Posts By :

bakikarakol

ÖZGEÇMİŞİNE YAKIŞIR SÖZLER ETMEYEN MİLLETVEKİLİ!..

150 150 bakikarakol

// 7 Kasım 1958’de Kırşehir Kartalkaya köyünde doğar.

Eğitimci, Sendikacı, siyasetçidir.

1979’da “Eğitim Enstitüsü Sınıf Öğretmenliği”ni bitirir, öğretmenliye başlar, “Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği’ne (TÖB-DER‘e” üye olur.

12 Eylül faşist askeri darbeden sonra, Sivas Divriği Bahtiyar Köyü’nde yakalanır, tutuklanır Kırşehir Cezaevi’ne konur.

Cezaevinden çıktıktan sonra bir süre pazarcılık yapar.

Öğretmenliye 3 yıl sonra döner.

1990 yılında Eğit-Sen’in kurucuları arasında yer alır ve 1990-1994 yıllarında Eğit-Sen Kırşehir Şube Başkanlığı yapar.

23 Ocak 1995’de Eğitim İş ve Eğit Sen’in birleşmesiyle kurulan EĞİTİM SEN‘in kurucu Genel Başkanıdır.

1996’da öğretmenlikten istifa eder, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) kurucuları arasında yer alır.

1996-2001 yılları arasında ÖDP Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcıdır.

Birgün Gazetesi  ve Türkiye Barış Meclisi Kurucularındandır.

2001’de öğretmenliğe geri döner ama 2004’de öğretmenlikten istifa eder.

Demokratik Güç Birliği’nin desteklediği, Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) Kırşehir Belediye Başkan adayı olur.

Aynı yıl öğretmenliğe döner.

2013’de Ankara’da öğretmenlikten emekliye ayrılır.

2014 yılında CHP Parti İçi Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu‘nun yardımcılığını üstlenir.

Aynı yıl CHP Parti Okulu Eğitmeni ve daha sonra Parti İçi Eğitim Birimi (PİEB) üyesi olur.

2016’da CHP Parti Meclisi’ne (PM’ye) seçilir.

CHP OHAL Komisyonu’nda görev alır.

24 Haziran 2018’de yapılan seçimlerde (27’inci dönem) Ankara’dan CHP Milletvekili seçilir.

10 Ağustos 2018’de CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan yardımcısı olur, 2019’un Şubat’ında bu görevinden istifa eder.

Evli, iki çocuk babasıdır. //

 

Böyle bir özgeçmişe sahip,  Ankara CHP Milletvekilidir.

14 Ocak 2022 Cuma günü “Ankara Masası TV”de bir programa katılır.

Orada “Genel Başkanımızın bir huyu var: ‘Bu konuyu ben yaptım’ diye anlatmıyor. Umre’ye gittiğini de kimse bilmez. Anlatmaz çünkü. Peygamber soyundan geldiğini de kimseye anlatmaz. Sayın Tayyip Erdoğan’ın böyle bir geçmişi olsa, kitaplar basar, bildbordları donatırdı” * der.

 

Bu da nereden çıktı?!

 

Şöyle açıklıyor:

“Genel başkanımızın dedesinin Alaşehir’de türbesi var. Ben ziyaret ettim. Ben de orada öğrendim, genel başkanımız anlatmadı. Genel başkanımızın umreye gittiğini de rahmetli Oğuzhan Asiltürk’ten öğrendim. ‘Genel başkanınızın Ümre’ye gittiğini, Kabe’de gözünden şarıl şarıl yaşlar aktığını bilir misiniz? Ben bilirim ama’ dedi. Bunları biz konuşmuyoruz. CHP’yi inançlar konusunda eleştirebilecek çok az sayıda insan vardır. İmam hatiplerin açılışı, Diyanet’in açılışı CHP’yledir.”

 

Özgeçmişine, bir de ettiği şu sözlere bakar mısınız?!

 

Eğitim kökenli birinin, bir gericiden, yobazdan ayırtsız (farksız) sözler etmesi, dünya lideri Kemal Atatürk’ün partisi CHP’de siyasa (politika) yapan Milletvekiline hiç yakışır mı?!

 

Ben yakıştırmıyor, ayıplıyorum, kınıyorum!

 

Tüpçünün gazetesi Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan yakalamış, bırakır mı?!

16 Ocak 2022 Pazar günü Peygamber soyundan gelir, kimseye söylemez” ** başlıklı bir yazı yazar.

 

Hakan’a açıklama gönderir.

 

Dün yayınlar:

“Televizyon programında CHP’nin dinle problemli olduğuna dair bir tez önüme kondu. Ben de CHP’nin böyle bir sorunu olmadığını ifade ederken söyledim o sözleri. Belki söylemeyebilirdim. Ama biraz fazla ısrar edilince söyledim. Durup dururken anlattığım şeyler değildi onlar. Amacım, bizim dini değerlerle sorunumuz olmadığını ifade etmekti.” ***

 

Bu sözlerinden, ne söyleyeceğini ve siyasayı bilmediği de anlaşıyor!

 

“CHP’nin, CHP’lilerin “dini değerleri” böyle mi anlatılır?!

 

Bu sözleriyle CHP’ye, CHP’lilere, Atatürk’e, Atatürk Devrim ve İlkeleri’ne, Atatürk Türkiye’sine büyük zarar veren, özgeçmişine yakışır sözler etmeyen kişi Ankara CHP Milletvekili Yıldırım Kaya’dır!..

*https://haber.sol.org.tr/haber/chpli-kaya-genel-baskanimiz-peygamber-soyundan-geldigini-kimseye-anlatmaz-323353

**https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/peygamber-soyundan-gelir-kimseye-soylemez-41982956

***https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/kisa-copu-ceken-en-sona-otursun-41983521

TÜRKİYE’YE, TÜRK HALKINA, CHP’YE ÇOK AĞIRA MAL OLAN “MENDERES’İN İDAMI” EMPERYALİST ABD PLANI!..

150 150 bakikarakol

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, 12 Ocak 2022 Çarşamba günkü partisi AKP’nin grubundaki konuşmasının bir yerinde “Şu anda Edirne’deki en büyük hesabı, İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda tozpembe. Değil, onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/134287/-onceligimiz-istihdami-artirarak-milletimizin-gecimini-guvence-altina-alip-hedeflerimizi-birer-birer-hayata-gecirmektir- diyor.

 

Küçük dilimi yutuyorum!

 

Diyen; hem iktidardaki siyasi parti AKP’nin Genel Başkanı, hem de demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı!

Adlarını anmadan sözünü ettiği biri, PKK terör örgütünün başı, “Bebek katili” diye de anılan, İmralı’da cezaevinde hükümlü Abdullah Öcalan; öteki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalarına göre kurulmuş, seçime girmiş, vatandaştan oy almış, Kamutay’a (TBMM’ye) Milletvekili sokmuş, Kamutay’ın 3’üncü siyasi partisi olmuş, Kamutay Genel Başkanvekili bulunan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP’nin) eski Eş Genel Başkanı, Edirne Cezaevi’nde tutuklu Selahattin Demirtaş.

Tanrı aşkına, Milletvekili sayısından ötürü Kamutay’ın 1’inci partisinin Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı olarak, “Edirne’deki en büyük hesabı, İmralı’dakine verecek” nasıl der?!

Benim kadar, sizler kadar dünya şaşkındır!

Madem her şey “Zannediliyor ki her yer şu anda tozpembe” değil, önlem alınması neden vurgulanmaz?!

Ve…

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Değil” sözcüğünden sonra “Onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar” diyor!

Denecek söz mü?!

Ateşe benzin dökmek değil midir?!

“Hesaplaşma”nın her türüne karşı duyarlı olmak, en yüksek düzeyde önlemlerin alınması, olması gereken değil midir?!

Selahattin Demirtaş @hdpdemirtas Twitter hesabından Siyasetçiler halka, partisine, parlamentoya, BAĞIMSIZ yargıya hesap verir.

Sen benim için ‘kaygılanmayı’ bırak da kendi vereceğin hesabı düşün.” https://twitter.com/hdpdemirtas/status/1481969403243737100 diye niye yazsın?!

