Posts By :

bakikarakol

TAKVİM YAPRAKLARINDAN… BİR YARGIÇ ÖĞRETİSİ!..

150 150 bakikarakol

Aman Tanrım!

Toplum olarak, neler duyuyor, neler yaşıyoruz!

Ve…

Duyduklarımızdan, yaşadıklarımızdan darlanıyor, acılar çekiyoruz!

Toplumun bir ferdi olarak, hele ben!..

Kahroluyorum!

“Çürük”, “sürtük” sözcükleri, şekerimi, tansiyonumu yükseltti; sabah uyandım ki, sağ gözüm kan çanağı!

Gece uykuda tansiyonum yükselmiş!

Operatör Göz Doktoru Önder Kılıç, “İyi ki beyine pıhtı atmamış, gözde kanama yapmış” dedi, zaman yitirmeden Kardiyolojiye gitmemi önerdi.

Pazartesi (13 Haziran 2022) günü Kardiyolojide olacağım.

Ayrıca…

Kendinizi “duyarlı yurttaşı” olacaksınız…

Bir USA/ABD Doları, Türk Lirası karşısında, 16 TL 761 kuruş (geçerli, gerçek resmi kur değeri: 16 Milyon 761 bin TL) olacak…

Bir siyasi parti Genel Başkan Yardımcısı çıkacak, üç siyasi parti Genel Başkanının yaşamlarının tehlikede olduğunu, onlara suikast düzenleneceğini savlayacak (iddia edecek)

https://www.gercekgundem.com/siyaset/344261/ozdag-onemli-bilgiler-geldi-kilicdaroglu-aksener-ve-davutoglu-hedefte

Veee…

Bu ülkenin, bu halkın tek köklü partisi partim CHP’min başındaki, dünkü (7 Haziran 2022 Salı) grup konuşmasında, “muhafazakâr kadınlar”a seslendiğinde “… CHP eski CHP değil, siz de eski siz değilsiniz…” https://www.gercekgundem.com/siyaset/344271/kilicdaroglunun-hedefinde-ihaleler-var-bunlarla-helallesmeyecegiz-bunlarla-hesaplasacagiz  tümcesini edecek…

Duyarsız kalacaksınız!

Olası mı?!

D e ğ i l !

 

Neyse…

 

Yazımı, Saatli Maarif Takvimi’nin 26 Mayıs 2022 Perşembe ve 27 Mayıs 2022 Cuma günlü yapraklarının arkasındaki paylaşımlardan “ADALET VE EKMEK ÇALAN YAŞLI” başlığı altındaki anlatıyla sürdürüp tek sözcük yorum yapmadan bitireyim:

“Kanada’nın bir şehrinde ihtiyar bir adam ekmek çalmaktan tutuklanıp mahkemeye sevk edildi.

Yaşlı adam suçunu kabul etti ve yaptığı hayatı şöyle açıkladı:

-Çok acıkmıştım, neredeyse açlıktan ölecektim. Mecbur kaldım.

Hakim hemen kararı açıkladı:

-Sen hırsızlık yaptığını biliyorsun. Senin 10 dolar ödemene hükmediyorum. Bu parayı ödeyemeyeceğini bildiğim için, senin yerine ben ödeyeceğim.

Duruşma salonunda herkes susmuştu.

Hakim on dolar çıkardı ve ihtiyar adamın tazminatı olarak hazineye gönderilmesini istedi.

Hakim ardından ayağa kalktı ve salondakilere hitaben:

-Hepiniz suçlusunuz ve her biriniz on dolar ceza ödemelisiniz. Zira sizler öyle bir şehirde yaşıyorsunuz ki ihtiyar adam açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kalıyor.

Duruşma salonunda 480 dolar toplandı ve toplanan parayı hakim ihtiyar adama verdi.

Ve sözlerine şunu ekledi:

-Eğer medeni insanların yaşadığı bir şehirde böylesine fakir görürseniz bilin ki o şehrin yaşayanları da, çoğu yöneticileri de duyarsız ve hatalıdır.”

TÜRK ELERKİSİ KATİLİ “MENDERES” VE İKİ ARKADAŞI NEDEN İDAM EDİLDİLER?!.

150 150 bakikarakol

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, geçen hafta bugün (25 Mayıs 2022 Çarşamba), partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın sonlarına doğru, “Cuma günü, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümü. Hiç kuşkusuz ki darbeler, demokrasi tarihimizin kara lekeleridir” https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/meral-aksener-erdogani-tazmanya-canavarina-benzetti-7154660/ dedi, ekledi:

“Bir kez daha buradan, Demokrasi şehitlerimiz, merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarını saygı ve rahmetle anıyorum…”

 

Geçmişte, Kocaeli Üniversitesi‘nde İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı yapan  https://www.haberler.com/meral-aksener/biyografisi/ Akşener’den böyle bir tümceyi duyunca, uçuk “Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayışına, sezgisine) güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır” https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cahil-kesime-guveniyorum-diyen-profesor-yok-denetleme-kurulu-uyeligine-atandi-645718 tümceleri ve söyleyen “Prof. Dr.” unvanlı c a h i l “Bülent Arı”yı anımsadım!

 

C a h i l Arı’nın zırvaları çok tartışıldı, yerildi; üzerinde durmayacağım.

 

Kariyerinde “Kocaeli Üniversitesi’nde İnkılap Tarihi Bölümü Başkanlığı” olan Akşener’in, kendisinin ve partisinin siyaseti uğruna, tarihi gerçekleri çarpıtmasını, gerçeklerle örtüştüremedim!

 

Tarihçi Akşener, Menderes ve arkadaşları için “Demokrasi şehitlerimiz” nasıl derdi, diyebilirdi?!

