Partisinin il başkanları toplantısında, buram buram “Türk İslam Sentezi” kokan konuşmasına “Tarih, insanları umutsuzluğa iterek, karamsarlığa sevk ederek hiçbir şeyin kazanılmayacağını göstermektedir” tümcesiyle başlayan, Cumhur İttifakı’nın ve Cumhur İttifakı İktidarı’nın küçük ama etkili etkin ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Hamd olsun mahcup olmadık, mağlup düşmedik” dedi, ekledi:
“Bizim için siyaset çıkarların at gibi yarıştığı, üzerine bahislerin oynandığı, ‘ne kazanırım ne kaybederim’ çetelesinin tutulduğu bir hipodrom değildir. Bizim içim siyaset koltuk, makam ve para aracı değildir. Siyaset milli yükselişin, milliyetçi silkinişin, demokratik irkilişin, fertten topluma, buradan da millete kadar uzanan sosyal ve ekonomik toparlanışın ağırlık merkezidir.”
Arkasından, eylemleriyle çelişen şu sözleri etti:
“Biz ne söylediğimizi bildiğimiz kadar ne istediğimizi de biliyoruz.
Halkı dinleriz, Hakkı söyleriz, hakkımızı isteriz.
Tutarlıyız, tedbirliyiz, temkinliyiz, ama heybedeki turpları ceviz diye satmaya çabalayan, cüceliklerini dikkate almadan dev aynasında poz veren sahtekârların da tam karşısındayız.
Yıkıcı eleştiri muhalefet değildir.
Yalana kul köle olmak onurlu bir siyaset hiç değildir.
Bilinmelidir ki, el atına binen tez inecektir.”
Ve Bahçeli, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener için kalktı “Memleket masası kuramayanlar, mihnet masası kurmanın peşindedir. Aslında nazlana nazlana bulundukları muhitten kirişi kırmanın arayışına girmişlerdir. Bizim nazarımızda masa kurma teklifi ciddiyetsiz ve itibarsız bir tekliftir. Masalar boştur, oturacak masa pek çoktur. İsteyenin istediği masaya günün 24 saati oturmasında bizce bir sakınca yoktur. Buna engel olan da yoktur. Dur diyen yoktur, niye oturuyorsunuz diyecek yoktur. Buyursunlar otursunlar, fiskos yapsınlar, olmadı birbirlerini çekiştirsinler, bu da olmazsa kısır yiyip keyfilerine baksınlar. HDP’ye zeytin dalı uzatıp terörist Demirtaş ile kahvaltı programı rezervasyonu yapanlar masa kurmadan önce içine düştükleri zillete kafa yorsunlar. Tavsiyemiz, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmalarıyla vakit kaybetmesinler. Millet kararını vermiştir. İş bitmiştir. Perde kapanmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin geleceğidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi parlak Türk asırlarının yol haritası, milli birlik ve kardeşliğin, devletin istikrar ve dengesinin yegane güvencesidir” sözlerini etti, sonra da, “Muhatabına masa kur demedik, evine dön dedik, hala zaman vardır, bu önerimiz geçerliliğini korumaktadır. Diyorum ki, dön evine, bitsin bu çile” dedi, yakardı, çağrı yaptı!
Ama aferin Meral Akşener’e…
Araç içinde çektirdiği fotoğrafın altına “Genel merkezdeki çalışmaları bitirdik, evime dönüyorum” diye yazdı, twitter hesabından paylaştı, tiye aldı, güzel bir ironi yaptı.
Bahçeli ve severleri, konuşmasından alıntılar yaptığım şu linki tıklasınlar http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4748/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin___Il_Baskanlari_Toplantisi__sonrasinda_yaptiklari_bas_.html okusunlar veya videodan izlesinler; “Cumhur İttifakı, Türkiye’dir. Cumhur İttifakı, Türk milletidir. Cumhur ittifakı, Milli Mücadele’dir. Cumhur İttifakı zulme hasım, mazluma hısımdır. Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Irak Başbakanı’nın onuruna verilen resmi bir yemeği propaganda malzemesi olarak şerefsizce CHP’ye ulaştıran kriptoların can düşmanıdır. Cumhur İttifakı tarlasında çiftçi, tezgahında işçi, dairesinde memur, kalan ömründe emekli, dükkanında esnaf, fabrikasında iş adamı, sınırda Mehmetçik, sokakta bekçi ve polistir…” sözcükleriyle anılan “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin beklenilenden kısa sürede çöktüğünü görsünler.
Aslında Bahçeli herkesten önce görmüş, kabullenmiş.
Şimdi de korkuyor ve zorda…
Korktuğu, zorda olduğu için, “FETÖ’cü” bile dediği Akşener’e “… dön evine, bitsin bu çile” diyerek dil döküyor.
Çünkü “iktidar” elden gidiyor.
Çünkü Türkiye ve bölgedeki çıkarları için “iktidar”a taşıyan/taşıtan emperyalist Britanya Krallığı (İngiltere) ve vitrini, kankası emperyalist USA (ABD), Türk halkının desteğinin yüzde 30’lara indiğini gördü, kullanım sürelerine nokta koydu.
İki emperyalistin ilk başlarda istediği “Güçlü Başkanlık Sistemi” idi; ama el altında tuttukları “Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi” projelerine Bahçeli balıklama atlamıştı.
Dünyada ilk olan “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ni, “Siyasi rejim ve sistem laboratuvar”ı yaptıkları Türkiye’de deneyeceklerdi.
Denediler.
Olumlu sonuç alamadılar.
Faturanın, iki emperyalistin projelerinden “Ülkücü Kuşak Projesi”nin de temsilcisi Bahçeli’ye kesilmesi doğaldı.
Bu da, “Bahçeli’nin iktidardan olması, siyasi yaşamının bitmesi” demekti.
Bahçeli kaldırır mı?
Bilemem.
Dileğim…
Yazılanların, çizilenlerin, resmi kayıtların ötesindeki “Devlet Bahçeli”nin “özü”nün açığa çıkması, Fevzi Çakmak gibi gizleriyle gitmemesidir…
Yorum Yaz