 

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı 3 gün sonra da (15 Ocak 2022 Cumartesi) Aydın’da toplu açılış töreninde konuşuyor:

“Ülkemizin kalkınmasını engelleyen, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin gelişmesine tahammül edemeyen zihniyet, ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın bugün de kendini belli ediyor. Ne diyor? ‘Erdoğan’ın akıbeti de Menderes gibi olacak’ diyorlar. Ey CHP’nin atıkları, biz bu yola çıkarken beyaz kefenimizi giyerek çıktık. Bizi bu tür tehditlerle korkutamazsınız. CHP yönetimini habis bir ur gibi kuşatan bu zihniyet, her hayırlı esere ve hizmete karşı çıkmayı, her fırsatta ülkesini dışarıya şikâyet etmeyi, milletinin değerlerine düşmanlık yapmayı siyaset kisvesi altında sürdürüyor.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/134330/-ulkemize-kazandirdigimiz-eser-ve-hizmetlerin-uzerine-insa-edecegimiz-buyuk-ve-guclu-turkiye-hedefine-mutlaka-ulasacagiz- diyor.

 

Ya Allah aşkına şu CHP’nin bu ülkede yaptığı ne var ki? Dikili bir ağaçları var mı?” sorusunun ardından, ülkede 1970 ve 1980’lerde yaşananları “kabus” sözcüğü ile tanımlıyor ve “Toplum hafızamız, geri kalmışlığın ağır yükünü omuzlayarak, baskı ve zulüm altında inleyerek, umudunu kaybetme noktasına gelerek yaşadığı bu kâbusları unutmadı. Türkiye’yi, milletimizi bir kez daha aynı kâbusa mahkûm etmek isteyenlerin eline bırakmayacağız” tümcelerini sözlerine ekliyor.

 

Pardon…

‘Ülkemizin kalkınmasını engelleyen, demokrasinin, hak ve özgürlüklerin gelişmesine tahammül edemeyen’  z i h n i y e t

partim CHP mi?!

Olası mı?!

Çarpıtılmayan “gerçek tarih” böyle yazmıyor!

 

Ya Allah aşkına şu CHP’nin bu ülkede yaptığı ne var ki? Dikili bir ağaçları var mı?” sorusuna ne demeli?!

Sata sata bitiremedikleri neydi?!

Sorarım:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nden görkemli, “büyük ağaç” ne olabilir?!

 

Ya şu “Erdoğan’ın akıbeti de Menderes gibi olacak, diyorlar” sözüne ne demeli?!

 

Usu (aklı) başında hiçbir CHP’li böyle bir sözü etmez, edilmesine izin vermez!

 

Sözün sahibi, “söyleme edepsizliği”ni göstereni/gösterenleri söylemeli!

Söylemeli ki, biz gerçek CHP’liler de, içimize sızmış, sızdırılmış “özel görevliler”i bilelim, içimizden kovalım.

 

CHP yönetimi, duyarsız kalmasın, bu sözün üstüne gitmelidir.

Gitmezse, söyleyene haklılık kazandırır.

 

Ayrıca…

Çıktıkları yolda, ister kefen giysinler, ister başka şeyler giysinler, usu başında hiçbir CHP’linin, kimseyi  “tehdit etmek”, “korkutmak” gibi düşüncesi yoktur.

 

B i l i n s i n  k i . . .

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının sonunun, Türk elerkisinin (demokrasisinin) katledicileri arasında ilk üçe giren, emperyalist ABD’nin sayılır yerel işbirlikçilerinden biri olan, kullanım süresi bittikten sonra 1960’da askeri darbe yaptırılarak idama “dost” bildiği emperyalist ABD tarafından gönderilen Adnan Menderes’in sonu gibi olmasına herkesten önce biz gerçek CHP’liler karşı çıkar, izin vermeyeceğiz!

Menderes ve iki arkadaşının idamlarının, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti Devlet’ine kurulmuş “planlı tuzak” olduğunun, Menderes ve iki arkadaşının çok yanlış idamlarını emperyalist ABD ve yerel işbirlikçileriyle birlikte yıllarca kullandıklarının, kullanacaklarının, bu plandan Türkiye’nin, Türk halkının çok çileler çektiğinin bilgisinde, bilincindeyiz!

 

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, Menderes ve iki arkadaşının katillerini yanlış adreste değil, doğru adreste; sonunun, Menderes gibi olacağını söyleyenleri de kendi çevresinde arasın!

 

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının “Toplum hafızamız, geri kalmışlığın ağır yükünü omuzlayarak, baskı ve zulüm altında inleyerek, umudunu kaybetme noktasına gelerek yaşadığı bu kâbusları unutmadı” tümcesine katılıyorum, “ben de “Unutmasın” diyorum.

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı “Türkiye’yi, milletimizi bir kez daha aynı kâbusa mahkûm etmek isteyenlerin eline bırakmayacağız” tümcesiyle gene partim CHP’mi kastediyorsa, partim CHP’m tarihinde hiçbir zaman Türkiye’sini kabusa/kabuslara mahkum etmiştir, etmek isteyenlere de izin vermiştir!

 

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı aynı gün Aydın’da partisi AKP’nin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısındaki konuşmasında ise ‘herkesin eski Başbakanlardan Adnan Menderes ve yol arkadaşlarına kurulan tuzakları çok iyi öğrenmesi gerektiğine’

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/134332/-biz-81-vilayeti-84-milyon-vatandasiyla-tum-turkiye-yi-seviyoruz- işaret ediyor ve yerinde bulduğum şu “Tarih kitaplarına ve gazete arşivlerine şöyle bir bakarsak aslında 60 yılda garp cephesinde değişen hiçbir şeyin olmadığını daha iyi görürüz. Öyle ki artık dilleri ile akılları arasındaki bağ tamamen kopmuş durumda” tümcelerini söylüyor.

Ama…

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının “Ne yaparlarsa yapsınlar çanlar Bay Kemal ve yandaşları için çalmaya çoktan başlamıştır” tümcesi şık değil!..

PARTİM CHP’Mİ KASTEDEREK “BİZİM DE YANLIŞLARIMIZ OLDU” DİYORSANIZ, KENDİNİZE GELİN, HADDİNİZİ BİLİN!..

150 150 bakikarakol

Dün…

“Emeğin, alın terinin başkenti” ve “Emekli şehri” Zonguldak’ta “Kanaat önderleri, muhtarlar ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK)” ile bir araya geleceksiniz, “kimi doğru sözler” edeceksiniz! *

 

Uzun aradan sonra “Halk Parti” demeyecek, eksiksiz “Cumhuriyet Halk Partisi” diyeceksiniz!

 

Ama…

Hala “Ben, Atatürkçüyüm. Ben, Cumhuriyet Halk Partiliyim” demeyecek, “Ben Sosyal Demokratım” diyeceksiniz!

 

Atatürk’ü, Atatürk Düşünceleri’ni ve Cumhuriyet Halk Parti’siğni bilseydiniz, “Ben sosyal demokratım” tümcesini ağzınıza almazdınız!

 

“Söyledim, Türkiye’nin kavgaya değil, Türkiye’nin helalleşmeye ihtiyacı var. Ne kavgası, bıktık artık kavgadan. Yanlış?” gibi doğru sözlerinizin ardından, “Bizim de yanlışlarımız oldu onu da ifade edeyim. Yani biz de böyle sütten çıkmış ak kaşık gibi değiliz. Hatamız oldu, eksiğimiz oldu, yanlışımız oldu. Onları telafi etmeye çalışıyoruz” sözlerinizi edeceksiniz!

 

Söyler misiniz?:

Bu 4 tümcenizle ne demek istiyorsunuz?!

 

Ha…

Kendinizden, kendiniz gibi devşirme kadronuzdan söz ediyorsanız, bakınız, o konuda yerden göğe kadar haklısınız.

Çünkü…

Evet, çok yanlışlarınız oldu!

 

Gitmelisiniz!

Gönderilmelisiniz!

 

Gideceksiniz de, gönderileceksiniz de!

Ve bundan emin olabilirsiniz.

 

Yoook…

Partim CHP’mi kast ediyorsanız!

İşte orada durun!

Haddinizi bilin, aşmayın!

 

Ayırtında (farkında) değilsiniz; partim CHP’mi kastederek “Bizim de yanlışlarımız oldu…” söyleminizle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu dünya lideri Kemal Atatürk’ün de “yanlışları olduğu”nu sinsice dillendiriyorsunuz!

 

Kendinize gelin!

 

Bakın…

“Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim size: Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir, bundan emin olmanızı isterim” diyerek, kendinizi, olmadığınız CHP ile özdeştirmeyin!

Yanlışlarınızı, partim CHP’me mal etmeyiniz!

 

Ülke sorunlarının nasıl çözüleceği, muhalefetin nasıl yapılacağı, kalkınmanın, çağdaşlaşmanın, hak, hukuk, adaletin nasıl olacağı vb…

Hepsi…

Atatürk devrim ve ilkelerinde…

Başka arayışlara gerek yok!