 

Evet…

Askeri darbe yanlıştı, Menderes ve iki arkadaşı idam edilmemeliydi; Menderes liderliğindeki Demokrat Parti (DP) ve iktidarı, askeri darbeyle değil, seçimle son bulmalıydı; başta Başbakan Menderes, Milletvekilleri vb yargılanmalıydılar, hüküm giyip cezaevine konulmalıydılar, cezalarını çekmeliydiler!

Çünkü…

Düşman emperyalist ABD işbirlikçileriydiler!

Dünya lideri Kemal Atatürk ve demokratik, laik, Cumhuriyet karşıtı siyasalar (politikalar) izlediler!

Derebeyi/toprak ağası genlerinden, işbirlikçi yapılarından kaynaklanan özellerinden ve özelliklerinden ötürü zam, zulüm yaptılar!

Yanlılıkta, yandaşlıkta, kayırmacılıkta, dışlamakta vb sınır tanımadılar!

Faşizmlerini yurdun ücra yerlerinde bile uyguladılar!

Elerkimizi (demokrasimizi) katlettiler!

 

Menderes ve arkadaşları, elerki şehidi değil, elerki katilleridirler!

 

Bu tarihsel gerçeği, herkesten önce, en iyi bilmesi, söylemesi, anlatması gerekenlerden biri “tarihçi” kökenli siyasetçi Meral Akşener’dir!

 

Akşener, bununla, bu kadarla kalmamalı, DP’nin, DP siyasi kadrolarının, düşman emperyalist ABD’nin neden ve nasıl işbirlikçisi olduğunu, Türk siyasi yaşamına neden ve nasıl sokulduğunu, iktidara neden ve nasıl getirildiğini, on yıl iktidarda neden ve nasıl tutulduğunu, gene emperyalist düşman ABD tarafından askeri darbeyle neden yıkıldığını, Başbakan Adnan Menderes’in, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun, Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idama götürüldüğünü vb ayrıntılı anlatmalıydı!

Anlatmadı!

Anlatamaz da!

Çünkü:

Siyasada bunun için var!

 

Menderes’in ve iki Bakanın idamı, düşman emperyalist ABD’nin, Türkiye ve bölge üzerindeki çıkarlarına dayalı siyasaları yaşama geçirecek yeni işbirlikçi siyasi kadroların eline, yıllarca tepe tepe kullanacakları, oy’a dönüşecek, siyasi güç sağlayacak “malzeme” vermek içindi!

 

Bu gerçekleri bilmek Türk halkının hakkı!

Bunu, Akşener ve gibileri değil, gerçek Atatürkçü Tarihçiler yapacaklar!

Onları, böylesi ulusal ve kutsal görevlerinden ötürü selamlıyorum!..

KENDİNİZE GELİN, HADDİNİZİ BİLİN VE “KAÇACAKLAR” SAVI!..

150 150 bakikarakol

Sözcü Gazetesi’nden Deniz Zeyrek’in önceki günkü (23 Mayıs 2022 Pazartesi) “Hangi hata Kemal Bey?” https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/deniz-zeyrek/hangi-hata-kemal-bey-7150112/ başlıklı yazısı çok hoşuma gitti.

O başlığı ve yazısıyla benim de tepkimin hızını kesen Zeyrek’i kutlarım.

 

Partim CHP’min ne yazık ki başındaki “adı lazım değil”, 21 Mayıs 2022 Cumartesi günkü İstanbul Maltepe’deki görkemli mitingde gene pot üstüne pot kırdı. https://chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-maltepede-milletin-sesi-mitinginde-konustu

Meydanı dolduranlar ağırlıklı olarak CHP’lilerdi; onlara “Dostlarım” dedi!

Hangi siyasi parti Genel Başkanı, partililerine “Dostlarım” diye seslenir?!

Partili, dosttan öte, partilidir.

Mitingde “Dostlarım” seslenişi ile kimleri kastettiğini, biz gerçek, öz CHP’liler çok iyi biliyoruz ve “Dostlarım, biz birlikte oluyoruz ve birlikte iktidar oluyoruz. Ve ben iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim, ben neysem oyum. Nerede durduğumu biliyorsunuz ve bunu değiştirmek niyetinde değilim” tümceleriyle “dostları”na vermek istediği iletiyi (mesajı) çok iyi anlıyoruz!

Tümcesinden biri de “Kendi celladınızı seçmeyin”

Bu çok doğru tümceyi eden, partisinin celladı olmamalı!

Şu “Diyorlar ki, ‘Ama CHP’de geçmişte böyle yaptı, şöyle yaptı.’ Evet hatalar oldu ve evet biz bugün çok mükemmel bir parti iddiasında da değiliz” sözleri, bir “CHP celladı”nın edeceği sözler değil midir?!

Değilse, “Kendi celladınızı seçmeyin” tümcesinin sahibi, CHP karşıtlarının, CHP cellatlarının, CHP için söylediklerini bıraksın, “Evet hatalar oldu” sözüne açıklık getirsin ve sözünü kanıtlasın!

“Evet biz bugün çok mükemmel bir parti iddiasında da değiliz” ne demek?!

Genel Başkan olarak, ekibinizle birlikte “mükemmel” olamayabilirsiniz ama CHP için “mükemmel bir parti iddiasında değiliz” diyemezsiniz!

CHP “mükemmel” partidir, “mükemmel” olmayan siz ve ekibiniz!

Cumhurbaşkanlığı adaylığınız için, CHP karşıtı, CHP celladı kesilemez, “CHP Genel Başkanı” sıfatınız unutup CHP düşmanlarının ağzıyla konuşamazsınız!

Kendinize gelin, haddinizi bilin!..

 

“Adı lazım değil” dün de (24 Mayıs 2022 Salı) grup konuşmasında https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/son-dakika-chp-lideri-kirlenmis-burokratlara-seslendi-7153266/ çarpıcı savda bulundu, “Bir kaçış planının anatomisi”ni saat 22.00’da açıklayacağını belirtti.

Türkiye’yi ve sayısız ülkeyi ekrana kilitlemeyi başardı!

