PERŞEMBE’NİN GELİŞİ, ÇARŞAMBA’DAN BELLİ OLMUŞTU!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Eli öpülesi Anadolu Halkı’nın çok güzel, çok doğru bir sözü var:

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir!

Önceki gün (17 Kasım 2021 Çarşamba) ve dün (18 Kasım Perşembe) aynısı oldu!

Çarşamba günü AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, partisi AKP’nin grup toplantısındaki konuşmasının bir yerinde –HELALLEŞME ZIRVALIĞI başlıklı yazımın girişinde paylaşmıştım- özetle şöyle diyordu:

Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız. Biz faize kesinlikle milletimizi ezdirmeyiz. Bunu kabulleneceğiz, bunun başka çıkışı olamaz. Hâlâ kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam.

… faiz, aşağılara çekilmişken tamam da bizim arkadaşlarımıza ne oluyor ki onlar faizi savunur hâle geliyorlar? Enflasyonun buralarda ne hâle geldiğini görüyorsunuz. Peki, bizim arkadaşlarımıza ne oluyor? Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadele mi de sürdüreceğim.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/133533/-turkiye-tarihinde-hic-olmadigi-kadar-buyuk-bir-cazibe-merkezi-h-line-gelme-yolunda-emin-adimlarla-ilerlemektedir-

 

Bir gün sonra yani Perşembe günü Merkez Bankası toplanacak, faiz kararını açıklayacaktı.

Ve o gün geldi.

Yani dün.

Merkez Bankası toplandı.

“Karar saat 14.00’da açıklanacak” denildi, 6 dakika gecikmeli açıkladı.

 

Perşembe günü açıklanacak kararın yönü, Çarşamba günü AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının sözlerinden belli olmasına karşın, başta ekonomistler, uzmanlar “Faizleri düşürmeyin” diye adeta yalvardılar.

D i n l e m e d i l e r !

6 dakika geç açıklaması, usa (akla), “Kimlere para kazandırıldı?!” içeriğinde sorular getiren Merkez Bankası, politik faizi 2 puan değil, 1 puan düşürdü; 10 TL 60 Kuruş (eski parayla 10 milyon 600 bin TL) olan 1 ABD Doları, 11 TL 70 Kuruş’a (11 milyon 700 bin TL’ye) fırladı.

Burada durmayacak!

Merkez Bankası, Aralık ayındaki toplantısında faizi 1 puan gene düşürecek!

Türk Lirası’nın, tüm yabancı paralar karşısındaki değer yitirmesini, örnekleme yaptığımız Dolar’ın kaç TL olacağını siz hesaplayın.

 

Ekonomistlerin, uzmanların sunumlarından anlıyorum ki…

TL’nin Dolar yitirmesi durmayacak!

Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs 2022’de de, dahası faiz tek haneye, 6-7 TL’ye ininceye kadar sürecek!

Varın TL’mizin yabancı paralar karşısındaki değerini öngörün!

Ben öngörüde bulunmak istemiyorum!

 

Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız. Biz faize kesinlikle milletimizi ezdirmeyiz” sözlerinin ardından, iş adamlarına “Hani sen düşük faizle kredi istiyordun? Hadi gel işte al, niye almıyorsunuz?” sorularını yönetten ve “Ben, bu iş adamlarını da anlamıyorum. Ondan sonra bir araya geliyorlar, TÜSİAD’ı, vesairesi, yüksek faizden bahsediyorlar. Siz nasıl insansınız? Eğer sen iş adamıysan, yatırımdan yanaysan buyurun işte size kredi, düşük faizle. Hadi alın krediyi de yatırım yapın. Ben sizden yatırım, istihdam, üretim, ihracat istiyorum. Hadi gelin bunları yapın. O zaman kaçıyorlar. Bunlar nasıl iş adamı? Türkiye’nin en büyük iş adamlarıymış. Ondan sonra da bize sallıyorlar. İstediğiniz kadar sallayın, tutmaz. Çünkü biz bir şeye inandık; bu ülkeyi kalkındırmak için hangi kuruluş olursa olsun, TÜSİAD’ı, şusu, busu vesaire dürüst olacaksınız, dürüst. Sıkıştığınız zaman hemen kapıyı çalacaksınız, işi yoluna koyduktan sonra da kalkıp iktidara sallayacaksınız, yok öyle 25 kuruşa simit” diyen AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, faizlerin indirilmesinde neden bu kadar ısrarlı?! 

İki neden görüyorum:

Biri dış, diğeri iç kaynaklı.

Dış kaynaklıda…

AKP’nin kuruluşundaki dış etkenlere ve o etkenlerle varılan mutabakata bakmak gerek.

İç kaynaklıda ise…

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı da, 19 yılın sonu, 20 yılın başlarında, sona gelindiğini, erken veya gününde yapılacak seçimde sandıktan çıkamayacaklarını gördüğünü…

Bir dahaki seçimde, daha güçlü gelmek için, Millet İttifakı İktidarı’na, parası pul olmuş, iç-dış borcu tavan yapmış, ekonomisi uçuruma yuvarlanmış vb bir Türkiye bırakmak, Millet İttifakı İktidarı’nda, kendilerinin ve kendilerinin de içinde yer aldığı Cumhur İttifakı İktidarı’nı aranır hale getirmek siyasasını (politikasını) güttüğünü…

D ü ş ü n ü y o r u m .

 

“Helalleşme” zırvalığıyla uğraşan Millet İttifakı, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının böyle bir siyasa güdeceği olasılığı üzerinde duruyor mu?

Duruyorsa, önlem siyasası, stratejisi belirledi mi, belirleyecek mi?

Bilmiyorum.

70’li yıllarda “Umut Ecevit”i, sağ ve sağ uç partilerin nasıl limon gibi sıktığını anımsatmak isterim!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.