Yeter ki…

Atatürk devrim ve ilkelerine bakılsın, Atatürk devrim ve ilkeleri özümsensin!

 

Bunun da…

Sizinle, devşirmelerinizle olmayacağını iyi b i l i y o r u z !..

 

*https://www.chp.org.tr/haberler/chp-lideri-kilicdaroglu-zonguldakta-kanaat-onderleri-muhtarlar-ve-stk-temsilcileri-bulusmasina-katildi

ZATEN “DİN DÜŞMANI” İLAN EDİLMİŞTİ!.. ÖNCEKİ GÜN VE DÜN GENE İLAN EDİLDİ!.. KORKMAKLA KALDI!..

150 150 bakikarakol

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara, tarikatçı babasının baskısıyla tarikat yurdunda kalıyor.

Yurttaki tarikat baskısını defalarca ailesine anlatıyor.

Sonuç yok.

Sonunda bir karar alıyor.

Ve kararını iki aşamada uyguluyor:

İlkin bir video çekiyor, ailesinin kulak asmadığı sorununu anlatıyor; sonra arkadaşlarıyla birlikte kaldığı cemaat yurdu binasının 7’inci katından kendini atıyor…  https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/aile-baskisiyla-cemaat-yurdunda-kalan-tip-ogrencisi-enes-kara-canina-kiydi-6880930/?utm_source=ilgili_haber&utm_medium=free&utm_campaign=ilgilihaber

Olay kamuoyuna duyurulduğunda, duyarlı insanlar –içte ve dışta- çok yoğun tepki gösteriyor.

O da ne!..

Kimi psikiyatr, Türk Tabipler Birliği ve partim CHP’min ne yazık ki başındaki “adı lazım değil”, 10 Ocak 2022 Pazartesi sabahı yaşanan olaya tepki göstermiyor!

Nedeymiş:

Acısını yaşayanları düşünerek, hassas davranılmalıymış!

Bahanenizi sevsinler!

Bilim, böyle bir gerekçeyi asla kabul etmez!

Bilim insanları, bilim yuvaları ve halktan yana siyasa (politika) yaptığını söyleyen siyasacılar da asla böyle bir yaşanmışlığı örtbas etmez, edemez, etmeye kalkamaz!

Kabul edene ve kalkana ne “bilim”, ne “bilim insanı”, ne “bilim yuvası”, ne de “siyasacı” denir!

Onlar; böylesi ve benzeri üzücü olayların sıkça yaşandığı yuvaların sahipleri cemaat ve tarikatçılardan, o cemaat ve tarikatçıları arka bahçeleri yapan siyasi kadrolardan ayırtsızdırlar!

 

Sizi 2011 yılına götüreceğim.

www.haber.sol.org.tr sitesinde 25 Nisan 2011 günü “CHP ÜYESİNDEN ZAMAN’A ‘EZBER BOZAN’ AÇIKLAMALAR!”   

https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/chp-pm-uyesi-tekke-ve-zaviyeler-yeniden-acilmali-haberi-41826 başlıklı haber yayınlanıyor.

(Zaman, FETÖ’nün şimdi yayında olmayan gazetesi)

// “CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve Ankara milletvekili adayı Bülent Kuşoğlu, Zaman’a ilginç açıklamalarda bulundu. ANAP kökenli Kuşoğlu, Zaman’a yaptığı açıklamada Tekke ve zaviyelerin kapatılmasının toplumu yozlaştırdığını ve tekrar açılması gerektiğini söyledi.” paragrafıyla başlayan haber şöyle sürüyor:

Kuşoğlu, “tekke ve zaviyelerin tarih boyunca Türklük ve İslamiyet’in aktarılmasında çok önemli roller oynadığını” belirterek şöyle konuştu:

“Şu anda toplumu kültür ve inanç konusunda besleyecek bu damardan yoksunuz. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var, yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir. Tekke ve zaviyeler, çağdaş kurumlar olarak tekrar benimsetilmeli. ‘Bunlar irtica yuvaları!’ Yok öyle bir şey. Tam tersine kültür yuvaları.”

Kuşoğlu ayrıca “cemaatlere karşı olmanın, dünyayı tanımamaktan, bilgi ve algı eksikliğinden kaynaklandığı” iddia etti.

Devrim Kanunları ile bu kurumların kapatılmasının topluma zarar verdiğini söyleyen CHP’li Kuşoğlu, “Kültürel hayatımızı daha iyi yaşayabilmemiz, inançlarımızı daha iyi öğrenmemiz için geçmişte olduğu gibi bu tür sosyal ve kültürel kurumlar olmalı” dedi.

Kuşoğlu, tekke ve zaviyelerin eğitim ve kültür kurumları olduğunu da iddia ederek şöyle konuştu:

“Tekke ve zaviyeler birer üretim yeridir. Bunun çok iyi anlaşılması lazım. Oralarda insan yetiştirilirdi, oralar eğitim ve kültür kurumlarıydı. Ve bunlar aynı zamanda Türk ve İslam kültürünün belirli yerlere aktarılmasını misyon edinen yerlerdi. Tekke ve zaviyelerin olmamasının topluma olumsuz etkileri oldu. Toplumumuz çok kolay yönlendirildiyse ve provoke edilebildiyse bir sebebi de budur. Sadece devletin ‘sosyal devlet’ olması yetmiyor, toplumun da ‘sosyal toplum’ olması gerekiyor. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var. Bu kurumların yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir.”

Bülent Kuşoğlu, CHP’nin artık bu tür sosyal kurumlara eskisi gibi olumsuz bakmadığını da sözlerine ekledi. //

 

Anımsadınız mı?

 

Halen Ankara CHP Milletvekili ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Bülent Kuşoğlu’nun usundaki “adı lazım değil”, Enes Kara’nın intiharıyla ilgili, önceki gün @kilicdarogluk hesabından

https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1480976269953146882 ve https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1480979087103610881 tivitlerini atıyor.

 

Beklentilerin üzerinde ağır yergiler aldı.

 

Usta gazeteci yazar Fikret Bila sıcağı sıcağına başarılı bir gazetecilik yapıyor, “adı lazım değil” ile söyleşi gerçekleştiriyor ve www.halktv.com.tr ‘deki köşesinde yayınlıyor.

Bila’nın “Kılıçdaroğlu: Enes’e içim parçalandı” https://halktv.com.tr/makale/kilicdaroglu-enese-icim-parcalandi-660221 başlıklı söyleşisi aynen şöyle:

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Enes Kara’nın yurt olarak kaldığı cemaat evinde gördüğü baskıları anlattığı bir video çektikten sonra yaşamına son vermesi Türkiye’yi üzüntüye boğdu.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise dünkü grup konuşmasında bu olaya değinmediği, tepki göstermediği gerekçesiyle eleştirildi.

Kılıçdaroğlu dün bu eleştiriler üzerine sosyal medyadan şu mesajı paylaştı:

“Gençlerimizle ilgili canımızı yakan olgular söz konusu olunca, paylaşacağımız içeriklerde hepimiz sorumlu davranmak zorundayız. Bana kızanları anlıyorum ama etik sebeplerden dolayı paylaşım yapmayacağım. Zamanı gelince gereken yapılacaktır. Tepkileri anlıyor ve saygı duyuyorum. Bu tarz haberleri paylaşmakla ilgili bilimsel makaleler söz konusudur. Oluşan öfkeyi politik puana döndürme adına, bilimin uyarılarına kulak asmamayı doğru bulmuyorum.”

Ancak, Kılıçdaroğlu’nun bu mesajına da eleştiriler yöneltildi. CHP Lideri, oy kaygısı nedeniyle yeterli tepkiyi vermemekle eleştirildi.

Kılıçdaroğlu’yla bu konuyu konuştum.

Önce Enes’in videosunu izleyip izlemediğini sordum.

“İzlemez olur muyum” dedi, “Elbette izledim ve içim parçalandı. Çok üzüldüm. Enes gibi gençleri bizim iktidarımız kurtaracak.”

Kılıçdaroğlu’na yöneltilen eleştirileri anımsattım.

“Olay cemaat evinde geçtiği için oy kaygısıyla yeterli tepki vermediğiniz eleştirisi var. Ne diyorsunuz?” sorusunu yönelttim. Şu yanıtı verdi:

“Eleştirilere elbette saygım var ama ilgisi yok. Bir iki nedenle hassasiyet gösterdim. Birincisi bilim insanlarının, psikiyatristlerin, psikologların bu tür olayların yazılması, dillendirilmesi konusunda uyarıları var. Bilimsel makaleleri var. Ben bilim insanlarının uyarıları konusunda hassasiyet gösterdim. İkinci olarak da çok acı, çok üzücü, yürek parçalayan bir olayı hemen sıcağı sıcağına siyasete konu etmeyi etik bulmadım. Hepsi bu. Yoksa ben oy kaygısıyla gerçekleri söylemekten çekinmem. Bugüne kadar da hiç çekinmedim. Doğru bildiğimi söyledim, söylemeye de devam edeceğim.”

