“SİYASADA PİŞMİŞ SİYASİ” DEDİĞİM ÖZGÜR ÖZEL, “SİYASADA PİŞKİN SİYASİ”YMİŞ!..
https://bakikarakol.com/wp-content/themes/osmosis/images/empty/thumbnail.jpg 150 150 bakikarakol bakikarakol https://secure.gravatar.com/avatar/9c47b0a2dd4845fdd2b5a8eb86cb0daa?s=96&d=mm&r=gÖzgür Özel…
Partim CHP’min Manisa Milletvekilidir ve CHP Grup Başkanvekilidir.
Eczacı kökenlidir.
Ama “siyasada (politikada) pişmiş siyasi”dir.
Ağzı laf yapar.
Hazır yanıtlı (cevaplı)dır.
Her nedense…
Kamutay (TBMM) Genel Kurulu’nda, “Bakan” olarak atandığı Dışişleri Bakanlığı’nın 2012 yıl bütçesi görüşülürken, Bursa İyi Parti Milletvekili ve Anayasa, Dışişleri Komisyonları Üyesi Ahmet Kamil Erozan “Sayın Bakan, Bütçeyi iktisatlı kullanın. Yılın ikinci yarısı alacağız” deyince, “Hayrola, ne oluyor? Siz de mi Biden’dan umut bekliyorsunuz yoksa? Ülkede seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var, nereden devralacaksınız, kimden devralacaksınız?”
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cavusoglundan-iyi-partili-vekile-secim-olsa-da-iktidarin-size-verilmeyecek-1798717 sözlerini eden Mevlüt Çavuşoğlu’na “hazır yanıtlı” olamadı!
1,5-2 gün geçtikten sonra dün (16 Aralık 2020 Çarşamba) Kamutay’da düzenlediği basın toplantısında bir gazetecinin “anımsatması” üzerine konuştu:
“AK Parti kriterlerine göre Mevlüt Çavuşoğlu darbecinin daniskasıdır, millet düşmanıdır, milli iradeye kafa tutandır. AK Partili Çavuşoğlu değil de herhangi bir siyasi partiden muhalefet bir siyasetçi söylese, ortalık birbirine girer. Vermeyen kim? Partili Genelkurmay Başkanına Milli Savunma Bakanı yaptım ona mı güveniyorsun? Milletin karşısında hangi güç duracak?
Millet sana darbe yapıldığında sana sahip çıkacak da sen darbe yaptığında sana sessiz mi kalacak? İktidarın verilmemesi ne demek? Hangi odak, hangi güç? O seçim olsun, millet yetkiyi versin, sen de ‘verilmeyecek’ de bakalım. Senin alnını bizzat nasıl karışlıyorum.
Kolay mı? Kimsin sen? Millet seçecek. Sen vermeyeceksin. İstanbul seçiminde küçük farkı fırsat bilip, pislikler çevirip, seçimi iptal ettirdiniz. Millet bir demokrasi tokadı vurdu, hala kendinize gelemediniz. Yok öyle yağma.
Benim siyasi hayatımın en keyifli günü, 25 yıl sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesinin mermer bir eşiği var, geçtik, içeriye girdik, devir teslimi izledim. Ekrem İmamoğlu ile sizin büyükşehir belediye başkanımız arasında. Geçen gün içeride bir hadsizlik yapan bakana da söyledim, takvime bakmak lazım çok sıkışık olacak ama devir teslimde o odada olacağım.
Dışişleri Bakanımız görevi teslim alırken orada olacağım, çayları söyle geliyorum. Senin çayını içeceğiz Sen gittikten sonra üstüne keyif kahvesi içeceğiz milletimizin yüzü gülsün diye.” https://www.gercekgundem.com/siyaset/237538/ozgur-ozelden-mevlut-cavusogluna-cok-sert-sozler-darbecinin-daniskasi-bak-o-zaman-alnini-bizzat-nasil-karisliyorum
Kusura bakmasın –bakarsa da baksın-, az yukarıda “siyasada pişmiş siyasi” dediğim Özgür Özel, “pişmiş” değil, “pişkin siyasi”ymiş!..
Sözümü geri alıyorum.
“Siyasada pişmiş siyasi” olsaydı…
“Bakan” diye atanmış bürokratı, siyasetçiymiş gibi muhatap almazdı, “Sen kimsin?” sorusunu tam da burada sorardı.
Çavuşoğlu, “atanmış bürokrat Bakan” olmasına karşın “seçilmiş bir siyasetçi”yiş gibi, özellikle “Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var, nereden devralacaksınız, kimden devralacaksınız?” sözlerini ederken, neredeydi, yanıtını anında neden vermedi?
O gün grup adına konuşan İstanbul Milletvekili, Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, dış siyasadan ötürü Çavuşoğlu’na “güzellemeler” yapmasını nasıl içine sindirebildi?
Ve…
Diyor ki:
“O seçim olsun, millet yetkiyi versin, sen de ‘verilmeyecek’ de bakalım. Senin alnını bizzat nasıl karışlıyorum.”
Ne yaman söz!
İyi de…
Bu nasıl olacak?
Teşkilatlarını, teşkilatları üzerinden halkı örgütlediler mi?
Halka güven verdiler mi?
Halka kendilerini ve anlatmaları gerekenleri anlatabildiler mi?
Halkı ikna edip arkalarına alabildiler mi?
Ki…
“Seçimi kazanamadık ama iktidarı bırakmıyoruz” gibisinden bir çirkinlikte, “Benim irademe karşı gelemezsiniz” diyecek halkı meydanlara dökebilecekler mi?
Halka önderlik yapabilecekler mi?
İnançlı ve kararlı halk hareketi karşısında, iktidarı bırakmama ilkelliğinde direnenleri alt edebilecekler mi?
“Edebilecekler” demeyi çok isterim.
Ama…
Ben de bu ülkede yaşıyorum.
“Efendim, son İstanbul yerel seçimleri…” diyecekler.
Yazla kışı vb karıştırmanın anlamı, gereği yok.
Gerçekçi olunmalı.
Ne ekildi ki, ne biçilecek?!
Siyasada “alın karışlama” çirkin bir söylem.
Çirkin, ağzı bozuk siyasi söylemler edenlere özenmek, onlara benzemek, “öz CHP’li kadrolar”ın yapmayacaklarındandır.
“Devşirme CHP’liler”, sağ kökenli siyasi partiler ve o siyasi partilerin iktidarları kadar ülkeye, halka, bölgeye, inanca, her tür değere zarar veriyorlar…