Posts By :

bakikarakol

DEVLETİN RESMİ KURUMUNA “MEKAN”, PARTİM CHP’MİN MUHTEŞEM MERSİN MİTİNGİ’NE “KATILIM AZDI” DEMEK VE DE DİYENLER!..

150 150 bakikarakol

Bölge ülkelerinin ve de bölge dışı ülkelerin örnek aldığı, dünya lideri Kemal Atatürk’ün ülkesi Türkiye’de, AKP iktidarıyla, özellikle ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin Cumhur İttifakı İktidarı döneminde yaşananlar, yaşandıkça kahrolunan “ilkellikler” ne ülkemizde, ne başka ülkelerde kabul edilir değil!

 

Dünyanın hangi ülkesinde, ülkenin ikinci büyük siyasi partisinin Genel Başkanına, devletin bir kamu kurumu randevu vermeyecek?!

… Randevu vermemekle kalmayacak, “Randevu istedim vermediniz. Ona karşın, geliyorum” diyerek önceden bildirimde bulunan ve kapısına gittiği kamu kurumu, “Randevunuz yok” gerekçesiyle kapattığı kapılarını o Genel Başkana açmayacak?! *

 

Kamu Kurumu’nun, ülkenin ikinci büyük ve iktidar olasılığı ilk sıradaki siyasi partinin Genel Başkanına veya bir başka siyasi partinin yönetim kadrosundan herhangi birine, dahası “bilgi edinme yasası” da yürürlükte iken, bilgi edinmek amacıyla istemde bulunacak sıradan vatandaşa bile randevu vermemesi demek?!

Kaldı ki…

O Devlet Kurumu’nun kendi tanıtım bilgilendirmesinde, randevu almaksızın Genel Merkez’e, şubelere gelinebileceği apaçık yazılmış!

Öyleyse…

Randevu vermemek, “Randevunuz yok, kapıları kitleriniz, içeri almayız” demek, böyle bir saçmalığı eyleme geçirmek ne demek oluyor?!

 

Bunlar yetmezmiş gibi…

Ülkenin, “İçişleri Bakanlığı”na “Bakan” sıfatıyla atanmış “Yüksek Bürokrat” çıkıyor, Devletin Resmi Kurumu’nu “Mekan” ** https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/suleyman-soylu-tuike-bilgi-almaya-giden-kilicdaroglunu-hedef-aldi-mekan-basti-1889807 olarak tanımlıyor!

Aynı yanlışı…

Cumhur İttifakı’nın ve Cumhur İttifakı İktidarı’nın büyük ortağı AKP’nin Kamutay (TBMM) Grup Başkanvekili, Twitter hesabından gerçekleştirdiği paylaşımda Anamuhalefet liderinin her kurumdan randevu istemesi tabidir. Kurumlar, programlarına/takvime göre gereken hassasiyeti gösterir, göstermelidir. Ancak adeta ‘mekan basmaya gidiyorum’ edasıyla hareket etmek, devlet adabına yakışmaz. Helalleşme anlayışınız bu muydu?” https://www.canakkaleyorum.com/haber/kilicdaroglu-tuik-binasina-alinmadi-erkek-ve-turandan-pes-pese-aciklamalar-24831 diye yazıyor.

 

Böylece…

Anlaşılıyor ve öğreniyoruz ki…

“Devlet Kurumu” ile Arapça sözcük, Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük’üne göre anlamı  “1 Yer, bulunan yer; 2 Ev, yurt” olan, Ekşi Sözlük’ün ise “Sahiplenilmiş yerlere de ‘burası bizim mekân’ tarzında bir yapıştırma yapılabilir” biçiminde tanımladığı ve argo anlamlarda da kullanılan “mekan”ı, bilgisizliklerinden karıştırıyorlar!

 

Hadi…

17 Ocak 1975 Çanakkale doğumlu, Hukuk Fakültesi mezunu, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimi alan AKP’li Grup Başkanvekilini hoşgörelim…

21 Kasım 1969 İstanbul doğumlu, İşletme Fakültesi mezunu, siyasacı (siyasetçi/politikacı) ailenin çocuğu, çocuk denecek yaşlarda kendisini siyasanın ve siyasacıların içinde bulan “yüksek bürokrat”ın, “atandığı görev”den ötürü, “Devlet Kurumu” yerine “mekan” demesi çok anlamlıdır ve kabul edilir değildir!

 

Devletin resmi kurumuna ya da kurumlarına “mekan” demek, başka çağrışımlara neden olur!

 

Neyse ki…

Devletin resmi kurumuna, “Kurum” demeyen, “mekan” diyen bu ikilinin yanlışını, önceki gün (3 Aralık 2021 Cumartesi) Siirt’tek, “açılış mitingi”nde yaptığı konuşmada, https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/133752/-guclu-demokrasi-ve-kalkinma-altyapisi-uzerinde-turkiye-yi-dunyanin-en-gelismis-ulkeleri-arasina-d-hil-etmek-icin-yeni-bir-atilim-baslattik-, doğru olan “Kurum” sözcüğünü söyleyerek düzeltti.

Fakat…

Özetle “Malesef ana muhalefetin başında bir zat var. Bu zat, Merkez Bankasından randevu istiyor. Merkez Bankası ona göre bağımsız değil ya ve Merkez Bankası, bu beyefendiye randevu veriyor. Gidiyorlar Merkez Bankasından brifing aldıktan sonra dışarı çıkıp Merkez Bankasının aleyhinde konuşmaya başlıyor. Hani bağımsız değildi? Bak sana randevu verdiler. Dün de Türkiye İstatistik Kurumuna, randevu filan almadan gitmek istedi. Türkiye İstatistik Kurumu da buna randevu vermedi. Gittiler. İstatistik Kurumu’nun önünde bir genel başkan gösteri yapıyor. İnsan utanır. Bir insan, davet edilmediği yere gidemez. Devletin bu kurumları senin şamar oğlanın değil. Buralar, ciddi kurumlardır. Senin gibi ciddiyetsiz değil. Ne oldu? Randevu vermediler ve randevusuz olarak gidip kapıda gösteri yaptı” dedi, şu uyarı, suçlama ve tehditte bulundu:

“Bak Bay Kemal, bundan sonra da devletin kurumlarına böyle randevusuz gidilemeyeceğini öğren, bunları bileceksin. Sen, terör örgütleriyle omuz omuza gidebilirsin, onlara randevusuz gidebilirsin ama devletin kurumları ciddidir, buralara öyle rastgele gidemezsin ve gidemeyeceksin de. Devletin kurumları zaten yapmaları gereken açıklamaları sürekli olarak yapıyorlar.”

 

Yo yooo, bir değeri, değerlendirilmesi olmayacağı için ucube “Partili Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemi”nin ve yürütmenin 1 numarası nasıl böyle uyarı, suçlama, tehdit yapar?!” diye sormayacağım.

 

Ülkenin ikinci büyük siyasi partisinin Genel Başkanına, istenmesine karşın randevu vermeyen, “Randevunuz yok” diyerek de kapılarını kilitleyen Kurum’dan “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) dünyada ilk 20’de yer alan bir kuruluş” diye –oysa her ayın ilk haftasının ilk günlerinde kamuoyuna sunduğu enflasyon rakamlarıyla ilgili resmi açıklamaları gerçekçi ve inandırıcı bulunmuyor- söz eden AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, aynı gün (4 Aralık 2021 Cumartesi), Mersin’de “Milletin Sesi Mitingi” düzenleyen partim CHP’min başındaki “adı lazım değil”e çattı durdu:

“Mersin’de bu kadar kalabalık toparlayamadı. Diyor ki ‘Bize daha büyük alan verilseydi orayı doldururduk.’ Şu anda topladığın kalabalık ortada. Resmî rakamlar elimizde. İşte bak Siirt burada. Buradan Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum: Bırak kamu kurumlarını basıp memurları tehdit etmeyi de, siyaset meydanında çık karşımıza. Tabii bu işler kaset kumpasıyla genel başkanlık koltuğuna oturmaya benzemez. Siyasette bu zat, aslında bizim sıkletimiz değil. Genel başkan olduğu günden beri tek bir seçimi bile kazanamayarak bunu ortaya koydu. Üstelik kaybettiği her seçimin ardından ‘Gereğini yapacağım’ dediği hâlde hâlâ pişkince orada oturmaya da devam etmiştir. Buna rağmen kendisini asıl mücadele alanına çağırıyorum. Kılıçdaroğlu’nun kendi partisi içindeki meselesi bizi ilgilendirmez ama milletimizin değerlerine saldırı, ülkemizin çıkarlarına zarar verirse karşısında bizi bulur. Aynı şekilde polisiyle askeriyle hâkim, savcısıyla memurumuza işçimize, iş insanımıza, esnafımıza, çiftçimize, muhtarımıza sataşırsa karşısında yine bizi bulur. Gitsin kendi çöplüğünde eşelensin. Bu ülkenin tertemiz insanlarına, çalışanlarına, üretenlerine bulaşmasın. Ya bu Bay Kemal ne diyordu? ‘Gel faizi 1’e indir, ben de CHP olarak sana destek vereceğim.’ Aynı Bay Kemal şimdi ne diyor? ‘Yüksek faiz’ diyor. Bunlar akşam başka, sabah başka. Tayyip Erdoğan dün de ‘Düşük faiz’ diyordu, bugün de ‘Düşük faiz diyor’, yarın da ‘Düşük faiz’ diyeceğim. Bu benim için tabi olduğum nastır nas. Asla buradan taviz yok. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir illettir ve biz, tüm yatırımcılarımıza gel, bankalarımıza müracaatını yap oradan gerekli desteği alırsın. Üretenin ve istihdam sağlayanın daima yanında olacağız. Düşük faizle yanında olacağız.”

 

Katılım rakamı konusunda, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının yanıltıldığı, partim CHP’min Mersin Mitingi’ne gelince…

Muhteşemdi!

Yüz binin üzerinde heyecanlı, coşkulu kitle vardı.

