Monthly Archives :

Temmuz 2020

KADINLARIMIZ, “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ”NDEN ÇEKİLMEYE HAZIRLANAN “AKP GERİCİLİĞİ”NE GEÇİT VERMEYECEK!..

150 150 bakikarakol

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, tam da Sivas Madımak Oteli katliamının 27’inci yıldönümü olan dün (2 Temmuz 2020 Perşembe) açıklama yaptı:
“İstanbul Sözleşmesi ile ilgili olarak sözleşmeden çekilme ile ilgili hazırlıklar yapılıyor. İstanbul sözleşmesi imzalanması yanlıştı. O zaman hangi usul ile yürürlüğe girdiyse aynı şekilde kaldırılacak.”*

AKP’ye ne battı?!.

Pekiii…
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yöneticisi olduğu “Kadın ve Demokrasi Derneği’nin de (KADEM’in de) desteklediği** “İstanbul Sözleşmesi” neydi?..

https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/istanbul-sozlesmesi-nedir-istanbul-sozlesmesinin-icerigi-5907052/ linkindeki bilgilerden alıntıyayım:
“İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşmedir. Sözleşme 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açıldığı için ‘İstanbul Sözleşmesi’ ismiyle anılıyor.
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi), 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Özel olarak kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma niteliğini taşıyan Sözleşme, bugüne kadar Türkiye dahil Avrupa Konseyi üyesi 20 ülke tarafından onaylanmıştır.
Türkiye, Sözleşme’yi imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalamış, 14 Mart 2012 tarihinde ise onaylamıştır.”

Sorup yanıylayayım:
Bağlayıcılığı da olan ilk uluslararası “İstanbul Sözleşmesi” nerede ve kaç yılında imzaya açılmış?..
İstanbul’da, 11 Mayıs 2011 yılında!..
İlk imza atan ülke hangisi?..
Türkiye!..
On ay sonra da (14 Mart 2012) onaylamış!..
2011 ve 2012 yıllarında Türkiye’de iktidarda hangi siyasi parti var?..
AKP!..

8 yıl aradan sonra, ne oldu, ne değişti de, AKP imza attığı, on ay sonra onayladığı “İstanbul Sözleşmesi”nden “çekilme kararı” aldı, çekilmek için hazırlık içine girdi?!.

AKP Genel Başkanvekili Kurtulmuş bu konuda ayrıntıya girmiyor,
“İstanbul sözleşmesi imzalanması yanlıştı” diyor, ekliyor:
“O zaman hangi usul ile yürürlüğe girdiyse aynı şekilde kaldırılacak.”

“Yanlıştı”, “yanıldık” vb !..

AKP’nin bu tür söylemleri bıkkınlık verdi!..

Kurtulmuş’un ya da bir başka AKP’linin yanıtlaması gereken soru şu:
2011’de imzaladığınız, 2012’de onayladığınız “İstanbul Sözleşmesi” neden yanlıştı?!.

Oysa…
Hiç yanlış değildi!..
Çok doğruydu!..
Çok doğru iş yapılmıştı!..
AKP’nin şimdi yaptığı yanlış!..
Yanlış yanında, “büyük ayıp”!..

“AKP gelinceye kadar kadının adı yoktu” gibi gerçeklerle örtüşmeyen, yalan, saçma sapan sözler eden “kadın”, ona arka çıkan “kadınlar” neden dut yemiş bülbül oldunuz, sessizliğe gömüldünüz?!.
“Kadın” olarak “kadın adı”nı, “kadın hakları”nı sahiplenmeyecek, sizleri ikinci sınıf, erkeğin kölesi yapacak, eve tıkayacak anlayışa ve anlayıştakilere “Dur” demeyecek misiniz, savaşım vermeyecek misiniz?!.
“Evet” diyorsanız, yüzünüze “Yazıklar olsun!” diye haykırıyorum!..
Ve bir erkek olarak:
Sizlerden utanıyorum!..

Atatürk Türkiyesi’nde kadın, çağdaşlığın, aydınlık yarınların, birlik ve beraberliğin, kalkınmanın vb yüzü, sembolü, simgesidir!..

Kadınlarımız, “AKP Gericiliği”ne” izin vermeyecekler!..