CHP Lideri’ne “Tarikat ve cemaatlerde öldürme, baskı kurma, cinsel istismar gibi olaylar yaşandığına ilişkin birçok örnek kamuoyuna yansıdı. Özellikle yoksul ailelerin çocukları bu yurtlara gitmek zorunda kalıyor. Bu yurtlarla ilgili ne düşünüyorsunuz” sorusunu yönelttim. Yanıtı şu oldu:

“Elbette sorunun fakındayız. Öneminin bilincindeyiz. Bu gençlerimizi iktidara gelir gelmez kurtaracağız. Bir yıl içinde yurt sorununu çözeceğiz. Gençlerimiz devlet yurtlarında, gayet rahat koşullarda, sıcak suyu olan, bir kişilik, iki kişilik odalarda güven içinde, özgürlük içinde kalacaklar. Şimdiden belediyelerimiz yurt yapmaya, üniversiteli gençlerimizin barınmaya uygun şekilde düzenlenmiş binalarımızda kalmalarına olanak sağlamaya başladılar. İktidarımızda bu sorunu kökünden çözeceğiz, özellikle yoksul ailelerimizin çocuklarına Aile Destek Sigortası’ndan burs vereceğiz, yurt sağlayacağız, başka yerlere gitmelerine gerek kalmayacak. Ayrıca bu yurtlarda ne oluyor ne bitiyor, çocuklar nasıl yaşıyor, çocuklara ne yapılıyor hepsini inceleme altına alacağız. Devlette denetimsiz alan olmaz. Bu denetimi gerçekleştireceğiz ve gereğini yapacağız. Annelerin babaların içi rahat olacak.”

Kılıçdaroğlu, “tarikat ve cemaatlerin gençler üzerinde kurdukları baskıyla, dayattıkları inanç ve yaşam tarzıyla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz” soruma da şu karşılığı verdi:

“Biz düşünce ve inanç özgürlüğüne saygılıyız. Gençler istedikleri gibi düşünme, istedikleri gibi inanma özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ancak Enes’in anlattığı gibi gençlerimize düşünce ve veya inancın zorla dayatılmasına da sonuna kadar karşıyız. Gençlerimiz özgür ortamlarda, güven içinde arkadaşlarıyla konuşabilmeli, tartışabilmeli istediği düşünceyi, inancı dile getirebilmeli, yaşayabilmeli. Hiçbir baskıyla, müdahale ile karşılaşmamalı. Biz gençlerimize özgürlük vaat ediyoruz ve bunu sağlayacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Gençler bu ülkenin geleceğidir. Onları özgürce yetiştirmek, istedikleri düşünceye, inanca, yaşam tarzına sahip olmalarını sağlamak, bilimsel eğimle donatmak bizim görevimizdir.”

 

İçinde bulunduğumuz süreci de dikkate alarak, öfkeme, kızgınlığıma yenik düşüp kırıcı olmayacağım:

2011 yılındaki sözlerini alıntıladığım Bülent Kuşoğlu’nun kuş usuyla siyasa yapan “adı lazım değil”, cemaatlerin, tarikatların ve cemaatleri, tarikatları arka bahçeleri gibi kullanan Cumhur İttifakı, Cumhur İttifakı İktidarı ortakları AKP’nin, MHP’nin “din düşmanı” ilan etmelerinden korktu, korkuyor!

Neden korkar ki?!

Zaten etmişler, edip duruyorlar!

En son Salı günü MHP Genel Başkanı, dün de AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı partilerinin grup konuşmalarında ilan etti!

Yarın da, öbür gün de edecekler!..

NE YAZIK Kİ ÜLKEDE “SİYASİ SÖYLEM TERÖRÜ” VE “SİYASİ SÖYLEM TERÖRÜ’NÜN MİLİTANI TERÖRİSTLER” VAR!..

150 150 bakikarakol

Kızan kızsın…

Ne yazık ki ülkede, son yıllarda şiddeti giderek artan bir “siyasi söylem terörü” ve “siyasi söylem terörünün militanı teröristler” var!

 

Bir örnek:

 

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Korona Virüsü’ne yakalandı.

Geçen hafta bugün (4 Ocak 2022 Salı) gece saat 22.10 civarlarında, yandaş “Anadolu Ajansı (AA) abonelerinde servis etti.

Abonelerden kimi internet basını okurlarına, televizyon kanalları izleyicilerine, radyolar da dinleyicilerine duyurdu.

NTV kanalının www.ntv.com.tr internet sitesi saat 22.24’te “Temel Karamollaoğlu corona virüse yakalandı” https://www.ntv.com.tr/turkiye/temel-karamollaoglu-corona-viruse-yakalandi,22jFPRE_-02-lTU8zaskhQ başlığıyla verdi.

Haber aynen şöyle:

“Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, corona virüse yakalandı.

Saadet Partisi’nden yapılan açıklamada, Covid-19 testi pozitif çıkan Karamollaoğlu’nun sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
Açıklamada, Karamollaoğlu’nun evinde dinlenerek karantina sürecini geçireceği ifade edildi.”

 

Yaklaşık 24 saat sonra…

28 Ekim 2017’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın istemiyle, Ankaranın 20 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden “istemeyerek” istifa etmek zorunda kalan İbrahim Melih Gökçek,        @06melihgokcek Twitter hesabındanTEMEL KARAMOLLAOĞLU AŞAĞIDAKİLERDEN HANGİSİ İLE BERABER HAŞROLMAK İSTERSİN… GEÇMİŞ OLSUN COVİT OLMUŞSUN. BAK ÖLÜM BİR KARIŞ ÖTEDE… Sevgili Peygamberimiz, “Kişi sevdiğiyle beraberdir” buyurmuş… BENCE ZAMAN GEÇMEDEN KISA ZAMANDA TÖVBE ET.”

https://twitter.com/06melihgokcek/status/1478786814949437440 paylaşımında bulundu.

 

9 Ocak 2022 Pazar günü internet, görsel ve sözlü basında Karamollaoğlu’nun hastaneye kaldırıldığı haberi yer aldı.

 

Yeniçağ Gazetesi’nin www.yenicaggazetesi.com.tr sitesinde Son dakika… Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu hastaneye kaldırıldı” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/son-dakika-temel-karamollaoglu-hastaneye-yatirildi-498631h.htm bağlığıyla yayınlanan haberden öğrendik ki, Karamollaoğlu’nun evinden alınıp Ankara Şehir Hastanesi’ne kaldırıldığını Saat Partisi Sözcüsü Birol Şahin basına duyurmuş.

Şahin yazılı açıklamasında “Genel Başkanımız Sayın Temel Karamollaoğlu’nun bugün kontrol amaçlı gittiği Ankara Şehir Hastanesine doktorlarının tavsiyesi üzerine tedbir ve tedavi amacıyla yatışı gerçekleştirilmiştir. Tedavisine bir süre burada devam edecek olan Genel Başkanımızın sağlık durumu iyidir” demiş.

 

Bir gün sonra da (10 Ocak 2022 Pazartesi), Saat Partisi çizgisindeki Milli Gazete’nin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, @Mustafa Kurdas Twitter hesabından Bu da bir başka zavallı! Parsel parsel zavallı…. Butuşturulup çöpe atılmışlık zavallılığı! Hala umudu var; göze girmeye çalışıyor..” https://twitter.com/MustafaKurdas/status/1480315205838114816 diye yazıyor.

 

Aynı gün Milli Gazete’de Kurdaş’tan Melih Gökçek’in hadsizliğine tepki: Parsel parsel zavallı..”

https://www.milligazete.com.tr/haber/9084184/kurdastan-melih-gokcekin-hadsizligine-tepki-parsel-parsel-zavalli başlıklı haber yer alıyor.

Haber “Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, FETÖ ile ilgili bağlantısı olduğu düşüncesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından istifası alınan eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e sert tepki gösterdi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu hakkında hadsiz paylaşım yapması üzerine FETÖ ile ilişkisi olduğu belirtilen Melih Gökçek’e “Parsel parsel zavallı…” şeklinde sert tepki gösteren Kurdaş, Twitter’dan şu ifadeleri kullandı:

“Bu da bir başka zavallı! Parsel parsel zavallı…. Butuşturulup çöpe atılmışlık zavallılığı! Hala umudu var; göze girmeye çalışıyor.” biçiminde.

