Yıl 2010’un başları.
İktidarda AKP tek başınadır.
Başbakan, AKP’nin şimdiki Genel Başkanı’dır.
Cumhurbaşkanı (11’inci), AKP’li eski Milletvekili, eski Başbakan, eski Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’dür.
Günlerden, 23 Nisan’dır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 90’ıncı yıldönümüdür.
Bütün yurtta, resmi kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi Başbakanlık’ta da kutlama vardır.
O günkü Milliyet Gazetesi, Başbakanlık’taki kutlamayı “Erdoğan: Yetki sende asarsın kesersin” https://www.milliyet.com.tr/siyaset/erdogan-yetki-sende-asarsin-kesersin-1228982 başlığıyla şöyle veriyor:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan nedeniyle koltuğunu 4. Sınıf öğrencisi Elgin Koçubaba’ya bıraktı. ‘Ben çok yoruldum, koltuğumu başbakana bırakıyorum’ derken, küçük başbakana ‘Artık yetki sende. İster asarsın, ister kesersin’ şeklinde ilginç bir nasihatta bulundu. Başkanlık sistemi sorulan küçük başbakan bu konuda Erdoğan ile aynı görüşte olmadığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, koltuğunu 23 Nisan nedeniyle, Orhan Cemal İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencisi Elgin Koçubaba’ya bıraktı. Çocuklara etnik kökene saygı duyulması gerektiği ancak tek vatan tek millet anlayışıyla yapılması gerektiğini söylerken, çocuklara siyasal ve ekonomik konularda durum değerlendirmesi yaptı. konuşmasının ardından, ‘Ben çok yoruldum, koltuğumu başbakana bırakıyorum’ diyerek sözü, Elgin’e bıraktı. Küçük başbakanın, Erdoğan’a konuşmaya başlamak için izin istemesi üzerine, ‘Artık yetki sende, ister asarsın. İster kesersin’ diye nasihat verdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elgin Koçubaba, devlet başkanlığı konusunda Başbakan Erdoğan’a katılmadığını olağan sistemin başkanlık sistemine göre daha iyi olduğunu söyledi. Koçubaba, ‘Bu konuda sayın Başbakan’a katılmıyorum. Başkanlık sisteminin gelmesini istemiyorum. Ulu önder Atatürk ülkemiz için Cumhuriyet’i uygun gördü. Ülkemiz için en iyisinin Cumhuriyet olduğunu düşünüyorum’ yanıtını verdi. Başbakan Erdoğan, Koçubaba’nın bu sözleri üzerine, küçük başbakana bir süre başkanlık sistemini anlattı.
Üç gün sonra (26 Nisan 2010 Pazartesi) Yeniçağ Gazetesi’nde “Yeniçağ’dan Mektup” bandı altında “Astığı astık, kestiği kestik Başkanlık mı?” https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-363162h.htm başlığıyla şu yazı yayınlanıyor:
Saygıdeğer okuyucularımız;
Başbakan’ın dilinin altından çıkardığı “Başkanlık” baklası da en az Anayasa konusu kadar gündemi meşgul ediyor. Geçen hafta “Başbakan’ın canı Başkanlık mı çekti?” diye sormuştuk. Canının Başkanlık çekmesine bir diyeceğimiz yok… Nefis bu, neler neler ister?… Önemli olan Başbakan’ın “Başkanlık” anlayışının ne olduğudur… Eğer, 23 Nisan dolayısıyla makamına oturttuğu çocuğa söylediği gibi, “Şimdi Başbakan sensin… Yetki sende… İster as, ister kes…” anlayışında bir “Başkanlık” peşindeyse Allah fırsat vermesin. Allah Türk milletini bu anlayıştaki Başkanlık ve Başkanlardan korusun…
Sanki bu yazı yazılmamış!
Sanki bu yazıdan 3 gün önce Başbakanlık’taki kutlamada o sözler edilmemiş!
Ülkenin yarım us (akıl) aydınları, liberalleri vb 12 Eylül 2010’da yapılacak anayasa değişikliğini sahiplendiler, halkın “Evet” oyu vermesi için “Yetmez ama Evet” çığırtkanlıklarıyla cansiperane savundular!
Halkoylamasında açık ara “Evet” beklediler ama onca baskıya, devlet olanaklarına, katakullilere karşın, yüzde 5.5’lik ayırtla (farkla), Türkiye rotasının değişmesine ivme kazandıran, ülkeyi bugünkü ciddi sıkıntılı günlere taşıyan 26 Maddelik Anayasa değişikliğinin kabul edildiği açıklandı!
AKP Genel Başkanı Başbakan “Hap gibi yutacaklar” sözünü bu halkoylamasında söyledi!
Bir ulus, 26 Maddesi, hap yutmuş ya da yutturulmuş gibi değiştirilen Anayasa’la yönetilir mi?!
O değişikli Anayasa, hukuken geçerli olabilir mi?!
Uyurgezer “Yetmez ama Evet”çi ahmaklar, ülkenin ve halkın geldiği, getirildiği noktadan sanki sorumlu değiller!
Sorumluluklarını unutturmak için, atı alan Üsküdar’a geçtikten sonra, arlanıp sıkılmadan kandırıldıklarını, aldatıldıklarını söyleyerek, yazıp çizerek, AKP’yi, AKP iktidarını ve de AKP’li siyasi kadrolarını yerip duruyorlar!
Geçsinler!..
Ahmaklıklarını, sözde aydın, liberal vb olduklarını, yanlış yaptıklarını, ihanet ettiklerini kabullensinler, çekilsinler, kendilerini unuttursunlar!
Uyandıklarını, anladıklarını sanmasınlar!
Ahmaklıklarını sürdürmelerinin zerre yararı yok, çok, büyük zararı var!
Bilsinler:
Her “Yetmez ama Evet” usa geldikçe, her “Yetmez ama Evet” denildikçe, lanetle anılacaklar!
*
Sevgili okurlarım;
Çok önemli gelişmelerde yazmak kaydıyla, sizden, 30 Ağustos 2021 Pazartesi gününe kadar izin istiyorum.
Ara ara twitter paylaşımlarım olacak.
30 Ağustos 2021 Pazartesi günü görüşünceye kadar kendinize iyi bakın.
Hoşça kalın.
Sevgi ve saygılarımla…
Yorum Yaz