Mersin Valiliği, sanki üzerine vazifeymiş, “Mitingde katılım 21 bin 500” diye açıklama yaptı. ***

CHP’min, Cumhuriyet Meydanı’nda miting yapmasına neden izin vermediğini de açıklasın!

Açıklamayacak!

Açıklarsa, gerçek ortaya çıkacak, kep düşecek kel görünecek!

Ama…

Cumhuriyet Caddesi’ne neden izin vermediğini halk çok iyi biliyor!

 

İstendiği halde randevu verilmeyen, “Randevunuz yok” bahanesine sığınarak kapılarını kapayan –halk, bunu da çok iyi biliyor- Devlet Kurumu’nun önünde tepkisi kısa ve öz dile getiren https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/kilicdaroglu-randevu-vermeyen-tuike-gidiyor-6805174/ “adı lazım değil”in, Mersin konuşması **** beni tatmin etmedi.

Yarın yazacağım…

 

       *https://twitter.com/BakiKarakol/status/1466684323374022659

     **https://twitter.com/BakiKarakol/status/1466699053052346369

   ***https://twitter.com/BakiKarakol/status/1467249482903564295

**** https://twitter.com/BakiKarakol/status/1467087322416140294

AKŞENER VE TORUN’UN “MANSUR YAVAŞ DOĞRULARI, YANLIŞLARI”!..

150 150 bakikarakol

“Millet vicdanında tükenmez bir hazine vardır ki, o da ahlakındaki saflık ve bozulmamışlıktır” sözüyle Türk halkının saflığını vurguladığı, Aristo’nun ‘Zorba yönetim halk desteğine dayanır’ düşüncesi dönemine ait bir tespittir ve bize göre fasa fisodur” sözüyle de dünyaca ünlü Antik Yunan Filozofu Aristo’nun “Zorba Yönetim halk desteğine dayanır” düşüncesini “fasa fisodur” diyerek tanımladığı, partisinin 30 Kasım 2021 Salı günkü grup konuşması bitiminde bir gazetecinin sorması üzerine, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Beyin elinin altında geliştiği kanaati hakim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Arkasında bir ülkücü nefes var” tümceleriyle Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin MHP ve ülkücü kökenli, CHP’li Başkanı Mansur Yavaş’ı sorumlu tutup tehdit eden Cumhur İttifakı’nın ve Cumhur İttifakı İktidarı’nınözgül ağırlık”lı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ilk tepki aynı gün @Seyit_TORUN sosyal basın hesabından Orada dur Bahçeli! @mansuryavas06‘ın arkasında her şeyin farkında olan, gönül rahatlığıyla gidip oyunu veren halkın ve gençliğin nefesi var. Tehditleriniz acizliğinizdir!” diye yazan, hemen arkasından, kamuoyuna sunduğu yazılı açıklamasında “Sayın Mansur Yavaş Ankara’nın seçilmiş belediye başkanıdır. Mansur Yavaş’ın arkasında Ankara halkının ve Millet İttifakı’nın nefesi vardır…” tümcelerine yer veren partim CHP’min Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Ordu CHP Milletvekili Seyit Torun’ndan geldi.

 

Bir gün sonra da (1 Aralık 2021 Çarşamba)… İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında Devlet Bahçeli için şu sözleri etti:

“Milletimiz, her gün, iktidarın yol açtığı, yeni dertlerle boğuşurken, Millete düşman bu iktidarın küçük ortağı, işi gücü bırakıp, vatandaşa hakkıyla hizmet edenlerle uğraşıyor. Biliyorsunuz, Sayın Bahçeli, dünkü grup toplantısından sonra, çıktı, hem de Gazi Meclisimizin çatısı altında, Sayın Mansur Yavaş’ı tehdit etti. Neymiş, bundan sonra Mansur Bey, bu arkadaşların nefesini, ensesinde hissedecekmiş…

“Yok öyle yağma Sayın Bahçeli. Yok öyle yağma. Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız, Ankaralılar var. Yalana, talana, yoksulluğa ses çıkarmayacaksın, sonra da çıkıp tek derdi Ankara’ya hizmet olan belediye başkanımızı tehdit edeceksin. Ayıptır, ayıp! Siz bu hükümetin küçük ortağısınız. Milletimiz sizden zamlara, işsizliğe, yoksulluğa, pahalılığa çare bekliyor. Siz ise utanmadan salon basma peşindesiniz.

Millet sizden, memleketi içine düşürdüğünüz durumun, hesabını vermenizi bekliyor, siz ise tehditle, hakaretle, gündem saptırma peşindesiniz.

Milletin nefesi, asıl sizin ensenizde. Siz ise sandıktan kaçacak yer arıyorsunuz. Yok öyle yağma Sayın Bahçeli! Millet iradesinden kaçış yok. Hesap gününden kaçış yok. O sandık, elbet milletimizin önüne gelecek. İşte o gün geldiğinde nefesi de, iradeyi de, karşınızda göreceksiniz.”

 

Bunları dün yazmıştım.

Konu dağınıklığı olmasın diye ayrıntıya girmemiştim.

Bugün, azıcık gireceğim.

 

Öncelikle…

Dünkü MHP VE ÜLKÜCÜLERİN, MANSUR YAVAŞ GİBİ KÖKTAŞLARINA SALDIRILARI, TEHDİTLERİ!.. https://bakikarakol.com/mhp-ve-ulkuculerin-mansur-yavas-gibi-koktaslarina-saldirilari-tehditleri/ başlıklı yazımı bitirdiğim “MHP’liler ve ülkücüler, yakın zamana kadar MHP ve ülkücü hareket içinde yer almış ama MHP ve ülkücülüklerine bağlı kalarak, İyi Parti’de veya başka siyasi partilerde siyasa (politika) yapan eski arkadaşları köktaşlarına neden saldırırlar, onları neden tehdit ederler, onlara neden hoşgörü, katlanma/tahammül göstermezler?!.” sorumun, elbette bir çok yanıt var ama ben sorulu iki yanıt vereyim:

Köktaşlarına saldıranlar, saldırtanlar, eski yol arkadaşlarının, kendileriyle ilgili geçmişlerini ve geçmişlerindeki gizleri/sırları açığa vurmasınlar diye mi saldırdılar, saldırttılar?

İki köktaş arasındaki kavga sürer mi, biter mi?

 

Bu kadar.

Geçiyorum.

 

Ayrıntılara geliyorum:

Partim CHP’min Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Ordu CHP Milletvekili Seyit Torun’un, Devlet Bahçeli’ye sıcağı sıcağına tepki vermesini, tepkisinin içeriğini beğendiğimi söylemeliyim.

Ancak…

Torun, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, MHP ve ülkücü kökenli Mansur Yavaş’ın, CHP’den seçildiğini, halen CHP’li Belediye Başkanı ve arkasında CHP’nin, CHP’li Ankaralıların olduğunu açık açık neden söylemedi, “Mansur Yavaş’ın arkasında Ankara halkının ve Millet İttifakı’nın nefesi vardır…” demekle yetindi?

Yanlış anlaşılmasın, tümceye karşı çıkmıyorum; tümceyi yerinde, doğru buluyorum.

“… Millet İttifakı’nın nefesi vardır” vurgusu çok şık bir düşünce ve yaklaşım.

Mansur Yavaş’ın, CHP’den seçildiğinin, arkasında CHP’nin ve CHP’li Ankaralıların olduğunun söylenmemesini yanlış buluyorum.

Yergim buna.

 

Torun, “CHP”, “CHP’li Ankaralılar” sözcüklerini ağzına almama eksiğine, yanlışına ve de “… Millet İttifakı…” sözcüklerini çok net söylemesine karşın, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir gün sonraki grup konuşmasında, “Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız, Ankaralılar var. Yalana, talana, yoksulluğa ses çıkarmayacaksın, sonra da çıkıp tek derdi Ankara’ya hizmet olan belediye başkanımızı tehdit edeceksin” tümcelerinde “biz” ve “belediye başkanımız” sözcüklerini bilinçlice kullanarak, Millet İttifakı içindeki büyük ortağı CHP Genel Başkan Yardımcısı Torun kadar duyarlı davranmıyor!

N e d e n ?!

Bu neyin işaretidir?!

Bunun altında yatan ne, neler ve ne, neler var?!

 

Evet…

Mahsur Yavaş, MHP ve ülkücü kökenlidir.

CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesine karşın halen siyasi kökeninde duran biridir.

CHP’nin kayıtlı resmi üyesidir.

İyi Parti’nin kayıtlı resmi üyesi değildir.

29 Mart 2019’daki Yerel Seçimlerde de İyi Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmadı, CHP’nin oldu.

 

Ve…

İyi Parti’nin katkıları, İyi Partililerin de oylarıyla CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Bu sonuç ve bu durum, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, Mansur Yavaş’tan “Belediye Başkanımız” diye söz etme, “Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız” deme hakkını vermez!

 

Elbette ki…

Mansur Yavaş da seçildikten, mazbatasını alıp makama oturduktan sonra, siyasi ayrım yapmadan, Ankara’da oturan herkesin Büyükşehir Belediye Başkanıdır.

Bu, tartışılmaz gerçektir.

Bu tartışılmaz gerçeği yadsımadan, eğip bükmeden, üzerinde tek sözcük dahi etmeden, bir kenara koyalım.

Köktaş olsanız da, büyük katkılarda bulunsanız da, sizden seçime girmemiş, seçim kazanmamış, ittifak ortağı partinin Büyükşehir Belediye Başkanına sahip çıkmak, içinde birçok nedeni, soruyu, düşünceyi, hinliği, gizli ajandayı barındıran koca bir yanlıştır!

 

Akşener’e, Genel Başkanları Akşener gibi düşünen İyi Partililere, siyasi ittifak anlayışına yakışır sözler etmekte, eylemler sergilemekte duyarlılık öneririm…  

MHP VE ÜLKÜCÜLERİN, MANSUR YAVAŞ GİBİ KÖKTAŞLARINA SALDIRILARI, TEHDİTLERİ!..