 

İbrahim Melih Gökçek’in, canlar alan Korona Virüs hastalığına yakalanan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu için o Twitterı atması “siyasi söylem terörü” değil midir?!

Gökçek o Twitterıyla  “siyasi söylem terörünün militanı terörist” olmuyor mu?!

 

Bu arada…

Saadet Partisi sözcüsü Birol Aydın dün gece yaptığı yazılı açıklamada “Genel sağlık durumu oldukça iyi olan Genel Başkanımız Sn. Temel Karamollaoğlu, bir süre daha hastanede istirahat ettikten sonra taburcu olacaktır.”  

https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/temel-karamollaoglu-hakkinda-yeni-gelisme-1899450 dedi… 

İKTİDAR SONRASINI, İKTİDAR OLACAKLARDAN, GÜVENCE ALTINA ALMAK!..

150 150 bakikarakol

Sakarya CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un, 9 Ocak 2022 Pazar günü www.sozcu.com.tr ‘de, Ve dostlar, gidiyor gitmekte olan. 20 yıldan beri cumhuriyetin birikimlerini tek tek yok eden, bu ülkenin biricik önderlerine ‘İki ayyaş’ diyen adam sadece gitmeyecek. Biz kovalayacağız o kaçacak. Sanıyor ki Türkiye’de herkes ondan korkuyor. Kimse ondan korkmuyor.

Öyle Cumhurbaşkanlığı koltuğunu, AKP Genel Başkanlığı koltuğunun altına alıp hesap vermeden gideceğini sanıyorsa yanılıyor. Önce benim ölümü çiğneyecek. Fetullah’ın savcısının ardında duracaksın ben FETÖ’cü olacağım sen olmayacaksın. Sen FETÖ’cünün Allah’ısın.

Sen bu ülkenin komutanlarını hapse atacaksın. Silivri savcısı Zekeriya Öz elini kolunu sallayarak kaçacak sen hesap vermeden gideceğini düşünüyorsun. Sonuna kadar hesap soracağız.” https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/chpli-ozkoctan-erdogana-cok-sert-sozler-hesap-vermeden-gidecegini-saniyorsa-yaniliyor-6877623/?utm_source=anasayfa&utm_medium=free&utm_campaign=alt_surmanset sözlerinin geçtiği CHP’li Özkoç’tan Erdoğan’a çok sert sözler: Hesap vermeden gideceğini sanıyorsa yanılıyor” başlıklı haberi okuyunca gülümsedim.

Ve…

Flaş TV kanalının ana haber sunucusu, gazeteci, yazar, yorumcu Can Ataklı’nın 7 Ocak 2021 Cuma günü kendi You Tup kanalında yaptığı konuşmayı https://www.youtube.com/watch?v=T0OlS8Ryf_AAtaklı https://twitter.com/can_atakli_/status/1479380015645171713 Twitter hesabından da paylaştı-; bir de, 7 Ocak 2022 Cuma günlü Aydınlık Gazetesi’nde ve www.aydinlik.com.tr ‘de ABD’nin derin devleti kaos planını açık etti” https://www.aydinlik.com.tr/haber/abd-nin-derin-devleti-kaos-planini-acik-etti-270664 başlığıyla yayımlanan haberi anımsadım.

 

(Konunun daha iyi anlaşılması için bu iki linki tıklamanızı, Ataklı’yı baştan sona dinlemenizi, Aydınlık haberini okumanızı ısrarla istiyorum.)

 

Ataklı’nın “Türkiye’de ilk söyleyen bendim. O gün söylemeye korktum” dediği neydi?

 

Ataklı “Şuydu” diyor, anlatıyor:

“Meral Akşener’ın çok yakınıyla Tayyip Erdoğan 1,5 saat bir telefon görüşmesi yaptı. Ve bu telefon görüşmesinde, önümüzdeki günlerde oluşabilecek siyasi harita üzerinde konuşuldu. Tayyip Erdoğan o görüşmede kendisi ve 400 kişi için bir güvence istedi.”

 

Ataklı “Bunların hepsi doğru. Emin olmadan, ben kendim de inanmadan hiçbir şeyi size anlatmam” diyor ekliyor:

“O tarihten sonra bunu bir daha dillendirmeye ben korktum.”

 

Partim CHP’min başındaki “adı lazım değil”in ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, gerek grup konuşmalarında, gerekse çeşitli günlerde ve yerlerde yaptıkları açıklamalarda, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına, iktidarında, haklarında davacı olmayacaklarının güvencesini verdiklerini birçok kere yazdım.

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına tek koşullarının ise ülkeyi erken seçime götürmesi, sandığı getirmesi olduğunu hep vurguladım.

 

Can Ataklı da You Tup kanalındaki konuşmasında “Kılıçdaroğlu söyledi: ‘Ben, devr-i sabık yaratmayacağım’ diye” diyor.

 

Özkoç’un bunlardan habersiz olması olanaksız.

O nedenle az yukarıda “gülümsedim” diye yazdım.

 

Özkoç, Genel Başkanının ve İyi Parti Genel Başkanının, “güvence” verdiklerinden haberi yoksa “İkisini de iyi dinlememiş”; haberi var da “… Sonuna kadar hesap soracağız” diyorsa, “Halka doğru söylemiyor” demektir.

 

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının, içteki gibi dışta da “sağlam güvence almak” düşüncesinin, planının, girişiminin olduğunu düşünüyorum.

 

(Halk Bank, Rıza Sarrap, Sezgin Baran Korkmaz vb olaylarını ve daha başka dış siyasa gelişmelerini anımsayalım.)

 

Dış güvenceyi, kendilerinden sonraki iktidarın güvenceleri -arkalarında durması- ile pekiştirmek, garantilemek isteyeceği öngörüsündeyim…

EMPERYALİST ABD’NİN ANKARA YENİ BÜYÜKELÇİSİ, TÜRKİYE’DE, SÖZDE “ERMENİ SOYKIRIM ZIRVASI”NI ANMAYA KALKAR MI?!.

150 150 bakikarakol

6 Ocak 2022 Perşembe günü Cumhuriyet Gazetesi’nde ABD’nin yeni büyükelçisi, yarın Ankara’ya geliyor” https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/abdnin-yeni-buyukelcisi-yarin-ankaraya-geliyor-1898218 başlıklı bir haber yayınlandı.

Haber aynen şöyleydi:

“ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Türkiye’ye büyükelçi olarak atadığı eski Senatör Jeff Flake, yarın Ankara’ya gelecek.

20 Ocak 2021’de göreve gelen ABD Başkanı Joe Biden, Temmuz ayında yaptığı bir açıklamayla, Ağustos 2019’dan bu yana Ankara’da görev yapan deneyimli diplomat David Satterfield’in yerine eski Cumhuriyetçi Arizona Senatörü Jeff Flake‘i ABD’nin yeni Türkiye Büyükelçisi adayı göstermişti.

Flake‘in büyükelçiliği, 16 Ekim’de Senato Dış İlişkiler Komisyonu, 26 Ekim’de de Senato Genel Kurulu’nda Cumhuriyetçi ve Demokrat üyeleri tarafından oybirliğiyle onaylanmıştı. Eski senatör, yeni Büyükelçi Flake, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in de katımıyla 7 Aralık’ta düzenlenen törende yemin etmiş ve görevi resmiyet kazanmıştı.

Biden‘ın, Ankara’ya, Dışişleri’nden bir kariyer diplomat yerine siyasi bir kişiliği göndermesi ‘sürpriz bir karar’ olarak görülmüş ve AKP hükümetinin yine bir siyasi olan Murat Mercan’ı Washington’a göndermesine yanıt olduğu değerlendirmeleri yapılmıştı.

Flake geçmişte 1915’i ‘soykırım’ olarak nitelendirmemiş ve F-35 savaş uçaklarının Türkiye’ye satılmaması konusunda karşı oy kullanmıştı. Flake, Rahip Brunson’un serbest bırakılması hakkındaki mektuba da imza atmıştı.”

 

Bülent Ecevit dönemi DSP’nin Ankara Milletvekili ve Kamutay’ın (TBMM’nin) DSP’li Başkanvekili gazeteci yazar Uluç Gürkan, anılan haberin yayınlandığı gün, @Uluc_Gurkan Twitter hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Ankara’ya geliyormuş. Hangi yüzle?.. Adam Senatör iken her oylamada Türkiye’ye karşı olmuştu. Biden’ın Büyükelçi adayı olduğunda da Senato’da bir soru üzerine ‘Türkiye’de Ermeni soykırımını anacağım’ demişti. ‘İtimat mektubu’ kabul edilebilir mi?”

https://twitter.com/Uluc_Gurkan/status/1479181213629878272

 

Çok güzel paylaşım!

