Twitterda gezinirken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şu paylaşımı gözüme ilişti:
“İnsanlık görevimi yapıyorum
Saygı Öztürk’ün bu yazısı namussuzluktur
Bahar Hanım ahlaklı, faziletli bir kadındır
Ali Beye minnettarız Trabzon turizmini ayağa kaldırdı
Bugünden sonra bu namus düşmanını kim muhatap alırsa, gözümde aynı namussuzluğun ortağıdır, haysiyet celladıdır”
İnsanlık görevimi yapıyorum
Saygı Öztürk’ün bu yazısı namussuzluktur
Bahar Hanım ahlaklı, faziletli bir kadındır
Ali Beye minnettarız Trabzon turizmini ayağa kaldırdı
Bugünden sonra bu namus düşmanını kim muhatap alırsa, gözümde aynı namussuzluğun ortağıdır, haysiyet celladıdır https://t.co/9y0S1BtZY3— Süleyman Soylu (@suleymansoylu) June 18, 2020
İnanamadım, anlam veremedim!..
Yadırgadım!..
İçleri Bakanı Soylu’yu, böylesine kızdıran, böyle bir twitter paylaşımında bulunmasına neden olan neydi?!.
Twitterın altındaki kutuyu tıkladım…
Dün (18 Haziran 2020 Perşembe) sabah saat 07.00’da www.sozcu.com.tr internet sitesinde yayına verilen, Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün imzasını taşıyan “Trabzon’da böyle bir yükseliş görülmedi” https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/trabzon-boyle-bir-yukselis-gormedi-5880733/ başlıklı haberi okudum…
Bir değil, sekiz kere…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu, öyle bir twitter yazmaya iten “şeyi”, “şeyleri” aradım…
Bulamadım…
Trabzon AKP Milletvekili Bahar Ayvazoğlu, “özne” değildi, eşi Ali Ayvazoğlu’nun “yükselişi”, gazetecilik etiği çerçevesinde anlatılıyordu…
Milletvekili Bahar Ayvazoğlu ile ilgili olumsuz bir şey yok…
Bahar Hanım bekardır, AKP’de evli Ali Ayvazoğlu’yla tanışıyor, arkadaş oluyor; Ali Ayvazoğlu eşinden boşandıktan sonra da evlilik gerçekleşiyor…
Bu!..
Başka bir şey yok!..
Bunu yazmanın sakıncası ne?!.
Buradan “ahlaklı, fazilet kadın” anlamı çıkarmak, adı gibi “saygılı” biri olan Saygı Öztürk’e “yazdığı namussuzluktur” diye saldırmak niye?!.
Ve…
Hiç etik değil!..
“İçişleri Bakanlığı” gibi herkesi sahiplenip koruyan “kurum”un başında -“atanmış” da olsa- “Bakan” sıfatıyla oturan, “saygın siyasetçi babanın oğlu” Süleyman Soylu’ya yakışmadı!..
Soylu’nun bir “yapmaması gereken”di!..
Neden yaptı?!.
“İnsanlık görevimi yapıyorum” derken, haberinde “dürüst”, “namuslu” davranan Saygı Öztürk’ü de düşünmesi, ona da “insanlık görevini yapması” gerekmiyor muydu?!..
Dahası…
Kendisi ve Bakanlığı dışındaki konuya neden girdi?!.
Kafası mı karışık?!.
Başka neden veya nedenler mi var?!.
Bir yere, yerlere ileti mi veriyor?!.
Yoksa bir hazırlığın işareti mi?!.
Dedim ya:
Anlamlandıramadım!..
1978’de Kars muhabirliğini üstlendiğim Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Büro’dan tanıdığım, “medya ombudsmanı” Faruk Bildirici’in beğeni ile izlediğim www.farukbildirici.com sitesinden, dünkü “Bakan Soylu’dan gazeteciye hakaret savunması” başlıklı yazısını okudum…
Bildirici, “İçişleri Bakanı’nın gazeteciye hakaret etme serbestisi mi var? Soylu, Müyesser Yıldız’dan sonra şimdi de gazeteci Saygı Öztürk’e hakaret yağdırıyor. Bu vesileyle bir daha sorayım; Müyesser Yıldız’ın telefonunun dinlendiğini önceden biliyor muydu?” tümcelerinin ardından şöyle yazıyordu:
“Yarım saat kadar sonra telefonum çaldı. İçişleri Bakanlığından aranıyordum. Az sonra Bakan Soylu karşımdaydı. Hemen konuya girip, hızlı hızlı konuşmaya başladı:
– Haberde bir kadının namusuna dil uzatmış. Böyle yazmaya hakkı var mı? Yükselme tarafını yazsın, eleştirsin. Ben ona bir şey demem. Ama kadının namusuna laf uzatıyor. Ben Bahar hanımı tanırım.
– Ama Sayın Bakan siz de haberi eleştirmiyorsunuz, gazeteciye hakaret ediyorsunuz.
– O bir kadının namusuna dil uzatarak bana o hakkı veriyor. Siz arkadaşınıza söyleyin böyle yazmaması gerektiğini, onu eleştirin.
– Siz de yükselme tarafıyla ilgili bir şey söylemeden doğrudan hakaret ediyorsunuz. Bir bakan olarak hakaret etmeden yazsanız itirazınız daha rahat anlaşılmaz mı?
– O haberi okudunuz mu? Haberde doğrudan kadının namusuna dil uzatıyor.
– Ben okudum haberi evlilik dışı ilişki iması var.
– İma değil… O kadarla kalmıyor. Doğrudan öyle yazıyor. Ali’yi de tanırım, o Trabzon’da turizmi ayağa kaldırdı.
Bakan Soylu ile konuşmamız özetle böyleydi. Tahmin edileceği gibi anlaşamadık. Ben kendisini hakaret etmeden eleştirmesi ve haberin asıl önemli tarafının bürokrasideki hızlı yükseliş konusu olduğuna ikna edemedim. Soylu da beni haberin Milletvekili Bahar Ayvazoğlu’nun namusuna odaklandığı konusunda.” https://farukbildirici.com/blog/detay/Bakan-Soylu-dan-gazeteciye-hakaret-savunmasi-1
Bildirici’nin emeğine, kalemine sağlık, doğruları yazmış…
İçişleri Bakanı Soylu’nun yanlışında diretmesi, inat etmesi şık değil!..
Bakan Soylu, bu yanlışı ile Saygı Öztürk’e saygınlık kazandırdı, kendine ciddi zarar verdi!..
Kendisine buradan çağrıda bulunuyorum:
Savladığınız (iddia ettiğiniz) gibi, “Saygı Öztürk’ün yazısı namussuzluktur” ise “kanıtlayın”!..
Kamuoyu ikna olsun…
Söz veriyorum:
Yanınız yer alacağım, sizin gibi ben de “Saygı Öztürk’ün bu yazısı namussuzluktur” diyeceğim!..
Yazımı, dün gece KRT TV’de canlı yayınlanan, Çiğdem Akdemir’in sunumundaki “Söz Meclisi” programında duygulanmasına duygulandığım saygın insan, saygın gazeteci yazar Saygı Öztürk’ün “Namussuzluğumu bir kişi ortaya koysun” çağrısının yerini bulması ve gerçekleşmesi dileğimle bitiriyorum…
Yorum Yaz