HELALLEŞME ZIRVALIĞI!..

  • 0
150 150 bakikarakol

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, partisinin dünkü grup konuşmasındaki Önümüzdeki yıldan itibaren ferahlamaya başlayacağız. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bunu farklı yere çevirme gayretine girenlere diyorum ki boşuna uğraşmayın. Biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız. Biz faize kesinlikle milletimizi ezdirmeyiz. Bunu kabulleneceğiz, bunun başka çıkışı olamaz. Salgın döneminde tüm ülkeler kepenkleri indirirken bizim yatırımlarımıza kesintisiz devam etmemiz, açılıştan açılışa, temel atmadan temel atmaya koşmamız bunun en somut örneğidir, ispatıdır. Hâlâ kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam.

Şu anda dünyaya bakalım. ABD’ye, Batı’ya, İsrail’e bakın. Bütün bunlarda faiz, aşağılara çekilmişken tamam da bizim arkadaşlarımıza ne oluyor ki onlar faizi savunur hâle geliyorlar? Enflasyonun buralarda ne hâle geldiğini görüyorsunuz. Peki, bizim arkadaşlarımıza ne oluyor? Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadele mi de sürdüreceğim.” https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/133533/-turkiye-tarihinde-hic-olmadigi-kadar-buyuk-bir-cazibe-merkezi-h-line-gelme-yolunda-emin-adimlarla-ilerlemektedir- sözleriyle, bugün toplanacak Merkez Bankası’nın alacağı faiz kararına yön verirken, Türk Lirası’nın, yabancı paralar karşısında büyük oranda değer yitirmesi hiç iyi olmadı.

(Merkez Bankası toplantısında, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının yönlendirmesi doğrultusunda faiz düşürülürse, paramızın yitireceği değeri düşünmek istemiyorum.)

Ama…

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının yukarıda alıntıladığım sözleri, Türkiye’yi, suni helalleşme gündeminden çıkardı, kendi gerçek gündemine kavuşturdu.

 

Tanrı aşkına, partim CHP’min başındaki “adı lazım değil”in, 13 Kasım 2021 Cumartesi günü evinden çekip @kilicdarogluk hesabından paylaştığı helalleşme videosu da neyin nesi?!

“Adlı lazım değil” durup dururken, neden böyle işe girdi?!

Bu usu (aklı) ona, kim, kimler verdi?!

Hadi birileri böyle bir zırvada bulundu, “adı lazım değil” nasıl kandı?!

Demek ki, aynı düşüncedeler!

 

Bu helalleşme videosundaki sözleriyle, önceki gün grup konuşması bitiminde okuduğu “Türkiye’ye mektubu”nu, yazımın sonunda alt alta tam metin olarak, bilginize sunuyorum.

 

Neden, Arapça sözlük Helalleşme?!

Belli ki, helalleşme zırvalığını öneren veya önerenler, “adı lazım değil”in, CHP’ye yerleştirdiği devşirme CHP’lilerdir!

“Adı lazım değil”in kendisi de, özde devşirme CHP’li değil midir?!

Olmasaydı…

“Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir de önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum. Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle, farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşmaya başlayacağım” https://www.chp.org.tr/haberler/chp-lideri-kilicdaroglu-yaralarin-kapanmasi-icin-helallesme-yolculuguna-cikiyorum sözlerini eder miydi?!

Bu sözler, CHP’ye, CHP’nin geçmişine, gerçek tüm CHP’lilere, en başta da CHP’nin kurucusu dünya lideri Kemal Atatürk’e ihanettir!

 

Bir ihanetçinin, biz gerçek CHP’lilerin partisinin başında bulunması yürek yaralayıcıdır, büyük ayıptır, büyük utançtır!

 

Bir de, arlanıp sıkılmadan kendinden lider diye söz eder!

“Adı lazım değil” lider kin, sen kim?!