Meslek büyüğüm Uluç Gürkan üstadıma teşekkür ediyorum, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

 

Ben de “Hangi yüzle?..” ve “İtimat mektubu, kabul edilebilir mi?” diye soruyorum.

 

(Bu arada…

Kaçırmış olabilirim:

“İtimat Mektubu” kabul edildi mi?

Edildiyse, siz can dostlarım, bana yazar mısınız?)

 

Gönlüm, kabul edilmemesinden yana.

Ama…

İçim sızlasa da…

Öngörüm:

“İtimat Mektubu”nun kabul edileceği yönünde!

 

“Kabul edildiği”ni düşünelim.

Emperyalist ABD’nin, Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, kişiliğine, gazeteciliğine, yazarlığına ve siyasasına, siyasetçiliğine saygı duyduğum Uluç Gürkan ustamın vurguladığı gibi, Ankara’ da ya da Türkiye’nin herhangi bir yerinde, dahası “ABD’nin Ankara Büyükelçisi” sıfatıyla, kendi ülkesinde veya dünyanın bir ülkesinde, örneğin Ermenistan’da, sözde “Ermeni Soykırım zırvası”nı “anma”ya kalkar mı?!

 

Kalkarsa…

Türkiye’yi yönetenlerin tavrı, tepkisi ne olur?

Cuma günü (7 Ocak 2022) Ankara’ya gelerek, görevine başlayacak Büyükelçiyi İstenmeyen adam ilan edip ülkesine geri mi gönderecekler, yoksa sineye mi çekecekler?

Eğer sessiz kalırlarsa…

Bilsinler ki…

Türkiye ayağa kalkar, iktidarları da, siyasi yaşamları da biter!

 

Öteki tür yaparlarsa -emperyalist ABD’nin Ankara’ya yeni atadığı Büyükelçisi Jeff FlakeTürkiye’de Ermeni soykırımını anama”ya kalktığı taktirde “İstenmeyen Adam” ilan edip kısa sürede de ülkesine geri gönderirlerse- kafalarda “Yapılacak seçimleri etkilemek amacıyla ABD ile ortaklaşa, Türk halkına algı operasyonu’ mu çekiliyor” kuşkusu oluşacak ve fokur fokur kaynayacak!

 

Zaten…

Böyle bir Büyükelçi’nin atanması, başlı başına, içinde çok senaryoları barındıran bir operasyon!

 

Doğrusu…

İktidarda olanlar kadar muhalefetin tavrını, tepkisini, nasıl bir siyasa belirleyeceklerini, nasıl bir siyasi yol izleyeceklerini de merak ediyorum!

Yoksa…

İktidarın değirmenine su mu taşırlar?!.

DEMİREL “TAKSİM’E GİTMEYİN, SİZE SUİKAST İHBARI ALDIM” SÖZLERİYLE ECEVİT’İ UYARDI, TAKSİM’E MİLYONLAR AKTI!..

150 150 bakikarakol

Anımsayalım:

 

AKP’nin Gaziantep eski Milletvekili, AKP MKYK Üyesi gazeteci kökenli Şamil Tayyar, 30 Aralık 2021 Perşembe günü saat 12.42’de @samiltayyar27 Twitter hesabından paylaştı:

“Hadi Merkez Bankası, TÜİK anladık, şov yaptık, konuştuk, güldük, geçtik. Şimdi MEB. Sahiden suyu çıktı. Niyet ‘sivil itaatsizlik’ oluşturup sokakları hareketlendirmekse meşruiyet zeminini kaybedersiniz. Sandık dışı her çabanızın karşısında durur, sokakları dar ederiz.” https://twitter.com/samiltayyar27/status/1476519028407558144

 

6 gün sonra…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Şamil Tayyar’a “Çürük yumurta” dediği 4 Ocak 2022 Salı günkü grup konuşmasını bitirirken “Kılıçdaroğlu, şafak sökecek diyor. Elhak doğrudur, ancak bu söken şafak onun ve yandaşlarının karanlığı olacaktır” dedi. http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4936/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_4_Ocak_20.html

 

Bahçeli’den birkaç saat sonra…

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, dikkatlerden kaçan “Derdi, sıkıntısı, talebi ve teklifi olan herkesin ilk çalacağı kapının AK Parti teşkilatları olmasından daha tabii bir şey yoktur” sözlerini ettiği “151’inci Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı”ndaki konuşmasında Utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz, dökülün, 15 Temmuz’da sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün, siz de aynı dersi evvelallah alırsınız. Biz de Cumhur İttifak’ı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız. 

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/134203/-dunya-salginla-baslayan-saglik-krizi-ve-onu-takip-eden-ekonomik-krizle-sarsilirken-turkiye-hedeflerine-dogru-yuruyusunu-hizlandirmistir- tümcelerini etti.

 

Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan göremeyen ve siyasa (politika) üretmek yetisinden yoksun muhalefet, Cumhur İttifakılılardan peş peşe gelen “tehdit”ler, karşısında, beklenen tepkiyi veremediler!

 

Anayasal hak olan sokağa çıkıp protesto yapmayacaklarını, mitingler düzenlemeyeceklerini, “Muhalefeti sokaklarda değil, salonlarda yapacaklarını söylediler, bunun sözünü verdiler!

 

Ayrı ayrı açıklamalarda bulundular ama ayni içerikte sözler ettiler!

Bir kısım “geveze” de ‘çok doğru yaptıklarını’ dillendirip durdular!

 

Neymiş…

10 Ekim 2015’teki “Ankara Gar Katliamı” gibi kanlı olaylar olurmuş!

Meydanlara, 3 milyon, 5 milyon bilinçli halk kitlesi, Anayasal hakkını kullanmak için insin, katliamlar yapsınlar da görelim!

 

Unutuldu mu?:

5 Haziran 1977 Milletvekili Genel Seçimleri yapılacaktı.

Adalet Partisi (AP) Genel Başkanı Başbakan Süleyman Demirel, anamuhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Bülent Ecevit’i, “Taksim’e gitmeyin, Taksim’de miting yapmayın. Size suikast ihbarı aldım” içeriğindeki bilgilendirmeyle uyardı.

Ecevit ne yaptı?

“Yarın, eşim Rahşan ve ben, Taksim’e gideceğim. Kimseyi davet etmiyorum” dedi.

O gün Taksim’e milyonlar aktı!

Kimsenin de burnu kanamadı.

 

Yakın geçmişinde böylesi bir yaşanmışlığın olduğu ulusun evlatları, aynısını, bugün de yapar, yarın da!..

 

Halkın, bilgilenmesinde, donanmasında, ortak hareket etmesinde vb merhum Bülent Ecevit’in emeğini, söylem ve eylemlerini yadsımak çirkin olur!

 

Cumhur İttifakı cephesinden, Anayasal suç işlenerek dile getirilen “yakışıksız” siyasi meydan okumalar karşısında, muhalefet partilerinin aynı anda bir araya gelmelerini, yanlarına sendikaları, dernekleri, demokratik kitle örgütlerini alıp açıklama yapmalarını; açıklamalarında, yeri, günü belli dev mitinge yer vermelerini beklerdim!

 

Yapacaklarmış!

 

Bilmezler miydi ki, demir tavında dövülür?!.

“KORKAK MUHALEFET” NEREYE, NE ZAMANA KADAR?!.

150 150 bakikarakol

Çok geçmişe uzanmayacağım, 31 Aralık 2021 Cuma’ya gideceğim:

O gün, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği’nin (ASKON’un) Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirdiği 12’inci Genel Kurulu’na katıldı, bir konuşma https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/134171/-yeni-kuresel-yonetim-ve-ekonomi-sisteminde-hak-ettigimiz-yeri-almak-icin-harekete-gectik- yaptı.

Konuşmasının bir yerinde “CHP’nin başındaki zat…” dedi, ekledi:

“… başında bulunduğu partinin genlerindeki faşistlik bir noktada işte böyle hortluyor.”

Sonra da  “… CHP’nin başındaki zatın, eşkıyavari baskınlarla derdi, kamu kurumlarından bilgi almak değil, orada kaos ve kargaşa çıkarmaktır” tümcesini etti.

 

(Aynı gün saat 13.21’de @BakiKarakol Twitter hesabından YOOO!.. PARTİM CHP’MİN GENLERİNDE FAŞİSTLİK YOKTUR, DÜNYA LİDERİMİZ KEMAL ATATÜRK’ÜMÜZÜN GENLERİ VARDIR!.. https://twitter.com/BakiKarakol/status/1476861179377168386 paylaşımda bulundum.

