Sana “Milletvekili Mehmet Ali Çelebi” adınla değil, o “sevdiğimiz” adınla sesleneceğim:
Teğmen Çelebi!
Sen daha anan karnına düşmeden 5 yıl 4 ay 23 gün önce, yani 42 yıl önce bugün (1 Şubat 1979) bu ulusun, Uğur Mumcu ve Uğur Mumcu gibi “basın şehidi, yüz akı”, dünyanın saygın gazetecisi, Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Abdi İpekçi, İstanbul’da, evinin çok yakınında, arabasının içinde katledildi!
Saygıyla, özlemle anıyorum.
Işıklar içinde uyusun.
Niye katledildi?
Kim, kimler katletti, katlettirdi?!
Hiç düşündün mü?!
O yıllar, karanlık yıllardı!
Ülkede iç savaş yaşanıyordu!
Kardeş kardeşi vuruyor, öldürüyor, yaralıyordu!
“Neden?! Kim, kimler yapıyor, yaptırıyordu?” diye hiç düşündün mü?!
Sorguladın mı?!
Araştırdın mı?!
Abdi İpekçi, Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı gazetenin 1’inci sayfasının sağ altında, “DURUM” köşesinde, ülkenin içinde bulunduğu ve bulunacağı durumu yazardı; gerçeklere değinirdi, gerçekleri dile getirirdi.
Korkmadı!
Bir gün namlunun kendine tutulacağını, bıçağın bedenine saplanacağını biliyordu!
Gene korkmadı!
Yazdı, yazdı, yazdı…
Karanlık ellere, karanlık odaklara, karanlık yerlere dikkatleri çekti!
Sağ-sol ayrımına gitmeden siyasi partilerin genel başkanlarıyla görüştü, söyleşiler gerçekleştirdi!
“Türkiye’nin düşmanları”na odaklandı, onları işaret etti!
“Türkiye’nin düşmanları” kimler miydi?!
Mehmet Akif’in “… tek dişi kalmış canavar” dediği emperyalistlerdi!
Başı da, yaklaşık yüz yıl öncesine kadar kendini “topraklarında güneş batmayan imparatorluk” diye tanımlayan, tanıtan Britanya İmparatorluğu yani “İngiltere” çekiyordu!
İngiltere öyle bir düşmandı ki!..
Türkiye’ye, Türk halkına, İslam Dini’ne, Türk halkının atası dünya lideri Kemal Atatürk’e, O’nun devrim ve ilkelerine, O’nun Cumhuriyet Halk Partisi’ne kinli, öfkeli, azılı, kalleş, rezil düşmandı!
Dünya imparatoru ya!
Çanakkale’de, Anadolu’da yenilgilerinin, Lozan’da vermek zorunda kaldıklarını geri almanın derdindeydi!
NATO bünyesinde oluşturduğu “Gladyo”nun “Türkiye ayağı”nı hızlı biçimde “aktif” hale getirdi!
İşe, dünya lideri Kemal Atatürk son yıllarını yaşarken başladı!
Toplum hazır değilken “Çok partili sistem”i yaşama geçirtti!
Görünürde, İnönü ve CHP idi!
Değildi!
Geride “İngiltere” idi!
İç kargaşaların, askeri darbelerin, 24 Ocak Ekonomik Kararları’nın vb gerisinde “azılı baş düşman İngiltere vardı!..
Her askeri darbe öncesinde iç kavgalar çıkarttı!
Amaç, darbeye altyapı yaratmak, halka “Aman ordu gelsin, yönetime el koysun” dedirtmekti!
Planladığı gibi oldu!
Akan kanlar üzerinden üç darbeyi de yaptırdı!
Anayasa’yı, yasaları değiştirdi!
Ekonomik kararları aldırdı!
Kendilerine, askeri, siyasi, ekonomi ağırlıklı her alanla bağımlı, aydınlıktan, çağdaşlıktan, laiklikten uzaklaşmış, dinci gerici tarikat ve cemaatlerin cirit attığı, bölge ülkelerine hiçbir biçimde örnek olmayacak bir “Türkiye” ve “Türk halkı” var etme peşindeydi!
Bunun için, 42 yıl önce bugün Abdi İpekçi, sonraki yıllarda da Abdi İpekçi binlerce “yurtseverimiz”i katlettiler!
Hepsini özlemle, saygıyla anıyorum.
Hepsi de ışıklar içinde uyusun.
Teğmen Çelebi!
Özetlemeye çalıştıklarımın ayrıntılarını ve dünya lideri Kemal Atatürk’ü, O’nun devrimlerini, ilkelerini, O’nun CHP’sini azıcık bilseydin;
* Partim CHP’mi, bugünkü “Soroscu” baş ve o başın yönetimiyle karıştırmazdın, ayrı tutmayı becerirdin!
* FETÖ’cü kumpaslarla haksızca yargılanınca seni savunan, senin cezaevinde nikahına gelen, nikah şahitliğini yapan, CHP Parti Meclisi Üyeliği’ne taşıyan, 2018 Milletvekili Genel Seçimlerinde CHP’den İzmir Milletvekili seçilmeni sağlayan, üç gün önceki istifa açıklamanda
https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/son-dakika-uc-milletvekili-chpden-istifa-etti-6234599/ –CHP ile karıştırma yanlışına düşmene karşın- çok haklı olarak yerdiğin “adı lazım değil”i tanırdın!
* CHP’den istifa etmezdin, parti içinde savaşını verirdin, o “adı lazım değil”in ve “devşirme ekibi”nin gerçek yüzünü ortaya çıkarırdın, partiden gitmelerine çalışırdın!
* Hele de, “Bankamatik Milletvekili” Deniz Baykal’ın parlattığı “Muharrem İnce” adlı “kandırıkçı, siyasi palyaço, şaklaban”, Atatürkçülüğü ve CHP’liği tartışı götürenin peşine takılmazdın!
* Dünya lideri Kemal Atatürk’ün, dinci ve İngiliz yanlısı olduğunu bildiği Fevzi Çakmak’ı neden yanında tuttuğunu, Genelkurmay Başkanlığı yapmasına izin verdiğini kavrardın!
* Dünya lideri Kemal Atatürk’ün, iç düşmanları korkutan, ciddi önlemlere iten “en büyük devrimi”nin ayırtına (farkına) varırdın!
Teğmen Çelebi!
Yazılacak daha çok!
Kırıntı da kalsa, “Teğmen Çelebi sevgimiz” engelliyor!
Kimin, kimlerin hizmetine girdiğini, büyük yanlış yaptığını yaşayarak öğreneceksin!
Pişman olacaksın!
Utanacaksın!
Ve…
“Özde Atatürkçü” olsaydın, kendi kendini bitirmezdin!..
Yorum Yaz