Onlara inanıyorum!..
Onlara saygı duyuyorum!..
Onlarlayım!..
Her birine selam olsun!..

“İstanbul Sözleşmesi” ile ilgili başka ayrıntılara ve kimlerin ne, neler dediklerine arama motoru “Google”den ulaşabilirsiniz…
Burada uzun uzun yazıp zamanınızı almak istemedim…

*https://www.gercekgundem.com/siyaset/193814/akp-kadinlari-koruyan-istanbul-sozlesmesini-iptal-edecegini-acikladi
**https://odatv4.com/numan-kurtulmus-erdoganla-nasil-karsi-karsiya-geldi-02072040.html

RTÜK’ÜN 2 TV’YE 5’ER GÜN “KARARTMA” CEZASI VERMESİ İLE ALBAYRAK ÇİFTİNE ÇİRKİN YORUM YAZILMASI AYNI!..

150 150 bakikarakol

Berat Albayrak…
AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının büyük kızı “Esra” ile evli…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de “atanmış” Hazine ve Maliye Bakanı…
Önceki gün (30 Haziran 2020 Salı), twitter hesabından “Rabbimize şükürler olsun, bu gece 4. evladımız Hamza Salih ailemize, dünyamıza sefalar getirdi. Sevgili eşim Esra’ya bize bu mutluluğu yeniden yaşattığı için sevgi ve minnetlerimi sunuyorum. Dualarınızı bekleriz.” https://twitter.com/BeratAlbayrak/status/1277724075264282628 paylaşımında bulunuyor…
Kendini bilmez biri ya da ne yaptığını çok iyi bilen özel görevli, ajan, provokatör, Albayrak’ın twitterinin altına çirkin, edepsiz şeyler yazıyor!..
(Yakalandı ve tutuklanıp cezaevine atıldı… https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/esra-albayraka-hakaret-eden-kisi-tutuklandi-5905901/)

Birkaç ahlaksız da galiba “beğeni” ve “paylaşım”da bulunuyor!..
https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/esra-albayraka-hakaret-eden-kisi-tutuklandi-5905901/
Ne kadar ayıp!..

Ülkem adına, halkım adına, bilim ve teknoloji adına utanıyorum, lanetliyorum, tamamının en ağır cezalara çarptırılmalarını istiyorum!..

İstiyorum ki, “örnek” de olsun!..

Türkiye’nin yaşamsal sorunlarını, sıkıntılarını, bugünkü 27’inci yıldönümünde Madımak katliamını gündemden düşüren bu “çirkin olay”ın bir güzel yanı, yediden yetmişe herkesi “kınama” noktasında birleştirdi!..

Beğenilmeyen, “eski Türkiye” denilen “Atatürk Türkiyesi”nin böyle bir “yanlışa karşı ortak hareket etme, tepki verme, tavır takınma” erdemliği var!..

“Ayrımcı, güç yanlısı, hep bana, hep bize”ci “Yeni Türkiye”de, vurguladığım “erdemliğe” denk gelmek (rastlamak) olası değil!..Tek tük denk gelmeler ise “güncel”den “yararlanma” için!..
Yani…
Özde bir şey yok, her şey sözde!..
Yani…
İçtenlikten (samimiyetten) yoksun!..
İçten olsalardı, cezaevinde tutuklu Selahatti Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a, İstanbul CHP İl Başkanı Canan Kaftacıoğlu’na, sanatçı Berna Laçin’e ve saymakla bitiremeyeceğim bir çok kadına çirkin, “yorum” adı altında ahlaksız şeyler yazıldı, tek sözcüklü, tek tümceli “tepki” kaleme almadılar!..
Alamazlar!..
Alamazlardı!..
Dedim ya “ayrımcı, güç yanlısı, hep bana, hep bize” anlayışındalar ve o ilkel anlayışa sımsıkı sarılmışlar, kendilerine de, “karşıt” bellediklerine de büyük zararlar veriyorlar!..