Vurguladığı saatte Türk ve dünya kamuoyunun karşısına çıktı; şimdilik, ellerindeki belgelerden yalnızca birini açıklayacağını söyledi.

Açıkladı.

(Pek uzun olmayan açıklamasını https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/kemal-kilicdaroglundan-carpici-iddia-iki-vakif-ismi-vererek-erdogana-cagri-yapti-7154114/ linkinden okuyabilir, videodan izleyebilirsiniz.)

Ayrıntıya girmeyeceğim.

Türk halkı, şu “kaçış olayı”na yabancı değil!

90’lı yıllarda Anavatan Partisi (ANAP), Doğru Yol Partisi (DYP) eski Genel Başkanı ve eski Başbakan Tansu Çiller’in yurtdışına kaçacağını uzunca bir süre dile getirdi gündemde tuttu; öyle ki Tansu Çiller, Amerika’daki mal varlığını Türkiye’ye getirip Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağının sözünü vermek zorunda kaldı, ama tutmadı!

O yıllardaki ANAP Genel Başkanı ve eski Başbakan merhum Mesut Yılmaz, siyasi rakibi Çiller’in yurtdışına kaçacağını, yurtdışındaki mal varlığını ve bağış sözünü yerine getirmemesini gündemden düşürmedi.

Aradan 30 yıla yakın süreç geçti; kişiler değişti ama aynı konu Türkiye’nin gündeminde!

“Yaklaşık 30 yıl öce de ‘kaçış’ olmadı, bugün de olmayacak” diye düşünüyorum.

“Para kaçırma” geçmişteki gibi bugün de belgelense, gereği yapılmayacak mı ki?!

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı’nın “kaçmak” bir yana, Türkiye’de kalıp özellikle “kaçma” savının sahibiyle çok fena kapışacağı öngörüsündeyim.

(Zaten dün geceden itibaren AKP, MHP cephesinden “veryansın” başladı.)

Benim derdim, iki siyasi arasındaki siyasi kavga değil, sevdalısı olduğum ülkemin siyasileri arasındaki, ulusa ve bölgeye ciddi zararlar veren, düşman emperyalistlere ise yarayan “siyasi kavgalar”ın kökten bitmesidir!..

ÜÇ AY ARADAN SONRA, MERHABA…

150 150 bakikarakol

Doktor dostumun bilgilendirmesi ve yönlendirmesi doğrultusunda, 18 Şubat 2022 Cuma günlü AKP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARINA NE, NELER OLUYOR?!. https://bakikarakol.com/akpli-belediye-baskanlarina-ne-neler-oluyor/ başlıklı yazımla, yazılarıma ara verdim.

Bugün (18 Mayıs 2022 Çarşamba) tam üç ay oldu.

 

Dün akşam saatlerinde doktor dostum beni fena haşladı:

“Seninle anlaşmıştık: Twitter’dan ve Facebook’tan siyasi ağırlıklı paylaşımlarda pek az bulunacaktın. Ne yaptın? Sağlığını ciddi biçimde olumsuz etkileyen siyasi ağırlıklı konularda paylaşımlarda bulundun. Sağlığını neden riske edersin?! Yaşamak mı istemiyorsun?! Söyle bilelim. Yaşamak istiyorsan; içinde daralma yapan, kalbini sıkıştıran, nefes almanı güçleştiren,  halsizleşmene neden olan, çığırından çıkmış iç-dış siyasi konulardan ve üzüntü veren olayları izlemekten, hukukun katledilmesinden, yargının siyasallaşıp inanırlığını ve güvenirliğini yitirmesinden, işsizliğin, açlığın, sefaletin bütün yurdu kasıp kavurmasından vb vb uzak duracaktın. Durmadın. Durmalısın. ‘Duyarsız ol’ demiyorum; duyarlılığının, sağlığını bozmasına, yaşamına mal olmasına izin verme. Önümüzdeki üç ayla bir yıl arası bunu başarmalısın. Ondan sonra değerlendirme yapar, yeni yol haritamızı belirleriz…”

 

Doktor dostuma, vurgulananlar konusunda çok daha dikkatli, duyarlı olacağıma, özellikle siyasanın sağlığımı bozmasına, yaşamıma mal olmasına izin vermeyeceğime söz verdim.

Çünkü…

Siyasa benim olmazsa olmazım, yaşamımın parçası, onsuz olamam; olursam, biterim.

Üç aylık süreçte bu gerçeği, daha doğrusu bu gerçeğimi gördüm.

 

Doktor dostum anlayışla karşıladı; siyasanın, sağlımı bozmasına, yaşamıma mal olmasına izin vermemek koşuluyla, ikinci üç aylık süreçte, hafta bir gün köşe yazısı yazmama izin verdi; gözünün de üzerimde olacağını sözlerine ekledi.

 

Evet, kıymetli okurlarım, sözümü tutacağım; sağlığım ve yaşamım söz konusu.

 

Yazılarımı Çarşamba günleri yazacağım; elimden geldiğince de kısa tutacağım.

 

Üç ay aradan sonra, MERHABA…  

B İ L G İ L E N D İ R M E . . .

150 150 bakikarakol

Kıymetli okur;

Bugün, günlük yazı yazmayalı tam iki ay oldu.

Bu kararı, doktor dostumun bilgilendirmeleri doğrultusunda aldığımı, 13 Mart 2022 Çarşamba günlü 1 MART 2022 SALI GÜNLÜ TWİTTERIM https://twitter.com/BakiKarakol/status/1498430901490966536

https://bakikarakol.com/1-mart-2022-sali-gunlu-twitterim/ paylaşımımla bilginize sunmuştum.

Bugün de; gene, doktor dostumun bilgisi ışığında bu kısa yazımı yazdım.

Şimdi iyiyim; bir ay sonra daha iyi olacağım.

Böylece, üç aylık süreci tamamlayacağım.

