ŞENTOP’TAKİ BU TELAŞ, BU PANİK, BU HIŞIM NEDEN?!.

  • 0
150 150 bakikarakol

Partim CHP’min ne yazık ki, başındaki “adı lazım değil”, önceki gün (1 Haziran 2021 Salı) grup konuşmasının bir yerinde “Bu devletin içişleri bakanı, TRT’de programa katılıyor. Diyor ki: ‘Bir siyasetçiyi keklemişler.’ Yani rüşvet veriyorlar. Ne kadar? Ayda 10 bin dolar. Ben söylemiyorum, mafya da söylemiyor, yeraltı dünyasının aktörleri de söylemiyor. Kim söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan kişi söylüyor. Bu çok önemli, niye önemli? Suçu biliyor, suçluyu da biliyor. Devletin televizyonda açıklıyor, birilerine mesaj gönderiyor. Her ay 10 bin dolar rüşvet alıyor, kim? Bir siyasetçi. emniyet istihbarat kimin emrinde? İçişleri Bakanının. Jandarma istihbarat kimin emrinde? İçişleri Bakanının. Dolayısıyla İçişleri Bakanının kafadan attığı bir rakam değil bu, kişiyi de biliyor. Rakamı da veriyor, 10 bin dolar ve verenlerin dilinden de konuşuyor “keklemişler” diye, “kekliyorlar” diye. Bakın “savcı çağırırsa gideceğim, açıklayacağım” diyor. Şimdi benim AK Partili kardeşlerimin ve Milliyetçi Hareket Partili kardeşlerimin dinlemesini istiyorum. Ne diyor kanun? Türk Ceza Kanunu bu gibi durumlarda ne diyor? Yüz kızartıcı suç bir sefer rüşvet, yüz kızartıcı suç. Şöyle diyor Türk Ceza Kanunu 279 uncu madde: “Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren, bir suçun işlendiği göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Söyledi, 10 bin dolar. Kime? “Bir siyasetçiye veriliyor” dedi. Suçu gizliyor mu? Suçu gizlemiyor. Suçluyu gizliyor mu? Suçluyu gizliyor. Soru şu: İçişleri Bakanı suçluyu niye gizliyor? Saraya şunu mu demek istiyor: Bana dokunma ha; dokunursan bu daha başlangıç. Normalde suç olduğunu İçişleri Bakanı bilir. Türk Ceza Kanunu’nun böyle olduğunu İçişleri Bakanı bilir ama şuna güveniyor. Ben onu teslim aldım, bana dokunamaz. Dolayısıyla hiçbir savcı bana bu soruyu soramaz ve ben koltuğumu garantilerim. Devleti bu mantıkla yönetirseniz, devleti mafyaya teslim ederseniz, terör örgütlerine teslim ederseniz, suç örgütlerine teslim ederseniz. Yahu arkadaş, ‘Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar rüşvet veriliyor’ deniyor. Yahu sen nasıl sessiz kalıyorsun? ‘Koltuk uğruna yapamayacağım bir şey yoktur’ diyorsa, kendisini tarihe havale edeceğiz. Peki sen ilerde torunlarının yüzüne nasıl bakacaksın? Evlatlarının yüzüne nasıl bakacaksın?” https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-tbmm-chp-grup-toplantisinda-konustu-1-haziran-2021 dedi, şöyle sürdürdü:
“Bu olay üzerine -geçen hafta da söyledim- ben dahil bütün CHP milletvekilleri bir dilekçe verdik ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’na dedik ki: ‘Çağır şu Soylu’yu, ‘Kardeşim burada 600 tane milletvekili var. Artı, aynı haklardan yararlanan bütün eski milletvekilleri var. Kim bu ayda 10 bin dolar rüşvete bağlanan siyasetçi, kim? Öğren ve gereğini yap. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bu töhmetten kurtar’ dedik. Tık yok onda da, hiçbir şey yok. Şentop bu konuyu açıklamak zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne düşen bu kara gölgeyi kaldırmak zorundadır. Eğer Şentop konuşmuyorsa ‘Acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor?’ Sessiz kalamaz, Şentop sessiz kalamaz. Saraydakiler sessiz kalabilir, onların tamamı zaten bir yerlerden besleniyorlar. 1 maaş, 2 maaş, 5 maaş, her şey var onlarda. Gönderir müteahhidini, İkizdere’ye gönderir; taşını, toprağını, hepsini yok edin diye talimat verebilir. Ama Şentop, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsil ediyor. Bu Meclis’in onurunu korumak zorundadır ve bu pisliği aydınlatmak zorundadır Şentop.”