150 150 bakikarakol

Alparslan Türkeş Vakfı’nın, doğumunun 104’üncü yıldönümünde Alparslan Türkeş’i anma toplantısında çıkan kavgadan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li, MHP ve ülkücü kökenli Mansur Yavaş’ı, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Beyin elinin altında geliştiği kanaati hakim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Arkasında bir ülkücü nefes var” sözleriyle sorumlu tutup tehdit eden Cumhur İttifakı’nın ve Cumhur İttifakı İktidarı’nın “özgül ağırlık”lı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ilk tepki, önceki gün (30 Kasım 2021 Salı) partim CHP’min Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ordu CHP Milletvekili Seyit Torun’ndan geldi.

Torun, @Seyit_TORUN sosyal basın hesabından Orada dur Bahçeli!

@mansuryavas06‘ın arkasında her şeyin farkında olan, gönül rahatlığıyla gidip oyunu veren halkın ve gençliğin nefesi var. Tehditleriniz acizliğinizdir!” https://twitter.com/Seyit_TORUN/status/1465609401159630850 diye yazdı.

Daha sonra yazılı açıklama yaptı:

“Sayın Mansur Yavaş Ankara’nın seçilmiş belediye başkanıdır. Mansur Yavaş’ın arkasında Ankara halkının ve Millet İttifakı’nın nefesi vardır. Anlaşılıyor ki ülkemizi her alanda uçuruma sürükleyenler, artık tehdit dilinden medet umacak hale gelmiştir. Bu durum açıkça acizliktir.

Bu tehdit dilinden şimdiye kadar kimseye fayda gelmemiştir, bundan sonra da gelmeyecektir. Sayın Bahçeli ayrıca grup konuşmasında, ‘kaosa yatırım yapanlar, provokasyon nöbetine girenler akıllarını başlarına devşirsinler’ demiş.

İşte asıl kaos arayan bu tehdit dilinin sahipleridir. Seçilmiş belediye başkanımızı tehdit etmeye kalkanlar, önce haddini bilmelidir.

Bahçeli şunu açık ve net olarak bilmelidir: Cumhuriyet Halk Partisi olarak hiçbir belediye başkanımızı bu tehdit diline yedirmeyiz. Eşkıyalığa yeltenenlere de asla pabuç bırakmayız.” https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/chpden-bahceliye-yanit-orda-dur-bahceli-6799327/

 

Dün de…

Partim CHP’min ne yazık ki başındaki “adı lazım değil”, İsmail Küçükkaya’nın Fox TV’de canlı yayınlanan “Çalar Saat Programı”nda şunları söyledi:

“Böyle bir olayı araştırmadan doğrudan Mansur Yavaş’ı hedef alıp onu suçlama yönüne gitmesi doğru değil. Mansur Yavaş, siyasi tartışmalardan uzak duran birisi. 6 milyon Ankaralıyı kucaklıyor. Neden böyle bir suçlama yapıldı? Akıl alır bir şey değil.  

https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/kemal-kilicdaroglundan-bahceliye-mansur-yavas-yaniti-6800736/

 

“Adı lazım değil”den birkaç saat sonra ise İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup konuşmasında “Milletimiz, her gün, iktidarın yol açtığı, yeni dertlerle boğuşurken, millete düşman bu iktidarın küçük ortağı, işi gücü bırakıp vatandaşa hakkıyla hizmet edenlerle uğraşıyor” dedi, “Biliyorsunuz, Sayın Bahçeli dünkü grup toplantısından sonra çıktı, hem de Gazi Meclisimiz’in çatısı altında, Sayın Mansur Yavaş’ı tehdit etti. Neymiş, bundan sonra Mansur Bey, bu arkadaşların nefesini, ensesinde hissedecekmiş” anımsatmasında bulundu ve Bahçeli’ye seslendi:

“Yok öyle yağma Sayın Bahçeli. Yok öyle yağma. Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız, Ankaralılar var. Yalana, talana, yoksulluğa ses çıkarmayacaksın, sonra da çıkıp tek derdi Ankara’ya hizmet olan belediye başkanımızı tehdit edeceksin. Ayıptır, ayıp! Siz bu hükümetin küçük ortağısınız. Milletimiz sizden zamlara, işsizliğe, yoksulluğa, pahalılığa çare bekliyor. Siz ise utanmadan salon basma peşindesiniz.

Millet sizden, memleketi içine düşürdüğünüz durumun hesabını vermenizi bekliyor. Siz ise tehditle, hakaretle gündem saptırma peşindesiniz.

Milletin nefesi asıl sizin ensenizde. Siz ise sandıktan kaçacak yer arıyorsunuz. Yok öyle yağma Sayın Bahçeli! Millet iradesinden kaçış yok. Hesap gününden kaçış yok. O sandık, elbet milletimizin önüne gelecek. İşte o gün geldiğinde, nefesi de, iradeyi de karşınızda göreceksiniz.”

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/meral-aksener-canli-yayinda-acikliyor-490267h.htm

 

Ve…

MHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul MHP Milletvekili Semih Yalçın, Akşener’in grup konuşmasından 2-3 sat sonra @E_SemihYalcin sosyal basın hesabından şu Tivitleri attı:

CHP’li Seyit Torun, Mansur Yavaş’a a y a r veren Genel Başkanımız hakkında densizlik ederek, sosyal medya üzerinden ‘Orada dur Bahçeli!’ diye tıslamış! Haddini bil Torun! Haddini ve yerini bil! Tatava yapma!

Koskoca MHP Lideri, partisi aleyhinde dolap döndüren düzenbaz Mansur Yavaş‘a uyarıda bulunmayacak, sicilli devşirmeniz de MHP’nin arkasından serbestçe iş çevirecek öyle mi? Sevsinler sizi!

Seyit Torun hızını alamayıp ‘Tehditleriniz acizliğinizdir’ demiş. Asıl acizlik, kendi insan kaynaklarını tüketip MHP’nin sokağa bıraktıklarıyla iş tutmaktır.

Seyit Torun! Arkasında halkın olduğunu iddia ettiğin Mansur Efendi var ya, halka hizmet için harcama yapması gerekirken, Belediye bütçesinden MHP‘nin safra ve atıklarına ulufe dağıtıyor.

Bir zamanlar Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli‘yi CHP‘lileşmekle suçlayan bu hadsiz, şimdi sizin kucağınızda perde arkasından MHP düşmanlığı yapıyor. Ne kadar düşük, atık, artık, fosil, muarız varsa başına topluyor, yallayıp yemliyor.

Mansur Efendi arkasına aldığı İP Müdiresi ile birlikte, MHP camiasına fitne ve tefrika sokmak üzere atık ve dönek örgütlemedeki beyhude gayretini sevgili Ankaralılara tevcih etse, kendisi için de, halk için de daha hayırlı ve yararlı olur.

Mansur Yavaş artık rahat durmalı! Sayın Genel Başkanımızın haklı ikazlarını dikkate almalı! Almazsa kendisi bilir. Bizden söylemesi: Rüzgâr eken fırtına biçer. Fitne eken öfke, kin, nefret, hışım ve şiddet biçer! Halkın haceti bunlar değil!”

https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/mhpden-mansur-yavasa-bir-tehdit-daha-6801648/

 

MHP’liler ve ülkücüler, yakın zamana kadar MHP ve ülkücü hareket içinde yer almış ama MHP ve ülkücülüklerine bağlı kalarak, İyi Parti’de veya başka siyasi partilerde siyasa (politika) yapan eski arkadaşları köktaşlarına neden saldırırlar, onları neden tehdit ederler, onlara neden hoşgörü, katlanma/tahammül göstermezler?!.

ORTALIK FENA KARIŞACAK GİBİ!..

150 150 bakikarakol

Ayyüce ve Ahmet Kutalmış Türkeş’in anneleri Seval Türkeş, merhum Alparslan Türkeş’in ikinci eşidir.

(Alparslan Türkeş’in ilk eşi, 1940 yılında evlendiği, Ayzit, Umay, Selcen, Sevenbige ve Yıldırım Ertuğrul Türkeş’in, 1974 yılında ölen anneleri, IspartaMuzaffer Hanımdır.)

İkinci eş ve iki çocuğu, 4 Nisan 1997’de ölen MHP’nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türk adına kurdukları “Alparslan Türkeş Vakfı” organizasyonuyla, 25 Kasım 1917 Kıbrıs Lefkoşe doğumlu Alparslan Türkeş’i, 104’üncü yaş gününde anmak istedi.

Anımsanacaktır; 28 Kasım 2021 Pazar günü, Ankara Yenimahalle Belediyesi’nin salonlarından birinde gerçekleşen anma toplantısında olaylar çıkmıştı ve dünkü OĞUL “AHMET KUTALMIŞ TÜRKEŞ”İN, EŞ “SEVAL TÜRKEŞ”İN, BAHÇELİ İÇİN SÖYLEDİKLERİ!.. https://bakikarakol.com/ogul-ahmet-kutalmis-turkesin-es-seval-turkesin-bahceli-icin-soyledikleri/ başlıklı yazımda işlemiştim.

 

Dün gördüm ki, iki taraf arasındaki tartışı daha bir alevlenmiş!

 

Seval Türkeş, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pelivan’a konuşmuş, “Bu saldırı iç çatışma çıkarmayı amaçlayan bir provokasyon gibi. MHP’nin direkt sorumluluğunu görüyorum. Eğer sorumluluğu yoksa, Sayın Bahçeli’nin Ankara İl Başkanı’nı görevden alması gerekiyordu. Türkeş, bugün yattığı yerden kalksa bu saldırganlar kaçacak delik arar. Böyle bir tablo hem utanç verici, hem de çok üzücü. Sayın Bahçeli, Türkeş’in ölümünden itibaren şahsıma ve evimize savaş açtı. Benim kendisine bir saygısızlığım olmadı ama o beni sürekli engelledi. Yıllardır bu baskının altındayız. MHP radikal bir değişime gitmediği sürece memleket huzur bulamaz.”

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-pehlivan/seval-turkes-bahceli-evimize-savas-acti-1888791 demiş.