Bir ay sonraki süreçten sonra günlük yazmayacağım, haftada bir gün –Salı veya Çarşamba- yazacağım; çok sık olmamak kaydıyla, Twitter’da, Facebook’ta paylaşımlarda bulunacağım ve siyasi konulara ara ara gireceğim.

Bunun da süreci en az üç ile bir yıl arası…

Facebook’ta ve Twıtter’da, sağlık dileklerinde bulunan siz okurlarıma tek tek içten teşekkür ederim.

Var olun, sağ olun.

Sevgi ve saygılarımla…

1 MART 2022 SALI GÜNLÜ TWİTTERIM

150 150 bakikarakol

KIYMETLİ OKUR, CİDDİ RAHATSIZLIĞIMDAN ÖTÜRÜ YAZAMIYORUM.

GÜNLÜK YAZILARIMA NE ZAMAN BAŞLAYACAĞIMI BİLMİYORUM.

DOKTOR DOSTUMUN BİLGİLDENDİRMESİYLE HAREKET EDECEĞİM; BİR SÜRE YAZMAKTAN, BİLGİSİYARDAN, İNTERNETTEN, TWİTTERDAN, FACEBOKTAN, CEP TELEFONUNDAN UZAK DURACAĞIM.

BİLGİNİZE…

https://twitter.com/BakiKarakol/status/1498430901490966536

AKP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARINA NE, NELER OLUYOR?!.

150 150 bakikarakol

4 Şubat 2022 Cuma günü Kocaeli yerel basınında ve ulusal basınımızda bir haber yer aldı.

Örneğin:

www.yenicaggazetesi.com.tr’de çıkan “Cumhuriyetin kuruluşunu hedef alan AKP’li başkandan skandal sözler: Yüz yıllık hesaplaşma olacak”

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/cumhuriyetin-kurulusunu-hedef-alan-akpli-kocaeli-buyuksehir-belediye-baskani-tahir-buyukakindan-skandal-sozler-yuz-yillik-hesaplasma-olacak-506835h.htm başlıklı habere göre, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Tahir Büyükakın, Çayırova’da düzenlenen “Yerel Yönetimler Danışma Toplantısı”nda konuşuyor.

“Geçmişte televizyonlarda açıkoturumlar yapılırdı. Bir tanesinde rahmetli Erbakan hoca, yapacaklarını sıraladıktan sonra Mesut Yılmaz, ‘Bunları nereden yapacaksın? Kaynağı nereden bulacaksın?’ diye sordu. Erbakan hocamız da ‘Heyhat! At sahibine göre kişner’ diyerek yanıt verdi” diyor, ekliyor:

“Evet, at sahibine göre kişner… Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve vizyonuyla memleketimiz kalkınıyor. Hem bölgesinde, yakın ve uzak coğrafyasında oyun kurmaya, kurulan oyunları da bozmaya başladı.”

Ardından “2023’te yüz yıllık hesaplaşma olacak” sözünü ve “İşte o hesaplaşmada Cumhurbaşkanımızın yanında yer alacak mısınız?” sorusunu soruyor.

Yoğun tepki alınca, “Sözlerim çarpıtıldı” diye açıklama yapan AKP’li Başkan Büyükakın’a sormak isterim:

“At” kim, “sahibi” kim?

Benzetmenin hoş olmadığınızın ayırtında mısınız?!

Böyle hep ayırtında olmadığınız sözler eden siyasetçi misiniz?!

“2023’te yüz yıllık hesaplaşma olacak” sözünüz de, ayırtında olmadığınız sözlerden mi?

Bu soruma “Evet” diye yanıt vermeye kalkmayınız!

Kalkarsanız, kendi tümceniz “İşte o hesaplaşmada Cumhurbaşkanımızın yanında yer alacak mısınız?” sizi yalanlar!

Ayrıca…

Bu tümcenizle, “liderinizi ele verdiğinizin ayırtında mısınız?!”

Bay Başkan, 2023’e ne kaldı!

Sabırlı olunuz!

2023’te “yüz yıllık hesaplaşma”yı buyurun yapınız, görelim!

 

Anlamadım gitti…

AKP’li Belediye Başkanlarına ne, neler oluyor?!

Hele de Kocaeli’ndekilere?!

Dün de…

Başiskele Belediye Başkanı AKP’li Yasin Özlü, partisinin “İlçe Danışma Toplantısı”ndaki sözleri basında haber oldu.  

Örneğin:

www.cumhuriyet.com.tr’de yayınlanan AKP’li Yasin Özlü CHP’yi hedef aldı: Böyle bir liderleri olsa Atatürk’ün heykellerini yıkarlar” https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/akpli-yasin-ozlu-chpyi-hedef-aldi-boyle-bir-liderleri-olsa-ataturkun-heykellerini-yikarlar-1908680 başlıklı haberde AKP’li Başkan Özlü konuşmasında “Vallahi iyi ki Erdoğan gibi bir liderin izindeyiz. Ya CHP’li olsaydık, Allah korusun. Bakın Erdoğan öyle bir lider ki… Bu CHP’liler var ya bu CHP’liler, eğer Erdoğan gibi bir liderleri olsa Atatürk’ün bütün heykellerini yıkarlar. Paralardan Atatürk resmini kaldırırlar, giderler onun heykelini dikerler” sözlerini ediyor.

Bak Başkan…

Liderinizi sevebilirsiniz, onun izinde olabilirsiniz.

Ama…

Tanımadığınız liderler hakkında “hüküm” vermeniz, hiç etik değil!

İyi ki CHP’li değilsiniz!

CHP’yi, CHP’lileri sizden, sizin gibilerinden Allah korumuş!

Dünya lideri Kemal Atatürk’ü, O’nun kendi düşünceleri, kendi elleriyle mayaladığı Cumhuriyet Halk Partisi’ni, O’nun izinde, O’nun partisi “CHP”de toplanan CHP’lileri tanıyor olsaydınız; hiçbir liderin, Kemal Atatürk’ümüz gibi olamayacağını, Kemal Atatürk’ümüzden başkasına “lider” veya “liderimiz” demeyeceğimizi; hiçbir zaman ve hiçbir koşulda “ebedi liderimiz”in heykellerini asla yıkmayacağımızı, paralarımızdan resmini asla kaldırmayacağımızı, başkasının heykelini asla dikmeyeceğimizi b i l i r d i n i z !