Lider olsaydın…

CHP’nin ve Türkiye’nin tarihini bilirdin; CHP’yi suçlu sandalyesine oturtmazdın; Arapça sözcükler değil, Türkçe sözcüklerle konuşurdun; dincilerin dilleriyle değil, Türk halkının diliyle konuşurdun; “Ben, ben” deyip durmaz, bencillik yapmazdın; partiyi bağlayıcı kararlarda Parti Meclisi’nin bilgisine başvur, “Ben Genel Başkanım” deyip tekil davranmazdın; hasta yatağındaki adamı Milletvekili listesine yazmazdın ve tedavisi sürdüğü için Milletvekili görevini yapamayan bu adamı partide “Milletvekili” diye tutmazdın; Genel Başkanı olduğun CHP’nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu dünya lideri Kemal Atatürk’e “Kefere Kemal” diyen devşirmeyi CHP’ye getirmezdin, CHP’den Milletvekili yaptırmazdın; Tekke ve Zaviyeler yasağı kalkmalı” diyeni CHP’ye taşımaz, Milletvekili ve “Genel Başkan Yardımcısı” yapmazdın; “Fetullah Gülen, bu ülkenin fenomenidir” diyen amansız CHP karşıtını kendine danışman etmez, yetmemiş gibi İstanbul İlçelerinden birinden Belediye Başkan adayı göstermezdin; “… başı kapalı kızlarımız…” diyerek Kılık Kıyafet Devrim Yasaları’na karşı suç izlemezdin; para spekülatörü Soros’un Türkiye’deki vakfının kurucularından olmazdın vb!

Daha sayayım mı?

 

( Bu arada; dün de, Manisa CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Kamutay’da (TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi, “helalleşme”yi hararetle savundu, “Başörtüsü yasağına karşı eylem yapan kardeşlerimizin yanında yer almış biri olarak…” diye bir söz etti. Çok ayıp! Siyasi İslamcıların siyasi simge yaptıkları “türban” ile Anadolu kadınının başörtüsünü eş tutmasına, karıştırmasına bir başka ayıp! Özgür Özel’e yakıştırmadım, yazıklar olsun!)

 

Lütfen Mayıs 2010’u anımsayın…

Şimdinin “Bankamatik Milletvekili” Deniz Baykal, CHP Genel Başkanı idi ve seks kasetiyle istifa etmek zorunda kaldı.

Yerine, AKP’lilerin yolsuzluk dosyalarıyla ortalığı toz duman eden, 1 numaralı siyasi gündem adamı “adı lazım değil”, olağanüstü Kurultay’la CHP Genel Başkanlığına geldi.

Yeni Genel Başkanın rüzgarı, yurt genelinde müthiş esiyordu.

Biz CHP’liler derin soluk almış, rahatlamıştık, morallerimiz yüksekti ve çok mutluyduk.

Bir önceki Genel Başkandan kalan miskin, umutsuz havanın yerinde yeller asıyordu.

Gelin görün ki, kısa bir süre sonra “Adı lazım değil” öyle siyasi söylem ve eylem yanlışları yaptı ki!

O olumlu hava terse döndü!

 

Aynısı, 13 Kasım 2021 Cumartesi günü oldu.

“Adı lazım değil”, helalleşme videosu paylaştı, bir süreden beri Millet İttifakı’ndan yana esen rüzgar, kendi ekseninde zayıfça döndü durdu!

Neyse ki, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, girişte paylaştığım sözler edince, rüzgar Millet İttifakı’ndan yana hafif hafif esmeye başladı.

 

“Adı lazım değil”, 11 yıl önceki siyasi söylem ve eylem yanlışları ile AKP’ye, AKP iktidarına yaptığı yardım ve yataklığın ya da AKP’nin, AKP iktidarının değirmenine su taşımanın aynısını 11 yıl sonra Helalleşme Videosu ve Türkiye’ye Yazdığım Mektup” dediği mektupla yaptı!

 

“Adı lazım değil”, ilkin Anıtkabir’e gitsin, dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzden, ardından gerçek CHP’lilerden özür dilesin, erken veya günündeki seçimlerin bitiminde CHP Genel Başkanlığı’ndan ve CHP’den istifa edeceğinin sözünü versin.

Sakın ola, sözünü tutmamazlık e t m e s i n ! . .

 