Bir baba, bir kayınpeder olarak, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanının “* Bazı konular var ki üzerinde konuşmak bile insanın kalbini acıtıyor. Aile olarak birkaç gündür, böyle can acıtıcı bir mesele ile karşı karşıyayız.
* Önceki gece 8. torunum Hamza Salih dünyaya geldi. Berat Bey evladının doğumunun sevincini kamuoyu ile sosyal medyada paylaştı. Bu mesajın altına on binlerce kişi iyi niyetli yorumlarda bulundu.
* Ancak insanlıktan dahi nasibini almamış, kalbi kararmış bazı alçaklar, içindeki kötülüğü sergileyen hakaretlerle bu güzel iklimi kirletmeye çalıştı.
* Yargı ve emniyet teşkilatlarımız harekete geçti ve işlem yapmaya başladı.
* Dünyaya gözlerini henüz açmış bir bebek üzerinden ailesine ve onların temsil ettiği değerlere saldıran bu alçakların peşini bırakmayacağız.
* Hukuk önünde her birinden işledikleri suçun hesabını elbette soracağız” sözlerine katılıyorum…
Ancak…
“* Niçin YouTube, niçin Twitter, niçin Netflix şu bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz. İşte bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için.
* Yalanın iftiranın kişilik haklarına saldırının alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Türkiye’ye bu tür mecralar yakışmıyor.
* Bu millete, ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz
* Kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yolları açık olmalıdır.
* ABD’lisi, Avrupalısı, Çinlisi bu imkana sahipken 83 milyonluk Türk vatandaşının sosyal medya terörü karşısında eli kolu bağlı kalmasını kabul edemeyiz.
* Bu konuda kapsamlı bir hukuki düzlenme üzerinde çalışıyoruz. Bu düzenlemenin süratle hazırlanması ve yürürlüğe sokulması çağrısında bulunuyorum. Yasama dönemi bitmeden tamamen bu meseleyi halledeceğimizi umuyorum.
* Hukuki düzenleme tamamlandığında erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dahil her türlü yöntemi devreye sokacağız. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir.
* Bu ülkenin idari ve adli kurumlarını hiçe sayanları biz de hiçe sayarız”
https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-erdogandan-onemli-aciklamalar-2-5904757/ sözlerine ise katılamıyorum…
Anadolu insanımızın güzel bir sözü var:
“Pireye kızıp yorgan yakılmaz.”
Bu söz, yapılması gerekeni çok güzel işaretliyor…

Tamam…
Yasal önlemler alınsın…
Yanlış kullanımda olanlara göz açtırılmasın…
Anında yakalanmalar, en ağır cezalar, yaptırımlar olsun…
Ama…
Kurunun yanında yaşı da yanmasın!..
İnsanları “YouTube, Twitter, Netflix”ten, daha başka sosyal basından yoksun bırakmak, sosyal basını “kapatmak” yoluna gitmek anlamsız ve gereksiz!..
Ülkenin, yabancı ülkelerde saygınlığına, güvenirliğine, demokratik yapısına öngörülenden büyük zarar verir ve sarsacak!..

Derim ki…
“Kapatmak”, “sansürlemek” gibi fiili ve yasal yaptırımlar sakın ustan (akıldan) dahi geçirilmesin!..

Bu arada…

RTÜK’ün, Tele 1 ve Halk TV kanallarına 5’er gün “karartma” cezası vermesini ayıplıyorum, kınıyorum, “ilkel” bulunuyorum, ülkemizin dış dünyada ciddi yara alacağını düşünüyorum! https://halktv.com.tr/gundem/rtukten-halk-tv-ve-tele-1e-5-gun-karartma-428477h
Yapılan…
“Yasakçı Abdülhamit anlayışı”dır!..
RTÜK bu anlayıştan arındırılmalı, çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır!..
RTÜK’ün, “yasakçı Abdülhamit kafası”ndaki Başkanı Ebubekir Şahin de beklenmeksizin görevinden uzaklaştırılmalıdır!..

Ve…

Bilinsin, kabul edilsin isterim ki…

RTÜK’ün “muhalif” bellediği iki tv kanalına beşer gün “karartma” gibi ayıplı, utançlı kararıyla Esra-Berat Albayrak çiftine yapılan çirkinliğin, iğrençliğin, aşağılığın hiç bir ayırtı (farkı) yok!..

Lütfen onarılsın ve giderilsin!..

TÜRKİYE’Yİ ULUSLARARASI ALANLARDA SAVUNACAK DONANIMLI BİLGE AVUKATLAR YETİŞSİN İSTENMİYOR!..