Bilmediğiniz için saçmalamış, kendi yaptıklarınızdan esinlenerek bizim de yapabileceğimizin hayalinde kendinizi avutmuş, bu kadarla kalmamış kendinizi inandırmış, “iftira atacak” noktaya gelmişsiniz!

Yazık!..

MERAL AKŞENER: “O SANDIK GELDİĞİNDE KÖTÜLER GİDECEK, İYİLER GELECEK”!..

150 150 bakikarakol

İzlememiş, dinlememiş, okumamış olabileceğiniz düşüncesiyle, hoşgörünüze sığınarak, bugün köşemi, Meral Akşener’in, partisi İyi Parti’nin dünkü Grup toplantısındaki konuşmasından özetle alıntıladığım kimi sözlerine bırakacağım:

 

// 6 siyasi parti liderinin, memleket meseleleri için, bir araya gelmesi önemlidir. Bu toplantı nedeniyle, Cumhur ittifakının bileşenlerini, bir garip rahatsızlık almış gibi gözükse de; biz İyi Parti olarak, bu toplantıyı önemli bir başlangıç olarak görüyoruz.

 

Son günlerde, hata üstüne hata yapan, beceriksizlikte adeta bir ekol haline gelen ve artık vadesini, ziyadesiyle doldurmuş bir iktidarın son çırpınışlarını izliyoruz. Her sıkıştığında, yalana, hamasete ve kutuplaştırmaya sığınan, Ak Parti iktidarının, artık elinde, hiçbir bahanesinin kalmadığını biliyoruz. Artık, takke yerlerde gezerken, tüm cesametiyle ortaya çıkan keli, çok net biçimde görüyoruz.

 

Yıllardır milletimize anlattıkları masallar, tutmadıkları sözler, beceremedikleri vaatler, artık gün gibi ortaya çıktı. Yalanların son kullanma tarihi geçti. Yalancılar için, artık yatsı vakti geldi.

 

Sayın Erdoğan hâlâ 2016 yılındaki sözlerini tekrar ediyor. Gerçekler ortadayken, hâlâ utanmadan çıkıp, yastık altı diyor. Bu sefer de, kur korumalı döviz hesaplarıyla, milletimize, dövizi ve altını bozdurma çağrısı yapıyor. Yahu insan biraz utanır… Hiç değilse, yüzü kızarır. Devletin tüm kaynaklarını tükettiniz. Merkez Bankası’nın tüm rezervlerini erittiniz.

Hâlâ milletimizin kenardaki birikimine, kadınların bileziklerine, takılarına göz dikiyorsunuz. Yazıklar olsun.

 

Sayın Erdoğan madem öyle; o zaman, sana bir sorum olacak: Madem milletimize, “Döviz ve altınlarınızı bozdurun.” çağrısı yapacaktın. O zaman, sen ve damadın, hazineyi, neden döviz ve altınla borçlandırdınız? Madem kenara döviz koymak, kötü bir şeydi, o zaman, yandaşlarınıza, neden dövizle gelir garantisi verdiniz? Bak, seni şimdiden uyarıyorum: Şayet, milletimizden topladığın altınlarla yine yandaşlarının cebini doldurmanın peşindeysen, hiç kusura bakma, bu defa başaramayacaksın. Bu cefakar millete, aynı kazığı bir defa daha atamayacaksın. Bunu böyle bilesin.

 

1 Ocak itibariyle, yüzde 125 zamlı, elektrik faturalarıyla karşılaştık. Sadece, kışın ortasında yapılan bu zamlar bile, iktidardakilerin gitmesi için, yeterli bir sebeptir.

 

İlginçtir; sanki zamların sorumlusu kendisi değilmiş gibi, Sayın Erdoğan da isyanda…

İşi gücü bırakmış, muhalefeti, “yaygaracı” diye suçlamakla meşgul.

Zamları ben mi yaptım kardeşim? Yahu çık, gez, gör. Tutan mı var?

Madem bize inanmıyorsun, cesaretin varsa, vatandaşın içine kendin çık.

 

Tüm bu zam furyası ve elektrik-doğalgaz faturası terörü sürerken, anı yaşamaya meraklı bir Cumhurbaşkanı varken, enflasyonla mücadele asla mümkün olmaz.

 

Aklı ve bilimi reddeden Sayın Erdoğan, ekonomistlerden sonra, şimdi de, Edison’u mezarında ters döndürmeye karar verdi. Biliyorsunuz kendisi, geçtiğimiz günlerde, Ak Parti iktidarından önce, hayatımızda sadece, mum ve gaz lambası olduğunu iddia etti.

 

Sayın Erdoğan; Sen duymak, görmek, bilmek istemesen de, biz milletimizin sesi olmaya, hakkını korumaya ve daima hakikati konuşmaya devam edeceğiz.

 

Enerji gibi, uzmanlık ve tecrübe isteyen bir alanda, marketçiden, manifaturacıdan, hafriyatçıdan, damattan, büyük oyuncu yaratmak isteyen vizyonun mimarı Sayın Erdoğan, nam-ı diğer Bay Kriz, dokunduğu her alanda olduğu gibi, enerjide yaşadığımız krizin de esas sorumlusudur.

 

Bugün yaşadığımız enerji krizi ve fahiş elektrik faturalarının sebebi, İran’ın her yıl olduğu gibi, doğalgazı kesmesi, küresel enerji fiyatları, veya kış şartları değildir. Sayın Erdoğan sebep, yaşadığımız enerji krizi sonuçtur.