3 Ocak 2022 Pazartesi günlü de KAZANMAYACAKLARINI GÖRÜP KAZANMAYA KİLİTLENENLERİN, KAZANMAK İÇİN YAPMAYACAKLARI ÇİRKİNLİK YOK!.. https://bakikarakol.com/kazanmayacaklarini-gorup-kazanmaya-kilitlenenlerin-kazanmak-icin-yapmayacaklari-cirkinlik-yok/ başlıklı yazımda konuyu işlemiş, “Bir CHP’li olarak, “… başında bulunduğu partinin genlerindeki faşistlik bir noktada işte böyle hortluyor” tümcesi ağırıma gitti!” diye yazmıştım.)

 

ASKON’daki yergilerde bulunan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına yanıt, partim CHP’min başındaki “adı lazım değil”den, 3 Ocak 2022 Salı günkü grup konuşmasında https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-tbmm-chp-grup-toplantisinda-konustu-4-ocak-2022 geldi:

“Güya ben eşkıyaymışım.”

 

Kızdım!

 

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı “… başında bulunduğu partinin genlerindeki faşistlik bir noktada işte böyle hortluyor” diyor, hazret, bu konuda tek sözcük etmiyor; kendisine “eşkıya” dedi diye yanıt veriyor.

Tamam, yanıt versin, “Vermesin” demiyorum; “CHP’nin genlerinde faşistlik” söyleme de bir çift söz etmeliydi!

Neden etmedi, neden?!

 

Aynı gün (4 Ocak 2022 Salı) AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, partisinin Ankara’daki Genel Merkez binasında “151’inci”si gerçekleşen “Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı”nda da konuştu:

“Utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz, dökülün, 15 Temmuz’da sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse, siz de dökülün, siz de aynı dersi evvelallah alırsınız. Biz de Cumhur İttifak’ı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız.

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/134203/-dunya-salginla-baslayan-saglik-krizi-ve-onu-takip-eden-ekonomik-krizle-sarsilirken-turkiye-hedeflerine-dogru-yuruyusunu-hizlandirmistir-

 

(DÜNDEN 3 KESİT!.. https://bakikarakol.com/dunden-3-kesit/ başlıklı dünkü yazımda değinmiş, düşüncelerimi “Son tümceyle, alıntıladığım diğer tümceler öyle bir çelişiyor ki!

Büyük olasılıkla, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına konuşma metni yazanlar birden fazla ve birbirlerinin yazdıklarından habersizler!

Böyle siyasi üslup da olmaz!

Tanrı aşkına, “…Cumhur İttifak’ı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız” ne demek?!” biçiminde belirtmiştim.)

 

Dün bir de baktım, “adı lazım değil” hazretleri, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına, Ankara’da bir otelde, basının CHP’ye bakan muhabirlerle bir araya gelmiş, onların sorularını yanıtlamış. https://ankahaber.net/haber/detay/kilicdaroglu_sokaga_cikmayacagiz%E2%80%A6_catisma_alani_yaratmak_istiyorlar_o_tuzaga_dusmuyoruz_68399#.YdVzU8lhh5w.twitter

Sorulardan biri, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının, az yukarıda verdiğin “Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı”ndaki son sözleriydi:

“Gülümseyerek yorumladım. Tam tersi arkadaşlara, ‘Taşkınlık yapmayacaksınız, sokağa çıkmayacaksınız, sabırla sandığı bekleyeceksiniz.’ Dediğim gibi, beyefendi hayal aleminde yaşadığı için ‘Vay efendim, sanki biz sokaklara çıkılması’ talimatı vermişiz. Bunun basın danışmanları yok mu, ne konuştuğumuzu önüne koymuyorlar mı? Beni dinlemesini pek beklemem. Dinlediğinde, koltuğunda oturamaz, eleştiriyi hazmedemez. Hangi taşkınlık? Tam tersi, ‘Sakin, sabırla seçim sandığını bekleyeceksiniz, gidecek, oyunuzu kullanacaksınız, otoriter yönetimi demokratik yollarla değiştireceğiz.’ Nokta. Gittiğimiz her yerde söylüyoruz. Beyefendi bizim sokağa çıkmamızı istiyor, anladığım kadarıyla. Çıkmayacağız. Zorlayacak, baskı kuracak. Çıkmayacağız. Sandıkta gereğini yapacağız.”

 

Arkasından, @kilicdarogluk Twitter hesabından saat 12.10’da Ey Saraydaki Şahıs, oy oranlarını gördükçe dilinin söylediğini kulakların duymaz oldu. Bugün resmen iç savaş naraları atmaya başladın. Bu millet bunları yemez! Bu millet sen ve sülalen saraylarda yaşayasınız diye sokaklarda kan dökmeyecek.” https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1478473868746665987 tivitini, sonra da Seni ve beslemelerini seçimle göndereceğiz. Sarayını da öğrencilerin hizmetine vermeden önce; üç ay boyunca her gün 10.00-20.00 saatleri arasında halkımızın ziyaretine açacağız. Çoluk çocuk, anne baba, herkes senin nasıl bir şaşaa içinde yaşadığını görecek.”

https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1478473870428540928 ikinci tivitini attı.

 

Ettiği sözlerin, paylaştığı tivitlerin hiç biri ama hiç biri, anamuhalefet partisinin başına yakışacak sözler ve paylaşımlar değil!

“Sokağa çıkın da görelim” diyen AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına “Restinizi göremeyeceğim. Talimatınıza uyacağım” der gibi!

 

“Korkak muhalefet” nereye, ne zamana kadar?!

 

Gerçek anlamda muhalefet yapılsaydı, bugün gündemde böyle bir konu olmazdı!

 

Muhalefet önce, teşkilatlarını canlı tutacak, teşkilatları aracılığıyla halka gitmeyi bilecek, halkı bilgilendirecek, halkı arkasına almayı başaracak!

 

Donanımlı halk kitlesi meydanlara indiğinde, ne kadar güçlü olsa da, hiçbir iktidar provokasyon yapamaz, şiddete baş vuramaz, karşı çıkamaz, geri adım atar!

 

Böyle bir çalışma yapmadıkları gibi, sandıkta yenecekleri iktidardan “Sandığı getir” isteminde bulunuyorlar!

 

İstediler diye iktidar sandığı getirir mi?!

 

Siyasa (politika) üretemeyen muhalefet, korkarım ki, bu zayıf yanından ötürü, açık ara kazanacağı seçimi, siyasi rakibi Cumhur İttifakı’na kaptıracak!

 

Neymiş efendim, sokağa çıkılırsa, arzulanmayan olaylar olurmuş!

Hadi canım sen de!..

 

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise “Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin Genel Başkanı kişi çıkıyor diyor ki, ‘Sokağa döküleceklermiş, meydanlara ineceklermiş. İnin de görelim.’ Nereden baksanız acayip, nereden baksanız saçmalık! Ben, Sayın Erdoğan’ın derhal bir psikiyatriste görünmesini tavsiye ediyorum. Çünkü halüsinasyon gören bir kişinin tavrı muhtemelen böyle olur” 

https://www.gercekgundem.com/siyaset/320416/meral-aksenerden-erdogana-halusinasyon-goren-bir-kisinin-muhtemelen-tavri-boyle-olur sözleriyle havanda su dövmekten başka bir şey yapmıyor!..

DÜNDEN 3 KESİT!..

150 150 bakikarakol

Sondan başlayayım:

Dün…

Partim CHP’m, Kamutay’a (TBMM’ye) bir önerge verdi.

İçeriği “18 TL’ye (18 Milyon TL’ye) çıkmış 1 ABD Doları, 20 Aralık 2021 gece yarısı ne oldu ki, 11 TL’ye (11 Milyon TL’ye) düştü?” biçiminde özetlenecek “Araştırma Önergesi”, gece saat 20.00 sıralarında, Cumhur İttifakı ve Cumhur İttifakı İktidarı ortakları AKP ve MHP’nin oylarıyla ret edildi!

Neden?!

“CHP verdi” diye mi?!

Yoksa “O gece ne yapıldığının bilinmesi” mi istenmiyor?!

N e d e n ? ! .

