“İŞTE CUMHURBAŞKANIMIZ” DİYENE “HELE BİR DUR BAKALIM” DESE DE, BİLE Kİ, PARÇALAR, BÜTÜN KARŞISINDA KAZANMAZ!..

  • 0
150 150 bakikarakol

25 Nisan 2011 günü haber.sol.org.tr internet gazetesinde “CHP PM üyesi: Tekke ve zaviyeler yeniden açılmalı!” https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/chp-pm-uyesi-tekke-ve-zaviyeler-yeniden-acilmali-haberi-41826 başlıklı bir haber yayınlanıyor.

Haberdeki CHP Parti Meclisi (PM) üyesi, özde CHP’li değil, Anavatan Partisi (ANAP) kökenli.

FETÖ gazetelerinden Zaman’a konuşmuş.

Tekke ve zaviyelerin kapatılmasının toplumu yozlaştırdığını ve tekrar açılması gerektiğini; “tekke ve zaviyelerin tarih boyunca Türklük ve İslamiyet’in aktarılmasında çok önemli roller oynadığını”; “Şu anda toplumu kültür ve inanç konusunda besleyecek bu damardan yoksunuz. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var, yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir. Tekke ve zaviyeler, çağdaş kurumlar olarak tekrar benimsetilmeli. ‘Bunlar irtica yuvaları!’ Yok öyle bir şey. Tam tersine kültür yuvaları” olduğunu; “cemaatlere karşı olmanın, dünyayı tanımamaktan, bilgi ve algı eksikliğinden kaynaklandığı”nı; Devrim Kanunları ile bu kurumların kapatılmasının topluma zarar verdiğini söylemiş ve “Kültürel hayatımızı daha iyi yaşayabilmemiz, inançlarımızı daha iyi öğrenmemiz için geçmişte olduğu gibi bu tür sosyal ve kültürel kurumlar olmalı” demiş, eklemiş:

“Tekke ve zaviyeler birer üretim yeridir. Bunun çok iyi anlaşılması lazım. Oralarda insan yetiştirilirdi, oralar eğitim ve kültür kurumlarıydı. Ve bunlar aynı zamanda Türk ve İslam kültürünün belirli yerlere aktarılmasını misyon edinen yerlerdi. Tekke ve zaviyelerin olmamasının topluma olumsuz etkileri oldu. Toplumumuz çok kolay yönlendirildiyse ve provoke edilebildiyse bir sebebi de budur. Sadece devletin ‘sosyal devlet’ olması yetmiyor, toplumun da ‘sosyal toplum’ olması gerekiyor. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var. Bu kurumların yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir.”

 

Bu kişi, hala CHP’de, hala CHP Parti Meclis (PM) ve CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi, İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Ankara CHP Milletvekili!

Bu kişi, 1958 Erzurum doğumlu Bülent Kuşoğlu!

Partim CHP’min ne yazık ki başındaki “adı lazım değil”in, AKP iktidarının çok yazık ederek, kapattığı Devlet Planlama’dan arkadaşı!

 

Biri, yatağa attığı Özel Kalem Müdürünü, diğeri Devlet Planlama’dan arkadaşını partiye alıyor, Milletvekili alıyor!

Oh oh, ne ala, ne güzel Genel Başkanlık!

CHP, bunları tek tek sorgulayacak, mahkum edecek!

 

İşte bu “genel başkan torpilli” Bülent Kuşoğlu, önceki gün (6 Temmuz 2021 Salı) CHP otobüsünün üzerine çıktı “Cumhurbaşkanı adayımız, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur” https://halktv.com.tr/gundem/chp-icinden-en-net-mesaj-cumhurbaskani-adayimiz-kilicdaroglu-464051h dedi.

 

Kuşoğlu galiba gündemi bir hayli geç izliyor, ya da algılıyor!

“Adı lazım değil”in kendisi, Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini aylar önce açıkladı; bir süreden beri de, grup konuşmalarında, seçimi kazanıp iktidar olduğunda yapacaklarını anlatıyor, vaatlerde bulunuyor, sözler veriyor.

 

Devrim Yasaları (Kanunları) ile tekke ve zaviyelerin kapatılmasının topluma zarar verdiğini söyleyecek kadar ileri giden, haddini aşan, dünya liderimiz Kemal Atatürk’ümüze, O’nun Devrim Yasaları’na ve CHP’sine ihanet eden Bülent Kuşoğlu’nu, Kuşoğlu gibilerini CHP’mize alıp üst organlara seçtiren, Milletvekili yapan/yaptıran “adı lazım değil” ise önceki günkü grup konuşmasında gene “tekil şahıs”la konuştu!