 

Milletimizi içine hapsedildiği derin yoksulluktan, kurumlarımızı içine hapsedildiği liyakatsizlikten, bürokrasimizi içine hapsedildiği ciddiyetsizlikten, devletimizi içine hapsedildiği krizler sarmalından çıkarmak için ilk önce bu ucube sistemden kurtulacağız. Bu kadar basit.

O sandık geldiğinde kötüler gidecek, iyiler gelecek… //

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/iyi-parti-lideri-meral-aksenerden-akpye-yaylim-atesi-yastik-altindaki-altinlar-icin-iktidara-sert-sozler-510776h.htm

DEVLET BAHÇELİ’DEN “VAKİT EMPATİ YAPMA, ERDEMLİ HAREKET ETME VAKTİDİR” SÖZÜNÜ DUYMAK!..

150 150 bakikarakol

Dün Salı’ydı; HDP’nin, MHP’nin ve CHP’nin grup günüydü, yarın da –yaparlarsa- İyi Parti ile AKP’nin grup günü.

 

“Bilinmesini özellikle isterim ki, ne kadar geriye bakarsak o kadar uzak geleceği görebileceğimizin her zaman idrakinde olduk. Dışımız milletle, içimiz de hamd olsun Allah’la beraberdir. Düğüm içindeki düğümleri çöze çöze, karanlık içine gizlenmiş aydınlığı çıkara çıkara hızımıza hız, gücümüze güç, heyecanımıza heyecan katıyoruz” http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4956/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_15_Subat.html sözlerini de eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasındaki kimi sözlerine değineceğim.

 

Bahçeli “Milliyetçi Hareket Partisi A’dan Z’ye çelik gibidir, gelişmelerin önündedir, iç ve dış gündeme de hâkimdir” tümcesiyle bana göre Cumhur İttifakı, Cumhur İttifakı İktidarı ortaklarına ve Türk halkına ve de dünyaya “Güç, bende ve yönetimimdeki partim MHP’de” diyor.

 

Şu “Rusya-Ukrayna arasında çıkacak bir savaşın en fazla mağduru olacak, muhtemel badirelere en çok maruz kalacak ülke Türkiye’dir” çok doğru sözüyle Bahçeli, “Bugün döviz kuru artınca fiyat etiketlerini gecikmeksizin kabartanlar, döviz kuru indiğinde aynı ihtimam ve iradeyi göstermemişlerdir” diyerek, suçluyu başka yerlerde aramaya kalkerken, Dünden itibaren, etten peynire, çaydan kahveye, şekerden yemeklik yağlara, meyveden sebzeye, bakliyattan makarnaya, balıktan pirince varıncaya kadar temel gıdaların fiyatları yüzde 7 ucuzlamıştır” tümcesiyle, ucuzlamanın olmadığından habersizliğini açığa vuruyor ve “Bu ürünlerin enflasyon sepetinde ciddi bir ağırlığı olduğu malumlarınızdır” sözü ardından, ittifak ve ittifak iktidarı ortağı AKP’ye “talimat” yağdırıyor ve “ayar” çekiyor:

Fiyat etiketlerini vatandaşlarımız lehine düzeltmeyenler hakkında gerekli adli ve idari takibat yapılmalı, en ağır cezalar uygulanmalıdır. Vakit empati yapma, erdemli hareket etme vaktidir.

Enflasyonla savaş milli seferberlik ruhunun refakatinde geniş bir katılımla icra ve idame edilmelidir. Hiçbir şart altında vatandaşlarımızın enflasyona ezdirilmesine tahammül edemeyiz, buna seyirci kalamayız. Hayat pahalılığının yükü altında tek bir insanımızın yaşamasına göz yumamayız, böylesi bir haksızlığı kabul ve tasvip edemeyiz. Yüksek elektrik ve doğal gaz faturaları ile artan gıda fiyatlarının insanımızın umutlarına gölge düşürmesine, ısınmalarına ve beslenmelerine ket vurmasına sessiz duramayız.

Bize göre makul sızlanmalara, meşru yakınmalara, haklı taleplere şüphesiz kulak verilmelidir. Bilhassa elektrik ve doğal gaz fiyatlarının yıkıcı artışlarının önüne geçmek zorundayız.

 

Bahçeli, ortağı AKP’yi “Milletimiz ne istiyorsa onun yanında duracağız. Milletimiz neyden şikâyet ediyorsa onun karşısında yerimizi alacağız. Son günlerde elektrik faturalarındaki yüksek tutarlar vatandaşlarımızı, bildiğiniz üzere çok fazla rahatsız etmiş, sanayi tesislerimiz, özel sektör kurum ve kuruluşlarımız da bu rahatsızlığa ortak olmuşlardır. Bazı hususların aydınlığa kavuşturulmasında geldiğimiz bu aşamada yarar görülmektedir.

Elektriğin satan dağıtım şirketleri olmayıp görevli tedarik şirketlerdir. Görevli tedarik şirketlerinin tarifeleri ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından belirlenmektedir. Ve bu kurul tarife düzenlemesini yeni baştan ele almalıdır. Bu gerçeğin hilafına görevli ve yüklenici şirketlerin elektrik faturalarına zam yapması mümkün değildir. Yetersiz ve niteliksiz personel çalıştırılması, bakım işlemlerinin zamanında yapılmaması, özellikle kırsal alanda oluşan elektrik arızalarına belirli bir arıza sayısına ulaşmadan veya arızanın üzerinden belli bir gün geçmeden müdahale edilmemesi gözümüze çarpan bazı aksaklıklardır. Isparta’da yaşanan elektrik kesintilerinin asıl sebepleri burada aranmalıdır. 31 Mart 2021 tarihinde, dağıtım şirketlerinin mali konuları, satış ve satın alma işlemlerine ilişkin TEDAŞ’a ait olan denetim yetkisi kaldırılmış, EPDK’ya devredilmiştir. Bize göre bu denetim yetkisi TEDAŞ’a tekraren verilmelidir. 2036 yılında kamuya dönecek olan dağıtım şirketlerinin içinin boşaltılmasına da müsaade edilmemelidir. Kanaatimizce elektrik dağıtımının devlet eliyle, perakende elektrik faaliyetlerinin de özel sektör kanalıyla yapılması, ilaveten elektriğin üzerindeki vergi yükünün azaltılması maruz kaldığımız sorunları hafifletecektir. Elektriğin hem üretimi, hem iletimi, hem de dağıtımı milli ve stratejik bir konudur. Bu itibarla elektriğin üretiminden dağıtımına kadar her aşama kararlılıkla, hukuk sınırları içinde, milli çıkarlara müzahir şekilde, vatandaşımızın refahı ve kesintisiz aydınlanma beklentisi gözetilerek takip edilmelidir. İnsanlarımızı elektrik faturalarının ablukasından çekip çıkarmak siyaset kurumunun ortak mükellefiyetidirsözleriyle uyaruyor.