 

29 Kasım 2021 Pazartesi günü @KutalmisTurkes sosyal basın hesabından “Bebek katili apoyu idamdan kurtaran sen! Terörist dediğin HDP’lilerle elele tutuşan, sımsıcak gülücükler saçan sen! Alparslan Türkeş sayesinde oturduğun koltuktan Türkeş’i anma toplantısına saldırı yaptıran sen! Acaba neden bugüne kadar bir tane PKK’lıya bile saldırı yaptırmadın!?” https://twitter.com/KutalmisTurkes/status/1465297068189270029 Tivitini atan 24’üncü Dönem (28 Haziran 2021 – 23 Nisan 2015) İstanbul AKP Milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş, bir gün sonra da (dün, 30 Kasım 2021 Salı) Alparslan TÜRKEŞ’İN anıldığı toplantıya, Mykonos adasından topladığın parlak oğlanları gönderip, TÜRKEŞ’in resimlerini parçalatacaksın, dua okunmasına engel olacaksın, Türkeş’e sövenleri yardımcın yapıp ülkücüyüm diye nara atacaksın; SEN MÜNAFIKSIN VE ALÇAKSIN! SIÇANLAR TOPLULUĞU!” *

https://twitter.com/KutalmisTurkes/status/1465583414053158912 Tivitini; aynı gün Eğer bu saldırı Türgev vakfı gibi bir vakfın toplantısında yapılsaydı kapıda bekleyen polis saldırganları gözaltına alır mıydı almaz mıydı! Kavmiyetcilik ve iki yüzlülük budur işte. Hiç kimse hiç bir makamda sonsuza dek kalmaz!

@suleymansoylu

@abdulhamitgul

@adalet_bakanlik

https://twitter.com/KutalmisTurkes/status/1465619040244846595 ikinci Tivitini paylaşıyor.

 

Tartışıya, uzun süredir ortalarda görülmeyen Ankara AKP Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeş, @TugrulTurkes sosyal basın hesabından “Her zaman ifade ettiğim gibi babamın partisi; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve onun muhterem Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye yönelik saldırılar ancak Türkiye düşmanlarını sevindirir. Herkesin kırk kere düşünüp bir kere konuşmasını tavsiye ederim.”

https://twitter.com/TugrulTurkes/status/1465619942783557634 diye yazarak, katılıyor.

 

“Ortalık fena karışacak” diye düşündüm ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Seval Türkeş ile Ahmet Kutalmış Türkeş’e vereceği yanıtı merak ettim.

 

Bahçeli’nin, partisinin dünkü grup konuşmasını tv’den canlı yayından izlemedim, www.mhp.org.tr internet sitesinin http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4917/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_30_Kasim.html linkinden okudum.

Tıklayıp okuduğunuzda, benim gibi siz de “yanıt” diye bir şey bulamayacaksınız.

Ancak…

Bahçeli’nın “Evimizin camına iki de bir taş atanın da alnını karışlamak, haddini bildirmek ana vazifemizdir” tümcesi dikkatimi çekti.

Yoksa yanıt bu muydu?

 

Çok geçmedi…

Bahçeli, grup konuşması bitiminde gazetecilerin Alparslan Türkeş’i 104’üncü yaş gününde anma toplantısında yaşananları anımsatıp sormaları üzerine “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Beyin elinin altında geliştiği kanaati hakim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Arkasında bir ülkücü nefes var” yanıtını veriyor.

Ne alakaysa!

 

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mansur Yavaş, @mansuryavas06 basın hesabından açıklamada bulunuyor.

Yavaş, “Kamuoyuna saygıyla duyurulur” sözcükleriyle başlayan açıklamasında aynen şöyle yazıyor:

“Milletimizin iradesi ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmemin ardından, bu makamın getirdiği sorumluluk ve prensiplerim gereği 2,5 yıldır hiçbir siyasi demeç vermedim.

Bu sorumluluk ve prensip gereği, bundan sonra da ilgimiz olmayan konulardan dolayı hakkımda yapılan siyasi açıklamalara bir yanıt vermeyeceğim.

Hemşehrilerime söz verdiğim üzere sadece ve sadece 6 Milyon Ankaralının mutluluğu ve huzuru için yaptığım çalışmalara aynen devam edeceğim.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

https://twitter.com/mansuryavas06/status/1465724485001224202

 

İzniniz olursa yazımı, Bahçeli’nin dünkü grup konuşmasından seçtiğim şu birkaç tümcesiyle bitireceğim:

Temiz bir dil kullanmak, empati kurmak, erdemli olmak, meseleleri geniş bir açıyla ele almak öncelikle siyasi partilerin, sonra da herkesin müşterek sorumluluğudur.

Birbirimizi suçlayarak, birbirimize düşman muamelesi yaparak kin ve öfkelerimizi yarıştırmak Türkiye’ye yapılabilecek en büyük kötülüktür.

Aklıselim ve kalbiselim çizgisinden savrulmanın bedeli herkes için ağır olacaktır.

1882’den 1954’e kadar aralıksız 72 yıl borç ödedik.

Millet vicdanında tükenmez bir hazine vardır ki, o da ahlakındaki saflık ve bozulmamışlıktır.

Vatandaşlarımızın ekonomik sorunlarından istifade ederek servetlerine servet katmanın peşinde olan izansızlarla kıran kırana bir mücadelenin yapılması gerektiğine inanıyor, ezcümle bunu ümit ediyoruz.

Bizim temennimiz, herkesin elini taşın altına koymasıdır.

Karanlıktan şikayet etmek yerine bir mum da biz yakabiliriz.

Biz kayyum değiliz, Milliyetçi Hareket Partisi’yiz.

Unutmayınız ki, bir defa satan her zaman satar, kendi arkadaşlarına ve partisine ihanet eden fırsatını bulursa milletine ihanet etmekten de kaçınmaz.

Zillet ittifakını uyarıyorum, sokaklarda gelecek aramayın.

Türkiye sokakta bulunmadı, sokakta kurulmadı, size de inşallah bırakılmayacaktır.

Geleceğimizi ipotek ettirmeye kimsenin hakkı yoktur.

Alkışlarla İmparatorluk koltuğuna oturup, daha sonra Cumhuriyet’e son veren Roma Sezarlarının devri çoktan kapanmıştır.

Aristo’nun zorba yönetim halk desteğine dayanır düşüncesi dönemine ait bir tespittir ve bize göre fasa fisodur.

 

* Bu Tivit üzerine dün saat 13.38’de @BakiKarakol hesabımdan şu paylaşımda bulundum:

O OOO!.. ÇOK SERT!.. ÇOK SERT!.. OLMAZ!.. OLAMAZ!.. OLMAMALI!.. İKİ TARAF İÇİN DE!.. HERKES İÇİN DE!.. https://twitter.com/BakiKarakol/status/1465631332042788865

OĞUL “AHMET KUTALMIŞ TÜRKEŞ”İN, EŞ “SEVAL TÜRKEŞ”İN, BAHÇELİ İÇİN SÖYLEDİKLERİ!..

150 150 bakikarakol

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş 25 Kasım 1917 Kıbrıs Lefkoşe doğumludur; 4 Nisan 1997’de Ankara’da ölmüştür.

Adına, ailesi “Alparslan Türkeş Vakfı”nı kurmuştur.

 

Oğullarından Ahmet Kutalmış Türkeş’in başkanlığındaki vakıf, 104’üncü doğum gününde “Alparslan Türkeş’i anma toplantısı” düzenler.

Konuşmacılar, MHP eski Genel Başkanı Muhittin Çolak, MHP eski Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici ve MHP eski Milletvekili Ali Uzunırmak’tır.

 

www.gazeteduvar.com.tr internet gazetesinin 28 Kasım 2021 Pazar günlüMHP’li başkan hedef gösterdi, Türkeş anmasına 50 kişilik grup saldırdı” https://www.gazeteduvar.com.tr/mhpli-baskan-hedef-gosterdi-turkes-anmasina-50-kisilik-grup-saldirdi-haber-1543532 başlıklı haberine göre, Ankara MHP İl Başkanı Turgay Baştuğ, bir gün önce sosyal basın hesabından paylaşımda buludu:

“Alparslan Türkeş Vakfı Başbuğumuzu Anma programı düzenleyecekmiş! Konuşmacılar:
Muhittin Çolak,Şevket Bülent Yahnici, Ali Uzunırmak. O Halde Soruyoruz?
Muhittin Çolak, Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i 5 bin dolara satmadın mı? Şimdi çıkıp hangi yüzle Başbuğumuzu anlatacaksın. Ş. Bülent Yahnici, Kayınbaban Dündar Taşer Bey ve Başbuğumuzun kabrine gidip de bir dua okudun mu? Şimdi çıkıp Başbuğumuza olmayan vefanı mı anlatacaksın. Ali Uzunırmak, Başbuğumuzun Ülkücülük MHP’de olur lafına rağmen davayı satıp İP’ e gitmedin mi? Şimdi çıkıp da davayı, Başbuğumuzu nasıl sattığını mı anlatacaksın.

Bu program için CHP’li belediyelerden destek aldınız mı? Kurduğunuz vakfın sponsoru CHP’li Mansur Yavaş mı? Ülkücüler mukaddesatımızı ayaklar altına alanların; partimize, Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’ye ihanet edenlerin Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i anmasını asla kabul etmez, ilelebet de etmeyecektir.”

Sav o dur ki, Ankara Yenimahalle Belediyesi’ne ait salonda yapılacak “anma toplantısı”nda kavga çıkmasına, Ankara MHP İl Başkanı Turgay Baştuğ’un bu paylaşımı neden olmuş.

MHP İl Başkanı Baştuğ’un suçladığı üç kişiden biri, MHP’den ayrılıp İyi Parti’ye geçen Ali Uzunırmak’tır ve sosyal basın hesabından, Baştuğ’a şu yanıtı veriyor:

“Benim siyasi özgeçmişimde Ülkü ocakları/MHP den başka bir şey yazmaz, yazmadı, herhangi geçmiş zamanda Başbuğumuzu ve davayı satanları samimice arayacaksanız yakın çevrelerinize bakacaksınız, milleti MHP’li yapmaya çalışacağınıza, ömrünü MHP’ye vermiş insanları iftira atmayı bırakın.”