150 150 bakikarakol

AKP, “Çoklu Baro” yasa önerisini Kamutay’a (TBMM’ye) vermekle, çok büyük yanlışlarına ek yaptı!..

“Çoklu Baro”nun, çok büyük zararı ve dünyaya çok kötü örnek olacağı anlatıldı, yazıldı, çizildi, konuşuldu, “Ne olur yapmayın!” diye yakarıldı!..
AKP kulak asmadı, bildiğini okudu?!.

Neden?!.

AKP’de, “Çoklu Baro”nun ne kadar zarar olduğunu bilen yok mu?!.
Çok!..
Ama çıkmıyor!..
Daha doğrusu, seslerini çıkaramıyorlar!..
Korkuyorlar!..
Çünkü…
Gördüklerini “görmeme”leri, duyduklarını “duymama”ları vb karşılığında, edindikleri “maddi”, “makam” gibi kazanımların ellerinden kayıp gitmesinden, başlarına işler açılmasından, eş ve çocuklarının, yakınlarının perişan olmalarından/edilmelerinden çekiniyorlar!..

Birileri “korkutan” rolünde!..

Onları da “korkutan odak” var!..

“O odak”; Türkiye’nin, Türk halkının, dünya lideri Kemal Atatürk’ün, İslam Dini’nin ve İslam Dini’ne inanan Müslümanların bir numaralı baş düşmanı “İngiltere Krallığı” , “İngiltere sermayederleri”dir!..

Perde gerisinde kalarak, vitrinde “emperyalist ABD”, bazen de “Avrupalı emperyalistleri” gösteriyorlar, siyaset sahnesinde “kukla” gibi oynatıyorlar!..

Türkiye’nin ve İslam aleminin, bu “ezeli düşman”ı çok iyi tanıması, bundan kendisini kurtarması, koruması, “yaşam” ve “varlık” nedenidir!..

AKP iktidarları ile Hukuk Fakülteleri’nin içi boşaltıldı, savunma yapamayacak derecede öğrenciler, “Avukat adayı” olarak mezun edildiler, sahaya sürüldüler!..

“Düşman”nın uzun yıllara yaydığı “amacı” da buydu!..
Yani…
Araştıran, derinliklere inen, edindiği bulguları güzel anlatımlarıyla “içerikli savunma”larına yansıtacak “Avukat”ların yetişmemesiydi!..

“Düşman”, içte Türk halkının haklı hakkını, dışta gene Türk halkının ve Türkiye’nin, Türk Devleti’nin haklı haklarını kanıtlı, belgeli savunacak güçte, etkinlikte, donanımda “bilge Avukatlar” olsun istemedi, istemiyor!..
İstemeyecek de!..

“Düşman” hep, uluslararası alanlarda “savunma yapamayan”, “savunmadan yoksun” Türkiye var etme düşünce ve uğraşı içinde!..

Ne acı gerçektir ki, dün (30 Haziran 2020 Pazartesi) İstanbul Çağlayan’da, Çağlayan Adliyesi önünde, İstanbul Barosu’nun organizasyonu ile gerçekleşen, muhteşem katılımlı “Savunma Mitingi”ni ve mitingin tek konuşmacı İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu’nun on üzerinden on numara konuşmasını AKP, AKP iktidarı, küçük ortak MHP, yandaş basın, yalaka kesim görmezden, duymazdan vb geldi!..

… gelmek, işlerinin bir parçasıydı!..

“Keşke Yunan galip gelseydi –Yunan’ın da arkasında emperyalist İngiltere vardı-“ diyenin “fikir” ve “anlayış” arkadaşlarına karşın, olup bitenleri görmezden, duymazdan vb gelmeyen yığınlar var ve o yığınlar, “dünya lideri” belledikleri “Kemal Atatürk”ün devrim ve ilkeleri ışığında bütün zorlukları aşacak, bu zor günleri alt edecek, dünya siyaset vitrininde emperyalist ABD’yi maymun, kukla gibi oynatan emperyalist İngiltere’ye, Çanakkale’den ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra üçüncü yenilgiyi de tattıracak!..

Halkıma selam olsun!..