HAYIR EFENDİ HAYIR!.. SEN VE DEVŞİRME EKİBİN “CHP” DEĞİLSİNİZ, “CHP’Lİ” HİÇ DEĞİLSİNİZ!.. OLAMAZSINIZ!..

  • 0
150 150 bakikarakol

Partim CHP’min başındaki “adı lazım değil”, dün parti grup konuşmasının https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-tbmm-chp-grup-toplantisinda-konustu-22-aralik-2020 ortalarında, Türk Hava Yolları’nda çalışan oğlunu terör saldırısında yitiren annenin, kendisine yazdığı mektubunu okudu.
Duygulandı, boğazı düğümlendi, sesi titredi, gözleri doldu.
Beni de etkiledi.
Ağladım!

“Değerli arkadaşlarım; bakın bir anneden geçen gün bir mektup aldım. Okumak isterim onu ve sizin de dikkatle dinlemenizi isterim” dedi, okumaya başladı:
“Ben Ak Partiye gönül vermiş, oğlunu terör saldırısında kaybetmiş bir anneyim. 5 yıldır CİMER’e, BİMER’e, bakanlara, vekillere, vesaire yazmadığım kimse kalmadı. Oğlum şehit sayılsın diye hepsine köpekler gibi yalvardım. Kimse ilgilenmedi ama kendi kızına bir laf söylendi diye ortalığı birbirine kattı. Bizim evlatlarımızın canı yok muydu? Size yazdım. Şehitlere yapılan haksızlığı dile getirdiniz. Belgeyi gösterdiğiniz halde bakanlar ve Fuat Oktay hâlâ ‘şehit ailesine bağlanmış 121 TL maaş yok’ diyorlar. O dekonttan bizde de var. Hatta şehit oğlumun GSS Genel Sağlık Sigortası primini bile ödettiler. Zehra Bakan bir şeyler konuşuyor ama ben bir şey anlamıyorum, anlayana da aşk olsun.
Sayın Başkanım, ilk önce Ak Partiyi desteklediğim için sizden özür diliyorum. Evlenecekti, öyle mutluydu ki ayağı yerden kesilmişti. Memur emeklisi anne-baba olarak kıt kanaat evini hazırlamıştım. Türk Hava Yolları’nda çalışırken katlettiler. Yavrum toprakta yatıyor, o üşüyor diye ben de balkonda üşüyorum. Kalbim çok acıyor. Evlat kaybedince yaşam bitiyor. Dünya yansa umurumuzda olmuyor. Mezarına gittim, tüm gücümle ‘Kalk’ diye haykırdım. Çiçekler solmuş, resimleri solmuş. Ölüm, giden için mi, kalan anne için mi? Yaşamak gücüme gidiyor. Kendimden kurtulmak istiyorum. Bu hayattan bıktım. Oğlumun katillerini her gün görmekten yoruldum. Oğlumun canını feda ettiği bu vatanda bir şeyler oluyor. Lütfen kalkın ayağa, bir şeyler yapın. Durdurun, ‘Dur’ deyin. Seçimler yakın gibi. Şehir şehir dolaşın. Şimdi de mal varlıklarını donduracaklarmış. 64 yaşındayım ben böyle bir şey duymadım.”

Dikkatinizi çekerim:
Damatlık oğlunu teröre kurban vermiş anne “Oğlumun canını feda ettiği bu vatanda bir şeyler oluyor. Lütfen kalkın ayağa, bir şeyler yapın. Durdurun, ‘Dur’ deyin. Şehir şehir dolaşın” diyor.
“Diyor” ne sözcük, yakarıyor, yakarıyor!

“Adı lazım değil” bu yakarışa ne yanıt veriyor?!
Şunu:
“Evet bu anneye selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Hiç meraklanmasın; bu ülkeye barışı getireceğiz, bu ülkeye huzuru getireceğiz, bu ülkeye kardeşliği getireceğiz. Farklı düşüncelerde oldu diye hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihsel misyonuna uygun olarak, 83 milyonu kucaklayacağız. Yine tarihsel misyonumuza uygun olarak, her eleştiriyi dikkate alacağız ve mutlaka ama mutlaka gereğini yapacağız. Biz insanımızı seviyoruz. Farklı düşüncesi olabilir, farklı kimliklere de olabilir ama hepimizin bu coğrafyada huzur ve barış içinde yaşaması lazım. Bu anneye sevgilerimizi, saygılarımızı, hürmetlerimizi gönderiyoruz.”

Tanrı aşkına, “Oğlumun canını feda ettiği bu vatanda bir şeyler oluyor. Lütfen kalkın ayağa, bir şeyler yapın. Durdurun, ‘Dur’ deyin. Şehir şehir dolaşın” diyerek yakaran anneye verdiği yanıta bakar mısınız?!

“… her eleştiriyi dikkate alacağız ve mutlaka ama mutlaka gereğini yapacağız” da ne demek?!

Bu sözü ve benzeri sözleri kaç yıldan beri söyleyip duruyor!
“Söylemek”ten başka yaptığı bir eylemi yok!
“Ayağa kalkmak” ve “bir şeyler yapmak” sanki beynin ve düşüncelerinin içinde yer almıyor!

Şu sözleri de etmez mi?!:
“Asla ve asla moralinizi bozmayın, asla bozmayın. Her şeyi düzelteceğiz, her şeyi. Türkiye’ye bütün ilişkilerin insani bazda gelişmesini sağlayacağız ve bunun sözünü veriyoruz. Türkiye’ye ahlaklı bir siyaseti getireceğiz ve bunun sözünü veriyoruz.”

Bu sözlerine söylenecek öyle okkalı sözlerim var ki!..
Hadi neyse!..

Tövbe tövbe!
Şu sözleri de etmez mi?!:
“Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, bizim yüreğimizde insan sevgisi var. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, biz yolsuzluklara karşı kul hakkını savunmak için elimizden gelen her türlü çabayı gösteririz. Biz Cumhuriyet Halk Partiyiz, biz bütün düşüncelere saygı gösteririz. Biz Cumhuriyet Halk Partiyiz, bu topraklarda yaşayan her çocuğun karnının doymasını isteriz. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, bu coğrafyada yaşayan bütün çocukların akşam huzur içinde yatmalarını isteriz. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, bütün çocuklarımızın en güzel okullarda okumasını isteriz. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz, demokrasimizi ve cumhuriyetimizi seviyoruz ve 21 inci Yüzyıl’da güzel cumhuriyetimizi gerçek anlamda bir demokrasi ile taçlandıracağız.”

Hayır efendim, hayır!..
Sen ve devşirme ekibin, Cumhuriyet Halk Parti değilsiniz!
Cumhuriyet Halk Partili hiç değilsiniz!
Olamazsınız!
Sen ve devşirme ekibin, Cumhuriyet Halk Partisi’ne, sözde değil özde Cumhuriyet Halk Partililere, Türkiye’ye, Türk halkına, işbirliği içinde olduğun/olduğunuz Macar Yahudi’si, emperyalist ABD vatandaşı para babası George Soros kadar ve her daim değirmenine su tadığın/taşıdığınız AKP kadar zarar veriyorsunuz!
Gerçeğinizi görün, yakında çıkaracağınız dönüşsüz yolculuğunuz için valizlerinizi hazırlayın!..

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.