 

Bahçeli “CHP Genel Başkanı’nın ‘fatura ödemeyeceğim’ sözü ise yasa dışı bir eylemin, sivil itaatsizlik kılıflı bir isyan teşebbüsünün, siyasi bir hezeyanın mahsulüdür” tümcesi bitiminde “Ödemezse sonucu bellidir, elektriği derhal kesilmelidir” * diyor, ekliyor:

“Kılıçdaroğlu’nun fatura ödemem çıkışı bir protesto değil, bayağı bir provokasyondur. CHP’nin iç kargaşaya oynadığı, devletle milleti karşı karşıya getirmek için sipariş projelere taşeronluk yaptığı artık inkar edilemez bir rezalet halidir.”

 

Partim CHP’min ne yazık ki başındaki “adı lazım değil”i “Yeni adımlar atacağından bahsetmişsin, bilmelisin ki, layık olduğun cevabı da hemen alırsın” tümcesiyle; Elektrik faturaları üzerinden tezvirat çarkı çeviren, tahrik kampanyası kurgulayan CHP’nin başını çektiği zillet ittifakı önüne koyulacak demokratik faturayı muhakkak ödeyecektir” tümcesiyle de “Millet İttifakı”“tehdit” ediyor.

 

Dış politikada çıtları çıkmaz, esamileri okunmaz. Yunanistan, Ege ve Akdeniz’de mütecaviz tutumunu genişletirken, gayri askeri statüdeki adaları ihlal üstüne ihlal ederken, bir CHP’linin veya her herhangi bir ittifak ortağının milli bir duruşla itiraz ettiği görülmemiştir” sözleriyle yergi adresi yanlışlığı yapan Bahçeli Zillet ittifakı akşam yatıyor ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ diyor, sabah kalkıyor aynı ezberi tekrarlıyor. Bildikleri bir şey yok, yapacakları bir şey yok, cumhurbaşkanı adayları yok, stratejik hedefleri yok, politikaları yok, geleceğe dair en ufak bir hazırlıkları yok. Günlerce bir masa etrafında nasıl konuşlanacaklarını tartıştılar. Oturma düzeninin nasıl olacağını konuştular. Sonunda da güç bela, zorlaya zorlaya 12 Şubat akşamı Ahlatlıbel’de altı sandalyeli bir masanın çevresinde 6+1 formatında buluştular. Yeni bir şey söylemekten, ortak bir siyasi program ve gelecek hikayesi üretme becerisinden mahrumiyetlerinin ileri düzeyde olduğu bir kez daha anlaşılmış, açığa çıkmıştır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçme amacından başka hiçbir müşterek noktası olmayan görünüşte altı, gerçekte yedi partinin bir siyasi dağılma içinde oldukları yeniden belli olmuştur. Zillet ittifakı havlu atmıştır. Boşuna uğraşmıştır. Boş yere zaman tüketmiştir. Ahlatlıbel’de 5,5 saatlik bir görüşmenin ardından yapılan ortak açıklamada yeni ve dişe dokunur hiçbir şey yoktur. Zillet ittifakı şunu aklından çıkarmasın, erteye kalan sona kalır, sona kalan dona kalır. Bunlara ne söylesek yararsız ve sonuçsuzdur; çünkü kimine sivrisinek saz, kimine de davul zurna azdır. Henüz ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e nasıl geçeceklerinin planlamasını dahi yapamamışlar, bunu da ortak açıklamada itiraf etmişlerdir. Üstelik geçiş sürecinin yol haritası üzerinde çalışacaklarına da vurgu yapmışlardır. Bugüne kadar birbirinize ziyaretler yapıyordunuz. Her hafta zillet günleri düzenliyordunuz. Hiç mi dersinize çalışmadınız? Hiç mi hazırlık yapmadınız?” biçiminde konuşuyor ve sözlerini; izleyenleri, dinleyenleri, okuyanları gülümseten şu tümcelerle bitiriyor:

“Türkiye zaten demokrasi ile yönetilen bir ülkedir. Kaldı ki, ülkemizde yaşayan herkes eşit ve özgür vatandaştır. Bize göre de herkes eşittir Türkiye’dir. Türkiye’de eşitliğin ihlal edildiği ne zaman görülmüştür? Türkiye’de fikir, düşünce, ifade ve siyasi özgürlüklerin önü ne zaman kesilmiştir? Yarınının Türkiye’sini konuşuyorken, bugünün Türkiye’sini nereye koyacaklar? Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle ilgili mutabakat metnini de 28 Şubat 2022 tarihinde açıklayacaklarmış. Vesayete beşinci kol faaliyetiyle hizmet eden zillet ittifakının, 28 Şubat’a gün vermesi elbette tesadüfi değildir, su aka aka yatağını bulmuş, zillet koalisyonu tarafını deşifre etmiştir. Bu ittifak içten içe çürümüş, çözülmüş, çökmüştür. Onlar 28 Şubat 2022’ye hazırlansınlar, biz 29 Ekim 2023’e hazırlık yapacağız. Bizim masamız yuvarlak değil, köşelidir. Bunların altısını toplasınız bir etmez, ama bizim cumhur duruşumuz dünyaya en güçlü cevaptır, dünyayı Türkçe okuyuştur, diriliş ve yükseliş özlemlerinin kuvveden fiile geçmesidir.

