AKP GENEL BAŞKANI CUMHURBAŞKANI BİLSEYDİ, “GÜZELLEME”YE NEDEN OLACAK O “HAKARET DAVASI”NA İZİN VERMEZDİ…

  • 0
150 150 bakikarakol

Metropoll Araştırma Şirketi’nin sahibi Özer Sencar’ın “Süleyman Soylu gibi güçlü bir isim değil. Kayınpederinin kredisini kullanan ama oturduğu makamı dolduramayan biriydi. İstifa şekli, Erdoğan’ın gücünü ve otoritesini azalttı” https://www.cumhuriyet.com.tr/video/metropoll-arastirmadan-dikkat-ceken-berat-albayrak-yorumu-1790468 dediği, damat “ümmetçi” Berat Albayrak, gündemdeki yerini, bu defa babası Sadık Albayrak’ın açıklamasıyla koruyor.

Oğlu gibi “ümmetçi” izlenimini veren baba Albayrak açıklamasında şöyle diyor:
“Son günlerde şahsım ve ailem hakkında yayılan yalan yanlış haberler üzerine açıklama yapmak boynumun borcu olmuştur. 60 yıllık yazarlık ve gazetecilik hayatıma tarih ve arşivler şahittir. Çocuklarımı gayesi ulvi ve cihanşümul bir davanın neferi olarak yetiştirdim. Onlar da ülkelerine ve içinde yaşadıkları cemiyete hadim oldular. Bunun için üstlendikleri vazifeler ancak bir vasıtadır. Ben onlardan razıyım.
Son günlerde ailem ve çocuklarım hakkında en alçak iftira ve karalamalara tevessül edilmektedir. Bu vicdandan, izandan, insaftan yoksun bir vaziyettir. Bizler dünyevi makam ve mevkilerle değil; duruşumuzla, fikirlerimizle ve memleketimize hizmetle var olma gayesi güden insanlarız. Bir dava partisi olan AK Parti’nin ve her daim ‘Nur-u Aynım’ dediğim muhterem Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında, ‘ölümüne ölümüne’ duygusuyla, bütün bir aile olarak dim dik durmaktan bir an dahi vazgeçmemiz mümkün değildir.
Emperyal güçlerin ve yerli uzantılarının, başta FETÖ olmak üzere bütün millet düşmanlarının karşısında elimizde ‘Selahaddin’in kılıcı’ alnımız ak, başımız dik dağ gibi durmaya devam edeceğiz. Masa başında sahte fitne haberleri üretenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır.”

Berat Albayrak’ın babası Sadık Albayrak, Ak Parti’den istifa etti mi?


Ayrıntısına girmeyeceğim.
Açıklamayı şu iki sözcükle tanımlamakla yetineceğim:
“Dünür Güzellemesi”…

Aynı gün, bir başka “güzelleme”, Yeniçağ Gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu’ndan geldi.
Yılların iç siyasa muhabiri/gazetecisi Uğuroğlu “AKP kulislerinde kazan kaynıyor” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/akp-kulislerinde-kazan-kayniyor-57405yy.htm başlıklı dünkü (12 Kasım 2020 Perşembe) yazısını şu tümcelerle bitiriyor:
“Değerli okurlarım AKP’lilerin konuştuğu iddia edilen son kulis bombası şöyle;
Damat Albayrak kulislerde, ‘Anayasa değişikliğinde hata yapıldı Cumhurbaşkanımız 3. kez aday olamayacak…’ diyormuş…
Erdoğan’ın yerine cumhurbaşkanlığı adaylığına hazırlanıyormuş…
Erdoğan, AKP içinde egemenlik kuran damadı Berat Albayrak’a çok kızıyormuş…”
Berat Albayrak, kayınbabasının yerine Cumhurbaşkanlığına hazırlanıyormuş!
“Güzelleme” işte…
Bun da ayrıntısına girmeyeceğim.
Ancak şu kadarını söyleyeceğim:
Gazeteci, yazar, okura sunacağı yazıya ilkin kendi inanacak; sonra, yazının, okura inandırıcı gelip gelmeyeceğini düşünecek, sorgulayacak…

“Güzellik”ler bitmiyor.

Siyasetçi, eski Milletvekili, eski Sağlık Bakanı, “Çoban Ateşi Hareketi”nin önderi ve yeni kurulan “Doğru Parti”nin Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu’nu anımsayacaksınız.
Dün, Ankara Esenboğa Havalimanı’nda VIP çıkışında, “Cumhurbaşkanına hakaret”ten, polisler tarafından gözaltına alındı. https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/eski-bakana-cumhurbaskanina-hakaretten-gozalti-1790452
Bunun da ayrıntısına girmeyeceğim; ama verdiğim linkten haberi okuyun. Buradaki “güzellik” şu:
25 Ağustos 2020 günü resmen kurulan Doğru Parti, milyarlar harcasaydı, görkemli toplantılar gerçekleştirseydi, “birkaç saatlik gözaltı” kadar tanıtımını/reklamını yapamazdı.
Artık Türkiye, “birkaç saatlik gözaltı” ile Çoban Ateşi Hareketi’nin siyasi partiye dönüştüğünü, o partinin adının “Doğru Parti”, Genel Başkanı’nın da Çoban Ateşi Hareketi’nin önderi/lideri “Rıfat Serdaroğlu” olduğunu biliyor.
Bir “Cumhurbaşkanına hakaret” davası, Doğru Parti’lileri kızdırsa da, ilk kez böyle bir “güzelliğe” dönüşüyor.

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, bu “hakaret davası”ndan, hele de ifade alımından sonra serbest bırakmayla biten “gözaltı”dan haberi olsaydı, davaya ve gözaltına izin vermezdi.
Şundan:
Kendilerine değil, “Cumhurbaşkanına hakaret davası” açılana, onun siyasi siyasi düşüncesine, siyasi oluşumuna yarayacağını bilecekti.
Aynı sonucu öngördüğü için, “Kendine güveniyorsan, istediğin televizyon kanalında karşıma çık” değip duran “adı lazım değil”le ekranda bir araya gelmiyor.
Dahası…
Siyasi parti liderleriyle televizyon kanalarında tartışı programlarına çıkmıyor.
Öfkeleneceğini, öfkeden hoş olmayan sözler söyleyeceğini, izleyicide olumsuz algıya neden olacağını biliyor.
Reytinginden kimsenin yararlanmasını istemiyor…

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.