 

Acar gazeteci İsmail Saymaz, “Alparslan Türkeş Vakfı”nın Başkanı, 24’üncü Dönem (28 Haziran 2021 – 23 Nisan 2015) İstanbul AKP Milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş’le görüşüyor.

Saymaz, söyleşisini dün (29 Kasım 2021 Pazartesi) www.halktv.com.tr’deki köşesinde “Ahmet Kutalmış Türkeş, MHP’yi ve polisi suçluyor” https://halktv.com.tr/makale/ahmet-kutalmis-turkes-mhpyi-ve-polisi-sucluyor-654625 başlığıyla yayınladı.

Ahmet Kutalmış Türkeş, babasının partisi MHP’den değil de, neden AKP’den Milletvekili olduğunu ve “anma toplantısı”ndaki saldırı ile daha birçok konuda açıklamalarda bulundu.

Lütfen linki tıklayıp okuyun.

 

Benim asıl ilgimi çeken, Ahmet Kutalmış Türkeş’in, -adını ilk duyduğum- www.tamgaturk.com’a konuşurken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili söyledikleriydi.

www.tamgaturk.com, 28 Kasım 2021 Pazar günlü, spotu “Bugün, Alparslan Türkeş Vakfı‘nın düzenlediği Alparslan Türkeş’i anma etkinliğine düzenlenen saldırıya, Başbuğ Alparslan Türkeş’in aile fertleri tepki gösterdi”, başlığı “Kutalmış Türkeş: Bahçeli’nin Türk Düşmanı Olduğunu Bilirdik, Bir de İslam Düşmanıymış” https://www.tamgaturk.com/kutalmis-turkes-bahceli-nin-turk-dusmani-oldugunu-bilirdik-bir-de-islam-dusmaniymis/41136/ olan haberinde “Ankara’da düzenlenen Alparslan Türkeş Anması etkinliğine saldırı düzenlendi. MHP İl Başkanı Turgay Baştuğ’un hedef göstermesinden sonra 50’ye yakın terörist, etkinliğin düzenlendiği salonun kapısında çevik kuvvet polislerinin beklemesine rağmen salona girerek, Başbuğ Alparslan Türkeş’e, Kuran tilavetinden sonra dua edildiği esnada sahnedeki bayrakları alıp protokole saldırdı” diyor, merhum Alparslan Türkeş‘in eşi Seval Türkeş’in “Alparslan Türkeş Vakfı, Başbuğ’un vefatının hemen akabinde kuruldu. Asıl amacı Başbuğ’un mezarının bakımını yapmak ve hatırasını yaşatmaktır. Ancak Devlet Bahçeli ilk günden beri vakıftan rahatsızdır. İlk günden beri vakfı istemiyor” biçimindeki sözlerine yer veriyor.

www.tamgaturk.com, saldırıdan sonra Seval Türkeş gibi kendilerine konuşan Ahmet Kutalmış Türkeş’in sözlerini ise okurlarına şöyle sunuyor:

”Evvela bir hukuk devletinde kimse kimsenin toplantısını basamaz. Demek ki hukuk devleti değiliz.
Sonra, Başbuğ’un ailesinin kurduğu Alparslan Türkeş vakfı Türkeş anmayacak da, Türkeş’in ajan dediği Bahçeli mi anacak? Bahçeli’nin Türk düşmanı olduğunu bilirdik. Tam Fatiha okunurken etkinlik basmaya adam yolladığına göre aynı zamanda İslam düşmanıymış. 

İşin şu tarafı da var:

Polis bakıyor, izliyor. O kadar saldırı var, bir tane gözaltı yok. Demek ki bu saldırıları İçişleri Bakanlığı organize ediyor.”

 

29 Mayıs 2015 günlü yazılı açıklamasında “Seçim beyannamesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasası’ndan ‘Türk’  adının çıkarılacağı, ‘Başkanlık sistemi’ adı altında 92 yıllık devletimizin bölünerek, federasyon ve özerk alanlara dönüştürüleceği tuzağını fark ettim” https://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/ahmet-kutalmis-turkes-akpden-istifa-etti-845307/ diyerek, AKP’den istifa eden Ahmet Kutalmış Türkeş’in ve Seval Türkeş’in sözlerine yorumda bulunmayacağım.

Çünkü…

Yeterince açık, anlaşılır.

Nokta…

İYİ PARTİ “ORTAK MİTİNG”DE YER ALMAMAKLA, “İTTİFAK ANLAYIŞI”NA UYGUN DAVRANMAMIŞTIR!..

150 150 bakikarakol

KAMUTAY (TBMM) İÇİ, DIŞI MUHALEFET PARTİLERİ MİTİNGLERİNİ ORTAK YAPSINLAR!.. https://bakikarakol.com/kamutay-tbmm-ici-disi-muhalefet-partileri-mitinglerini-ortak-yapsinlar/ başlıklı yazımın yayınlandığı 26 Kasım 2021 Cuma günü www.haberturk.com internet gazetesinde Muharrem Sarıkaya’nın Ortak miting teklifine neden hayır denildi?” https://www.haberturk.com/yazarlar/muharrem-sarikaya/3264713-ortak-miting-teklifine-neden-hayir-denildi başlıklı yazısı yayınlandı.

Rastlantının bu kadarı olamazdı!

Bir anlamda iyi oldu.

Okudum ve “Millet İttifakı”nın ikinci büyük ortağı İyi Parti’nin “Ortak Mitingi” konusundaki düşüncesini öğrendim.

Şunu da öğrendim ki…

Millet İttifakı”nın birinci büyük ortağı partim CHP’min yönetiminden, İyi Parti yönetimine “Ortak Miting” yapma önerisi gitmiş.

Ama İyi Parti Genel İdare Kurulu, öneriyi masaya yatırmış, olumlu bulmamış.

Gerekçe de “Eğer birlikte miting yapmış olsaydık, bizimle beraber olmak isteyenlerin tercihini etkileyecektik” miş.

Dahası…

Sarıkaya yazısında ‘İki partinin farklı zamanlarda ve yerlerde miting yapması halinde getirisinin daha fazla olacağına da bu aşamada vurgu’ yapıldığının altını çiziyor ve Mitingler konusunda neden bu kadar cevval bir çıkış yapıldı?” sorusunu yönelttiği İyi Parti’deki kaynağından ya da kaynaklarından “Bunu biz istemedik, ancak Erdoğan, Genel Başkanımız Meral Hanım’a laf söyleyince bizim ne olduğumuzu anlaması için böyle bir düzenlemeye gitmeye karar verdik…” yanıtını alıyor.

Ve Sarıkaya yazısını şöyle sürdürüyor:

“Aktardıklarına göre daha önce hesapta olmayan Denizli mitingi böyle bir gerekçeyle gerçekleştirilmiş, ittifak ortağı partilerin katkı yapması konusunda da herhangi bir davet yapılmamış.

‘İttifak ortağımız olarak o bölgenin milletvekillerinden, nezaket içinde muhakkak gelen olmuştur, ancak bizim özel bir davetimiz söz konusu değil’ denildi.

Aktardıklarına göre aslında mitingler sürecini Ocak sonrasında başlatmayı planlıyorlarmış.

Son dönem sıklıkla gerçekleştirdikleri kentlerdeki esnaf gezilerinin bir bölümünü miting haline getirmeyi amaçlamışlar.

Ancak Erdoğan’ın Akşener’e yönelik sözleri hazırlıkların erkene alınmasına yol açmış.”

Sarıkaya yazısını “Bu aşamada hafta başında Ankara ve İstanbul’da kendiliğinden gerçekleşen yürüyüşlerle ilgili de anında teşkilat uyarılmış ve bu türden eylemlerin kesinlikle içinde olmamaları, seçmenlerin katılımının da engellenmesi çağrısı yapılmış.

Endişeleri provokasyonla karşılaşma ihtimali…

Seçim yaklaştıkça ilginç gelişmelere ve sürece tanıklık edeceğiz gibi görünüyor…” tümceleriyle bitiriyor.

 

İyi Parti yönetiminin, provokasyonla karşılaşma olasılığına ilişkin kaygılarına, Sarıkaya’nın da son tümcesindeki öngörüsüne katılıyorum.

Şundan:

“Cumhur İttifakı”nın ve “Cumhur İttifakı İktidarı”nın adeta “sözcüsü” gibi davranan “özgül ağırlık”MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 27 Kasım 2021 Cumartesi günü partisinin Merkez Yönetim Kurulu’nun ve Merkez Disiplin Kurulu’nun ortak toplantıları bitiminde gerçekleştirdiği basın açıklamasında “tehdit içerik”li özetle şu sözleri etmişti:

“Terörist Demirtaş’ın 24 Kasım 2021 tarihinde, Meclis’te grubu bulunan partilerin başkanlarını ortak bir basın toplantısıyla hükümeti istifaya çağırmalarını, dahası yedi bölgede ortak miting yaparak derhal seçim istemelerini dayatması günün sonunda Kılıçdaroğlu tarafından benimsenmiş ve kabullenilmiştir. 

Ekonomik sorunları bahane göstererek ‘Haydi meydana’ diyen, 4 Aralık günü Mersin’de ilk mitingi yapacaklarını duyuran Kılıçdaroğlu, teröristleri hararetle selamlamıştır. Kararlılıkla ve ikazla hatırlatırım ki: Sokaklara inerek hükümeti istifa ettirmeye, terörizmin ve yabancı güçlerin tetikçiliğine soyunarak ülkemizi felaket dolu bir mecraya taşımak isteyenlere asla izin, asla icazet verilmeyecektir. Yasa dışı sol ve marjinal grupları sokağa sürüp milletimizin duyarlılıklarını ve sabrını test etmeyi aklından geçirenler bu gafil tezgahın, bu lekeli kumpasın sonuçlarına ağır şekilde katlanacaklardır. CHP Genel Başkanı nereye giderse gitsin, milli nefesimiz ensesinde olacaktır.” 