 

Siyasi konuşmalarının tamamında “nalına da, mıhına da vuranDevlet Bahçeli’den “Vakit empati yapma, erdemli hareket etme vaktidir” sözünü ve “gülümseten sözler”ini duyunca, “Şaşırmadım” diyemem!..

 

* https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/devlet-bahceliye-resmi-gazete-engeli-kemal-kilicdaroglunun-elektrigi-derhal-kesilemeyecek-1908250?utm_medium=Slider%20Haber&utm_source=Cumhuriyet%20Anasayfa&utm_campaign=Slider%20Haber

AKP GRUP BAŞKANVEKİLİ MAHİR ÜNAL “DEVLET”İ VE “İKTİDAR”I BİLSEYDİ, “KENDİLERİNİ DEVLET” BELLEMEZDİ!..

150 150 bakikarakol

AKP, İstanbul ve Ankara gibi Büyükşehir Belediyeleri, 31 Mart 2019 Yerel Seçimler’inde CHP’ye kaptırıp “devasa akar”dan olduktan kısa bir süre sonra küçükten başlayan, giderek büyüyen zammın gelmediği mal, ürün vb kalmadı.

Elektrik, doğalgaz zamları, zamların tuzu, biberi oldu.

 

İlk başlarda tepkilerini sözlü dile getiren bu yurdun insanları peş peşe sokağa döküldüler, zamları protesto ettiler, zamların geri çekilmesini istediler.  https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/akpnin-kalesi-konyada-vatandaslar-isyan-etti-yalana-gerek-yok-gecinemiyoruz-6948075/

 

İktidar, vatandaşların tepkilerine kulak tıkarken, muhalefet, vatandaşların yanında yer aldı, sesi kulağı oldu.

 

Cumhur İttifakı İktidarı’nın başı AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, 11 Şubat 2022 Cuma günü Cuma namazı çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Zamlar ve zamların protestolarıyla ilgili soruya yanıtı “Muhalefetin spekülatif, elektrik ve doğalgaz konusundaki gayretlerini de boşa çıkarmak gerekiyor. Muhalefetin ‘ y a y g a r a ’sını kopardığı gibi bir durum söz konusu değil. Batıda şu anda elektrik fiyatları, doğalgaz fiyatları nerelerde, bizde ise biz vatandaşımızı rahatlatabilmek için elimizden gelen her türlü indirimi uyguladık ve uygulamaya devam ediyoruz. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz” https://www.gercekgundem.com/siyaset/326089/erdogan-elektrik-ve-dogalgazda-muhalefetin-yaygarasini-kopardigi-gibi-bir-durum-soz-konusu-degil?utm_source=share-twitter  oldu.

 

2 gün sonra (13 Şubat 2022 Pazar)…

https://www.mahirunal.com/ozgecmis linkinden özgeçmişini okuyacağınız Kahramanmaraş AKP Milletvekili, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, www.abcgazetesi.com internet gazetesinin saat 14.00’da yayına koyduğu “Mahir Ünal: Elektrik zamlarını devlet yapmadı” https://abcgazetesi.com/mahir-unal-elektrik-zamlarini-devlet-yapmadi-418429 başlıklı haberine göre, tv100 kanalında canlı yayınlanan “Pazar Siyasesi” programında Pınar Işık Ardor’un gündeme ilişkin sorularından birine verdiği yanıtta “Pandeminin başından itibaren doğalgaza ve elektriğe sübvanse getirdik. Doğalgazın %75’ini, elektriğin %50’sini yaklaşık 2 yıl boyunca devlet sübvanse etti. Almanya elektrik ve doğalgazda sübvanseye gitmedi ama biz yaklaşık 165 milyarlık sübvanse oluşturduk” diyordu, şöyle sürdürüyordu:

“Bu zamları devlet yapmıyor. Uluslararası piyasalardan gelen zamlar bir süredir yansıtılmaya başlandı. Bunun karşılığında ne yaptık. Asgari ücrette yüzde 50’ye varan bir artış yaptık. Yaşadığımız sorunlar pandemiden ve küresel anlamdaki ekonomik daralmadan kaynaklı bir durum. Bugün hiper enflasyon ABD’nin yaşadığı bir sorun değil mi?

Amerika’da yüzde 7’lere ulaşmış durumda enflasyon. Bütün dünya enflasyonla boğuşuyor.

Enerji Bakanımızın görüşmeleri ve çalışmaları var. Hazine ve Maliye Bakanımız bir paket açıkladı. Önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulun’da bu konu gündeme gelecek ve sanıyorum bu konuda bir açıklama yapılacak. Hükümet ve devlet milletin yanındadır.”

 

Acı acı gülümsedim!

 

Anladım ki, Kahramanmaraş AKP Milletvekili ve AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “devlet”i bilmiyor, bilmediği gibi, bilinçlice, iktidar partisi olarak, kendilerini “devlet”in yerine koyuyordu, “devlet” olarak tanımlıyordu!

 

Ünal, orada duracaktı!

 

İlkin…

“Devlet”in ve “iktidar”ın ne olduğunu, iktidardaki siyasi partinin “devlet” değil, devletin işlerini yürüten, organize eden görevlisi olduğunu öğrensin!

Sonra da…

İktidardalar diye kendilerini “devlet” bellemesin!

 

Evet…

AKP’li Mahir Ünal’ın “Zamları devlet yapmıyor” sözünü doğru buluyorum.

Ama…

“Zamları, devlet görevlisi, iktidarımız yaptı” demesini beklerdim.

 

AKP’li Ünal demedi.

Demediği için yerdim, yeriyorum.

 

Deseydi…

AKP’li Ünal’ı alkışlardım…