Bir iki gün önce açıklanan anketle anlaşıldı ki, Türk halkının yüzde 51.7’si, içeriği “kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti sıfıra indirmek” olan “İstanbul Sözleşmesi”nden habersiz ve sözleşmeyi bilmiyor!..
2011 yılında İstanbul’da imzalandığı için “İstanbul Sözleşmesi” diye anılan anlaşmanın ilk imzacılarından biri Türkiye’dir… Türkiye’de iktidarda AKP’dir…
2014 yılında da Kamutay’dan da geçirerek yasalaşmasını sağlayan AKP, kadına bakışının gereğini yerine getirerek, “İstanbul Sözleşmesi”nin ne olduğunu, neler içerdiğini topluma anlatmamış, anlattırmamış; anlatılmaması için elinden geleni yapmıştır…
“İmzalamak” ve “anlatmamak” eylemleri arasında derin çelişkiye düşen, iktidarının ilk yılının 6’ıncı ayından (2003) itibaren, cadde ve sokaklarda kadına yönelik gaspların, saldırıların, ağır yaralanmalar ve ölümlerle sonuçlanan olayların sorumluluğunu taşıyan AKP, “İstanbul Sözleşmesi”nin bilinmesini toplumdan gizlerken, Kamutay’ın ikinci büyük siyasi partisi ve diğer siyasi partiler, hatta kamutay dışında kalmış siyasi partiler de, AKP gibi davranmış, topluma “kadına yönelik şiddeti ve ev içi şiddeti sıfıra indirme”yi amaçlayan “İstanbul Sözleşmesi”ni anlatmamıştır?!.
Neden?!.
Soruyu, sormakla yetinelim, bırakalım…
İktidarda ve muhalefette aynı ortak davranış, 16 Nisan 2017’deki “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” için yapılan halkoylamasında da görüldü!..
Halk, “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin ne olduğunu bilmeden, öğrenmeden sandığa gitti oy verdi…
Sandıktan yüzde 51.47 Evet, yüzde 48.59 Hayır çıktı…
Anımsanacaktır, zamanın Başbakanı ve AKP Genel Başkanı, sonuçlar tartışma konusu olunca, “Atı alan Üsküdar’a geçti” dedi!.. Halkoylaması süresi içinde AKP ve MHP, Parlamenter Sistem’i ortadan kaldıracak, ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin ne olduğunu hiç anlatmadı, hep olumlu yönde konuştu, konuşturdu…
Muhalefet de anlatmadı, anlatamadı!..
Şundan:
Getirilmek istenen “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin ne olduğu muhalefet de bilmiyordu!..
Bilmek için çaba göstermedi!..
Ham bilgilerle bir şeyler söylemeye çalıştı!..
Yani içten değildi!..
Konuşmuş, anlatmış izlenimi vermek peşindeydi!..
Neden?!.
Birçok nedeni var…
Bir tanesi; muhalefetin, anlatmak istediğini halka anlatamamak gibi bir sorun vardı!..
Hala da var!..
Gidermek için ne o günlerde, ne şimdilerde gayretin içinde değil!..
Bu da, iktidar yanında yer aldığından, yani “görevli muhalefet” rolünü üstlendiğinden başka bir şey değildi!..
Kamutay’ın ikinci büyük partisi, “görevli muhalefet rolü”nü üstlenen siyasi kadronun yönetiminde!..
Ve…
Yarından sonra, 37’inci Olağan Kurultay yapacak…
Yönetim, Kurultay’ın adını “İktidar Kurultayı” koymuş!..
Gülerim!..
Muhalefet olamamış, halka anlatması gerekenleri anlatamamış, halkı bilgilendirip donatmamış, iktidara laf çakmakla, laf yetiştirmekle yetinmiş, bunu da “muhalefet” bellemiş, muhalefeti aratan söylem ve eylemlerle halkı yanıltmış, kandırmış, iktidara yardım, yataklık eden, ülkenin, ülke halkının zor günlere gelmesinde iktidar kadar pay sahibi “siyasi kadro”, iktidar mı olacak, halk iktidarını mı gerçekleştirecek?!.
Hadi canım sen de!..
İktidarın zaman zaman “Bu muhalefetten memnunuz, Allah eksikliğini vermesin” dediği “siyasi kadro”nun, “parti içi iktidarı” için elinden geleni yaptığı yadsınamayız!..
Şunu da belirtmeliyim ki:
28 Haziran 2018’deki seçimde Yüzde 51.65’le, AKP ve MHP ortaklı Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanını seçen halk, iki yıllık fiili uygulamaya karşın, ucube “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ni kavrayamamıştır!..
Bu arada…
Merak ediyorum, “Bankamatik Milletvekili” Deniz Baykal, eski genel başkanı olduğu partinin yarından sonraki Olağan Kurultay’ına katılacak mı, oy kullanacak mı?!.
Yorum Yaz