 

Dün öğleden sonra…

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, partisinin Ankara’daki Genel Merkez binasında “151’inci”si gerçekleşen “Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı”nda yaptığı konuşmada “Siyaset kapısı, hacet kapısıdır. Derdi, sıkıntısı, talebi ve teklifi olan herkesin ilk çalacağı kapının AK Parti teşkilatları olmasından daha tabii bir şey yoktur. Bu kapı sadece siyaset kapısı değildir, bu kapı çok daha büyük bir medeniyet, kültür, tarih ve inanç davasının günümüzdeki temsilcisidir” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/134203/-dunya-salginla-baslayan-saglik-krizi-ve-onu-takip-eden-ekonomik-krizle-sarsilirken-turkiye-hedeflerine-dogru-yuruyusunu-hizlandirmistir- dedi, özetle şöyle sürdürdü:

“Milletten umudunu iyice kesen muhalefet ise başarısızlıklarını örtmek, çapsızlıklarını perdelemek için her yola başvuruyor. Yalan, bunlarda bini bir para. Bu denli yalanı başarılı bir şekilde sergileyen bir başka parti, ben siyasi hayatımda görmedim. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara makul, mantıklı çözüm önerileri sunmak yerine çareyi vesayete göz kırpmakta, halkımızı kutuplaştırmakta, hatta ülkemizdeki yabancı büyükelçilere şikâyet dilekçesi yazmakta arıyorlar. Yamalı bohça ittifakının sözde milliyetçi ortağı şehit yakınlarımıza galiz küfürler savururken ittifakın diğer ortağı ise hemen her gün toplumumuzun bir kesimini alenen tehdit ediyor. Bugüne kadar CHP’nin başındaki zatın tehditlerinden neredeyse payını almayan kalmadı. Paşa keyfi kimi isterse hedef tahtasına onu koyuyor. Ağzını her açtığında muhtarlarımızdan öğretmenlerimize, polislerimizden hâkimlerimize, valilerimizden AK Parti seçmenine kadar herkese tehditler savuruyor. Bay Kemal, yarın 2 bin civarında muhtarımla burada bir arada olacağım, muhtarlarla nasıl bir araya gelinirmiş sana da bunu göstereceğim. Son günlerde muvazeneyi iyice yitirdiler, gemi iyice azıya aldılar. Öyle ki işi devletin kurumlarını basmaya kadar götürdüler. Hukuk ve demokrasi içinde sorumlu siyaset yapmak varken, bunlar siyasi eşkıyalık yapmaya özen gösterdiler. Millet adına hesap sormakla mafyacılık oynamayı iyice birbirine karıştırır oldular. Baktılar tehdit dili işe yaramıyor, kimse bunlardan korkmuyor, çekinmiyor şimdi de doğrudan millete ve milletin inancına, milletin tarihine, medeniyet değerlerine hakaret etmeye başladılar. Güya ‘helalleşme’ diyerek çıktıkları yolculukta az gittiler, uz gittiler, dere tepe düz gittiler sonuçta vara vara yine tek parti faşizmine geri döndüler. Son toplantımızdan bu yana yaşananlar 2022 CHP’si ile tek parti cephesi arasında zihniyet açısından hiçbir fark olmadığını göstermiştir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, 1940’ların diktacı, jakoben, millete ve milletin değerlerine düşman CHP’sinin güncel sürümünden ibarettir. Aradan geçen vakitte dünya değişmiş, Türkiye değişmiş, hatta eski çamlar bardak olmuş ama CHP’nin faşist karakteri ve kafası hep aynı kalmıştır. Kendilerini ne kadar farklı göstermeye çalışırlarsa çalışsınlar, bir noktada gerçek yüzlerini ifşa etmekten kurtulamıyorlar. Ajans patentli takiye siyasetleri çıkmaza girdikçe bilinçaltlarında ne varsa onu konuşuyor, zehirli dillerini ve karanlık niyetlerini belli ediyorlar. Neymiş efendim, dinini, diyaneti öğrenen çocuklar, üniversiteye gidince bilimin b‘sini, fiziğin f‘sini matematiğin m‘sini bilmiyormuş. Neymiş, Diyanet İşleri Başkanlığının okul öncesinde evlatlarımıza eğitim vermesi bilimsel değilmiş, çağ dışıymış. Bre gafil, asıl çağ dışı olan sensin, senin bu faşist zihniyetin. Asıl gerici olan, Orta Çağ karanlığında asıl debelenen sen ve senin gibi meseleye marjinal ideolojilerin at gözlüğünden bakanlardır. Anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığının görevini hakkıyla yapmasından niçin gocunuyorsunuz? İstikbalimizin teminatı olan çocuklarımızın Kur’an’ı, Peygamber Efendimizin örnek hayatını, medeniyet değerlerimizi öğrenmesi neden sizi rahatsız ediyor? İslam tarihinin en parlak dönemlerine, Batılıların kendilerini tarif için kullandığı ‘Orta Çağ karanlığı’ yaftası vurmaktan utanmıyor musunuz? Bu milletin dininden, Diyaneti’nden, inançlarını özgürce yaşama, evlatlarını özgürce yetiştirme hakkından kirli ellerinizi ne zaman çekeceksiniz? Milletimize kimliğini ve karakterini veren mukaddes değerlerimizi aşağılamaktan ne zaman vazgeçeceksiniz? Artık cambazlığı bırakın, sahtekârlığı bırakın. Yeri geldiği zaman Peygamberimize, Kur’an’a sahip çıkacaksınız, yeri geldiği zaman da ağzınızda, dilinizde hangi kusmuk varsa onu kusacaksınız. Çok açık ve net söylüyorum CHP Genel Başkanı bu skandalı karanlıkta ıslık çalarak geçiştiremez. Bu edepsizlik görmezden gelinerek, susularak, hiçbir şey olmamış gibi yüksek siyasetçilik oynanarak savuşturulamaz. Çıkıp milletten ve Diyanet camiasından özür dilemelidir. Aksi takdirde milletimiz tıpkı şehit yakınına ağız dolusu küfür eden ittifak ortakları gibi CHP’ye de sandıkta gereken dersi, Allah’ın izniyle verecektir.”

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, konuşmasını “Türk siyasetinin gözünü ve kalbini kin bürümüş bu kifayetsiz muhterisler tarafından lekelenmesine izin vermeyeceğiz. Bunların ahlaksızlığına, ahlak dışı, edep dışı bu ağızlarına bu ülkeyi terk etmeyeceğiz. Utanmadan, sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, meydanlara döküleceklermiş. Siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz, dökülün, 15 Temmuz’da sokağa dökülenlere bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün, siz de aynı dersi evvelallah alırsınız. Biz de Cumhur İttifak’ı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız” sözlerinin ardından “Cumhur İttifakı olarak karşımızdaki yamalı bohça ittifakının kin ve nefret siyasetini kardeşlik siyasetimizle yine boşa çıkaracağız” tümcesiyle bitirdi.

Son tümceyle, alıntıladığım diğer tümceler öyle bir çelişiyor ki!

Büyük olasılıkla, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanına konuşma metni yazanlar birden fazla ve birbirlerinin yazdıklarından habersizler!

Böyle siyasi üslup da olmaz!

Tanrı aşkına, “…Cumhur İttifak’ı olarak hepinizi önümüze katarız ve gideceğiniz yere kadar kovalarız” ne demek?!

 

Dün öğleden önce…

Cumhur İttifakı’nın ve Cumhur İttifakı İktidarı’nın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup konuşmasında http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4936/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_4_Ocak_20.html gene açtı ağzını yumdu gözünü.

www.gercekgundem.com internet gazetesinin dünkü “Bahçeli, Soylu için yine devrede; üç AKP’li isme ağır eleştiriler” https://www.gercekgundem.com/siyaset/320261/bahceli-soylu-icin-yine-devrede-uc-akpli-isme-agir-elestiriler?utm_source=share-twitter başlıklı haberine göre Bahçeli bu kez, ittifak ve iktidar ortağı AKP’nin üç ismine de verdi veriştirdi.

Biri, AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’tu.

Kurtulmuş’a “… saygıdeğer siyasetçi, senin varmak istediğin yer neresi, yapmak istediğin nedir?” diye seslendi.

Diğeri, “… çürük yumurta…” sözcükleriyle tanımladığı, AKP MKYK üyesi, Gaziantep AKP eski Milletvekili gazeteci kökenli Şamil Tayyar’dı.

Bir diğer ise “Sulu göz siyasetçi” dediği, AKP’nin özgül ağırlıklısı ve ünlü (!) “Şeyini şey ettiğimin şeyi” sözünün patentli sahibi AKP eski Milletvekili, Kamutay eski Başkanı, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tı.

 

Sözünden çıkmayan ortağına her dediğini yaptıran Bahçeli, önümüzdeki günlerde en yakın kurmaylarını ve en güvendiği yardımcılarını, son olarak da kendini, ortağından üç kişiyi yerdiği gibi yererse, şaşmayacağım…