29 Mayıs 2021 Cumartesi günü Ayasofya Camii’nde, dünya liderimiz Kemal Atatürk’ümüzün adını anmadan , O’na, Ayasofya’yı “müze” yaptı diye “zalim” ve “kafir” sözcükleriyle hakaret eden imam bozuntusuna, orada olmasına karşın sessiz kalan, camiden çıktıktan sonra da tek sözcük etmeyen, edemeyen Kamutay’ın (TBMM’nin) AKP’li Başkanı –Tekirdağ AKP Milletvekili- Mustafa Şentop, EİTPA konferansı için gittiği Pakistan’dan ses verdi:
“Bu bir eleştiri değil bir iftira. Şöyle ifade edeyim Pakistan’dayız. Malum burada oldukça sıcak bir hava içerisinde yoğun bir temas trafiğimiz vardı.
Pakistan Cumhurbaşkanı Sayın Alvi ile görüşmemizden çıkınca arkadaşlar bana bir metin atmışlar, deniyor ki ‘Bu konuyu açıklamak zorundadır, eğer açıklamazsa aynı onun gibi 10 bin dolar kendisine de mi her ay gönderiliyor’ diye bir ifade.
Ben de arkadaşlara dedim ki, ‘Onu hangi meczup söylemiş?” Sonra bir baktık, Kılıçdaroğlu’nun sözüymüş, grup toplantısında söylemiş.
Konu şu: İçişleri Bakanı bir siyasetçinin, milletvekili demiyor, siyasetçinin her ay 10 bin dolar bir suç örgütünden para aldığını söylüyor. Bakan kim olduğunu bunun açıklamadı. Bunun açıklanmasına dair kamuoyundan da beklentiler var, biz de bu konudaki beklentilerimizi ifade ettik yazılı-sözlü olarak sayın bakana.
Fakat bu benim dile getirdiğim bir iddia değil, bu şahsın kim olduğunu da ben bilmiyorum. Kılıçdaroğlu ne kadar biliyorsa ben de o kadar biliyorum. Dolayısıyla sorunun muhatabı ben değilim.
Benden şunu talep edebilirler: Bunu sayın bakandan sorun, İçişleri Bakanı bunu cevaplasın, buna tavassut edin, aracı olun; bu olabilir, bu ayrı bir konu.
Ama sorunun muhatabı ben değilim, benim bir bilgim yok. Bunu açıklamamı istiyor benden. Bu bir siyasi bunaklık değilse eğer, bunun ancak bir haysiyetsizlik ve ahlaksızlık olduğunu söyleyebilirim.
Kendisinde zerrece haysiyet, ahlak varsa bu konuyla ilgili olarak kendisinin bu beyanlarının ne anlama geldiğini, bu konudaki bilgi-delil ne varsa açıklasın. Yoksa kendisi muhtemelen bu tür konuları gündemde tutmak için sık-sık sağdan-soldan 10 bin dolarlar aldığı için bunun çok basit bir mesele olduğunu zannediyor ki herkese bu iftirayı yapabiliyor, bu çamuru sıçratmaya çalışıyor.” https://www.gercekgundem.com/siyaset/278473/10-bin-dolar-alan-siyasetci-tartismasinda-sicak-gelisme-tbmm-baskani-sentopdan-aciklama

Doğrusu, Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Şentop’un “bu denli cahil” olabileceğine şaştım kaldım!
“Adı lazım değil”in söylediklerini anlamamış!
Anlamadan, anlatım karmaşasına, çelişkisine düşmüş!
“… bu benim dile getirdiğim bir iddia değil…
… sorunun muhatabı ben değilim…”
demiş!
“Adı lazım değil”e “meczup” demiş, “adı lazım değil”in bu yaptığının “siyasi bunaklık, haysiyetsizlik, ahlaksızlık” olduğunu söylemiş, “Şentop konuşmuyorsa, Acaba 10 bin dolar benzeri bir olay her ay ona da mı veriliyor?” diyen “adı lazım değil”e “Kendisinde zerrece haysiyet, ahlak varsa bu konuyla ilgili olarak kendisinin bu beyanlarının ne anlama geldiğini, bu konudaki bilgi-delil ne varsa açıklasın” çağrısında, sonra da “Yoksa kendisi muhtemelen bu tür konuları gündemde tutmak için sık-sık sağdan-soldan 10 bin dolarlar aldığı için bunun çok basit bir mesele olduğunu zannediyor ki herkese bu iftirayı yapabiliyor, bu çamuru sıçratmaya çalışıyor” suçlamasında bulunmuş!

Kamutay Başkanı Şentop, kendisi gibi seçilmiş bir Milletvekiline, üstelik Kamutay’ın ikinci büyük partisinin Genel Başkanına bu sözleriyle, organize suç örgütünün başından ayda on bin dolar para alan Milletvekilinin kim olduğunun ortaya çıkarılmasını istemediğini, birilerinden, bir yerlerden ‘siyaseten çekindiği’ni belli ediyor!

Şentop’taki bu telaş, bu panik, bu hışımneden?!

Ayasofya içinde ve dışında, imam bozuntusunun hakaretlerine sessiz kalarak, kendisinin de dünya liderimiz Kemal Atatürk’ümüze hakaret ettiğini Atatürk sever Türk halkının düşündüğünü ve bundan son derece rahatsız olduğunu Şentop bilsin istedim!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.