HELALLEŞME VİDEOSU

Sevgili halkım, merhaba. Güzel bir cumartesi gününde evime hoş geldiniz…
Uzun süredir düşündüğüm bir konuyu sizlerle samimi bir şekilde konuşmak istiyorum. Hepimizin artık malumu. Önemli bir değişim kapıda. İktidar değişiyor. Ancak iktidarlar hep değişti, ama bu ülkenin makus talihi hiç değişmedi. İşte bu yüzden hayatımın bu aşamasında iktidara gelmekten çok daha önemli bir vizyonum var. Bu ülkenin bu makus talihini değiştirmek istiyorum.
Evet, gitmekte olan bir iktidar var. Korkunç bir enkaz bırakarak gidiyorlar. Malum demokrasiyi yok ettiler, devletin kurumlarını yok ettiler, halkı sefalete sürüklediler. Peki bunca olandan sonra sadece iktidarı değiştirmek yetecek mi bize? İktidarlar değiştikçe neden bu ülke gerçek bir demokrasiden ve müreffeh bir toplumdan sürekli uzaklaşıyor?
Bakın, açık konuşacağım. Sadece AK Parti iktidarından bahsetmiyorum. Biz dahil geçmişte tüm iktidarlardan bahsediyorum. Neden bu devleti, her gelen iktidar sürekli yıpratıyor? Bunun önemli bir nedeni var. Ülkemiz yaralı insanların ülkesi. Farklı topluluklar, çok farklı yaralar taşıyor. O kadar ağır yaralarımız var ki ruhlarımız acı çekiyor. O kadar incinmişiz ki hiçbirimiz geleceğe bakamıyoruz, geçmişe takılı kaldık. Her iktidara gelen de bu yaraları kullandı, istismar etti, derinleştirdi. Tarihimizde de bunu en çok AK Parti hükümetleri yaptı. İnsanları birbirine düşürdü, nefreti körükledi, halkımız kavga ettikçe, bir grup insan zenginleştikçe zenginleşti. Bunun hesabını da verecekler tabii ki. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu olarak bana sadece iktidarı devralmak yetmiyor. Ben ülkeme bir miras bırakmak istiyorum. Bu ülkenin artık huzura kavuşmasını ve önüne bakabilmesini istiyorum. Ben bundan sonraki 100 iktidarının da bu ülkeye ve insanına iyi gelmesini istiyorum.
Özetle sevgili halkım; ülkemizin iktidarlardan çok şifaya ihtiyacı var. Geçmişten gelen küskünlüklere ve öfkeye bağlı kalmaya devam edersek, ülkemiz bu felaketleri gelecekte de yaşamaya mahkum olacak.
Sevgili halkım, düşündüğümüzden daha güçlüyüz biz. Düşündüğümüzden çok daha cesuruz biz. Geçmişin arabalarıyla hiçbir yere gidemeyeceğimizi artık biliyoruz. Onun için artık helalleşme zamanıdır. Ne pahasına olursa olsun, toplumsal ilişkilerimizi güçlendirmek ve yaralarımızı iyileştirmek için geçmişte yapılan hataların sorumluluğunu almayı ve bunlar için birbirimizden helallik istemeyi bilmeliyiz.
Benim liderliğini yaptığım partinin de geçmişte yarattığı derin yaralar vardır. Uzun süredir de önce bu yaraları yaratan o sistemi değiştirmekle uğraştım. Şimdi ise dışarıya dönme zamanı. Ben bu yaraların kapanması için helallik isteme, helalleşme yolculuğuna çıkıyorum. Geçmişte kırdığımız, korkuttuğumuz topluluklarla, bireylerle, farklı hayat tarzlarının temsilcileriyle buluşmaya başlayacağım. Ben ömrümde bu ülkede nefreti ve sevgiyi bolca gördüm ve sevgi hep daha güçlü oldu. Artık sevgiye bu savaşı kazandırma zamanı. Affetmeyi ve affedilmeyi kucaklayarak helallik istemeyi ve vermeyi başarmalıyız. Hep birlikte umuda, barışa ve sevince yürüyebilmek ancak birbirimizin yaralarını sararak mümkün olacak.
Biraz uzun sürdü konuşmam biliyorum, kusuruma bakmayın lütfen. Mevlana’nın bir sözü ile bitireyim bari: Dünle birlikte gitti cancağzım ne varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
İyi hafta sonları dostlarım.

https://www.chp.org.tr/haberler/chp-lideri-kilicdaroglu-yaralarin-kapanmasi-icin-helallesme-yolculuguna-cikiyorum

  

