaz Özdil, 5 Eylül 2025 Cuma günkü “Gürsel Tekin” https://www.sozcu.com.tr/gursel-tekin-p221624 başlıklı yazısını, dünkü (9 Eylül 2025 Salı) “İyi ki doğdun CHP” https://www.sozcu.com.tr/iyi-ki-dogdun-chp-p224761 başlıklı yazısıyla taçlandırdı.
Kutlarım.
İki yazıyı da okumanızı önermekle kalmayacağım, ısrarla isteyeceğim. Okuduğunuzda ikisindeki konu bütünlüğü, tamamlayıcılığı, içeriyi göreceksiniz.
Ben bugün 5 Eylül 2025 Cuma günkü “Gürsel Tekin” başlıklı yazının özellikle ilk üç paragrafına değineceğim.
Oraya geçmeden, belirtmeliyim ki, Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu 6 Eylül 2024 Cumartesi günü “Karşı Devrim ve Kırılma Noktaları” https://www.sozcu.com.tr/karsi-devrim-ve-kirilma-noktalari-p222882 çok güzel bir yazı yazdı.
Aynı gün saat 10.47’de X hesabımdan şu paylaşımı yaptım:
BABÜROĞLU’NUN YAZISINDAN DA ANLAŞILIYOR Kİ… TÜRKİYE “ÇOK PARTİLİ SİSTEM”E HAZIR DEĞİLDİ… AMA KARŞI DEVRİMCİLER, “KARŞI DEVRİM” İÇİN HER ŞEYLERİYLE HAZIRLARDI!.. AH İNÖNÜ!..
https://x.com/BakiKarakol/status/1964233893445304796
Özdil, “Gürsel Tekin” yazısının ilk üç paragrafında şöyle yazar:
// Recep Peker, CHP’nin ilk genel sekreteriydi, bizzat Atatürk tarafından genel sekreter yapılmıştı, kendisini o koltuğa oturtan Atatürk’le papaz oldu, partinin yönünü değiştirmeye kalktı, genel sekreterlik görevinden alındı.
Şükrü Kaya, CHP’nin ikinci genel sekreteri oldu, İsmet İnönü’ye gıcıktı, 9’u 5 geçe Atatürk öldü, 9’u 6 geçe, İsmet İnönü tarafından görevden alındı.
Refik Saydam CHP genel sekreteri oldu, bismillah, ilk iş parti tüzüğünü değiştirdi, “partinin değişmez genel başkanı ‘Atatürk’tür” ibaresini sildirdi, onun yerine “partinin değişmez genel başkanı İnönü’dür” yazdırdı. //
İlk paragrafta, Atatürk’ün, söz konusu CHP olunca, atadığı Genel Sekreteri, CHP’nin yönünü değiştirmeye yeltenmesiyle, zaman yitirmeden görevden aldığını; ikinci paragrafta, İsmet İnönü’nün, kendisine gıcık Genel Sekreteri, Atatürk yaşama gözlerini kapadıktan bir dakika sonra görevine son verdiğini; üçüncü paragrafta da, İsmet İnönü’nün, Genel Sekreter Saydam’ın parti tüzüğünde gerçekleştirdiği değişikliğe sessizliğini, tepkisizliğini okuduk.
İsmet İnönü’nün, “Atatürk kıskançlığı”nı,“Atatürk karşıtlığını, Atatürk’ün üzerinde özenle durduğu ve özenle de koruduğu CHP’sinin tüzüğüne, kendine sadık Genel Sekreter eliyle “partinin değişmez genel başkanı İnönü’dür” kaydını düşürülmesine suskun kalması nasıl bir kişilik, nasıl bir ve karakter yapına sahip olduğunu ikinci ve üçüncü paragraflarda görüyoruz.
Bu gerçeklerden, “bu İsmet İnönü”den haberimiz, bilgimiz yoktu!
Hep gizlendi, çarpıtıldı, unutturuldu!
Ama öne her keresinde bambaşka bir İsmet İnönü çıkarıldı!
“2’inci Adam” diye 3 ciltlik kitap yazıldı.
Parti tüzüğüne “Partinin değişmez lideri İnönü’dür” kaydının düşüldüğü andan itibaren, Atatürk’ün, üzerine titrediği değerler titrediği Cumhuriyet Halk Partisi, “Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmaktan çıktı; gerici, yobaz derebeyi toprak ağası kafalı, emperyalist İngiltere ve emperyalist ABD işbirlikçisi insanları bünyesinde barındıran “sağ”a kaydı.
İnönü CHP’si, Atatürk’e, Atatürk Türkiye’sine, halkına, devletine, demokratik laik Parlamenter Sistemi’ne, laik Cumhuriyet’ine, dışta emperyalistler, içte, sağ ve sağ uçtaki siyasiler, siyasi partiler kadar zarar verdi.
Atatürk’ten, Atatürk’ün düşüncelerinden, devrim ve ilkelerinden uzak, sağ, aşırı sağ düşüncelere yakın siyasalarla Türkiye bu günlere geldi.
Emperyalist ABD’nin “Bizim çocuklar” dedikleri generallerin 80 darbesi ortalarında kapattıkları siyasi partilerden olan, 1992’de yeniden açılan “CHP” de, hepten İnönü’nün CHP’si değildi, “Atatürk’ü siyasi malzeme” yapan, “güçlü olmayı başkalarının zayıflığında arayan” Deniz Baykal’ın CHP’siydi.
Şu aralar yaşananların insan öznesi, siyasi çıkarları uğruna karşı karşıya gelen Deniz Baykal CHP’sinin CHP’lileridir.
Biri diğerine “Ben daha CHP’liyim”, “Ben doğuştan CHP’liyim” diyor.
Diyen de, denilen de, Atatürk’ün CHP’sinin CHP’lileri değil!
Atatürk CHP’lisi olmak zordur!
En başta…
Yalancı olmayacaksın; önce kendine, sonra halkına, halklara yalan söylemeyeceksin; öz çıkarcı olmayacaksın, toplumsal çıkarı hep önceleyeceksin; kurucu lider Kemal Atatürk’ün düşünceleri ve partinin ilkeleri ışığında donanımlı, kararlı, örgütlü, en önemlisi de, Atatürk’ün, CHP’nin 1931’deki 3’üncü Olağan Kurultayı’nda“Partide bir yanlışı, bir eksikliği gördüğünüz zaman kayıtsız şartsız eleştireceksiniz. Yapılan herhangi bir yanlışa müsamaha göstermek, son derece yanlıştır; mahsuru faydasından büyük olur.” https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/zulal-kalkandelen/bunun-adi-totalitarizm-2432392* sözlerini yaşama geçireceksin; düşünecek, sorgulayacaksın; karşıtlarını çok iyi tanıyacaksın, neler yapıp yapmayacağını öngöreceksin vb.
Katıksız Atatürkçü’yüm, katıksız Atatürk CHP’lisiyim.
Yanardöner değilim.
Olmam, olmam da.
Olanlar, siyasi karşıtlarım eşdeğerindedir.
Nice G.T (Gürsel Tekin)’ler gördüm.
Vız geldiler, tırıs gittiler!
Değişmeyecek, bundan sonra da olacak!
*Cumhuriyet Gazetesi yazarı Zülal Kalkandelen’in 5 Eylül 2025 Cuma günlü “Bunun adı totalitarizm!” başlıklı yazısından
Yorum Yaz