 

Anlıyorum ki, provokasyonla karşılaşma olasılığı kaygılarına katıldığım İyi Parti yönetimi, örneğin, 10 Ekim 2015’deki, 103 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği, yüzlerce vatandaşımızın yaralandığı Ankara Gar Katliamı gibi kanlı olaylardan partililerini uzak tutmak siyasasını (politikasını) benimsemiş, uygulamaya koymuş!

 

İyi Parti yönetimi, güvenilir yer ve kaynaklarından uyarı, bilgilendirme (brifing) mi aldı ki, “Millet İttifakı” partilerle ortak miting yapmama siyasasında karar kıldı?!

 

Erken veya Hemen seçim’e gitmemekte inat edip “Seçim Haziran 2023’te” diyen “Cumhur İttifakı”nı ve “Cumhur İttifakı İktidarı”seçime zorlamak

için yapılacak mitinglere katılmamasında “ n e d e n ”  başka ne olabilir?!

 

İleri sürdükleri gerekçeler ise inandırıcılıktan ve gerçekçilikten çok yoksun!

 

“Ortak Miting” olayında İyi Parti yönetimi, ittifak anlayışına uygunsiyasi karar” almamıştır ve olası olacaklardan sorumlu tutulmaktan kurtulamayacaktır!..

KAMUTAY (TBMM) İÇİ, DIŞI MUHALEFET PARTİLERİ MİTİNGLERİNİ ORTAK YAPSINLAR!..

150 150 bakikarakol

20 Kasım 2021 Cumartesi günü Denizli’de dev mitinginden üç gün sonra (23 Kasım 2021 Salı) partisinin grup toplantısında özete 22 aydır, milletimizin arasındayım. Türkiye’yi, il il, ilçe ilçe geziyorum. Ve görüyorum ki milletimiz, kararını çoktan vermiş. Sayın Erdoğan ve arkadaşları için, artık yol görünmüş. Bavulları toplama vakti, artık gelmiş. Hareket saati, artık gelip çatmış. Bu vesileyle, Sayın Erdoğan’a iyi yolculuklar, emeklilik hayatında da başarılar diyorum. Milletimiz, asıl meselenin, Sayın Erdoğan’ın kendisi olduğunu gayet net görüyor. Mesela dış güçler, lobiler, Türkiye’ye birini gönderseydi ve bu kişi, bu ucube sistem sayesinde, bir şekilde başa gelseydi, sizce ne olurdu? Mesela Türkiye’yi zayıf düşürmek, milleti fukaralığa mahkum etmek için, ne gerekirse onu yapardı. Değil mi? Mesela Türk Lirası’nın değeri düşsün diye ne gerekiyorsa yapardı. Mesela Türkiye’ye sömürge muamelesi yapar, ‘Burada ucuz iş gücü var, gelin’ diye, yabancıları davet ederdi. Mesela Türk Milleti’ni, her geçen gün, daha çok borçlandırır, Türkiye’nin rekabet gücünü, sıfıra indirir, Türk şirketlerini, ayakta duramayacak hale getirir ve yabancılara kelepir fiyata peşkeş çekerdi. Değil mi? Sonra mesela Türkiye’nin en güçlü olduğu alanları çökertmek için çalışırdı. Türkiye’nin en büyük potansiyeli nerede? Tarımda. O zaman ne yapardı? Tarımı öldürmek için, tarım alanlarını imara açardı. Samanı, buğdayı, eti, ithal ederdi. Şeker fabrikalarını satardı. Düşük fiyat açıklayıp, çiftçileri borca sokardı. Sonra da, borçlu çiftçilerin elindeki arazileri, satın almak için uğraşırdı. Değil mi? Ezcümle; Türk parasını pul, Çiftçiyi kendine kul, Yolsuzluğu da, kendine yol ederdi. Değil mi? Tabi şimdi, bu zihin egzersizi ile Ak Parti iktidarı arasındaki benzerlikleri fark edenler, bizim bu arkadaşlara, her ayna tutuşumuzda yaptıkları üzere, yine bağırmaya başlayacak. Ne yani, sen Cumhurbaşkanına, ‘Dış güç mü diyorsun?’ diyecekler. Sen, Sayın Erdoğan’a, ‘lobilerin adamı’ mı diyorsun?’ diyecekler. Hayır. Ben diyorum ki, ‘Bir dış güç göreve gelse, ancak bunları yapardı.’ Gerisi benim değil, Sayın Erdoğan’ın sorunu. Türkiye’ye, ancak bir dış gücün ve lobilerin vereceği zararı vermişse, bu mesele, benim değil, Sayın Erdoğan’ın meselesidir. Şapkayı önüne alıp düşünmesi gereken de Sayın Erdoğan’ın bizzat kendisidir. Sonuçta, o dış güç, şayet birini göreve getirse, bir yerden sonra, ‘Artık daha fazla da kötülük etmeyeyim, maskem düşecek, foyam ortaya çıkacak’ diye çekinirdi. Ama Fiyaskoların Lideri Sayın Erdoğan, ülkeyi tamamen kendi doğal yeteneğiyle batırdığı için, ne utanıyor, ne sıkılıyor, ne de çekiniyor. Aynı rahmetli Başbuğumuzun söylediği gibi, ‘Beceriksizlikle ihanet arasında, kıldan ince bir çizgi vardır. Beceremediği halde makam, mevki işgal etmek, en büyük ihanettir.’ İşte o nedenle, kendisinin niyeti iyi midir, kötü müdür, artık bir önemi yok. Çünkü söz konusu devleti yönetmekse, cehalet ve ihanet aynı yola çıkar. Bu kadar basit. Ve bunun bedelini, ilk sandıkta, ziyadesiyle ödeyeceksiniz. Bundan şüpheniz olmasın. Bak Sayın Erdoğan, bu iş böyle olmuyor. Sen saçmaladıkça, olan, bu güzelim memlekete oluyor. Gel kendini de, milletimizi de daha fazla yorma. Daha fazla tadımız kaçmadan, getir sandığı, gerisini biz hallederiz” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/iyi-parti-lideri-meral-aksenerden-flas-dolar-aciklamasi-erdogana-hangi-haberi-verdi-488845h.htm diye konuşan “Millet İttifakı”nın iki numarası İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den sonra, Millet İttifakı’nın bir numarası partim CHP’min başındaki “adı lazım değil” önceki günkü (24 Kasım 2021 Çarşamba) CHP MYK’sını olağanüstü topladı.

Toplantı bitiminde de yaptığı basın açıklamasında benzer siyasi yergilerde bulundu ve özetleMilletimize gideceğiz. 4 Aralık Cumartesi günü Mersin’deyiz. 4 Aralık Cumartesi günü Mersinlilerle, Mersinlinin çiftçisiyle, işçisiyle, memuruyla, emeklisiyle, herkesle buluşacağız; sanayicisiyle, tüccarıyla herkesle buluşacağız. İhracatçısıyla, kamyon şoförüyle buluşacağız. Talebi göreceksin millet seçim istiyor. Kaçma kardeşim ya, demokrasilerde kaçmak olmaz. Kaçan insan zayıf iradeli insandır. Kaçan insan kibre teslim olmuş insandır. Kaçan insan demokrasiyi içine sindirememiş insandır. Kaçan insan korkak insandır. Niye korkuyorsun kardeşim ya, çıkacaksın milletin önüne” https://www.chp.org.tr/haberler/chp-lideri-kilicdaroglu-seni-ve-surekani-secime-zorlamak-icin-elimden-ne-geliyorsa-yapacagim dedi.

 

Bu sözler…

Hele de “Millet İttifakı”nın, “erken” ve ya “hemen seçim”i Türkiye’nin gündemine oturtmak, “iktidarı seçime zorlamak” için “meydanlara inmek, mitingler yapmak” kararı almak, “Cumhur İttifakı”nın ve “Cumhur İttifakı İktidarı”nın ağırına gitmiş olacak ki, ittifakın ve İktidarın sözcüsü gibi davranan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün partisinin Merkez Yönetim Kurulu’nu ve Merkez Disiplin Kurulu’nu ortak topladı; ardından, basın toplantısı yaptı, özetle şunları söyledi:

“Öyle bir vahim aşamaya gelinmiştir ki, terörist Demirtaş’ın sabah saatlerinde cezaevinden yayımladığı karanlık talimatlar akşamına Kılıçdaroğlu tarafından heyecanla telaffuz edilerek siyasi bir program haline dönüştürülmüştür. Bir terörist, bir suçlu, bir bölücü, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu alenen yönetmeye, ona yön vermeye ve akıl hocalığı yapmaya başlamıştır. Terörist Demirtaş’ın 24 Kasım 2021 tarihinde, Meclis’te grubu bulunan partilerin başkanlarını ortak bir basın toplantısıyla hükümeti istifaya çağırmalarını, dahası yedi bölgede ortak miting yaparak derhal seçim istemelerini dayatması günün sonunda Kılıçdaroğlu tarafından benimsenmiş ve kabullenilmiştir. Cumhuriyet tarihinde böyle bir eziklik ve erdemsizlik hiç görülmemiştir. Kılıçdaroğlu’nun 24 Kasım 2021 tarihinde partisinin olağanüstü MYK toplantısından sonra yaptığı kokuşmuş açıklamaların referansı HDP’dir, terörist Demirtaş’tır, PKK terör örgütüdür. Ekonomik sorunları bahane göstererek ‘Haydi meydana’ diyen, 4 Aralık günü Mersin’de ilk mitingi yapacaklarını duyuran Kılıçdaroğlu, teröristleri hararetle selamlamıştır. Onların dikte ettiği ne varsa sahiplenerek sahaya inmeye karar vermiştir. Nitekim Türkiye’nin kaosa sürüklendiğini iddia eden müfteri Kılıçdaroğlu, asıl kaosu kendi içinde, kendi ittifakında, kendi vicdanında, kendi partisinde yaşadığını görmeyecek kadar körleşmiştir. Bize ‘Dilini yutmuş küçük ortak’ diyen Kılıçdaroğlu’nun ağzı, teröristlerin günahkar ağzıdır, aynı anda akıl hatırlatması yapması ise tamamıyla mantık kazası, makuliyet krizidir. Aklı tutuk, ahlakı uçuk, ar damarı çatlak siyaset köhneliği bellidir. Bu şahsın kimin diline sözcülük, kimlerin aklına refakatçilik yaptığı her şeyiyle belirgindir. Kararlılıkla ve ikazla hatırlatırım ki: Türkiye döviz sabotajlarına yenilmeyecektir. Türkiye küresel sermaye çetelerine, terör örgütlerine pes etmeyecektir. Türkiye faiz lobisine eğilmeyecektir. Türkiye hayat pahalılığına boyun eğmeyecektir. Türkiye zilletin uçurumuna asla çekilemeyecektir. Cumhur İttifakı alayını birden göğüslemeye, Türk milletinin bağımsızlık onurunu yere düşürmemeye yeminlidir. İçinde bulunduğumuz riskli süreç siyasi ve ekonomik beka mücadelesinin kahramanca, vatan ve millet sevdasıyla icrasını şart koşmaktadır. Sokaklara inerek hükümeti istifa ettirmeye, terörizmin ve yabancı güçlerin tetikçiliğine soyunarak ülkemizi felaket dolu bir mecraya taşımak isteyenlere asla izin, asla icazet verilmeyecektir. Demokrasi sokakta değil milletimizin iradesindedir, sandığın içindedir. Yasa dışı sol ve marjinal grupları sokağa sürüp milletimizin duyarlılıklarını ve sabrını test etmeyi aklından geçirenler bu gafil tezgahın, bu lekeli kumpasın sonuçlarına ağır şekilde katlanacaklardır. Türkiye sokakta bulunmamış, sokak meraklısı zillet ittifakına bırakılmayacaktır. CHP Genel Başkanı nereye giderse gitsin, milli nefesimiz ensesinde olacaktır. Darbe teşebbüsüyle yapamadıklarını, dövizle de başaramayacaklardır. Kılıçdaroğlu ve terörist yandaşlarının erken seçim ezberleri ise sonuçsuzdur. Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacak, mandacılarla, vesayetçilerle, statükocularla, hainlerle, millete tepeden bakan kimliksizlerle hesaplaşma bu tarihte olacaktır.” http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4916/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin___MYK_ve_MDK_Toplantisi__sonrasinda_yapmis_olduklari_kon.html

 

Bahçeli’nin özellikle şu “Yasa dışı sol ve marjinal grupları sokağa sürüp milletimizin duyarlılıklarını ve sabrını test etmeyi aklından geçirenler bu gafil tezgahın, bu lekeli kumpasın sonuçlarına ağır şekilde katlanacaklardır. Türkiye sokakta bulunmamış, sokak meraklısı zillet ittifakına bırakılmayacaktır. CHP Genel Başkanı nereye giderse gitsin, milli nefesimiz ensesinde olacaktır. Darbe teşebbüsüyle yapamadıklarını dövizle de başaramayacaklardır. Kılıçdaroğlu ve terörist yandaşlarının erken seçim ezberleri ise sonuçsuzdur” sözleri ne demektir?!

Tehdit, olacak kanlı olayların işareti mi?!

 

Olsa da…

Hayır, korkulmayacak!

 

Geç de olsa, sokağa çıkma, iktidarı seçime zorlama ve iktidara seçim kararı aldırma, yerinde, çok doğru karardır!

Ancak…

Her olasılığa karşı da ciddi önlemler almak gerekir.

 

Bana göre…

En etkili önlem, erken veya hemen seçimde içten, kararlı –Kamutay (TBMM) içi ve dışı- tüm siyasi partilerle dahası dernekler, sendikalar, başka demokratik kitle örgütleriyle sahaya inmek, ortak mitingler yapmaktır!..

AĞLATMALARINA KARŞIN BEN DE, AKŞENER İLE “ATANMAYAN ÖĞRETMENİMİZ”İN ELLERİNDEN ÖPÜYORUM!..

150 150 bakikarakol

Dün…

Dünya lideri Kemal Atatürk’ümüzün “Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir ulus henüz ulus adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, ulus denemez. Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere gereksinim duyar. (1925, İzmir) sözüyle onurlandırdığı 24 Kasım Öğretmenler Günü idi.

 

Kendisi de uzun yıllar Tarih Öğretmenliği yapmış olan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin dünkü grup konuşmasında, gene güne uygun bir eylem gerçekleştirdi.

AKP ağırlıklı Cumhur İttifakı İktidarı’nın çok yanlış genel siyasaları (politikaları) içinde yer alan Milli Eğitim siyasaları sonucu, aşırı gereksinim olmasına/duyulmasına karşın, atanmayan binlerce öğretmenden birini kürsüye çağırdı, konuşturdu.

Akşener, grup konuşmasının ortalarında “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerimizin mimarları olan, ana kucağından, baba ocağından sonraki, ilk durağımız olan öğretmenlerimiz için, bizler ne yapıyoruz?

Koca bir hiç!” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/iyi-parti-lideri-meral-aksenerden-flas-dolar-aciklamasi-erdogana-hangi-haberi-verdi-488845h.htm dedi, ekledi:

“İşte tam da o nedenle, Milletin Kürsüsü’nde bu hafta,

atanamayan öğretmenlerimizi dinleyeceğiz.

Bugün aramızda, atanamayan öğretmen bir kardeşimiz var.

Ekrem Demir aramızda.

Buyur Ekrem Öğretmenim, söz de, kürsü de senindir.”

 

Elinde çiçekle gelen ve çiçeği Akşener’e saygılı bir biçimde sunan atanmayan genç öğretmenimiz Ekrem Demir sözlerine “Bu özel günü canı gönülden büyük bir mutlulukla ve gururla kutlamak isterdim. 4 yıldır atanamayan, şu an bir markette çalışan, idealist bir öğretmen olarak neyi kutlayayım? Kutsal sayılan mesleğin itibarsızlaştırılmasını mı, öğretmenlerin göz göre göre ölüme terk edilmesini mi, emeklerimizin sömürülmesini mi, hayallerimizin yıkılmasını mı, bileğimizin hakkıyla kazandığımız sınavlardan mülakat denilen torpillerle elenmemizi mi, ana babalarımızdan harçlık istemekten utandığımız için ne iş olsa yapar hale gelmemizi mi? Neyi?”

https://halktv.com.tr/gundem/aksener-atanamayan-ogretmenin-elini-optu-654036h tümcelerle başladı.

Atanmadıkları için yaşamlarına son veren öğretmenleri anarken sesi titredi.

Titrek sesle “Bu ayıp, istihdama göre öğretmen yetiştirmeyen, hatta ihtiyacı kadar bile öğretmen atamayan iktidarındır” dedi.

Sonra da sözlerini, ünlü romancı Dostoyevski’nin “İnsancıklar” adlı kitabından, beni ağlatan şu tümceyle bitirdi:

“Çok tuhaftı, ağlayamadım ama ruhum paramparça olmuştu!”

Öylesine duygulu ve vurgulu söyledi ki!..

 

Ülkemizin, kötü yönetimden geriye gitmesine, gericiliğe savrulmasına, halkımızın fukaralaşmasına, paramızın pul olmasına vb ruhu gibi yüreği paramparça ben, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, kürsüye çıkarıp konuşturduğu atanmayan öğretmenimiz, oğlu yaşındaki Ekrem Demir’in havaya kaldırdığı elini öpmesine, sonra bir anne, bir abla içtenliği ile sarmasına, dakikalarca öyle kalmasına; atanmayan genç öğretmenimizin de Akşener’e aynı içtenlik ve özlemle sarılmasına https://www.youtube.com/watch?v=WID5JPvRBHQ koptum!

Hüngür hüngür ağladım!

 

İnanır mısınız, şu anda yazarken bile ağlıyorum!

 

Ama…

Onur duyuyorum!

Ve…

Mutluyum!

 

Orada olsaydım, koşarak yanlarına gider, ikisinin de ellerinden öperdim!

 

Buradan öpüyorum.

Kabul buyursunlar!

 

Bana…

Özlemini çektiğim sevinci yaşattıkları için…

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e…

Atanmayan genç öğretmenimiz Ekrem Demir’e…

Teşekkür ediyorum!

 

Sorunların ve sıkıntıların gün aşırı arttığı ortamda, umut yüklü ne güzel bir eylemde bulundular, ne güzel bir görsel sundular!

 

Sağ olsunlar, var olsunlar…   

YETER ARTIK BİTSİN KARA SALILAR, HALK DERİN NEFES ALSIN, TÜRKİYE RAHATLASIN!..

150 150 bakikarakol

Dün TL’miz “Kara Salı”yı yaşadı!

Ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin patronlarından AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı önceki gün (22 Kasım 2021 Pazartesi) akşam saatlerinde “Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı” bitiminde yaptığı açıklamada “Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği ile bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkartacağız”

https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/133567/-ulkemizi-buyutmek-guclendirmek-ve-kalkindirmak-icin-gece-gunduz-mucadeleye-devam-ediyoruz- diyerek, yanlışta kararlılık gösterirse…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de partisinin dünkü grup toplantısında “Bize göre hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur, bunun üzerinden polemik yaratmak, bittik, tükendik, yandık, mahvolduk demek felaket tellallığıdır, kötü niyetliliktir. (…) Tekraren söylüyorum: Erken seçim falan yoktur, seçim 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır” http://www.mhp.org.tr/htmldocs/mhp/4912/mhp/Milliyetci_Hareket_Partisi_Genel_Baskani_Sayin_Devlet_BAHCELI__nin_TBMM_Grup_Toplantisinda_yapmis_olduklari_konusma_metni_23.html sözlerini ederse…

Dolar, Euro, Sterlin ve başka yabancı paralar karşısında TL’mizin aşırı değer yitirmesi –ne acı gerçektir ki- doğaldır!

 

Bu anlayış çizgisindeki inatlık, TL’mizdeki değer yitiminin bugün de, yarın da, yarından sonra da vb süreceğinin işaretidir!