Birkaç örnek:

“Milletime söz veriyorum, herkes dikkatle dinlesin: Asla ve asla bu güzel ülkeyi faizci lobilerine teslim etmeyeceğim.  

84 milyon insanın alın terini bir avuç tefeciye veriyorlar. Bunu bitireceğim, kararlıyım bitireceğim. Hiç kimse beni, ailemi ve çocuklarımı mal varlığım dolayısıyla tehdit etmeye cesaret dahi edemeyecek. .
Beşli çeteciler korkabilirler, korksunlar. Devleti kimse kazıklayamaz. Devlete kimse kazık atamaz. Herkesin alın terine saygı gösteririm, iş dünyasının da; işini doğru yapıyorsa başımın üstünde yeri var. Vergisini ödüyorsa başımın üstünde yeri var. Ama devleti kazıklamaya gelince, kimse kusura bakmasın. 83 milyonun hakkını, hukukunu savunmak benim görevimdir.

Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda, o sarayı üniversiteye vereceğim.

O uçan saraylar, yazlık saraylar, kışlık saraylar; bu saray edebiyatını bitireceğim.

Ya akıl alacak şey değil; çocuklar yatağa aç giriyor, beyefendinin keyfine bak! Akıl alacak şey değil, bunları bitireceğim.
Beyt-ül male uzanan her eli kıracağım. Bir daha söyleyeyim: beyt-ül male uzanan her eli kıracağım. Kim kul hakkı yiyorsa, hesabını soracağım, burnundan fitil fitil getireceğim.”
https://www.chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-tbmm-chp-grup-toplantisinda-konustu-6-temmuz-2021

Cumhurbaşkanı adaylığını açık açık dillendiriyor.

Kazanacağından da emin.

Dün Mersin’de karşılaştığı Halime Hatlı adlı vatandaşımızın “İşte Cumhurbaşkanımız” sözüne karşı, gülerek, “Hele bir dur bakalım” dese de… https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/iste-cumhurbaskanimiz-diyen-vatandasa-kilicdaroglundan-yanit-hele-dur-bakalim-6525826/

 

Eğer…

Millet İttifakı içindeki siyasi partiler, Cumhurbaşkanlığı seçiminde tek adaylı Cumhur İttifakının karşısına, kendi adaylarıyla çıkarlarsa, seçim kazanma şansları sıfırdır ve bunun anlamı Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayına seçim kazandırmaktır, ayrıca buna “Cumhur İttifakı’nın değirmenine su taşımak veya Cumhur İttifakı’na yardım ve yataklık etmek” denir.

Millet İttifakı da, Cumhur İttifakı gibi ortak tek adayla –örneğin bu “adı lazım değil” olabilir, bir başkası olabilir- Cumhurbaşkanlığı seçimine girerse, ilk turda işi açık arayla bitirir.

 

Bütün karşısında, parçaların sonuç alması olası değildir

 

Bu arada…

Aynı grup konuşmasında “Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda hiç kimse ama hiç kimse iktidarı eleştirdi diye hapse atılmayacak, tutuklanmayacak, gözaltına alınmayacak. Onun bütün Tweet’lerini ben okuyacağım ve ders çıkaracağım oradan” diyen “adı lazım değil”in, bir telaşla başladığı konuşmasının girişinde ettiği şu sözleri, az önceki sözleriyle ciddi çelişti geldi bana!

Okuyalım:

“Son günlerde garip bir tartışma var. Önce kendi ailemize seslenmek zorundayız: Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana, Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel başkanlık yapmış olan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Herkesin bunu çok iyi bilmesi lazım.
Türkiye’nin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük rezaletler yaşanırken, olayı getirip başka bir tartışma atmosferine çekmek hem partiye ihanettir, hem Türkiye’ye ihanettir.
Şöyle bir algı oluşturmak istiyorlar, herkesin çok iyi bilmesini isterim: ‘
Efendim, zaten iktidar simsiyah, kapkara. Zaten rezil bir yönetim var, yozlaşmış bir yönetim var. Oyu kime verelim? Ey CHP; ey CHP de onlar gibi.’ Hayır efendim, hayır; Cumhuriyet Halk Partisi onlar gibi değil, tertemiz bir partidir, tertemiz. Verilmeyecek hiçbir hesabımız yoktur, verilemeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Dolayısıyla bu gereksiz tartışmadan herkesin süratle çıkmasını istiyorum.

 

Olmadı!

 

“… ders çıkaracağım oradan” sözünden, sorunu dinlememeye, duymazdan gelmeye, sümen altı etmeye gelmek!

Ne yaman çelişki!

Nereye, ne zamana kadar?!

Ve neden?!.

  • 0

Yorum Yaz

Email adresiniz paylaşılmayacak.