TÜRKİYE’YE YAZDIĞI MEKTUP   

Sevgili dostlarım; dün akşam Türkiye’ye yazdığım bir mektubu okuyacağım size. Hafta sonu bir video ile milletimize seslenme ihtiyacı duydum. İktidara geliyoruz ama bunun bana yetmediğini anlatmaya çalıştım. Hayatımın her aşamasında benim için sarayların, konvoyların zerre kadar önemi olmaz. Ben evimden, mütevazi hayatımdan memnunum. Ne yapayım ben tüm bunları konvoyları, sarayları? Tüm bunların tek bir anlamı var benim için, o da ülkemizin makus talihini kırabiliyor muyum? Eğer kırabiliyorsam, ben iktidar olayım. Olayım ki, çocuklarımıza bembeyaz bir Türkiye bırakalım.
Videomda söyledim. Ben ülkemizde iktidar olmaktan çok, iz bırakan, başka bir miras bırakan biri olarak anılmak istiyorum. Bizden sonra gelecek yüz tane iktidar da artık ülkeyi hep bir şeyler ekleyerek yürüsün diyorum. Bizden sonra gelecek iktidarlar da bizim üzerimize bir şeyler ekleyerek yürüsün. Batıda nasıl iktidar değiştiğinde kimse kaygı yaşamıyorsa, işte böyle bir Türkiye olsun istiyorum. Yaralarımızı sarmamız lazım. Biliyorum, bazılarımız zorlanıyor bu konuyu konuşmaktan. Yaralar hâlâ açık ama yapacağız, çocuklarımız için yapacağız, geleceğimiz için yapacağız. Bizim gördüğümüzü, yaşadığımızı, milletimizin çocukları gelecekte yaşamayacak, yaşamamalı. Bundan daha büyük bir ödül olur mu Allah aşkına? Helalleşme ile hukuku karıştıranlar oldu. Helalleşmek, “yüzleşmek, barışabilmek, devam edebilmek” demektir. Bunu yarası olan topluluklara yapacağız. Hukuk başka; kim ne suç işlediyse, onun karşılığı hukuktur. Hukukla helalleşmeyi karıştırmamak lazım. Zaten hukukla, yani onunla zaten helalleşmek imkânsız. Hukuk onun hesabını soracak, bunu ben videoda da söyledim. Bir de medyada bazılarının “ne güzel muhalefet zaten kazanıyor, ne gerek vardı tüm bunlara” demesine hüzünlendim. Çünkü bunlar bu söylediklerimi strateji zannediyor. Ne stratejisi? Ben gelecekte bu ülke çocuklarının, ardımdan bu ülkeyi barıştırdığımı söylemelerini istiyorum. Böyle anılmak istiyorum. Ne stratejisi?
Evlatlarımız diyorum; hangi strateji çocuklarımızın geleceğinden daha önemli? Helalleşeceğiz dostlarım, helalleşeceğiz. Açık yaralar var. Biliyorum zor olacak ama kesinlikle yapacağız ve başaracağız.
28 Şubatçıların açtığı yaraları kapatıp, helalleşeceğiz. İkna odalarına sokulan başı kapalı kızlarımıza helalleşeceğiz.
Roboski ile helalleşeceğiz. Bakın hukuk başka, helalleşme başka… İnsanlara devlet tazminat ödeyecek ama bir taraftan da helalleşeceğiz.
Sivas, Kahramanmaraş mağdurları ile helalleşeceğiz. Diyarbakır hapishanesi mahkumları ile helalleşeceğiz.
Mahalleleri gasp edip sürülen ve mahallelerine lüks siteler dikilen Romanlarla helalleşeceğiz.
Varlık vergileri altında inim inim inleyen azınlıkla, 6-7 Eylül olaylarının mağdurları ile helalleşeceğiz.
Mahkemelerde süründürülen askerlerimiz ve aileleriyle helalleşeceğiz. Bugün Londra’ya göç etmiş en parlak beyinlerimiz ile helalleşeceğiz.
Ali İsmail Korkmaz’ın ailesiyle helalleşeceğiz.
Soma ile helalleşeceğiz.
Darbeciler tarafından bir sağdan, bir soldan gencecik çocuklarımız asıldı bu ülkede; bir sağdan, bir soldan, o insanlarımızla helalleşeceğiz.
9 yaşındaki Oğuz Arda Sel’i kaybeden ve mahkemelerde süründüren Mısra Öz ile helalleşeceğiz.
Ahmet Kaya ile helalleşeceğiz.
Helalleşeceğiz dostlarım ve yakın bir gelecekte bir gün çocuklarımız geçmişe baktıklarında, “neler olmuş ama önümüze bakmayı bilmişiz; helal olsun onlara” diyecekler. Laik, demokrat, insan haklarına saygılı, müreffeh, Atatürkçü bir ülkede yaşayan çocuklarımız, birileri buna cesaret ettiği için teşekkür edecekler bize. Bizim iktidarımızı konuşmuyorum ben sevgili dostlarım; bizden sonra gelecek yüz iktidara bir kapı aralamamız gerekiyor. Doğru bir kapı açmamız… Evet, bütün baskıyı biz yaşayacağız ama birinin bunu yapması gerekiyordu. Nasip bize oldu.

https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-tbmm-chp-grup-toplantisinda-konustu-16-kasim-2021

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.