 

Muhalefetin, bu vahim durumu, geçen her saniye, dakika, saatte fakirleşen, yokluğa, açlığa sürüklenen vatandaşlara çok ama çok iyi anlatması, açık ve net “Bu duruma ‘Dur’ demek, bu durumdan çıkış, kurtuluş çok kolay. Her şey sizin elinizde. Yapacağınız çok basit: Size bu kara günleri yaşatanlara, o kıymetli oylarınızı götürüp vermeyeceksiniz” biçiminde anlatması gerekir.

 

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın, 13 Eylül 2021 Pazartesi sabahı Fox TV Kanalı’nda, İsmail Küçükkaya’nın Çalar Saat programında söylediği şu “Seçim günü geldiğinde açık bir farkla seçim kazanılırsa hiç kimse bir şey yapamaz. Açık farkla kazanmak gerekiyor seçimi. Uç uca olursa kırk türlü oyun olabilir” https://www.gazeteduvar.com.tr/babacandan-secim-uyarisi-acik-farkla-kazanmak-gerek-uc-uca-olursa-kirk-turlu-oyun-olabilir-haber-1534826 sözünü önemsiyorum, değerli buluyorum.

 

Millet İttifakı’nın buna odaklanmasını, seçmene yaşadığı, tanık olduğu gerçekleri çok güzel anlatmasını ve seçimi yüzde 10-15, hatta yüzde 15,5 arayla kazanmasını isterim.

 

Yeter artık bitsin ‘Kara Salı’lar, halk derin nefes alsın, Türkiye rahatlasın!..

NOT: 24 Kasım 2021 Çarşamba saat 00.58 itibarıyla Dolar 10.82, Euro 14.42

 

Bu arada…

Türk basınının yüz akı Genel Yayın Yönetmeni, köşe yazarı, gazeteci Abdi İpekçi’nin katili (katledilişi 1 Şubat 1979) ülkücü Mehmet Ali Ağca’nın kısa bir süre içinde yakalanmasında gecesini gündüzüne katan, CHP Genel Başkanı –merhum- Bülent Ecevit’in, Adalet Partisi’nden istifa eden 11 Milletvekili ile (5 Ocak 1978-12 Kasım 1979 arası) kurduğu 42’inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin İçişleri Bakanı, Adapazarı CHP Milletvekili, Hukukçu, 1934 doğumlu Hasan Fehmi Güneş dün 87 yaşında yaşama gözlerini kapadı.

Saygı duyduğum bir CHP’li ve siyasa (politika) adamıydı.

Ecevit Başkanlığındaki Hükümette Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı, “Bankamatik Milletvekili” diye tanımladığım, partim CHP’min bir önceki Genel Başkanı ve halen Antalya Milletvekili olan, ancak hastalığından kaynaklanan tedaviden ötürü Kamutay’a (TBMM’ye) gelemeyen, Milletvekili görevini yapamayan Deniz Baykal’ın, parti içinde ve siyasada kendine siyasi rakip gördüğü için, aylar önce gelen bir bilgiyi Başbakan Ecevit’e iletmeyerek, kurulan kumpasa kurbanı giden, aynı gün İçişleri Bakanlığı görevinden istifa eden, siyasada da yıpranan ama tez zamanda toparlanan, kaldığı yerden partisi CHP’ye ve Türk siyasasına hizmet eden Hasan Fehmi Güneş’i rahmetle anıyorum.

 

Ve bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü!

En başta…

Türk halkının ve dünya halklarının Başöğretmeni dünya liderimiz Kemal Atatürk’ümüzü, O’nun “Öğretmenler! Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur. Unutmayınız ki Cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir!” gibi sözleriyle onurlandırdığı, önlerinde saygıyla eğildiğim öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten duygularla kutluyorum…

KAMUTAY’A (TBMM’YE) SİLAHLA VE KORUMA ORDUSUYLA GİRMEK!..

150 150 bakikarakol

Dün ilk defa haberim oldu ve çok şaşırdım, hala da çok şaşırıyorum!

 

Kamutay (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, İçişleri Bakanlığı’nın 2022 Yılı Bütçesi görüşülecekti.

İçişleri Bakanlığı’na “Bakan” sıfatıyla atanan “yüksek bürokratSüleyman Soylu, kurmaylarıyla birlikte geldi, yerini aldı.

Karşısında, muhalefet Milletvekilleri oturuyorlardı; aralarında, Sakarya CHP Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da vardı.

 

Soylu, “10 bin Dolar siyasetçi kim?” yazılı kağıt pankartları masalarının üzerinde tutan Muhalefet Milletvekillerinin sözlü sorularına yanıt yetiştirdikten kısa süre sonra sinirlendi, sesini yükseltti, parmak sallamaya, ağır sözcüklerle suçlamalarda bulunmaya başladı.

Yakışır mı?!

Her nedense “Biz, şehit veriyoruz” dedi, durdu.

Verilen şehitleri, İçişleri Bakanlığı’nın 2022 Yılı Bütçesi görüşmelerinde söylemenin, hem de tekrar tekrar söylemenin anlamını ve gereğini kavrayabilmiş değilim!

 

Soylu, birden CHP grubu adına az sonra konuşacak Özkoç’a bakarak, “Ben konuşurken gülme” dedi, ekledi:

“Biz, şehit veriyoruz, sen gevrek gevrek gülüyorsun.”

Ortalık karıştı.

Soylu, salonu terk etti.

Komisyon Başkanı AKP’li Cevdet Yılmaz ara verdi.

 

Aranın ardından toplantıya katılan Soylu’nun Muhalefet Milletvekillerini kızdıran sözlerine karşılık sesler yükseldi, ortam yine gerildi.

Komisyon Başkanı Yılmaz’ın ve kimi Milletvekillerinin araya girmeleriyle sakinlik sağlandı, CHP grubu adına konuşmasını yapması için de Özkoç’a söz verildi.

İzlediğim kadarıyla, Özkoç’un, Soylu’ya yönelttiği belgeli her soru https://www.youtube.com/watch?v=zylK7bCiSZA, -tek sözcükle- harikaydı ve Soylu’yu, Soylu’nun şahsında AKP’yi, Cumhur İttifakı’nı, Cumhur İttifakı İktidarı’nı ciddi biçimde zora soktu.

Özkoç, sözlerini “Seni iki defa mahkemeye verdim. Ama mahkemeler bu ucube sistem nedeniyle senin yargılanmamana, benim susmama kanaat getirebiliyorlar. Ama bu yıkılacak ve bunların hesabını senden tek tek soracağız” https://www.gercekgundem.com/siyaset/313952/suleyman-soylu-ile-chpli-engin-ozkoc-arasinda-gerginlik-ben-konusurken-gulme-diyerek-komisyonu-terk-etti tümceleriyle bitirdi.

 

Verdiğim şu https://www.youtube.com/watch?v=4oHGggR24mk linki tıkladığınızda, Komisyon’un CHP’li üyelerinden, Konya CHP Milletvekili (…) Abdüllatif Şener’in konuşmasını dinlediğinizde, benim gibi siz de ilk defa, Soylu’nun, Kamutay Plan ve Bütçe Komisyonu’na, koruma ordusuyla geldiğini; korumaların, salonun perdeyle ayrılmış kısmında silahlarıyla bulunduklarını, çıkarılmalarını istediğini göreceksiniz.

 

İşte buna şaşkınım!

Kamutay’a, ana giriş kapılarından dahi Milletvekilleri tabancalarıyla giremezken, İçişleri Bakanlığı’na “Bakan” sıfatıyla atanmış “yüksek bürokratSoylu’nun, Kamutay’a, oradan Kamutay Plan ve Bütçe Komisyonu’na, silahlı korumalarıyla nasıl olabiliyordu?!

 

Dahası…

Bunu da, saygın gazeteci Fatih Ertürk’ün, Tele 1 TV’deki dünkü ilk yayınlanan “Habere Doğru” programında İyi Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu (Bursa Milletvekili) ve Abdullatif Şener’in anlatılarından öğrendim ki, yalnız Soylu değil, silahlı koruma ordusuyla Kamutay’a, Komisyonlara gelen Bakanlıklara “Bakan” unvanıyla atanmış başka “yüksek bürokratlar” da varmış!

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay onlardan biriymiş!

Başlatan ise ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçildikten sonra AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı imiş!

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı, Kamutay’a her keresinde, çok kalabalık silahlı koruma ordusuyla gelirmiş!

 

Ertürk’ün, Kamutay yemekhanesinde, silahlarını duvara dayayıp yemek yiyen korumalar gördüğünü anlatması çarpıcıydı!

 

29 Mart 1989’da Kamutay’da Mehmet Abdurrezak Ceylan adlı Siirt Doğruyol Partisi (DYP) Milletvekili’nin tabancayla öldürülmesini anımsadım.

Ceylan gibi Siirt’ten DYP Milletvekili olan Zeki Çeliker ile Anavatan Partisi (ANAP) Milletvekili İdris Arıkan arasında çıkan Siirt yerel seçimleri konusunda tartışı kavgaya dönüştü. Ceylan da, Milletvekili hemşerilerini ayırmak isterken, patlayan silahla yaşamışını yitirdi.

Yanılmıyorsam, böyle bir gelişme üzerine Kamutay’a, silahla giriş yasaklandı.

Ve…

Anadolu Ajansı (AA) mahreçli 20 Temmuz 2017 günlü Meclis’te silah yasağı” başlığı ve “TBMM’nin bina ve arazisine silahla girmek yasaklandı”  

https://businessht.bloomberght.com/guncel/haber/1569345-meclis-te-silah-yasagi spotuyla basında yer alan haberde vurgulanan, sayısal olarak AKP ağırlıklı Kamutay’da alınan Kamutay Genel Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanının onaylamasıyla yürürlüğe giren yasaya karşın, karar alıcıların, aldıkları karara uymamaları, Kamutay’a, Kamutay Komisyonlarına silahları ve silahlı korumalarıyla girmeleri nasıl yorumlanmalı?!.